Dersimiz Tarih: Endüljans
Endüljans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Endüljans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2019 Pazartesi

Avrupa'da Değişim Çağı



      Roma İmparatorluğu yıkılınca oluşan otorite boşluğunu hızla yayılan hristiyanlığın üst mercii olan Papalık doldurmuştur. Böylece XVI.yüzyıl başlarında Avrupa'nın en güçlü kurumu Roma Katolik Kilisesi ve onun yöneticisi olan Papalık olmuştur. 
       Halktan aldıkları vergilerle ise lüks bir yaşam sürerken aforoz ve endüljans yöntemleriyle ceza ve ödül yetkisine sahip bir konuma  hale gelmiştir.
      Merkezî otoritesi güçlü olan Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde ise Papalık önemli bir etkiye ulaşamamıştır.
      Kilise zenginleşmeyi de kötü bir durum olarak görmekteydi. Buna karşın coğrafi keşiflerden sonra zenginleşen tüccar sınıfı olan burjuvazi bu durumdan kurtulmak istemekteydi. Avrupa'da savaşlar için paraya ihtiyaç duyulunca burjuvazinin değeri artmaya başladı. Onlar da bu yardımları karşılıksız yapmamalarının yanında kendilerine yönelik aşağılamanın da kaldırılmasını istediler ve zaman için de bunu başardılar. Böylece burjuvazi aristokrat seçkinler karşısında yükselmeye başlamıştır.
    Avrupa , burjuvazinin etkisinin arttığı bu dönemde İslam medeniyeti eserleriyle de karşılaştı. Bir yandan olay ve olgulara yeni bir bakış açısını diğer yandan Eski Yunan Felsefesini  keşfetti. Böylece Avrupa'da bilimsel aydınlanma başladı.
RÖNESANS
Avrupa'da XV.yüzyılda bilim ve sanat alanında meydana gelen gelişmeler "yeniden doğuş" anlamına gelen Rönesans kelimesiyle ifade edilmiştir.
İslam medeniyeti aracılığıyla XIV.yüzyılda eski Yunan ve Roma eserleri tanınmaya başlanmıştır. İtalyan Petrarca başlayan bu hümanist akım;  Roma ,Venedik ve Floransa da ilk akademilerini ve kütüphanelerini açarak kurumsallaşmıştır.
Bu akımla birlikte heykel ve resim sanatları da canlanmıştır. 
Rönesans akımının dünya görüşü:
A.Sanat ve edebiyatta sanatçı mutlak özgür olmalıdır.
B.Antik Dünya ( Eski Yunan ve Romalıların) anlayışı esastır.
C.İnsan, dünyadaki hayatında mutlu olmalıdır.
D.Hristiyanlıkta İncil'e ve ilk azizlerin öğretilerine bağlı kalınmalıdır.
Papalık ve kilisenin dünya görüşü:
A.Sanatçı (hristiyanlığa) dine uygun sanat yapmalıdır.
B.Asıl mutluluk yeri öteki dünyadır.Burası mutluluk yeri değildir.
C.Papalık ve kilise  hristiyanlığı belirleyecek tek mercidir.
Bu dünya görüşlerinin çelişmesi nedeniyle iki taraf arasında çatışmalar ve savaşlar çıkmıştır.
REFORM
Reform süreci Avrupa'da Otuz Yıl Savaşları gibi uzun süreli savaşlara neden olmuştur.
Rönesans düşünürlerinin dinle ilgili görüşleri (Hristiyanlıkta İncil'e ve ilk azizlerin öğretilerine bağlı kalınmalıdır ) Avrupa'da zamanla Protestanlık,Kalvinizm gibi mezheplerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Bu mezheplerin etkisiyle zaman içinde Kilise ve Papalık toplum ile devlet üzerindeki egemenliğini kaybetmiştir. Sekülerizm kavramıyla Antik Yunan'da olduğu gibi dinî olanın dışında yer alıp kilise hukuku ile devlet hukukunu ayırma durumu anlatılmıştır. 
BİLİM DEVRİMİ
Rönesansın temel akımlarından biri de rasyonalizmdir (akılcılıktır). Buna göre akıl,işleyişini engelleyen unsurlar olmadıkça doğruyu bulmak için yeterlidir. Bunlar "İnsanlık, yaşamı bilimin kurallarıyla anlayabilir.” düşüncesiyle hareket etmişlerdir.Böylece bilim devrimi (akıl çağı) gerçekleşmiştir. Öncüleri:Newton,Kopernik ve Galile
ULUS DEVLETLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
Kilise karşısında güç kazanan krallar bir ulusa dayanarak merkeziyetçi yönetimleri olan mutlakiyetçi krallıklar haline gelmişlerdir. Devletlerde sekülerleşmenin etkisi artmıştır. Ulusal çıkarlar için savaşlar olmuştur. Bunun için güçlü ulusal ordular kurulmuştur.Bu orduların masrafı maddî sorunlar çıkartmıştır.
Mali sorunlar bu devletin yürütülebilmesi için önemli hale geldiğinden sömürgeciliğe daha çok önem verilmiştir.Bunun için de değerli madenler özellikle altına sahip olmak güç ölçüsü haline gelmiştir. Böylece merkantilizm adlı ekonomi akımı doğmuştur.
Merkantilizmin sürdürülebilmesi için de nüfusa önem verilmiştir.Çünkü Fazla nüfus; ucuz iş gücü, fazla üretim, çok kazanç ve asker sayısının artmasını sağlıyordu. Ayrıca çok üretip dışarıya satmak gerektiğinden şehirlerde üretim ve iş olanakları artınca köyden kente göç yaşanmıştır.
Avrupa'da güçlü mutlak krallıklar, güçlü ordulara ihtiyaç duyduklarından XV.yüzyılda ateşli silahlar ordularda etkin olmaya başlamasıyla Askeri Devrim gerçekleşmeye başlamıştır. XVI.yüzyılda Avrupa'da uzun menzilli toplarla güçlendirilmiş kalyonların kullanılması denizlerde onları hakim kılmıştır.
XVII.-XVIII.Yüzyıl Avrupa Düşünürleri
XVII.yüzyıl akıl çağıyken XVIII.yüzyıl aydınlanma çağı olmuştur. 
Aydınlanma düşüncesi birey özgürlüğünü esas alan bir hareket olup İngiltere'de toplumsal değişimle başlayıp Fransa'da özgürlük hareketine dönüşmüş ve Almanya'da felsefi temelleri atılmıştır. Bu günümüze kadar uzanan modernleşme hareketini doğurmuştur.
Aydınlanma düşünürleri eserleriyle burjuvazinin iktidarını meşrulaştırmışlardır.
Kopernik:dünyanın yuvarlaklığı ve güneşin çevresinde döndüğünü ispatlamıştır (1543'te).Kilisenin dünya düşüncesini yıkmıştır.
Machiavelli: Devlet yönetiminde din ve ahlak kurallarına göre hareket etmenin gerekmediğini söyleyerek laik devlete giden yolu açanlardan olmuştur. 
T.Moore: İngiltere'de "Ütopya" adlı eser yazarak özel mülkiyetin olmadığı mutlu insanlar ülkesi hayalini işlemiştir.
I.Kant:Kişinin aklını dinden bağımsız olarak kendi kullanması gerektiğini felsefi olarak işlemiştir.
J.J.Rousseau: İnsanların toplum yaşamında ve devlet yönetiminde eşit ve özgür yaşamaları için bir sistem geliştirip "toplumsal sözleşme" kavramını ortaya çıkardı. Bu da mutlak krallıkların sona ermesini getiriyordu.