İslâm hakimiyetinden önce Bizans toprakları içerisinde yer alan Ürdün’ün özellikle kuzey kısımları Filistin ile birlikte Suriye (Bilâdüşşam) bölgesi içerisinde değerlendirilmiştir. Ürdün Hz. Ömer’in hilafeti zamanında 636 yılında fethedilmiş, ardından Emevî ve Abbasî hakimiyeti altında kalmıştır. Abbâsîler’in zayıflamasıyla 9. ve 10. yüzyıllarda Tolunoğulları ve Ihşidiler’in egemenliğine girmiş, ardından Fâtımîler bölgeyi kontrol altına almıştır. 12. yüzyılın başlarında Haçlılar ile Kahire ve Şam’daki beylikler arasında tampon bölge olan Ürdün, Selahaddin Eyyubî’nin bölgeyi fethi ile birlikte Eyyübîler’in, 13. yüzyılın ortalarından itibaren ise Memlükler’in hakimiyeti altına girmiştir. 15. yüzyılda Memlükler’in güç kaybetmesi ile yerel kabileler bölgede idareyi ele geçirmiş, Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılındaki seferi ile birlikte Ürdün Osmanlı Devleti’nin bir parçası haline gelmiş ve 400 yıl Osmanlı toprağı olarak kalmıştır.
18. ve 19. yüzyıllarda Arabistan Yarımadası’nın kuzeyindeki kabilelerin baskısı ile Ürdün’de bedevî kabileleri isyan etmiş, hac yolu üzerinde önemli bir merkez olan bölgedeki bu isyanlar başarıyla bastırılmıştır. Vehhâbîlik hareketi bu dönemde Ürdün’ü de etkilemiş, 19. yüzyılın başlarında Ürdün’ü ele geçirip Suriye’ye yaklaşan Vehhâbî grupları Mehmed Ali Paşa tarafından bertaraf edilmiştir. Bu devirde çıkan kabile isyanlarını da Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa bastırmıştır.
Birinci Dünya Savaşı esnasında İngiltere 'nin kışkırtmasıyla başlayan Şerîf Hüseyin’in Hicaz’daki isyanı Ürdün’ü de etkilemiş, 1918 sonunda Osmanlı Devleti, İngilizlerin yenilince Ürdün, Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinden çıkarak Şerîf Hüseyin’in oğlu Faysal’ın yönetimi altına girmiştir. Faysal’ın 1920’de Fransızlar tarafından Suriye’den çıkartılmasından sonra kardeşi Abdullah Ürdün’e gelerek İngilizlerin desteğiyle Şubat 1921’de kendini “Şarkî Ürdün Emîri” ilân etmiştir. İngilizler tarafından desteklenen Abdullah Ürdün’de İngiliz manda yönetiminin başına geçmiş ve otuz yıl yönetimi elinde tutmuştur. 25 Mayıs 1946’da İngilizler tarafından kendilerine sadık olduğunu gördükleri bu kral Ailesine Ürdün’de bağımsızlık verilmiş, 24 Ocak 1949’da devletin adı “Ürdün Hâşimî Krallığı” (el-Memleketü’l Ürdüniyyetü’l-Hâşimiyye) ve Abdullah da bu devletin ilk kralı ilân edilmiştir.
1948 Arap-İsrail Savaşı, Ürdün açısından çok büyük siyasî, askerî ve sosyal sonuçlar doğurmuştur. Bu savaşta Ürdün ordusu Batı Şeria ile Doğu Kudüs’te konuşlanmış ve bu topraklar 1950’de resmen Ürdün sınırları içerisinde kalmıştır. Filistin göçüyle Ürdün topraklarına yarım milyon mülteci giriş yapmış ve Kral Abdullah'ın 1948'de Batı Şeria'yı ilhak etmesi, ülkenin nüfusuna fazladan 400 bin yerleşik Filistinli katmıştır. Böylece Ürdün bir anda nüfusunun üçte ikisi Filistinlilerden olan bir ülkeye dönüşmüştür. Genel olarak daha iyi eğitim almış, şehirli ve politize bir topluluk olan Filistinli mülteciler, Ürdündeki İngiliz destekli monarşiye karşı ilk örgütlü siyasal muhalefetin oluşmasına yol açmıştır.
1951’de bir Filistinli tarafından suikast sonucu öldürülen Kral Abdullah’ın yerine geçen büyük oğlu Tallâl ertesi yıl psikolojik problemleri sebebiyle tahttan indirilmiş yerine oğlu Hüseyin geçirilmiştir. 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda Ürdün sadece en verimli tarım bölgesi olan Batı Şeria'yı değil, Kudüs ve Beytüllahim turizm merkezlerini de kaybetmiştir. Ürdün, Batı Şeria'yı vererek İsraile güç katmıştır. Aynı zamanda Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden 300 bin mülteci almıştır.
1990-1991 yıllarındaki Körfez Krizi esnasında ABD safında yer alan Körfez Arap ülkelerince Saddam Hüseyin’i desteklemekle suçlanan Ürdün’e dış yardımlar kesilmiş, Körfez ülkelerinde çalışan onbinlerce Ürdünlünün sınır dışı edilerek ülkelerine gönderilmesi ekonomik açıdan büyük sıkıntıya yol açmıştır. 26 Ekim 1994’te ABD’nin aracılığıyla Ürdün ve İsrail arasında barış imzalanmış, ardından ABD’nin Ürdün’e malî yardımları artırılmıştır.
Kral Hüseyin, 1999 yılında ölmeden hemen önce kardeşi Prens Hasan’ı veliahtlıktan azlederek yerine oğlu Abdullah’ı veliaht tayin etmiştir. Bugün devletin başında, babasının ölümü ile başa geçen II. Abdullah bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder