Hülâgû’nun on dört oÄŸlunun en büyüğüdür. 631’de (1234) MoÄŸolistan’da doÄŸdu. Babası ile birlikte 1256’da Ä°ran’a geldi. Önce Horasan valiliÄŸine tayin edildi. Hülâgû’nun ölümü üzerine emîrler, hatunlar ve ÅŸehzadelerden teÅŸekkül eden kurultayca babasının yerine getirildi (1265). Fakat hükümdarlığı Büyük Han Kubilay tarafından ancak beÅŸ yıl sonra tasdik edildi.
Abaka, hükümdar olduktan sonra, Kuzey Azerbaycan hâkimiyeti dolayısıyla önce kuzey komÅŸusu Kıpçak Hanlığı ile mücadeleye giriÅŸti ve onlara karşı Kür ırmağı sahilinde bir set kurdurdu. Ancak Kıpçak Hanı Berke Han’ın ölümü ile (1266) bu mücadele sona erdi. DiÄŸer taraftan doÄŸuda ÇaÄŸatay Hanlığı’na sahip olan ve Horasan’da hak iddia eden Barak Han’ın kalabalık bir ordu ile Horasan’a girmesi, Abaka’nın bu tarafa yönelmesine sebep oldu. Maiyetinde güçlü ve silâhları mükemmel bir ordu ile Horasan’a giren Abaka, Gazne’den Sind suyuna kadar olan yerleri kendisine bırakmak ÅŸartıyla Barak Han’a sulh teklifinde bulunduysa da Barak Han bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine 1270 yılında Herat yakınlarında meydana gelen savaÅŸta onu maÄŸlûp ederek Horasan valiliÄŸine kardeÅŸi Yesudar OÄŸul’u tayin etti. Yesudar OÄŸul daha sonra Abaka’nın emriyle Mâverâünnehir’e girdi, Buhara ve çevresini yakıp yıkarak büyük tahribatta bulundu.
Abaka aslında Budist olmakla beraber bazı siyasî düşüncelerle babası Hülâgû gibi hıristiyanlara yaklaÅŸtı ve onların müslümanlara, özellikle kutsal topraklar yüzünden Memlükler’e olan düşmanlıklarından faydalanmak istedi. Bu yüzden Memlükler’le babası zamanında baÅŸlayan mücadeleye devam ederek onlara ağır bir darbe vurabilmek için Avrupa ile kurulmuÅŸ münasebetleri geliÅŸtirdi. Bununla ilgili olarak önce 1267’de Papa X. Grégore’a bir elçi gönderdi, daha sonra 1274 ve 1276’da da bu tür teÅŸebbüslere devam etti. Aynı ÅŸekilde 1278’de Papa III. Nikolaus’dan da Abaka’ya elçiler geldi. Fakat bütün bu teÅŸebbüslerden olumlu bir sonuç saÄŸlanamadı ve Abaka Memlükler’le tek başına mücadele etmek durumunda kaldı. Nitekim Ä°lhanlılar’a tâbi olan Anadolu Selçuklu Devleti’nin yardım istediÄŸi Memlük Sultanı Baybars, Anadolu’yu “Tatar tahakkümü”nden kurtarmak için harekete geçti ve Elbistan ovasında bir MoÄŸol ordusunu bozguna uÄŸrattı (15 Nisan 1277). Ancak Anadolu beylerinden vaad edilen yardımı göremeyen Baybars, Kayseri’ye kadar ilerlemiÅŸ olmasına raÄŸmen geri çekilmek zorunda kaldı. Baybars’ın peÅŸinden Anadolu’ya giren Abaka, Anadolu Türkmen beylerinden ve ahaliden, bir rivayete göre 200.000 kiÅŸiyi katletti ve büyük bir tahribatta bulundu. Abaka birkaç yıl sonra Gürcü ve Ermeni krallıkları kuvvetlerinin de bulunduÄŸu bir orduyu kardeÅŸi Mengü Timur kumandasında Memlükler üzerine gönderdiyse de bu MoÄŸol ordusu Suriye’de Humus yakınlarında Memlük kuvvetleri tarafından maÄŸlûp edildi (AÄŸustos 1281). Bu maÄŸlûbiyete son derece üzülen Abaka, üzüntüsünü içki ve eÄŸlence ile gidermeye çalıştı. Bu da onun vakitsiz ölümüne sebep oldu (1 Nisan 1282).
Abaka’nın on yedi yıl süren hükümdarlığı zamanında ülkede iç karışıklık görülmemiÅŸ, istilâ edilen yerlerdeki Türkler ve diÄŸer milletler ezilmiÅŸtir. MoÄŸollar ise vergilerin hafifletilmesiyle rahatlamıştır. Abaka, MoÄŸollar arasında hızla yayılan Ä°slâmiyet’i kabul etmemiÅŸ, atalarının dinine yapışarak onların örf ve geleneklerini korumaya çalışmıştır.
DÄ°A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder