Dinimizde her konuda olduğu gibi ahlak alanında da temel kaynaklarımız Kur’an ve sünnettir.
Kur’an-ı Kerim’de ahlaki davranış olarak
övülen ve önerilen güzel huylar yanında yerilen ve uzak durulması tavsiye edilen kötü huylardan da bahsedilir. Yüce kitabımızda Kalem suresi, 4. ayet'te “Şüphesiz ki sen, yüce bir ahlak üzeresin.” ifadesiyle övülen Peygamber Efendimiz adeta
“Canlı Kur’an” olarak ahlaki güzelliklerin tamamını hayatında yaşamış ve bizlere bu konuda
da örnek olmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de ihlas, takva, doğruluk, adalet, cömertlik, sevgi, ana-babaya iyilik gibi güzel huylar emredilmekte; riya, yalan, gıybet, rüşvet, cimrilik gibi kötü huylar da mü’minlerin uzak
durması gereken günahlar olarak anlatılmaktadır. Peygamber Efendimiz de Kur’an-ı Kerim’de
anlatılan güzel ve çirkin huyları hadislerinde açıklayarak, nasıl anlaşılması gerektiği konusunda
ayetlerdeki emir ve yasakları tefsir etmektedir.
Örneğin Hadis kitaplarından Müslim'de ( Birr, 70) Peygamber Efendimiz de gıybeti “Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” şeklinde tarif etmiştir. Sahabilerden birinin, “Ya kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersiniz?”
sorusuna ise, “Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira etmiş
olursun.”cevabını vererek gıybeti açıklamıştır.
Bir mü’minin ahlaki bakımdan olgunlaşması ve imanını kemale erdirmesi için Kur’an-ı Kerim’deki emir ve yasaklara uyması gerekir. Bunu gerçekleştirebilmenin yolu ise sünnete uymayı bir hayat prensibi olarak benimsemekten geçer. Peygamber Efendimizin sünnetine uymak ve onun
yolunu takip etmek, ahlaki erdemlere ulaşmak isteyen Müslümanlar için en istikametli ve en kolay
yoldur. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de Âl-i İmrân suresi, 31. ayet'te “De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’