Soğdca, Soğutça veya Soğdakça,[2] Orta Asya'da yer alan Soğdiana'da ve Çin'deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.
MS 4. yüzyıldan başlayarak Çin'de ve Soğdiana'da bu dil ile yazılmış pek çok dinî, hukukî ve siyasi el yazması üretilmiştir. 9. yüzyıla kadar İpek Yolu üzerindeki geçer dil olmuş olan Soğdca, Soğdiana'nın Müslümanlarca ele geçirilmesinden bir süre sonra neredeyse tamamen kaybolmuştur. 21. yüzyıla ulaşmış tek Soğd lehçesi olan Yagnobice, Tacikistan'ın yüksek yaylalarında Yagnobiler tarafından konuşulmaktadır.
Soğd alfabesi, 17 sessiz harften oluşan bir ebced ile yazılmıştır ancak bu alfabenin yanında Süryani ve Mani alfabeleri de kullanılmıştır. Soğd alfabesi; Eski Uygur, Moğol ve Mançu alfabelerinin atasını oluşturmaktadır. Soğd dili ayrıca Türk ve Moğol dillerinde önemli etkiler bırakmıştır.
Sınıflandırma
Soğdca, en geniş çerçevede bir Hint-Avrupa dilidir ve bu ailenin Hint-İran dilleri koluna mensuptur. Daha ayrıntılı bir şekilde İran dilleri içinde değerlendirilen Soğdca, İskitçe ve Baktriya dili gibi tarihi dillerin yanı sıra Peştuca gibi modern dilleri de kapsayan Doğu İran dilleri içerisinde sınıflandırılır. Glottolog'a göre Merkezi İran dilleri içerisinde yer alan Soğd dilleri ve Oset dilleri, Soğd-Oset dilleri adlı bir grup oluşturur. Soğd dilleri Harezmce ile Yagnobice-Soğdca olmak üzere ikiye bölünmüştür.[3]
Tarihi sınıflandırma açısından Soğdca, Baktriya dili, Hotan Sakacası, Orta Farsça ve Partça ile birlikte, MÖ 4. yüzyıl ile MS 9. yüyıl arasını kapsayan Orta İran dilleri dönemi içerisinde değerlendirilir.
Tarihçe
Çin'in Tang Hanedanı döneminde (MS 7. yy) İpek Yolu'nun Orta Asya'dan Çangan'a kadar olan bölümünde lingua franca Soğdca idi.[4] Bu dönemde Soğdca konuşurları genellikle Soğdcanın yanında Çin ve Türki dilleri ticari amaçlar için öğrenmiş, bu durum Soğdcanın pek çok çeşitli dilden karşılıklı olarak etkilenmesi ve alıntı kelimeler alması ile sonuçlanmıştır.[4] Soğd dili ayrıca çeşitli başka halkların da yazı dili olarak kullanılmıştır. Günümüzde Moğolistan'da yer alan ve 6. yüzyılda, Göktürk Kağanlığı döneminde dikilmiş Bugut Yazıtı, Soğd alfabesi ile Soğdca yazılmıştır.
Soğdiana'nın Müslümanlar tarafından ele geçirilmesinin ardından dil, sahip olduğu ekonomik ve politik güç nedeni ile birkaç yüzyıl daha var olmayı sürdürmüştür.[5] 10. yüzyılda, Arap hakimiyetinde Soğdiana halkı büyük oranda Farsça konuşmaya başlamıştır, ancak El-Makdisi Zerefşan'da hâlâ Soğdca konuşurlarının olduğuna değinmiştir. Ayrıca 10. ve 11. yüzyıla tarihlenen Soğd metinleri Kırgızistan'da ele geçirilmiştir. Bu eserlerin bazılarının Türk dilleri konuşan ancak Soğdcayı yazı dili olarak kullanan kişilerce yazıldığı düşünülmektedir. 12. yüzyıl sonrasında ise Soğdca neredeyse tamamen ölü bir dil haline gelmiş, yerini batıda Fars, doğuda ise Türk dillerine bırakmıştır.[6]
Soğdcanın günümüzde Tacikistan'da yer alan tarihi Üsrûşene bölgesinde 8. yüzyılda konuşulmuş bir lehçesi, 21. yüzyıla Yagnobiler tarafından konuşulan Yagnobice olarak evrilmiş ve hayatta kalmıştır.[7]
Araştırma Tarihi
Soğdcanın MS 4. yüzyıldan başlayan büyük bir korpusu vardır. Soğdcaya, Budist, Manihesit ve Hristiyan dini metinlerin yanı sıra, mektuplar, sikkeler ve hukukî dokümanlar da kaynak oluşturur. Soğdca metinlerin büyük çoğunluğu Soğdiana yerine Çin'deki ticaret yolları üzerinde yer alan Soğd kolonilerinde keşfedilmiştir.[8]
19. yüzyılın sonlarında Almanlar'ın Sincan'daki Turfan Havzası'na düzenledikleri keşif gezisi sırasında Soğdca Maniheist ve Hristiyan metinler (bir Kutsal Kitap çevirisi de dahil)[9] ele geçirilmiştir. Bu metinlerdeki dil, ilk olarak Alman oryantalist Friedrich Carl Andreas tarafından Pehlevice olarak tanımlanmış ve Partça yazıtlardan ayrılmıştır.[10]
Metinlerin araştırılmasına olan ilgi Çin'in Sincan bölgesinde keşfedilmiş antik el yazmaları ile başlamıştır. İlk Budist-Soğdbilimci Robert Gauthiot, Fransız oryantalist Paul Pelliot'un Dunhuang'da keşfetmiş olduğu Soğdca metinleri incelemiş ve yazılar yazmıştır. Gauthiot'un I. Dünya Savaşı'nda ölmesinden sonra Émile Benveniste Soğdca üzerine çalışmalar yürütmüştür.[11]
Bulunmuş en eski Soğut metni Aurel Stein tarafından 1920'de Dunhuang, Çin'de keşfedilmiştir ve Erken Soğd alfabesi ile yazılmıştır. Metin, MS 4. yüzyılın başına tarihlenir.[12] Sutra alfabesi ile yazılmış Budist metinler ise 6. ve 8. yüzyıl arasında oluşturulmuştur. Bu el yazmalarının büyük bir kısmı British Museum, Bibliothèque nationale de France ve Rus Bilimler Akademisi'nde yer almaktadır.[13]
Soğdcanın yazımı için Soğd alfabesi, Mani alfabesi ve Süryani alfabesi olmak üzere üç adet farklı sistem kullanılmıştır.[14] Soğd alfabesinin kökenleri Süryani alfabesine ve dolayısıyla da Arami alfabesine dayanmaktadır ve bir ebced olarak değerlendirilir, ancak alfabeye benzer yönleri de vardır.[15] Yazı 17 sessiz harften oluşmuştur ve pek çok harfin kelimenin başında, ortasına veya sonunda olmasına göre farklı formları olmuştur. Sesli harflerin gösterilmesi için sessiz alef, yud ve vav harfleri kullanılmıştır.[15]
Soğd alfabesinin 3 farklı varyetesi bulunmaktadır. Bu çeşitleri, düz yazı benzeri ve arkaik Erken Soğd alfabesi, Budist metinlerin yazımında kullanılan Sutra yazısı ve el yazısı benzeri en son alfabedir.[16] Erken Soğd alfabesi 4. yüzyılın başında, Sutra alfabesi 5. yüzyılda, en son alfabe ise bundan yaklaşık 1 yüzyıl sonra kullanılmıştır.
Soğd alfabesi diğer diller için kullanılan yazı sistemlerini de etkilemiştir. El yazısı benzeri geç Soğd yazısı, Eski Uygurcanın yazımı için kullanılmış Eski Uygur alfabesinin atasını oluşturmaktadır[17] ve bu alfabe daha sonra geleneksel Moğol ve Mançu alfabesi temellerini oluşturmuştur.[18]
Diğer diller üzerindeki etkileri
Soğdca, bir diğer Hint-Avrupa dili olan Toharca gibi Moğol dilleri ve Türki diller üzerinde önemli etkiler bırakmıştır.[19] Eski ve Orta Türkçe dönemleri içerisinde değerlendirilen dillerdeki İrani kökenli sözcüklerin bazıları Soğdcadan bu dillere girmiştir. Bu kelimelerin çoğu dini anlamlar taşımak ile birlikte, günlük hayatta kullanılan pek çok kültürel kelime de ödünçlenmiştir.[7]
Modern Türkiye Türkçesinde hâlâ yer alan Acun, akşam, Asena, bayram, bey, kadın, hatun, kağıt, kap, şaman, pazar, Tarkan ve Tigin gibi kelimeler Soğdca kökenli oldugu iddia edilmekte veya Türkçeye Soğdca vasıtasıyla girdigi iddia edilmektedir fakat bu konu hakkinda tartismalar surmektedir.
Yakın bir süreç içerisinde İran dilleri kategorisinde olduğu sanılan bey-bay gibi böri gibi kelimelerin ön Türkçe kelimelerden olduğu anlaşılmıştır.Soğdça da Ön Türk halklarından da kültürel ve dilsel açıdan alıntılar saptamak mümkündür.
Kaynak: wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder