1 Mart 2020 Pazar

OSMANLI DEVLETİ’NDE MODERN ORDUYA GEÇİŞ

Zorunlu Askerlik Sistemi
İmparatorluklar, Fransız İhtilalinin etkisiyle çıkan milliyetçi ayaklanmaları bastırabilmek için anayasal sistem, vatandaşlık, zorunlu eğitim ve zorunlu askerlik gibi modern ulus devlete ait uygulamaları yapmaya başlamışlardır.
Fransız İhtilalinden sonra halkın vatan savunmasından sorumlu olduğu anlayışı ortaya çıkmış ve yerleşmiştir.Bu anlayışa göre her birey, vatan savunmasından sorumludur ve gerektiğinde millet; ordu olarak görev yapmalıdır.İlerleyen süreçte millî ordu, ulus devletlerin ayrılmaz parçası haline gelmiştir.

1789 İhtilali’nden sonra birçok cephede Avrupa devletleriyle savaşan Fransa, askere ihtiyaç duymaya başlamıştır. Bunun üzerine 1793’te ilan edilen bir anayasa bildirgesi ile Fransa’da askerlik zorunlu hâle getirilmiştir. 1794 'te ise bedelli askerlik sistemide bir opsiyon olarak getirilmiştir.
Zorunlu askerlik sisteminin sonuçları:
1.Devletlerin askerî gücü ve halk üzerindeki kontrolü artmıştır.
2.Savaşlar daha yıkıcı hâle gelmiştir.
3.Ordu, milletin okulu olarak değerlendirilmiş ve orduya modernleştirme görevi de verilmiştir.
Osmanlı Ordusunda Modernleşme ve Yeniçerilerin Sonu
Çok uluslu imparatorluklar modern ulus devletler gibi ordular kurmaya çalışmışlarsa da bütün tebalarını askere almamışlardır.
Osmanlı  Devleti kuruluşundan itibaren askeri teknolojiye önem vermiştir. Avrupa'da  silah sanayiinde meydana gelen gelişmeler de takip edilmeye çalışılmıştır. Ancak, aynı teknoloji üretilememiş ; daha çok ithal edilen silahı kullanan konumunda kalınmıştır.
Osmanlı Devleti önce askeri alanda ıslahat yapmışsa da daha sonra diğer alanlarda da ıslahatlar yapmak yoluna gitmişlerdir. Örnek: III.Selim ve II.Mahmut.
III.Selim Nizam-ı Cedit ordusunu  kurmuştur.
II.Mahmut ise Yeniçeri Ocağı'nı kaldırarak yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye'yi kurmuştur. Bu ordu daha sonra 1843'de  Asakir-i Nizamiye ( Düzenli Ordu/Askerler)  adını almıştır.
Bu ıslahatlarda hedef, batı ordularıyla rekabet edebilmek ve merkezi otoriteyi güçlendirmektir.
Nizamı Cedit Ordusu
III.Selim, önce Yeniçeri Ocağı'nı modernleştirmeye çalıştıysa da bu gerçekleşmedi. Bunun üzerine 1792'de  Müslümanlardan toplayarak  Nizam-ı  Cedit ordusunu kurdu. Bu ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için de İrad-ı Cedit adlı bir hazine kurdu.
İlk başta 2.500 kişilik bir güce sahip olan bu birliğin kadrosu, 1806 yılına gelindiğinde 22 685 asker ve 1590 subaya yükselmiştir. İlk askeri başarısını Akka Kalesi önlerinde Napolyon Güçlerine karşı kazanmıştır. Bundan cesaret alan III.Selim orduyu daha da güçlendirmek için asker toplama uygulamasını yoğunlaştırdı.Bu durum Balkanlardaki köylülerin ve yeniçerilerin büyük tepkisiyle karşılaşınca 1807 'de orduyu dağıtmak zorunda kaldı. Bu arada Kabakçı Mustafa isyanı oldu.
Yeniçeri Ocağı'nın Kaldırılması
II.Mahmut döneminde yapılan askeri ıslahatlar:
  1. Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı sırasında Nizam-ı Cedit Ocağı'nı örnek alarak Sekban-ı Cedid Ocağı'nı kurdu. Ancak çıkan yeniçeri isyanıyla Alemdar Mustafa Paşa öldürülünce bu ocak da dağıtıldı.
  2. 1826'da Yeniçerilerin bir şubesi olarak Avrupa tarzında talimli tüfekli Eşkinci Ocağı kurulmuştur. Yeniçeriler bunun kendilerini ortadan kaldırmak için kurulduğunu söyleyip önce halkı tahrik etmiş.Ardından ayaklanmışlardır.
  3. II.Mahmut bunun üzerine devlet içinde gerekli desteği toplayarak isyancılara karşı kuvvet kullanma yolunu seçmiştir. Osmanlı Tarihlerinde " Vak'a-yı Hayriye" olarak geçirilen bu olayla Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır. Böylece modernleşmenin önünde en önemli engel olarak görülen bu kurum ortadan kaldırılmıştır. Bu olay Osmanlı ordu ve devlet teşkilatındaki Modernleşmenin Başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
  4. Yıkılan ocağın yerine Asakir-i Mansurei Muhammediye adıyla Avrupa Tarzı bir ordu kurmuştur.
  5. Ancak bu ordu yeterli mevcuda ulaşamamıştır. Savaşlarda alınan yenilgiler ordunun gelişimini engellemiştir.
  6. Yeni ordunun yetersizlikleri nedeniyle yapılan seferberliği kaldırmak ve ücretli askerlere olan ihtiyacı azaltmak için eyaletlerde Redif-i Asâkir-i Mansûre Ordusu kurulmuştur.
  7. 1839 Tanzimat Fermanıyla vatanı korumak vatandaşlık görevi olmuştur.
  8. Tanzimat Fermanı’ndan sonra 1843 yılında çıkarılan bir kanunla askerlikte kura usulü getirilmiştir.Böylece zorunlu askerliğin yasal altyapısı oluşturulmuştur.
  9. 1844’te yapılan bir düzenlemeyle askerlik süresi beş sene olarak belirlenmiştir.
  10. 1846’da çıkarılan bir kanunla sadece Müslümanlar askerlikle yükümlü kılınmış, gayrimüslimler zorunlu askerliğin dışında tutulmuştur. Burda müslümanlar içinde kırsaldakiler ve göçebeler buna uzun süre karşı çıkmışlardır.Ayrıca nüfus sayımları da birçok yerde yıllar sonra yapılabilmiştir.
  11. 1856 Islahat Fermanıyla gayri müslimlere de eşitlik ilkesi gereği askerlik zorunluluğu getirilmişse de onlar buna karşı çıkmışlardır. Buna çözüm olarak bedelli askerlik uygulaması getirilmiştir. Müslümanlardan , gayri müslimlerden daha yüksek ücret istenmiştir.
  12. 1870'de eskiden 12 yıl olan askerlik süresi 4 yıla indirilmiştir.
  13. 1886'da II.Abdülhamid döneminde Alman kökenli Goltz Paşa'nın ıslahatları olmuştur: a) Askerlik yaşı 20-40 arasıdır b) Bedel-i şahsi kaldırılmıştır nakti bedel devam ettirilir c)Bedelli askerlik yapanların da beş ay temel askeri eğitim almaları gereklidir.
  14. 1889'da Alman kökenli Goltz Paşa'nın katkılarıyla Seferberlik Nizamnamesi çıkartılmıştır.
  15. II.Abdülhamid, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Hamidiye Süvari Alayları adıyla hafif süvari birlikleri kurmuştur.
16.1909'da Osmanlı'da zorunlu askerlik sistemine geçilmiştir. Ancak, gayrimüslim halk bundan memnun olmamıştır.
Osmanlı Devletinde Yabancı Okullar
Osmanlı devleti'nde açılan yabancı okulların türleri:
1.Azınlık okulları : yabancı devletler himayesinde.
2.Yabancı devletlerin okulları
3.Misyoner okulları: hristiyanlığı yaymak 
Not 1:Resmî tarihli ilk Fransız okulu, 18 Kasım 1583’te Cizvit rahiplerinin açtığı Saint-Benoit (Sen Bönua) Fransız okuludur. Amerika’nın Osmanlı topraklarındaki ilk kurumu 1859’da açılan Harput Amerikan Kolejidir. Ermenilerin ilk resmî okulu ise Amerika iş birliğiyle 1790’da Kumkapı’da açılmıştır.
Osmanlı Devleti'nin bu okullara karşı tavrı:
1.Önemsememek.
2. Siyasi açıdan yıkıcı olduklarını görüp kontrol altına almaya çalışmak. Maarifi Umumiye Nizamnamesiyle diplomalarının devletten onaylı olması şartı getirildi.1923 Lozan Antlaşmasıyla kontrol altına alındı.
Not 2:1894 yılında Elâzığ’da 83, Bitlis’te 22, Diyarbakır’da 22, Erzurum’da 24 Protestan okulu; 1910 yılında Beyrut’ta 44 Rus okulu; 1917 yılında yalnızca İstanbul’da 83 İngiliz okulu bulunmaktaydı.
3.Modern okullar açarak alternatif oluşturup yayılmalarının önüne geçmek. II.Abdülhamit döneminde bu amaçla çok yüksek sayıda modern okul açılmıştır.
 Abdülhamit Dönemi’nde Devlet Tarafından Açılan Okullar
Sanayi-i Nefise Mektebi
Hendese-i Mülkiye Mektebi 
Lisan Mektebi
Hamidiye Ticaret Mektebi
Tüccar Kaptan Mektepleri
Hendese-i Mülkiye Mektebi öğrencileri
Fenn-i Resim ve Mimari Mektebi
Ameli Ziraat Mektepleri
Polis Mektebi
 Gümrük Mektebi 
Aşiret Mektebi 
Çoban Mektebi 
Hukuk Mektebi
Darü'I-Muallimin-i Aliyye
Ziraat ve Baytar Mektebi
Kız Sanayi Mektebi
Mekteb-i Fünûn-ı Maliye
Deniz Ticareti Mektebi
Orman ve Maadin Mektebi
Sağır, Kör ve Dilsizler Mektebi
Zeytincilik ve Yağcılık Mektebi
Sulama ve Direnaj Mektebi
Sosyal Devlet ve II. Abdülhamid
Almanya ulusal birliğini tamamlayıp sanayileştikten sonra işçi sayısının artmasıyla bağlantılı olarak pek çok sosyal sorun ortaya çıkmıştır. Almanya başbakanı Prens Bismark bu sorunları çözmek için Almanya’da 1883 yılından itibaren sağlık, kaza, yaşlılık ve engelli sigortaları çıkartarak sosyal devlet anlayışında önemli ilerlemeler olmasını sağlamıştır.
Osmanlı Devleti'nde o dönemde iktidarda olan Sultan II.Abdülhamid , bu anlayıştan etkilenerek  başta hastaneler olmak üzere pek çok sosyal yardım kurumu açılmıştır.
Not 1:Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi, Samsun Gureba Hastanesi, Yıldız Askerî Hastanesi, İstanbul Kuduz Hastanesi, Üsküdar Akıl Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi, Adana Hamidiye Hastanesi, Bursa Hamidiye Hastanesi, Edirne Askerî Hastanesi, Erzurum Numune Hastanesi, Antep Hamidiye Hastanesi, Gülhane Askerî Tıp Akademisi, II. Abdülhamid Dönemi’nde açılan önemli devlet hastanelerinden bazılarıdır.
      II. Abdülhamid Dönemi’nde Dârülaceze, Dârülhayr-ı Ali ve Himaye-i Etfal Cemiyeti  gibi sosyal yardım kurumları da açılmıştır.
     1895'te II.Abdülhamid tarafından açılan Dârülaceze günümüzde de varlığını sürdüren Osmanlı'nın  ilk modern yardım kuruluşudur.
     Dârülhayr-ı Ali adıyla 1890'daki Ermeni olayları sonrası ortada kalan Müslüman yetim çocuklara  yardım kuruluşu kurulmuştur.
     1908'de II.Meşrutiyet döneminde Himaye-i Etfal Cemiyeti adıyla kurulan yetimleri koruma kurumu günümüzde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olarak  devam etmektedir.
    1866'da emeklilik için Askerî Tekaüd ( Emeklilik) Sandığı kurulmuştur. Bu kurum, 1881'de bütün memurları kapsayan Tekaüd Sandığı'na dönüştürülmüştür. Günümüzde ise bu kurum Sosyal Güvenlik kurumu şekline dönüşmüştür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder