Osmanlı Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlı Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2024 Cumartesi

Meşrutiyet Dönemi

 1.MEŞRUTİYET

Balkan bunalımını görüşmek üzere İstanbul Konferansı toplandığı esnada Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasını engellemek için 23 Aralık 1876’da Osmanlıcılık fikrini savunan Jön Türklerin gayretleriyle 2.Abdülhamid tarafından Kanun-i Esasi ilan edilerek 1. Meşrutiyet dönemi başlamıştır. 
Meclisi Ayan ve Mebusan olmak üzere iki tane meclis açılmıştır. Ayanlar meclisi üyeleri padişah tarafından seçilir ve ölene kadar üye kalırlar. Meclis-i Mebusan üyeleri 50.000 kişide 1 olmak üzere halk tarafından seçilir. Anayasaya göre yürütmeden padişah ve hükümet, yasamadan meclis sorumludur. Fakat son söz padişahındır. Hükümet padişaha karşı sorumludur. Padişahın meclisi açma kapatma yetkisi vardır.
Sonuçları:
Birinci Meşrutiyet ile halk ilk defa sınırlı olsa da seçme, seçilme ve temsil edilme haklarına kavuşmuş oldu.
İlk defa azınlıkların temsil edilme hakları olduğu kabul edildi.
Azınlık toplumlarının fikirleri gelişti, bağımsızlık istekleri hızlanmış oldu.
Osmanlılarda ilk defa rejim değişikliği yapılmış oldu. Mutlak Monarşi anlayışından Meşruti Monarşi sistemine geçilmiş oldu.
İlk anayasa yapılmış ve ilk meclis kurulmuş oldu.
Osmanlı Devleti’nde daha özgürlükçü bir hava hâkim olmaya başladı.
1877-1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra II. Abdülhamit meclisi kapatmıştır.Böylece 1.Meşrutiyet sona ermiştir.

II.Meşrutiyet

Sultan  II.Abdülhamit döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti  en büyük  muhalif hareket ve örgütlenme olarak ortaya çıkmıştı. Özellikle askerler içinde geniş bir taban bulmuştu. 1908 'de Rusya ile İngiltere arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılmasına yönelik  Reval Görüşmeleri oldu. İttihat ve Terakki bu durumda  harekete geçti. Gelişen olaylar dizisi sonucunda II.Abdülhamit meşrutiyeti yeniden ilan etmek zorunda kaldı . Böylece II.Meşrutiyet dönemi başladı ( 23 Temmuz  1908). 

Tanzimat Dönemi

      Dersimiz Tarih Pro İndir

Tanzimat Fermanı

Diğer isimleri: Gülhane Hattı Hümayunu,   Tanzimat-ı Hayriye
İlan eden :Abdülmecid 
Hazırlayan: Mustafa Reşit Paşa
Tarih:1839
Amaçlar: 1.Batılı devletlerin Osmanlı iç işlerine karışmasına engel olmak
           2. Devletin parçalanmasını önlemek 

Osmanlı'da Islahatlar ve Yenilik Arayışları

 Osmanlı'da Islahatlar ve Yenilik Arayışları

XVI.yüzyılın son çeyreğinden  itibaren devletin buhran içine girdiğinin görülmesi üzerine  devlet adamlarınca nasihatname tarzında layihalar ve risaleler yazılmıştır. Bunlarda genel eğilim klasik tarz terk edildiği için bu burhanın olduğudur.
A.Lütfi Paşa
Eseri  : Asafname.
Tavsiyeleri: Hazinede gelir-gider dengesine  önem verilmelidir.Bunun için de ücretli memur sayısı belirli sayıda olmalı. Emekliye ayrılanlara maaş bağlanmamalı, bu gider başka kaynaklarla sağlanmalıdır.

25 Şubat 2024 Pazar

Klasik Osmanlı Siyaset Düşüncesinin Temelleri

İslam devlet geleneği hâkim olmuştur. Bu dönemde, Osmanlı devletinin kuruluşunda siyasi düşünce olarak Selçuklu siyasi görüşü ve İslam Devlet geleneğinden etkilenmiştir. Devlet yönetimi için Selçuklu dönemindeki devlet şekli örnek alınarak Osmanlı devlet anlayışı üç temel esastan oluşmuştur.

 Bu üç temel esas şu şekildedir; 

1. Devlet-i Ebed Müddet (Devletin sonsuza kadar yaşatılması) 

2. Nizam-ı Âlem (Dünya düzeninin sağlanması adalet ve barışın sağlanması) 

3. Kanun-ı Kadim (Kamu hukuk kurallarının üstünlüğü, büyük kanunlar) dir. 

19 Şubat 2024 Pazartesi

Fatih Döneminde Devlet Yönetiminde Yapılan Değişiklikler

 a)Fatih , padişahın divana başkanlık etme uygulamasına son vererek veziriazamları etkin kıldı. Diğer taraftan onların kararlarını padişaha sunmaları esasını getirerek padişah otoritesinin üstünlüğünü yine devam ettirdi. Hem de divan daha işlevsel hale gelmiş oldu.

b)Müsadere uygulamasını üst düzey devlet memurlarının hepsine ölümleri halinde de uygulamak üzere genişletti. Böylece onların hem dürüst davranmalarını sağladı, hem de merkezi otorite karşısında başka güç odakları oluşmasının önüne geçmiş oldu.
c)Haremden evlenme geleneğini başlattı. Böylece nüfuzlu ailelerin Osmanlı içerisinde etkin olmasının önüne geçerek bu açıdan da merkezi otoriteyi güçlendirmiş oldu.

18 Şubat 2024 Pazar

Osmanlı Devleti Klasik Dönemi Ekonomi Tarihi ve Sonrası

  Merkez Maliyesi ve Hazine Yönetimi

 İlk kez II. Murat zamanında Çandarlı Kara Halil Paşa ve Karamanlı Rüstem Paşa tarafından oluşturulan Osmanlı Devleti Maliye Teşkilatı’nın başında defterdar bulunurdu.
Defterdarın idaresindeki Osmanlı hazinesi, iç hazine ve dış hazine olmak üzere iki kısma ayrılır, hazinede para ve çeşitli kıymetli eşyalar saklanırdı.
İç hazine (Hazine-i hassa): Padişaha ait hazineydi ve gerektiği zaman devlet hazinesine buradan para aktarılabilirdi.
Dış hazine (Devlet hazinesi): Örfî ve şerî vergilerin, ganimet gelirlerinin ve diğer gelirlerin toplandığı hazineydi.

XVII. Yüzyıl Sonrası Osmanlı Devlet Ekonomisi

 XVII. Yüzyıl Sonrası Osmanlı Devlet Ekonomisi


- XV. yüzyıla kadar ticaret yolları büyük ölçüde Osmanlı Devleti’nin kontrolü altındaydı.
,
- Coğrafî keşifler sonucu Osmanlı’nın Akdeniz ve Karadeniz’deki ticaret limanları önem kaybederken Atlas Okyanusu’na kıyısı olan Avrupa limanları önem kazanmaya başlamıştır.

- Amerika’nın altın ve gümüşünün Avrupa’ya girmesiyle birlikte Osmanlı akçesi değer kaybetmiş, bu durum Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiştir.

Osmanlı Devleti’nin Klasik Dönem Ekonomik Yapısı

 Osmanlı Devleti’nin Klasik Dönem Ekonomik Yapısı

1.Ahilik

      Fiskalizm, iaşecilik ve gelenekçilik  ilkeleri etrafında şekillenen Osmanlı ekonomisinde Ahiler önemli bir rol oynamışlardır.
  Osmanlı Devleti’nde Ahi örgütlenmesine lonca teşkilatı denilmiştir. Esnaflar birbirleriyle yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamak amacıyla esnaf birlikleri kurmuşlar ve kurdukları bu esnaf birlikleriyle teşkilatlanmışlardır.
      Lonca Teşkilatı’nın geçmişte yaptığı görevlerin bir benzerini, günümüzde Esnaf Odası, Pazarcılar Odası ve Şoförler Odası gibi kurumlar üstlenmiştir.
      Osmanlı şehirlerindeki ekonomik faaliyetler her ülkede olduğu gibi belirli şartlara bağlandığı için her isteyen zanaata ve ticarete atılamazdı. Şehirlerde plansız iş yeri açmayı önlemek ve bölgeler arasında ekonomik dengeyi sağlamak için çeşitli tedbirler alınmıştır.  Bu tedbirlerden biri de gedik hakkıdır. Gedik hakkı, ihtiyaç duyulduğunda gerekli mesleki yeterliliğe sahip olan kişilerin dükkân açma hakkıdır.  Gedik hakkı sayesinde ticaret, ziraat ve sanayide dengeler korunmuş, ekonomik düzenin devamlılığı sağlanmıştır.

26 Kasım 2023 Pazar

İstimâlet Politikası

 İstimâlet Politikası

  Osmanlı Devleti'nin Türk-İslam devlet geleneği içinde Selçuklulardan devralıp uygulamaya devam ettiği bir devlet politikasıdır. Kelime anlamı olarak  “meylettirme, cezbetme, gönül alma” olan istimâlet, Osmanlı kroniklerinde “halkı ve özellikle gayri müslim tebaayı gözetme, onlara karşı iyi davranma, raiyyetperverlik” mânasında kullanılmıştır. 

    Uygulamada Fethedilen yerlerin halkına iyi davranma, onları himaye etme, dış düşmanlara karşı can ve mal güvenliğini sağlama, dinî konularda serbestiyet verme, vergi hususunda kolaylık gösterme Osmanlı istimâletinin başlıca unsurlarıdır.

    Balkanlarda diğer hristiyan mezheplerinin baskılarından ve yönetici voyvodaların ağır baskılarından ve vergilerinden bunalmış olan halk işte bu istimâlet politikasıyla Osmanlı'yı bir kurtarıcı olarak karşılamış ve uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinin devamı diğer etkenler yanında İstimâlet politikasıyla da pekişerek devam etmiştir.


Ayrıntılı bilgi için:TDV İA "İstimâlet " Maddesi 

Tanzimat Sonrası Osmanlı Toplumu

 Tanzimat Sonrası Osmanlı Toplumu :

     Tanzimat Dönemi’nde, büyük şehirlerde yaşayan Osmanlı halkı arasında Batılı yaşam tarzının etkileri görülmeye başlanmış, bu dönemde eski kültür ile yeni kültür arasında âdeta gelgitler yaşanmıştır. 

      İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar geleneksel çizgilerinden uzaklaşıp mağaza, kafeterya, pastane, restoran, otel ve apartman hayatıyla tanışmaya başlamıştır. Yaşanan bu tüketim zevki ve sefasıyla bambaşka bir insan ve toplum modeli ortaya çıkmıştır.  Bu yeni hayat tarzında ahşap konaklar, Avrupa mobilyası ve alafranga sofra, insanların hayatında yer almaya başlamıştır. 

Osmanlı Devleti’ndeki Toplumsal Yapı

  Osmanlı Devleti’ndeki Toplumsal Yapı :

     Osmanlı Devleti’nde toplum, önceki Türk devletlerinde olduğu gibi yönetenler ve yönetilenler olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. Bu ayrım da görev dağılımından kaynaklanmıştır. 

      Osmanlı Devleti toplum içerisindeki farklılıklara saygı gösterdiği için Osmanlı’da sosyal sınıf ayrımı ve tabakalaşma meydana gelmemiştir. 

        Burada yaşayan farklı toplulukların siyasal ve sosyal konumları, kendi din ve mezhep esaslarına göre şekillenmiştir.  Böylece farklı inançtaki insanların kendi inançları doğrultusunda yaşamalarına imkân sağlanmış, uygulanan bu sisteme de millet sistemi denilmiştir. 

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Öncesi ve Sonrasıyla Nekbe Büyük Felaket Günü

 Enver Paşa liderliğindeki İttihat ve Terakki Partisi'nin yönettiği Osmanlı Devleti, yine Enver Paşa ve arkadaşlarının bir oldu bittisiyle I.Dünya Savaşı'na girdi.

1917 Yılında İngiltere Balfour Deklarasyonu ile İsrailin kurulması ve Filistin'in işgaline giden yolu açmış oldu.

 I.Dünya Savaşı'nda  Filistin Cephesinde   Türk Komutanlarla kazanılan ilk 2 Gazze savaşından sonra komuta Almanya'nın isteği ve  Enver Paşa'nın da onayıyla değişerek bir Alman General olan K.V.Kresenstein'in Osmanlı Ordusuna komuta etmeye başladı. Bunun ertesinde   III. Gazze   Muharebesini kaybettik. Bunun  üzerine  Filistin, İngilizlerin eline düştü ve İngilizlerce işgal edildi. 

I.Dünya Savaşı'ndan sonra emperyalist Avrupa devletlerinin yenilenleri paylaştığı Paris  Konferansında  İngiltere, Filistini kendine aldı. Bunun sonrasında Balfour Deklarasyonunu uygulamaya başladı. Böylece İngilizlerin himayesi altında Filistinde azınlıkta olan Yahudi nüfusu gün geçtikçe artmaya başladı. 

Siyonist Yahudiler sadece kendi nüfuslarını arttrmakla kalmadılar. Aynı zamanda Müslüman köylerine Deir Yasin katliamı gibi çeşitli katliamlar yaparak da korku ve terör yoluyla Müslüman nüfusu azaltma çalışmaları yaptılar. Diğer taraftan II.Abdülhamitin tahttan inmesinden sonra iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki döneminde  Cemal Paşa bölgeyi yönetirken Filistine Yahudi göçünün üzerindeki sınırlandırmaları fiilen kaldırmıştı. Bölgeye 1908'den itibaren yoğun bir Yahudi göçü başlamıştı.

BM Genel Kurulu'nda 29 Kasım 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylandı.

Filistinliler için Nekbe (Büyük Felaket), 14 Mayıs 1948’de İsrail’in ilk başbakanı olan David Ben Gurion'un beraberindeki 25 kişiyle birlikte Tel Aviv Müzesi’nde İsrail’in Bağımsızlık Bildirgesi’ni dünya kamuoyuna ilan etmesiyle başladı .

Anti emperyalist olduğunu iddia eden SSCB ertesi gün,halkarın özgürlüğüne taraf olduğunu iddia eden ABD ise bu  kararı hemen tanıdı.