GÜNLÜK YAŞAM
Osmanlılarda günlük yaşam bir İslam geleneği olarak sabah namazıyla başlardı.
Çalışma saatleri sabah ile akşam namazları arası idi.
Osmanlı sosyal yaşamında mahallelerin ayrı bir önemi vardı.
Mahalleler, aynı din, aynı sosyal grup, genelde de hemşerilik anlayışı ile bir araya gelmiş insanlardan oluşuyordu.
Mahalle yapısında sınıf farklılıkları yoktur.
Herkes birbiriyle ilgilenir, yardımlaşırdı.
Sevinç ve üzüntüler paylaşılırdı.
Köylerde misafirler için köy odaları bulunurdu. Köylüler köyün işlerini ortaklaşarak yaparlardı.
Kışın kışlaklarda, yazın yaylaklarda yaşayan konargöçerlerin en önemli ticari faaliyeti hayvancılıktı.
VAKIF SİSTEMİ
Kişilerin sahip oldukları mallarının tamamını veya bir kısmını halkın yararına sunmasına vakıf denir.
Osmanlı Devleti'nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflara bırakılmıştı.
Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve bayındırlık alanında önemli rol oynamıştır. Osmanlı Devletinde başta padişahlar olmak üzere hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet görevlileri çeşitli vesilelerle vakıflar kurmuşlardır. Böylece devlet birçok hizmeti para harcamadan yerine getirebilmiştir.
Vakıflar yoluyla:
Fethedilen topraklarda Türklere yerleşme imkanı sağlanmıştır.
Anadolu ve Rumeli'deki şehir, kasaba ve köylerin büyümesi ve bayındır hale getirilmesinde büyük rol oynamıştır. Kurulan imaret, medrese, cami, mescit vb. yapılarla belde ve semtlerin oluşması sağlanmıştır.
Devletin egemen olduğu bölgelerde ulaşım, haberleşme ve taşımacılık alanlarında canlı bir hayatın oluşması için yol yapımında vakıflar çalışmalar yapmıştır. Ayrıca yollar kervansaraylar ve hanlarla desteklenmiştir.
Vakıflar, bütün eğitim ve sağlık kurumlarının finansmanı için en önemli kaynak olmuştur.
Taşınmaz malların vakfedilmesiyle bir yandan tesis edilen kurumların gelirleri karşılanmış bir yandan da bu nakit fonları dönemlerinin kredi kaynağı olarak kullanılmıştır. Vakıflar, devletin askeri yükünü de hafifletmiştir.
Vakıflar ticaret hayatının gelişmesi, Kolaylaşması, ortak giderlerin karşılanmasında ve sosyal yardımlaşmada etkili olmuştur.
OSMANLI HASTANELERİ
Osmanlı hastanelerinde din ve ırk farkı gözetilmeksizin herkese hizmet verilmekteydi.
II. Bayezit tarafından yaptırılan 1485'te Tunca nehri kenarında yaptırılan caminin yanına, akıl hastalarının su, müzik ve kuş sesiyle tedavi edildiği bir hastane inşa ettirilmiştir.
Fatih de, kurduğu medreselerin yanına 1470'de bir hastane yaptırmıştı.
Burada haftada bir gün fakirlere ücretsiz bakılmakta ve ilaçları ücretsiz verilmekteydi.
Kaynaklara göre 15. yüzyılda Istanbul'da 110 hastane bulunduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca, donanma için İstanbul, Girit, Basra ve Preveze'de bahriye hastaneleri kurulmuştur.
EKONOMİ
II. Bayezit tarafından yaptırılan 1485'te Tunca nehri kenarında yaptırılan caminin yanına, akıl hastalarının su, müzik ve kuş sesiyle tedavi edildiği bir hastane inşa ettirilmiştir.
Fatih de, kurduğu medreselerin yanına 1470'de bir hastane yaptırmıştı.
Burada haftada bir gün fakirlere ücretsiz bakılmakta ve ilaçları ücretsiz verilmekteydi.
Kaynaklara göre 15. yüzyılda Istanbul'da 110 hastane bulunduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca, donanma için İstanbul, Girit, Basra ve Preveze'de bahriye hastaneleri kurulmuştur.
EKONOMİ
Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. Osmanlı Devleti bir tarım ülkesidir.
XVII. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi. Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur.
Özellikle hububat, bağ-bahçe tarımı ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır.
XVII. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi. Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur.
Özellikle hububat, bağ-bahçe tarımı ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır.
OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK
Osmanlı Devleti’nde konargöçer halk tarafından yapılan ekonomik faaliyet idi.
OSMANLI EKONOMİSİNDE MADENCİLİK
Osmanlı Devleti’nde madenler iltizam olarak dağıtılırdı. Çıkartılan madenlerin bir kısmı ülke içinde işlenirken bir kısmı da dışarıya ihraç edilirdi.
Osmanlılarda ilk madenin işletilmesi Osman Bey zamanındadır. Bilecik’in fethi ile buradaki demir madeni işletilmiştir.
Osmanlılarda ilk madenin işletilmesi Osman Bey zamanındadır. Bilecik’in fethi ile buradaki demir madeni işletilmiştir.
OSMANLI EKONOMİSİNDE SANAYİ
Osmanlı Devletinde sanayi kesimi esnaf birlikleri(Lonca) halinde teşkilatlanmıştı. Esnafın üretimi el emeği dayanıyordu. Bu mevcut sanayi öncesi üretim başlangıçta ülke ihtiyaçlarını karşılıyordu.
Ankara’da sof, Bursa’da İpekçilik, Selanik’te çuhacılık, Bulgaristan’da aba Kayseri, Manisa ve Tokat’ta dericilik(debbağlık) yaygındı.
Ayrıca Osmanlı Devletinde savaş araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler de kurulmuştu. Bunlar:
Tersane (Gemi yapım yeri): ilk büyük Osmanlı tersanesi Yıldırım Bayezid tarafından Gelibolu’da yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, Sinop, İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka tersaneler de kuruldu.
Tophane: İstanbul’un fethinden önce Edirne ve Bursa’da, fetihten sonra da İstanbul’da top döküm tesisleri kuruldu.
Baruthane: İlk baruthane Gelibolu’da kuruldu.
OSMANLILARDA TİCARET
Ankara’da sof, Bursa’da İpekçilik, Selanik’te çuhacılık, Bulgaristan’da aba Kayseri, Manisa ve Tokat’ta dericilik(debbağlık) yaygındı.
Ayrıca Osmanlı Devletinde savaş araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler de kurulmuştu. Bunlar:
Tersane (Gemi yapım yeri): ilk büyük Osmanlı tersanesi Yıldırım Bayezid tarafından Gelibolu’da yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, Sinop, İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka tersaneler de kuruldu.
Tophane: İstanbul’un fethinden önce Edirne ve Bursa’da, fetihten sonra da İstanbul’da top döküm tesisleri kuruldu.
Baruthane: İlk baruthane Gelibolu’da kuruldu.
OSMANLILARDA TİCARET
Anadolu’da Ticaret Yolları:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep’e uzanıyordu.
2- Orta Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Diyarbakır’a buradan da Musul ve Bağdat’a kadar uzanıyordu.
3-Sol Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars’a uzanıyordu.
Rumeli’de Ticaret Yolları:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel’e uzanıyordu.
2- Orta Kol: İstanbul’dan Edirne, Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu.
3-Sol Kol: İstanbul’dan Edirne, Selanik üzerinden Mora’ya uzanıyordu.
Osmanlı Devleti'nde Ulaşımla(Ticaret Yollarıyla) İlgili Temel Kavramlar
Menzil: Yol üzerindeki konaklama noktaları denirdi.
Menzil Teşkilatı: Haberleşme Tatar denilen ulaklar tarafından yapılıyordu. Devlet habercilerin çabuk gitmelerini sağlayacak dinlenmiş atları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için konaklama yerine yakın köy ve kasabalardaki bazı aileleri bu iş için görevlendirirdi. Bu teşkilata “menzil teşkilatı” denirdi.
Derbentçi: Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu.
Mekkâri Taifesi: Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad.
OSMANLI VERGİ SİSTEMİ
Osmanlı Devleti‘nde vergiler şeri vergiler ve örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılıyordu:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep’e uzanıyordu.
2- Orta Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Diyarbakır’a buradan da Musul ve Bağdat’a kadar uzanıyordu.
3-Sol Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars’a uzanıyordu.
Rumeli’de Ticaret Yolları:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel’e uzanıyordu.
2- Orta Kol: İstanbul’dan Edirne, Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu.
3-Sol Kol: İstanbul’dan Edirne, Selanik üzerinden Mora’ya uzanıyordu.
Osmanlı Devleti'nde Ulaşımla(Ticaret Yollarıyla) İlgili Temel Kavramlar
Menzil: Yol üzerindeki konaklama noktaları denirdi.
Menzil Teşkilatı: Haberleşme Tatar denilen ulaklar tarafından yapılıyordu. Devlet habercilerin çabuk gitmelerini sağlayacak dinlenmiş atları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için konaklama yerine yakın köy ve kasabalardaki bazı aileleri bu iş için görevlendirirdi. Bu teşkilata “menzil teşkilatı” denirdi.
Derbentçi: Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu.
Mekkâri Taifesi: Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad.
OSMANLI VERGİ SİSTEMİ
Osmanlı Devleti‘nde vergiler şeri vergiler ve örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılıyordu:
1-ŞERİ VERGİLER: Bunlar İslam hukukunun emrettiği vergilerdi.
a)- Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir. Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı.
b)- Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye ayrılıyordu:
c)- Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi karşılığı alınan vergidir.
d)- Adet-i Ağnam: Hayvandan sayısına göre alınan vergi.
2- ÖRFİ VERGİLER: Padişahın iradesiyle konulan vergilerdi. Başlıcaları ;
a)-Çift Resmi: Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi
b)-Çift bozan vergisi: Toprağını izinsiz olarak terkeden veya üç yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi.
c)-Avarız: Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın emri ile toplanan vergilere denirdi.
AHİLİK TEŞKİLATI
a)- Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir. Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı.
b)- Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye ayrılıyordu:
c)- Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi karşılığı alınan vergidir.
d)- Adet-i Ağnam: Hayvandan sayısına göre alınan vergi.
2- ÖRFİ VERGİLER: Padişahın iradesiyle konulan vergilerdi. Başlıcaları ;
a)-Çift Resmi: Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi
b)-Çift bozan vergisi: Toprağını izinsiz olarak terkeden veya üç yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi.
c)-Avarız: Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın emri ile toplanan vergilere denirdi.
AHİLİK TEŞKİLATI
Anadolu’da 13. yüzyılda yayılmış olan esnaf, zanaatkâr ve işçileri toplayan teşkilattır. Anadolu Selçuklu Devletinin sosyal düzeninin sağlanmasında ve Osmanlı devletinin kuruluşunda etkili olan ahîlik teşkilatı dinî, ahlakî, sosyal ve ekonomik bir nitelik taşıyordu. Ahîlikte her mesleğin bir pîri ve pîr çevresinde toplanan meslek sahipleri vardı. Bu meslek sahiplerinin güven, doğruluk, tövbe ve hidayet gibi kurallara uyma zorunluluğu vardı.
LONCA TEŞKİLATI
Osmanlı toplumunda esnaflar lonca adı verilen teşkilatlara sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının koruması ve denetimi altında bulunurdu. Bugünkü tabipler odası, mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi… Dükkân açma hakkına gedik denilirdi. Gedik’e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık belgesini almak gerekirdi.
Loncaların başlıca görevleri şunlardı:
Üye sayısını, üretilen malların kalitesini, fiyatını belirlemek
Esnaf arasındaki haksız rekabeti önlemek,
Esnaf ile devlet arasındaki ilişkileri düzenlemek,
Üyelerine kredi vermek.
TAHRîR DEFTERLERİ
Osmanlı toplumunda esnaflar lonca adı verilen teşkilatlara sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının koruması ve denetimi altında bulunurdu. Bugünkü tabipler odası, mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi… Dükkân açma hakkına gedik denilirdi. Gedik’e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık belgesini almak gerekirdi.
Loncaların başlıca görevleri şunlardı:
Üye sayısını, üretilen malların kalitesini, fiyatını belirlemek
Esnaf arasındaki haksız rekabeti önlemek,
Esnaf ile devlet arasındaki ilişkileri düzenlemek,
Üyelerine kredi vermek.
TAHRîR DEFTERLERİ
Bir yer fethedildiğinde ya da belirli aralıklarla kaza ve sancakların vergi yükümlüsü “erkek nüfusunu” ve bunların ödeyeceği vergi miktarını saptamak amacıyla “tahrîr” denilen bir sayım yapılırdı. Tahrir defterlerini “Nişancı” tutar, bir örneği de Eyalette saklanırdı.
MALİKANE SİSTEMİ
MALİKANE SİSTEMİ
Devletin artan masraflarının karşılanması için Mukataalar mültezîmlere üç yıllık dönemler için değil, ömür boyu verilmeye başlandı. Bu sisteme malikane sistemi denilmeye başlandı.
AYAN VE EŞRAF
Malikane Sistemi ile zenginleşen toprak sahipleridir. Şehirlerin, köylerin, aşiretlerin ileri gelenlerine “Ayân ve eşraf” denilirdi. Bu kişiler bulundukları yerlerde en etkili ve zengin kişilerdi.
ESHAM SİSTEMİ
İlk kez Osmanlı Padişahı III. Mustafa zamanında çıkarılan iç borçlanma senetlerine verilen addır.
İAŞECİLİK
Bir malı ülkede kaliteli ve uygun fiyatla bulundurulmasıdır.
GELENEKCİLİK
Malın yeterli derecede ülkede bulunması. Arz ve talep dengesi.
FİSKALİZM
Devletin gelirleri en üstte giderleri ise en alta indirmeye çalıştığı ekonomik anlayıştır.
MERKANTİLİZM
15 ve 16 yüzyıl Avrupa’sında ortaya çıkan altın ve gümüş’ün zenginlik aracı sayıldığı ekonomik anlayıştır.
NARH SİSTEMİ
Eksik rekabet şartlarından dolayı devletin fiyatlara müdahale etmesidir.
Malikane Sistemi ile zenginleşen toprak sahipleridir. Şehirlerin, köylerin, aşiretlerin ileri gelenlerine “Ayân ve eşraf” denilirdi. Bu kişiler bulundukları yerlerde en etkili ve zengin kişilerdi.
ESHAM SİSTEMİ
İlk kez Osmanlı Padişahı III. Mustafa zamanında çıkarılan iç borçlanma senetlerine verilen addır.
İAŞECİLİK
Bir malı ülkede kaliteli ve uygun fiyatla bulundurulmasıdır.
GELENEKCİLİK
Malın yeterli derecede ülkede bulunması. Arz ve talep dengesi.
FİSKALİZM
Devletin gelirleri en üstte giderleri ise en alta indirmeye çalıştığı ekonomik anlayıştır.
MERKANTİLİZM
15 ve 16 yüzyıl Avrupa’sında ortaya çıkan altın ve gümüş’ün zenginlik aracı sayıldığı ekonomik anlayıştır.
NARH SİSTEMİ
Eksik rekabet şartlarından dolayı devletin fiyatlara müdahale etmesidir.
KÜLLİYE
Yapı topluluğudur. Cami etrafında yapılır. İçinde medrese, imarethane, darüşşifa, Tabhane, han, yatır, şadırvan. Bedesten, kütüphane bulunan yapılara külliye denir.
İMARETHANE
Aşevidir, garibanlara yemek dağıtılan yerdir.
DARÜŞŞİFA (BİMARHANE):
Genellikle vakıflar aracılığıyla kurulan vakıflardır.
KERVANSARAY
Tüccarların konaklaması için yollar üzerindeki konaklama yendir. Yaklaşık kırk kilometrede bir yapılmıştır. Üç gün ücretsizdir. Kervansaray içerisinde Mescit, Han, Hamam, Ahır, imarethane bulunur. İçinde kütüphane, şifahane, bedesten bulunan kervansaraylar da vardır.
Yapı topluluğudur. Cami etrafında yapılır. İçinde medrese, imarethane, darüşşifa, Tabhane, han, yatır, şadırvan. Bedesten, kütüphane bulunan yapılara külliye denir.
İMARETHANE
Aşevidir, garibanlara yemek dağıtılan yerdir.
DARÜŞŞİFA (BİMARHANE):
Genellikle vakıflar aracılığıyla kurulan vakıflardır.
KERVANSARAY
Tüccarların konaklaması için yollar üzerindeki konaklama yendir. Yaklaşık kırk kilometrede bir yapılmıştır. Üç gün ücretsizdir. Kervansaray içerisinde Mescit, Han, Hamam, Ahır, imarethane bulunur. İçinde kütüphane, şifahane, bedesten bulunan kervansaraylar da vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder