2 Aralık 2018 Pazar

İnfak Kültürü

İnfak, Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazanmak amacıyla kişinin kendi malından harcama yapması, ihtiyaç sahiplerine yardım etmesi demektir. Bu yönüyle infak, farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit yardımı içermektedir.
Başkalarına yardımda bulunularak fakirler ve zenginler arasında gönül bağı kurulmuş olur.
Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de Bakara suresi, 261. ayette 
“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”
buyurarak infak ettikçe malın eksilmeyeceğini aksine artacağını beyan etmiştir.
İnfak yapılırken başa kakmadan, incitmeden yapılması  gerekir.
Peygamberimizin sahabileri kısıtlı imkanlarına rağmen infakta birbirleriyle yarışırcasına hareket ettikleri gibi örneğimiz Peygamber Efendimiz de sürekli infakta bulunmuştur. Böylece o güzel günlerde başlayan fedakarlık ruhu İslam’ın hâkim olduğu her toplumda çeşitli yansımalarıyla bir infak ve yardımlaşma kültürüne dönüşmüştür.
İnfak Kültürü,sadece maddî yardımı değil aynı anda meslek öğretme ve ilim öğretme gibi manevî yardımları da içine alır. Bunun bir yansıması olarak İslam toplumlarında pek çok sayıda vakıf kurulmuştur.Bunlar aşevlerini, medreseleri,camiileri,darüşşifaları ve benzeri çeşitli kurumları ayakta tutmuşlardır.
İnfak kültürünün kurumsallaşmış hali olan vakıflar, sadece insanlara değil aynı anda göçmen kuşlar gibi çeşitli hayvanlara da hizmet etmişlerdir. 
İslam dini, kıskanç ve bencil tutkulardan arındırarak insanı olgun bir Müslüman haline getirmeyi hedefler.
Toplumda zengin-fakir ayırımı yerine saygı ve sevginin; kin ve nefret yerine kardeşliğin oluşması, o toplumda infak kültürünün yaşatılmasıyla mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder