XVII. Yüzyıl Sonrası Osmanlı Devlet Ekonomisi
- XV. yüzyıla kadar ticaret yolları büyük ölçüde Osmanlı Devleti’nin kontrolü altındaydı.
,
- Coğrafî keşifler sonucu Osmanlı’nın Akdeniz ve Karadeniz’deki ticaret limanları önem kaybederken Atlas Okyanusu’na kıyısı olan Avrupa limanları önem kazanmaya başlamıştır.
- Amerika’nın altın ve gümüşünün Avrupa’ya girmesiyle birlikte Osmanlı akçesi değer kaybetmiş, bu durum Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiştir.
- Osmanlı ekonomisinde tımar sistemi önemli bir yere sahipti.
- XVI. yüzyılın sonlarına doğru bozulmaya başlayan tımar sistemi XVII. yüzyılda da devam etmiştir.
- Tımar sisteminin bozulmasıyla güvenlik sorunu ortaya çıkmış, köylüler ve sipahiler toprağı bırakıp şehre göç etmişlerdir.
- Osmanlı Devleti XVII. yüzyılda uzun süren ve üst üste kaybedilen savaşlar nedeniyle ekonomik açıdan sıkıntılar yaşamış, devlet bütçesinde açıklar oluşmuştur.
- Osmanlı Devleti, tımar sisteminin bozulmasından sonra iltizam sistemine geçmiştir.
- Bu sistem, devletin vergi kaynaklarının (mukataa) işletilmesinin açık artırma usulü ile belli bir süreliğine mültezim adı verilen görevlilere verilmesine dayanıyordu.
- İltizam sisteminin amacı hazineye hızlı nakit para girdisi sağlamaktır.
- İltizam sisteminde sık sık değişen mültezimler, daha fazla kâr sağlamak amacıyla vergi kaynaklarını talan etmeye başlayınca bu durumu engellemek ve vergi devamlılığını sağlamak amacıyla vergi kaynaklarının mültezimlere ömür boyu verilmesi anlamına gelen malikâne sistemine geçilmiştir.
- Bu sistem ayanların güçlenmesine neden olmuş, ayanların güçlenmesiyle devletin karşısında güçlü bir zümre ortaya çıkmıştır.
- XVIII. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti eyaletlerdeki bazı yerel güçlere iltizam vermek zorunda kalmıştır.
Batı’da Yeni Ekonomik Yaklaşımlar ve Osmanlı
- XV. ve XVIII. yüzyıllar arasında Avrupa’nın ekonomi anlayışında yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır.
- Merkantilizm denen bu iktisadî akımda, devletin büyümesinin ekonominin güçlenmesi ile birlikte olacağı savunulmuştur.
- Merkantilizmde millî ve güçlü bir devlet, dış ticaretin gelişmesi ve değerli madenlere sahip olma gibi üç temel ilke ön plana çıkmıştır.
- Merkantilizm, Avrupa’da uygulama alanı bulduğu ülkelerin ekonomi alanında büyük değişikliklere sebep olmuştur. -
- Bu ekonomik anlayışa göre birey ile devlet arasındaki tercihte devletin çıkarları ön plana çıkmıştır.
- Merkantilizmde, Makyavelizm anlayışında olduğu gibi ekonomide de “amaca ulaşmak için her yol denenmelidir” ilkesiyle hareket edilmiştir.
- Osmanlı Devleti’nin ekonomi anlayışı, Merkantilist anlayıştan “insanların ihtiyaçlarının karşılanması” amacını esas aldığı için farklıydı.
- Osmanlı, ticareti bir amaç olarak değil araç olarak kullanıyor, ithalat çoğu zaman özendiriliyordu.
- Merkantilizmde ise tam tersi bir anlayışla ithalat kısıtlanıp ihracat destekleniyordu.
- Osmanlı ekonomik anlayışı Avrupa’nın Merkantilist yaklaşımındaki zenginleşme, ihracat ve ithalat politikalarına da uymuyordu.
- Kapitülasyonların sürekli hâle gelmesiyle Osmanlı Devleti artık Avrupa’nın Merkantilist anlayışının açık pazarı hâline gelmiştir.
Osmanlı Devleti’nde Para politikası
- Osmanlı ekonomik sisteminde yaşanan olumsuzluklar, yetkilileri para ayarında oynamaya (tağşiş) mecbur bırakmıştır.
- Akçe giderek değerini kaybedince 1623’te para adında yeni bir sikke kestirilmiştir.
- XVII. yüzyılda tağşiş uygulamasından sonra maaşları yeni paralarla ödenen ve satın alma gücü azalan Yeniçeriler ayaklanmaya başlamıştır.
- XVIII. yüzyıl başlarında akçe temel para ölçü birimi olma özelliğini yitirmiş ve ekonomideki yerini kaybetmiştir.
- Dünya ekonomisiyle ilişkilerin arttığı yeni dönemde, ilk defa kaime denilen kâğıt paralar basılmıştır.
- 1844’te tashih-i ayar ismiyle yeni madenî para düzenlemesi yapılmış, bu düzenlemeden sonra bir gram saf gümüşü bulunan birime kuruş, yirmi kuruş değerindeki gümüş paraya mecidiye ve yüz gümüş kuruş değerindeki altına lira adı verilmiştir.
Sanayi İnkılâbı’nın Osmanlı Ekonomisine Etkisi
- XVIII. yüzyılda İngiltere, Sanayi Devrimi’ni tamamlayıp sanayileşme konusunda önemli bir yol alırken Osmanlı Devleti sanayi ve ticaret politikası yüzünden gerilemişti.
- Loncalar, tefeciler için gelir kaynağı olmuş, üyelikler ve imalathaneler parayla alınıp satılır hâle gelmiştir.
- XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa’nın sanayi malları Osmanlı pazarlarını âdeta istilâ etmiştir.
- El işçiliği gerektiren bakırcılık, kunduracılık, terzilik ve fırıncılık gibi bazı meslek dalları dışındaki ürünlerin çoğu o dönemde dışarıdan sağlanmıştır.
- Tanzimat’la birlikte yeniden yerli bir sanayi kurma çabalarında başarılı olunamamıştır.
- Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyılda merkez teşkilatının artan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla dış borçlanma yoluna gitmesi, ekonominin çöküşünü hızlandıran en büyük etken olmuştur.
- 1853 yılında çıkan Kırım Savaşı (1853-1856) devam ederken artan nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla Osmanlı Devleti dışarıdan borç almak zorunda kalmıştır (1854).
- İlk borç İngilizlerden alınmış, daha sonra da borçlanmalar devam etmiştir.
- 1854’ten 1874 yılına kadar geçen sürede 15 borçlanma anlaşması imzalanmış bu borçların yüzde doksanı özel kişilerden ya da bankalardan alınmıştır.
- Osmanlı Devleti zamanla dış borçların faizlerini bile düzenli olarak ödeyemez hale gelince Muharrem Kararnâmesi’ni imzalamak zorunda kalmıştır (1881).
- Avrupalılar bu kararnâme ile kendilerine olan borçların düzenli olarak ödenmesini sağlamaya çalışmışlardır.
- Osmanlı Devleti’nin borçlarına karşılık gösterdiği gelir kaynaklarını işleterek, elde edilen gelirleri alacaklılara dağıtmak amacıyla da Düyun-u Umumîye İdaresi (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder