Dersimiz Tarih: 1- İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI

8 Eylül 2024 Pazar

1- İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI


Türk devletlerinde yönetme yetkisini Gök Tanrı’dan alan kağan, bu yetkiyi sadece kendi devletinde değil yeryüzündeki bütün insanlar üzerinde kullanmayı düşünmüştür. Bu doğrultuda kağan, dünyayı hâkimiyeti altına alarak yönettiği bütün insanları adaletli bir yönetim ile huzur, refah ve barış ortamında yaşatmayı görev kabul etmiştir. “Türk cihan hâkimiyeti” olarak adlandırılan bu görev ilk Türk devletlerinden başlayarak süreklilik arz eden millî bir ülkü hâline gelmiştir.

1- İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI 

• İl gider, töre kalır. • Devlet yıkılsa da töre devam eder. Töre Türklerde yazısız hukuk kurallarıdır. 

İslamiyet’ten önce Türklerde hakimiyetin Gök Tanrı tarafından hükümdara verildiğine inanılırdı. Buna kut denirdi.

 • Devleti oluşturan unsurlar şunlardır: Bağımsızlık (oksızlık),halk (millet), ülke (vatan), teşkilatlanma.

 A- Bağımsızlık • Bağımsızlık duygusunun oluşması ve gelişmesinin temelinde bozkır kültürü önemli rol oynamıştır. Türklerin atlı göçebe hayat tarzını benimsemeleri, özgür bir yapıya sahip olmalarına, dolayısıyla bağımsızlığın millî bir karakteristik özellik hâline gelmesine sebep olmuştur. 

B- Halk (Millet) • Türk devletlerinde halk sınıflara ayrılmamıştır. Ayrıca fertler özel hukuk, ekonomik ve sosyal hürriyet ile özel mülkiyet hakkına sahip olmuştur. “Halk devlet için değil, devlet halk içindir.” anlayışının benimsendiği Türk devletlerinde hükümdarın en önemli görevlerinden biri, halkın mutluluğunu ve refahını sağlamak ve kendini halka sevdirmektir. Bütün bu özellikler Türk devletlerindeki temel unsurun millet olduğunu göstermektedir.

 C- Ülke • Devletin bir diğer unsuru olan “yurt”, Türklerde devletin sahip olduğu ve halkın üzerinde yaşadığı topraklardır. “Ülke”, “uluş” gibi adlarla da ifade edilen yurt “vatan” kavramı gibi kutsal bir anlam taşımıştır.

Bu planlamaya göre kuzeyde yüz bin kişilik yağız (kara) atlı, batıda yüz bin kişilik ak (beyaz) atlı, güneyde yüz bin kişilik doru (bordo) atlı, doğuda da yüz bin kişilik demir kırı atlı bulunurdu. Doru (bordo) At Kır At • Türklerde ülke, siyasi bağımsızlıkla birlikte düşünülmüştür. Bu yüzden Türkler, özgür olarak yaşadıkları ve hükümranlık haklarını tam olarak kullandıkları sınırlarla ayrılan topraklar “yurt” olarak nitelendirmişlerdir. Bununla birlikte yurdun sınırları devletin gücüne göre daralıp genişleyebilmektedir.

 D-Teşkilatlanma • Türklerin devlet teşkilatında gösterdikleri başarılar, medeniyet tarihinde ön plana çıkmalarını sağlamıştır. Devletin millî varlığı koruyan, yaşatan ve geliştiren vazgeçilmez bir kurum olduğu bilincine erken ulaşan Türkler Orta Asya’nın tamamına hâkim büyük devletler kurmuşlardır. • Zaman zaman bu bölge dışına da çıkarak yeni devletler meydana getirmişlerdir. Türkler tarihîn hiçbir devrinde devletsiz kalmamış ve birçok topluluğa devlet teşkilatlanması konusunda örnek olmuşlardır.


-Devlet Yönetimi

Soru:İlk Türk devletlerinde hükümdarın özellikleri  nelerdir?
Soru:İlk Türk devletlerinde hükümdarın görevleri  nelerdir?
Soru:İlk Türk devletlerinde hükümdarın  kullanığı unvanlar nelerdir?

 A-Kağan 

• Türklerde Gök Tanrı’nın kut verdiğine inanılan hükümdar ailesinin erkek üyeleri “kağan” olabilirdi. Töreye göre hükümdar kurultayda seçilir ve bu seçimlere halk da katılırdı. Türk devletlerinde Türk olan baş hatunun büyük oğlu hükümdar olurken küçük tiginler (şehzadeler) ise “şad” yani “ordu komutanı” olarak görev alırdı. Ancak bu durum kesin bir kural değildi.

 • Kağan yerine veliaht gösterse bile diğer tiginler tahta geçmek için mücadele etme hakları vardı. Bu yüzden sık sık taht kavgalarının yaşandığı Türk devletlerinde başka devletlerin kışkırtması ve desteği ile bu taht kavgaları bir iç savaş hâlini alır ve devletin parçalanmasına yol açardı.

 • Türk devletlerinde her hükümdarın belirli hükümdarlık ve hâkimiyet sembolleri vardı. Hükümdarlık sembolü otağ (hakan çadırı), örgin (taht), tuğ (sancak), davul, kotuz (sorguç), kemer (kur), kılıç, yay, kama, kamçı (berge) idi. Özellikle, hükümdarın oturduğu yer, yani devletin merkezi olan “ordu” (çadır kent) ve çeşitli vesilelerle verilen “toy” (şölen) da hükümdarlık sembolü sayılmaktaydı. 

• Kağanın en önemli görevi ülkeyi ve halkı toplulukları bir devlet çatısı altında toplamaktı. Ayrıca töre kurallarını uygulamak, düzeni sağlamak, halkı adil idare etmek ve baskı yapmamak, ekonomik açıdan halkı refaha ulaştırmak kağanın diğer görevleri arasındaydı. • Bunlar dışında Türk kağanı; iç ve dış siyaseti düzenler, savaş ve barışa karar verir, savaşta ordulara komuta eder, elçiler gönderir, elçiler kabul eder, devlet görevlilerini tayin eder veya görevlerinden alırdı. Bununla birlikte Türk kağanlarının Tanrı tarafından kendilerine verildiğine inandığı dünya hâkimiyetini sağlamak gibi evrensel bir görevleri de vardı 

İlk Türk devletlerinde hükümdarların unvanları: “Şanyü” (Tan-hu), “Kağan”“İdikut” (Uygurlarda), HanYabguİlteberHakanİlteriş v.b.

B-Hükümet 

Soru 1: Türk Devlet teşkilat şemasını ayrıntılı olarak çiziniz?
Soru 2:Türklerde boylar ve boylar konfederasyonu nasıl oluşurdu çizerek anlatınız?


İlk Türklerde Toplumsal Teşkilatlanma


• Hunlardan itibaren yönetimle İlgili kararlar almak ve alınan kararları uygulamak amacıyla devlet yetkililerinin bulunduğu ayukı (bakanlar kurulu) adı verilen kurul! oluşturulmuştur. Ayukının başında “aygucı” veya “üge” adi verilen bugünkü başbakan bulunurdu. Bunlar hanedan mensupları dışında, devlete hizmet etmiş yetenekli, bilgili ve halkın sevdiği kişiler arasından seçilirdi: • Türk devletlerinde “buyruk” adı verilen hükümet üyelerinin sayısı zaman zaman değişirdi. Özellikle Uygurlarda buyruklar büyük önem kazanmışlardır. Kağanın gücünün zayıflamasıyla eş zamanlı olarak buyrukların güçlenmesi, Uygur Hakanlığı’nda ileride çökmesine neden olan temel faktörlerden biri olmuştur.

C- Kurultay (Toy)

İlk Türk Devlet Teşkilatı


 • İlk Türk devletlerinde siyasi, askerî, ekonomik, sosyal ve kültürel konuların görüşülüp karara bağlandığı meclislere “toy” ya da “kurultay” denilirdi. Toylarda devlet meseleleri görüşülür; dinî tören, yarışma ve çeşitli eğlenceler düzenlenirdi. Bütün toyların sonunda halkın da katıldığı şölenler (ziyafet) milletin kaynaşması ve devletin temellerinin sağlamlaştırılması için önemli bir fırsattı. XIII. yüzyıldan itibaren bu meclisler için “kurultay” adı ön plana çıkarken “toy” kelimesi ise sadece şölenler için kullanıldı. 

• Büyük kurultaya kağan başkanlık ederdi. Onun olmadığı zamanlarda ise aygucı (vezir) başkanlığında toplanılırdı. Kurultay üyelerine “toygun” adı verilirdi. “Hatun” başta olmak üzere askerî ve idari yüksek görevliler, kurultayın tabi üyeleri idi.

 • Bunlar dışında halkın ileri gelenleri, devlete tabi beyler ve yabancı zümrelerin temsilcileri de bu meclislere katılabilirdi. Kurultaya katılan boy beyinin halk tarafından belirlenmesi, Türk devletlerinin yönetimde halkın da etkili olduğunun bir göstergesidir.

Kurultay belirli zamanlarda toplanırdı. Ancak savaş, barış, göç, isyan, tabi olma gibi bazı olağanüstü durumlarda da kurultay toplanabilirdi.

 • Devletten devlete farklılık göstermekle beraber kurultayın aldığı kararlar genellikle bağlayıcı nitelikteydi. Kağan kurultayın kararlarını dikkate almak zorundaydı. Alınan karara uymazsa ortaya çıkan sonuçlardan sorumlu tutulurdu. Kurultay, hükümdarın uygulamalarını kabul etmeyebilirdi. Örneğin Köktürk Devleti’nde Bilge Kağan’ın (716-734) şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm’in kabul edilmesi istekleri kurultay tarafından reddedilmiştir. 

• Kurultay, üyelerinin temsilî niteliğinin olması, kanun yapma, hakan seçme, hakanı denetleme ve onun yetkilerini kısıtlama; gerekirse azletme gücüne sahip olmaları demokratik bir nitelik taşıdıklarını göstermektedir.

 • Büyük Hun Devleti’nde Mete’den itibaren senenin başında, ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere üç kere kurultay toplanırdı. Bu kurultaylarda devlet adamları devlet meseleleri ile ilgili fikirlerini belirtmekle birlikte son kararı Mete Han verirdi . Köktürklerde kurultay; halkın da katılımıyla mayıs ayında yapılır, burada devlet işleri görüşülür, iktisadi ve kültürel meselelere çözüm bulunurdu. Taht değişikliği durumunda da yeni kağan bu kurultayda seçilirdi.

İkili Devlet Teşkilatı



İlk Türk devletlerdeki Bazı Meclislerin özel isimleri


İhtiyarlar meclisi: Hazarlar

Seçkinler Meclisi: Avrupa Hun Devleti

Komenton Meclisi: Peçenekler

Nazırlar Meclisi: Tamgaçlar

Tirnek Meclisi: Oğuzlarda

Millet Meclisi: Tuna Bulgarları



Halkın Temel Görevleri

Hakana itaat etmek

Vergi vermek

Savaşa Katılmak

Törelere uymak


Devlet Görevlileri ve Bazı Terimler

  • Hakan (Kağan, Han): Devlet başkanı

  • Hatun (Katun): Hakanın eşi

  • Tigin: Hükümdarın erkek çocuğu, Veliaht

  • Şad: Tiginin Unvan almış halidir

  • Ayuki: Hükümet (Bakanlar kurulu)

  • Buyruk: Ayuki Üyesi (Hükümet üyesi), Bakan 

  • Ayguci (Aygucu, Üge): Ülkenin veziri, Hükümetin başı

  • Yabgu: Kağanın, Devletini batı kısmını yöneten kardeşi

  • Yargu: Yüksek Mahkeme

  • Yargucu (Yargucı): Yargıç

  • Toygun: Kurultay (Meclis) üyesi

  • Keneşçi: Danışman

  • Tudun: Vergi memuru, Sivil Vali (Tudun, Vergi memuru anlamına gelirken kesin olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre sivil vali anlamına gelmektedir)

  • Ağılıg: Devlet Hazinesinden sorumlu

  • Bitikçi (Bitigçi): Yazışmalardan sorumlu, Yazıcı, Kâtip

  • Tamgacı: Dış ilişkilerden sorumlu, mühürdar

  • Tilmaç: Tercüman

  • Tutuk: Askeri Vali

  • Yarlığ: Hükümdarın emri (buyruğu)

  • Apa: Sivil yönetici

  • Ataman (İnal, İnanç): Tiginlerin eğitmeni (öğretmeni)

  • Bahşi: Öğretmen

  • Emçi (Otacı) : Doktor

  • Bedizci: Ressam (Uygurlarda)

  • İç buyruk: saray memuru, Sarayın işleri ile ilgilenen bakan

  • Kut: Kağanın ülkeyi yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanılması

  • Veraset Sistemi: Devletin hükümdar ve ailesinin ortak malı sayılması

  • Tarkan: Ordu Komutanı

  • Kün: Halk

  • Balık: Şehir

  • İl: Devlet (barış anlamına da gelmektedir)

  • Erkin (İlteber): Yüksek devlet memuru, idareci


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder