1 Haziran 2020 Pazartesi

II.Dünya Savaşı'ndan Sonra Türk Dış Politikası

1945'de Sovyetler Birliği Türkiye'den taviz almadan 1925'de ki saldırmazlık paktını yenilemeyeceğini ifade etmiştir. Bu süreçte Türkiye ABD ile ilişki aramaya başlamıştır. Truman Doktrini ve Marshall Yardım Planı çerçevesinde askeri ve iktisadi yönlerde yardım almıştır.
1 Eylül 1947'de askeri yardım anlaşması meclis oy birliği ile onaylanmıştır. Türk Amerikan ilişkileri DP Dönemi’nde bu zemin üzerinde yükselmiştir.  27 Haziran 1953'de BM Güvenlik Konseyi üye devletlere Kore'ye yapılan silahlı saldırıyı püskürtmek ve bölgede barış ve güvenliği sağlamak için yardım çağrısında bulundu. Türkiye hemen yardıma hazır olduğunu bildirdi. 18 Temmuz'da Yalova'da Cumhurbaşkanı başkanlığında başbakan, dış işleri bakanı, savunma bakanı, genelkurmay başkanı toplanıp Kore'ye asker gönderme kararı almışlardır.  Bu karar 4 gün sonra kabineden geçmiş meclise hiç gelmemiştir. 
1 Ağustos'da Türkiye Nato'ya girmek için ABD, İngiltere, Fransa Büyükelçilerin’e teklifini bildirmiştir.. Türkiye'nin Nato'ya girişinde Avrupa muhalif, Amerika ise taraf oluştur. 15 Mayıs 1951'de ABD, Türkiye ve Yunanistan'ı NATO'ya kabul etmeleri için resmen İngiltere ve Fransaya öneride bulunmuştur. 21 Eylül'de Türkiye ve Yunanistan Nato'ya kabul edilmiştir. 18 Şubat 1952'de Türkiye resmen NATO’ya üye olmuştur. 
Sovyetler Birliği  Türkiye resmen NATO’ya üye olmadan önce 3 Kasım 1951'de Türkiye'nin Nato'ya girişini protesto etmiştir.  30 Kasım'da Türkiye'ye ikinci bir nota vererek Nato’ya karşı olduğunu bildirmiştir.
Sovyetler Birliği ile Türkiye'nin ilişkileri Stalin'in ölümünden sonra iyileşmeye başlamıştır. Sovyetler Türkiye ile olan ilişkilerini onarmaya çalışmıştır. 30 Kasım 1953 tarihli Sovyet Notası 1945'de yürürlükten kaldırılarak dostluk anlaşmasının yenilenmesi önerilmiştir. Boğazlar, Kars, Ardahan ile ilgili tüm iddialarından Sovyetler vazgeçiyorlardı. Sovyetlerin sıcak yaklaşımına Tükiye fazla iltifat etmemiştir. Türk Sovyet ilişkileri zamanla gelişmiş ancak sıcak tutulmamıştır. 
ABD'nin 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki tezi Sovyetleri çevrelemek yönündeydi. Sovyetler’i Güneyden Türkiye, Doğudan İran’la çevirmek amacını taşımaktaydı. Pakistan'da dahil Müslüman’ların Komünist karşıtı bir blok oluşturması amacını gütmekteydi. Türkiye'de bu yüzden 1953'lü yıllardan itibaren anti komünist faliyetler yükselmiştir. Nato’ya girişle birlikte Komünizm’le mücadele derneği ve yayınları artırmıştır. Bu Amerika’nın konu ile ilgili hassasiyetini gösterir. 
Çünkü Türkiye içerisinde Sovyet tehlikesi vardı. Türkiye Nato’ya üye olmakla beraber Türk Dış Politikası Sovyet karşıtı ve batı yanlısı bir yönde yol almaya başlamıştır. Türk Dış Politikası 3. Dünya anlayışını es geçmiştir. Türkiye Nato ve Sovyet bağlantısı nedeniyle diğer ülkelerle ilişkisini geliştirememiştir.
Türk Dş Politikası yeni girmiş olduğu Batı Bloğu içerisinde bir dönem acemilik yaşamıştır. Yeni ittifakta yeni ilişkilerin geliştirilmesi ve kurulması Türkiye için zaman almıştır.  Türkiye’nin yeniden ilişkilerini düşünme mecburiyetinde olduğu dönem 1964 Johnson mektubudur.  ABD Başkanı Johnson'un gönderdiği meşhur mektuptur
Dünyada gelişen 1968 gençlik olayları , Türkiye'de de ABD karşıtlığının doğmasında etkili olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder