TANZİMAT SONRASI OSMANLI EĞİTİMİ
Klasik dönem Osmanlı eğitim sisteminin yetersiz kalması sebebiyle Tanzimat Dönemi aydınları medresenin dışında yeni eğitim düzeni kurmak için çalışmaya başladı. Tanzimat Döneminde siyasi alanda olduğu gibi eğitim alanında da Osmanlıcılık ilkesi hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Yeni okullar açılarak Müslüman ve gayrimüslim herkesin buralarda aydınlanıp Osmanlı vatandaşlığı bilincine erişmesi hedeflenmiştir. Tanzimatçılar, rüştiye sayısını artırarak Osmanlı tebaasını kaynaştırmayı; bir yandan da Batı’daki eğitim kurumlarının benzerlerini açarak her alanda eleman ve uzman yetiştirmeyi amaçlamışlardır.
Tanzimat dönemindeki bir diğer yenilik de usul-i cedid (yeni usul, yöntem) idi. Buna göre eğitim ve öğretimde ders araç gereçleri konusunda yenileşme, özellikle öğretmenlerin geleneksel öğretim yöntemlerini bırakıp yeni ve etkili öğretim yöntemlerini uygulaması hedeflenmiştir. Medrese dışındaki örgün eğitimde ilk, orta ve yükseköğretim şeklinde bir derecelemeye gidilmiş ve kapsamlı düzenlemeler düşünülmüştür. 1856’da bütün eğitim işleri Maarif-i Umumiye Nezareti’ne bağlandı.
1869’da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile o güne kadarki uygulamalar bir sisteme bağlanmış, ayrıca XIX. yüzyılın sonuna kadar yapılacak işler için planlar hazırlanmıştır. Bir eğitim meclisi kurularak ders kitaplarının yazımı, öğretmenlerin tayini ve devlet okullarının denetimi bu meclise verilmiştir.
1. İlköğretim Sıbyan mekteplerinde düzenleme yapılarak okutulacak dersler, sınav sistemi, öğretmenlik şartları ve okulların inşası
ve tamiri, öğretmen maaşları, diğer masrafların nasıl karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Maarif Nezaretine bağlı okullara mekteb-i iptidai(ilkokul), Evkaf Nezaretine bağlı okullara sıbyan mektebi denilmiştir. 1876 Kanun-ı Esasi’ye göre ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir. 1913’te rüştiyeler ilköğretime dâhil edilerek bu mekteplerde eğitim 6 yıla çıkarılmıştır. 1910’dan itibaren Osmanlıda azınlıkların girişimiyle özel okul öncesi eğitim kurumları (anaokulu) açılmaya başlanmıştır. 1914’te ise ilk resmi okul öncesi eğitim kurumu açılmıştır.
2. Ortaöğretim a. Rüştiyeler: II. Mahmut Dönemine kadar sıbyan mektepleri ilk askeri okullar arasında bir öğretim kademesi yoktu. Özellikle askeri okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla rüştiyeler açılmıştır. Sıbyan mekteplerini bitirip şehadetname alan öğrenciler sınavsız rüştiyelere kabul edilirdi. İstanbul’da kızlar için de kız rüşdiyeleri açılmıştır. 1910 yılında 80 kız rüştiyesi bulunmaktaydı. II. Meşrutiyet döneminde idadiler, rüştiye sınıflarını da içine almıştır. 1913’te çıkarılan kanunla rüştiyeler iptidai mektepleriyle birleştirilmiştir. Rüştiyelerde kapsamlı bir ders programı vardı. Dinî ve pozitif bilimler birlikte okutulmaktaydı. Ticaretin yoğun olduğu bölgelerde yabancı dil dersi Fransızca konulmuştur.
b. İdadiler: Tanzimat döneminin sonlarına doğru rüştiyelerin üzerinde ve yüksekokullara öğrenci yetiştirmek amacıyla 1868’deGalatasaray Sultanisi açılmıştı. 1869 Maarif Nizamnamesi’ne göre İdadilerin açılma amacı, bütün tebaa çocuklarının bir arada eğitim görebilmeleri ve Osmanlı birliğini sağlamak idi. İdadilerin öğretim süreci 3 yıl olacaktı. Daha sonraki dönemlerde rüştiyelerin idadilerle birleştirilmesiyle kasabalardaki idadilerin eğitim süreci 5, şehirlerdeki ise 7 yıla çıkarıldı.
Ekonomik zorluklar yüzünden 1873 yılına kadar idadiler açılamadı. İdadilerin ülke çapında yaygınlaşmaları II. Abdülhamit döneminde oldu. Bütün yedi yıllık idadiler 1910- 1913 yılları arasında önce sultani daha sonrada lise adını aldı.
c. Sultaniler: Sultanilerin açılmasında Fransız eğitim kurumları model alınmış ve idadilerin üzerinde eğitim vermeleri hedeflenmiştir. 1873’te eğitime başlayan Darüşşafaka, sultani seviyesinde eğitim veren bir okuldu. Fransız asker, lise programını uygulayan bu okulda kimsesiz ve fakir çocuklar okuyordu. İlk kız idadisi 1911’de İstanbul’da açılan ve 1913’te İstanbul İnas Sultanisi, 1915’te de Bezm-i Âlem Sultanisi adını alan okuldur.
3. Yükseköğretim (Darülfünun) Osmanlı Devleti’nde 1845 yılında medrese dışında bir yüksek öğretim kurumu olarak Darülfünun’un açılması gündeme geldi. Açılacak okulda Müslüman ve gayrimüslim öğrenciler birlikte okuyacak ve mezun olunca devletin çeşitli kademelerinde görev alacaklardı.
Darülfünun’a öğrenci yetiştirmek için lise düzeyinde bir okul olan Darülmaarif kuruldu. Öğretim elemanı yetiştirmek maksadıyla Avrupa’ya öğrenciler gönderildi. 1851’de okulların ve açılacak Darülfünun’un ders kitaplarını hazırlamak ve bilim akademisi olarak çalışmak üzere Encümen-i Daniş adıyla bir komisyon kuruldu. Bu komisyon on bir yıl kadar çalıştı.
Darülfünun ilk derslerini 1863’te halka açık konferanslar şeklinde vermeye başladı. Derslere rağbet azalınca eğitime son verildi. 1870’te tekrar derslere başlanan Darülfünun’da felsefe, edebiyat; tabi ilimler, matematik ve hukuk olmak üzere üç bölüm bulunmaktaydı. Bölümlerde eğitim süresi üç yıldı. Ancak bir yıllık eğitimden sonra yine derslere ara verildi. İki defa daha açılıp kapanan Darülfünun, varlığını 1933 yılına kadar sürdürdü. Yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu.
4. Mesleki Eğitim Osmanlı Devleti’nde yerli sanayi kapitülasyonlar nedeniyle korumasız kalmış ve çöküş sürecine girmişti. Devlet adamları bu durumu önlemenin yollarından biri olarak da teknik bilgi verecek okulların açılmasını zorunlu görüyorlardı. XIX. yüzyılın ortalarından itibaren öğretmenlik, ziraat, tıp, memurluk, hukuk, ticaret gibi alanlarda birçok meslek okulu açılmıştır. Bu dönemde kız çocuklarının eğitimlerine dair yeni düzenlemeler yapılmıştır. 1869 Maarifi Umumiye Nizamnamesi ile kızlar için öğretmen okulu açılması, rüştiye sayısının arttırılması kararlaştırıldı. Ayrıca kız sanat okulları ve kadın sağlığı için ebe mektebi açıldı.
Bunlar dışında I ve II. Meşrutiyet dönemlerinde Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Okulu), Hendese-i Mülkiye Mektebi (İktisat Okulu), Polis Mektebi, Darülelhan (Konservatuar) gibi değişik alanlarda birçok okul açılmıştır.
5. Azınlık ve Yabancı Okulları
a. Azınlık Okulları: Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimler, Tanzimattan sonra pek çok okul açtılar. Geniş imkâna sahip azınlık okullarının bazılarında matbaa bile bulunmaktaydı. Bu okullar zamanla azınlıklar arasında milliyetçilik fikirlerinin yayılmasında etkili olmuştur. 1897 yılı itibariyle Osmanlı sınırları içinde azınlıkların sahip oldukları okul sayısı 6.523’tür.
b. Yabancı Okullar Osmanlı Devleti, yabancılara ekonomik kapitülasyonların yanında eğitim alanında da ayrıcalık tanımıştı. Yabancılara tanınan bu serbestlik misyonerlerin Osmanlı ülkesine gelerek birçok okul açmasına neden oldu. 1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda; 131 Amerikan, 127 Fransız, 60 İngiliz, 22 Alman, 22 İtalyan, 11 Avusturya, 7 Rus ve 4 İran okulu vardı.
Ticaret ve misyonerlik amacıyla Osmanlı ülkesine gelen yabancıların amacı; açtıkları bu okullarda kendi kültürlerini yaymak, misyonerlik faaliyetlerinde bulunmak, azınlıklıkları milliyetçilik şuuruyla devlete karşı isyan ettirmekti.
Osmanlı Devleti bu okulları denetleyemiyordu. 1914’te kapitülasyonların kaldırılması ile bu okulların çoğu kapatıldı. 1915 yılında çıkarılan talimatname ile bu okulların zararlı faaliyetleri önlenmek istenmişti. Ancak bu okullardaki yıkıcı faaliyetler önlemedi. Tanzimat döneminde yapılan değişikliklerle öğretim kurumlarında ortaya çıkan bu çeşitlilik; çok farklı bilgi, düşünce, dünya görüşüne sahip insanların yetişmesine sebebiyet vermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder