Peygamber Efendimizin Hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Peygamber Efendimizin Hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2018 Pazar

Hz.Muhammed(SAV) Dönemi



Peygamber Efendimiz İslamiyeti tebliğ etmeye başladıktan sonra Mekkeli müşrikler İslamiyete karşı çıkıp onun yayılmasını engellemek istediler.
Mekkeli müşriklerin İslamiyete karşı çıkmalarının sebepleri:
1) İslamiyetin insanları hukuken eşit saymasına rağmen müşriklerin o günkü toplumunda köleliğin temel  toplumsal durumlardan biri olması
2) İslamiyet, bütün ahlaksızlıkları reddettiği halde onların birçok ahlaksızlığı yaşam biçimi haline getirmiş olması.
3)İslamiyet kadına ve erkeğe haklar ve ödevler olarak adaletli bir şekilde değer verdiği halde onların kadınlara hiçbir değer  vermemesi ; hatta kız çocuklarını diri diri toprağa gömmesi
4)Putperestliğin öneml bir gelir kaynağı olduğu Mekke'de müşriklerin İslamiyet yüzünden zenginliklerini kaybedeceklerini düşünmeleri
5)Araplar arasındaki kabile üstünlüğü/kabilecilik anlayışı 
6)Arapların geleneklerine ve geçmişe son derece bağlı olmaları
7)Öldükten sonra hesap verme endişesi

1. Akabe Biatları

Peygamberimiz İslamı anlatmaya ve yaymaya  bütün varlığıyla çalışırken Mekkeli müşriklerin ağır baskılarıyla karşılaşıyordu Müslümanlar. İşte bu nedenle 615 yılında iki kafile Habeşistana hicret ettiler.
Peygamberimiz ve ashabı  İslamın yayılması için yine çalıışmaya devam ediyorlardı Mekke'de. Bu çalışmalar sırasında Peygamberimizin 
621 ve 622  yıllarında Medinelilerle yaptığı görüşmeler sonunda onların İslâmiyeti kabul etmesi ve Hz.Peygamberi koruyacaklarına söz vermeleri olayına Akabe Biatları denir.
2.Hicret
Hicret: Mekkeli müşriklerin baskısına karşılık Medineli Müslümanların çağrısıyla (Akabe Biatları sonucunda) Müslümanların 622 yılında Mekke’den Medine’ye göç etmesine hicret denir.
Hicretin Sebepleri:
  1. Mekkeli müşriklerin Müslümanlara karşı zorbalıklarını artırmaları ve Müslümanların dinini Mekke’de özgürce yaşayamaz hale gelmesi
  2. Hz. Muhammed (SAV)'in İslâmiyet’i farklı yerlere yaymak istemesi
Hicretin Sonuçları:
1- Müslümanlar, Mekkeli müşrikler karşısında siyasi bir kuvvet haline geldiler.
2- Hicretin ardından Medine’deki tüm taraflarla anlaşılarak elli üç maddelik bir sözleşme (Medine Sözleşmesi) oluşturulmuştur. 
3- Bu anlaşmayla(sözleşmeyle) İslâm devletinin temelleri atıldı. Hz. Muhammed, din ve devlet başkanı oldu.
4- Göç edenlere muhacir, Medine’de onlarla dayanışma içerisine giren Medine’li müslümanlara Ensar denildi. Böylece Medinede bir kardeşlik  ve birlik bilinci oluşturuldu.
5- İslâm dinînin yayılması kolaylaştı.
6- Medine’ye Mescid-i Nebi inşa edildi .
7- Hicret vakası Hz. Ömer vaktinde Hicri takvimin  başlama tarihi olarak kabul edildi.


3.Bedir Savaşı/Gazvesi (624)

Nedenleri:
1.Müslümanların Medine'de bir güç haline gelmeleri
2.Müslümanların Şam Ticaret yolunu tehdit etmeleri
3.Mekkeli Müşriklerin, hicret eden Müslümanların Mekke'de kalan mallarını yağmalamaları
4.Müslümanların Mekkeli Müşriklerin bu yaptıklarına karşılık Mekkeli Müşriklerin bir ticaret kervanına el koymak istemeleri
Sonuçları:
1.Müslümanlar,ilk askeri başarılarını kazanarak önemli bir güç olduklarını gösterdiler.
2.Mekke-Şam ticaret yolunun kontrolü Müslümanların eline geçti.
3.İslâm savaş hukuku ( ganimet ve esirler) doğdu.
4.Mekkeli Müşriklerden esir olanlar on kişiye okuma yazma öğretmeleri karşılığı serbest bırakıldı. Bu İslâmın okuma yazmaya verdiği önemi gösterdi.
5.Medine Sözleşmesine uymayan Beni Kaynuka Yahudi Kabilesi Medine'den çıkarıldı.
6.Uhud Savaşına sebep oldu.































4.UHUT SAVAŞI/GAZVESİ  (625)


Nedenleri:
1) Mekkeli müşriklerin  Bedir yenilgisinin intikamını almak istemeleri
2) Mekkeli   müşriklerin Şam ticaret yolunu Müslümanların  kontrolünden çıkarmak istemeleri
3) Şam ticaret  yolundan izinsiz geçmeye  çalışan ​ bir ticaret kervanlarının Müslümanların eline geçmesi

        Uhud Dağı eteklerinde savaş yapıldı ve Müslümanların çoğu Peygamberimizin savunma yapma isteğinde değil de açık alanda savaş isteğinde olunca Peygamberimiz istişare kararına uyarak açık alanda savaşı kabul etti. Ayrıca okçular  emre itaatsizlik edip mevzilerini terkettiler.Bunlar nedeniyle Müslümanlar savaş alanından  Uhud Dağına çekildiler.

Sonuçlar:
1.Mekkeliler kesin sonuç alamadılar.
2.Şam ticaret yolu Müslümanların kontrolünden çıktı.
3.Müslümanlara ihanet eden yahudi Beni Nadir kabilesi Medine'den atıldı.
4.Peygamberimizin Müslümanlar üzerinde otoritesi arttı.
5.Müşrikler,Müslümanları tek başlarına yenemeyeceklerini anladılar.






5.Hendek Savaşı /Gazvesi (627)
 Nedenleri:
1.Yahudilerin Mekkeli müşrikleri ve diğer kabileleri Müslümanlara karşı kışkırtmaları
2.Müslümanları yok etmek isteyen Mekkeli müşriklerin Uhud Savaşında kesin bir sonuç alamamış olmaları.
3.Mekkeli müşriklerin Müslümanların daha fazla güçlenmesini istememeleri
Sonuçları:
1.İhanet eden Beni Kureyza Kabilesi de Medine'den atıldı. Böylece Medine'de yahudi kalmadı.
2.Hendek savaşı, müşriklerin son seferi oldu.
3.Müslümanlar taaaruz konumuna , müşrikler ise savunma konumuna geçtiler.
4.İlk İslam askeri hastanesi bu savaş sırasında kuruldu.
5.Arap yarımadasında İslamın itibarı ve prestiji arttı.
6. İslamiyetin yayılışı hızlandı.



6.Hudeybiye Barışı  (628)
Müslümanlar 628 yılında Hac yapmak için haram aylarda silahsız bir biçimde Mekke'ye yöneldiler. Ancak, Mekkeli müşrikler onların önlerini kestiler. Olay haram aylarda olduğundan savaş olmadı  ve anlaşma yapıldı.
Sonuçları:
1.Mekkeli müşrikler, Müslümanları hukuken tanımış oldular. Bu açıdan İslamın ilk siyas zaferi olarak kabul edilir.
2.Mekkeli müşrikler, Müslüman olan Mekkeliler'den Medine'ye sığınanların geri Mekke'ye iade edilmesi maddesini anlaşmaya koyarak İslamın yayılmasını engellemek istediler.
2. Müslümanlar bu maddeye rağmen barış döneminden yararlanarak , İslamı hızla yaydılar.
3. Kuzeydeki yahudiler üzerine gitme fırsatı doğdu.
4.Mekkeli müşrikler bu anlaşmayla barış yoluyla Şam Ticaret Yolunu açık tutmak istedler.




7.Hayber Kalesi'nin Fethi (629)
Hayber'de bulunan yahudilere karşı yapılan bir seferdir.
Sebepleri:
1.Haybere yerleşen yahudilerin orayı merkez edinip müşrikleri Müslümanlara karşı kışkırtmaları.
2.Hayber  yahudilerinin anlaşmaya ihanet etmeleri.
3.Medine'nin kuzeyinin güvenliğinin sağlanmak istenmesi.
4.Müslümanların Şam ticaret yolunun kontrolünü ele geçirmek istemesi.
Sonuçları:
1.Hayber fethedilerek Medine'nin kuzeyinin güvenliği sağlandı.
2.Şam ticaret yolunun kontrolü Müslümanların eline geçti.
3.Mekke'nin fethine zemin hazırlandı.



8.MUTE SAVAŞI (629)
Nedenleri:
1.Bizansa  bağlı hristiyan Gassanilerin  İslam elçisini öldürmeleri.
2.Bizans Müslümanların büyümesinden endişe duyması
Sonuçları:
1.Bizans'la yapılan bu ilk savaşın kazananı olmadı.
2.Gazve(Peygamberimizin katıldığı genel savaş) değil seriyye( operasyon gücü) olduğundan ve de Medineye İslamiyetin kabulü için pek çok heyet geldiğinden Peygamberimiz bu savaşa katılmamıştır.
3.Gassanilere savaşa gidilirken Bizans ordusuyla da  savaşılmıştır.








9.MEKKE'NİN FETHİ  (630)

Nedenleri:
1.Peygamberimizin  kutsal olan Kabe'yi alıp putlardan temizleyerek orjinal haline çevirmek istemesi
2.Mekkelilerin Hudeybiye barışını bozmaları
Sonuçları:
1)    Mekke müşriklerin  elinden çıktı.
2)    Kabe putlardan temizlendi ve eskiden Hz. İbrahim vaktindeki gibi Müslümanların oldu.
3)    Müslümanlar Arap yarımadasının en büyük gücü oldu.
4)    İslamın yayılması daha da hızlandı.
5)    İlan edilen genel aftan sonra Mekkelilerin çoğu Müslüman oldu.

10. Huneyn Seferi (630) 
Sebepleri:
1.Mekke'deki  müşriklerin bir kısmı Huneyn Vadisi'ne giderek ordaki müşriklerle birleşerek Mekke'yi geri almak için toplanması.
Peygamber Efendimiz(Sav)  bunun üzerine orduyu topladı ve üzerlerine gidilerek yapulan savaşın sonunda yenilgiye uğratıldılar.
Sonuçları:
1.Mekke'nin fethi pekişti ve İslamın ordaki hakimiyeti kesinleşti.

11.Taif  Kuşatması(630)
Sebepleri:
1.Huneyn'de yenilen müşriklerin Taif'e gidip ordaki müşriklerle birleşerek Müslümanlara karşı saldırı hazırlığına girmeleri.
Sonuçları:
1. Taif kuşatması uzayıp başarılı olunamayınca Peygamber  Efendimiz(Sav) kuşatmayı kaldırdı ve ordu geri döndü.
2.Taifliler  bir  yıl sona kendiliğinden İslamı kabul ettiler Böylece bu sorun da çözüldü.

12.Tebük Seferi(631)

Sebepleri:
1.Bizans'ın Kabe ve Müslümanlar üzerine ordu gönderdiği haberinin alınması
Sonuçları
1.Suriye'de  Tebük'e kadar giden İslam ordusu haberin asılsız olduğunu anladı.
2.İslam ordusunun Suriye'de böylece varlık göstermesi İslam Devleti'nin Suriye'de gücünü göstererek İslamiyetin itibarını arttrmıştır.
3.Hz.Muhammed(Sav)'in son seferidir.
4.Bu sefer sırasında ilk defa karantina sistemi uygulanmıştır. Bu durum Peygamber Efendimizin halk sağlığına verdiği önemi ve uyguladığı doğru tedbirleri gösterir.

13. Veda Haccı ve Veda Hutbesi (632)
Veda Haccı, Peygamber Efendimiz(Sav)'in yaptığı son haccıdır.  Bu hacc ile hac ibadetinin nasıl yapılacağını açıkça gösterdiği gibi burda verdiği Veda Hutbesi de İslamın ve imanın özünü çok net anlatan bir hutbedir. 
Veda Hutbesi'nde  Kur'an ve Sünnete bağlı kalındıkça eski sapkınlıklara dönülmeyeceği ,Müslümanların birlik ve bütünlüklerinin bozulmayacağı vurgulanmıştır. İnsanlar arasında ırka dayalı ayrım olmadığı belirtildiği gibi kadınlar ve erkeklerin karşılıklı haklarının ve ödevlerinin olduğu da belirtilmiştir. Bunların yanında Müslümanların dikkat etmesi  gereken diğer önemli konulara da bu hutbede açıkça değinilmiştir.


14.Peygamber Efendimiz(Sav)'in Vefatı
Peygamber Efendimiz, Veda Haccı'ndan sonra  Medine'ye döndü. 
Hz. Muhammed (Sav) 13 gün kadar süren bir hastalığın ardından 8 Haziran 632’de (Hicrî 11, Rabîulevvel 12) Pazartesi günü Medine’de bulunan evinde ve 63 yaşında vefat etti.


15 Mart 2018 Perşembe

OKUMA PARÇASI SASANİLERİN YEMEN VALİSİ VE PEYGAMBER EFENDİMİZ


Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı. (Milâdî 628.)

Hükümdarları, İslâma dâvet kararı alan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Ashabdan Abdullah bin Huzâfe`yi de İran Kisrâsı Perviz İbni Hürmüz`e elçi olarak gönderdi.

İran`a varıp, saraya kabul edilen Hz. Abdullah bin Huzâfe, Peygamberimizin İslâma dâvet mektubunu bizzat Kisrâ Perviz`in eline teslim etti. Kisrâ mektubu kâtibine okuttu:

"Bismillahirrahmanirrahim!"Allah Resûlü Muhammed`den, Farsların büyüğü Kisrâ`ya!"
Bu hitap, Kisrâyı son derece hiddetlendirdi. Mektubun devamının okunmasına müsaade etmeden ve muhtevâsını öğrenmeden, "Şuna bak! Benim kulum, kölem olan kişi [Hâşâ> kalkıyor da bana mektup yazıyor" diyerek Hz. Resûlullahın mübârek mektubunu alıp küstahça yırttı.
Sonra da haddini aşarak elçi Abdullah bin Huzâfe`ye şöyle çıkıştı:
"Mülk ve saltanat bana mahsustur. Benim bu hususta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından dolayı asla endişem ve korkum yoktur!
"Firavun, İsrailoğullarına hakim olmuştu. Siz onlardan daha güçlü değilsiniz. Sizi derhal hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var? Ben Firavundan daha iyi ve güçlüyümdür"1

diye hitap etti ve onu adamları vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı.


Abdullah bin Huzâfe`nin Medine`ye Dönüşü

Hz. Abdullah bin Huzâfe, Peygamber Efendimizin İslâma dâvet mektubunu Kisrâya vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz hemen bineğine atlayarak Medine yolunu tuttu.

O sırada Kisrânın öfkesi bir nebze dinmiş olacak ki, onu bulup getirmelerini adamlarına emretti. Ancak, Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.
Medine`ye gelen Hz. Abdullah, Peygamberimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Peygamberimiz ellerini kaldırarak Kisrâya şöyle beddua etti:
"Yâ Rabbi! Nasıl o benim mektubumu parçaladı, Sen de onu ve onun mülkünü parçala!"2
Bu bedduanın tesiriyledir ki, Kisrâ Perviz`in oğlu Şireveyh hançer ile onu parçaladı. Sa`d İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını param parça etti. Sasaniye devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.



Peygamberimizin Gönderdiği Mektup

Resûl-i Ekrem Efendimizin İran Kisrâsı Hüsrev Perviz`e gönderdiği İslâma dâvet mektubunun tam metni şu meâldeydi:

"Bismillahirrahmanirrahim! Allah`ın Resûlü Muhammed`den, Farsların Büyüğü Kisrâ`ya!
"Doğru yolda gidenlere, Allah`a ve Peygamberine iman edenlere, bir Allah`tan başka ilah olmadığına, Onun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Muhammed`in Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet edenlere selâm olsun!
"Ben, seni İslâma dâvet ediyorum.
"Çünkü ben; Bütün insanlara `hayatı olan kişilere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kâfirlere o söz hak olmak için (azap sözü gerçekleşmesi için)` peygamber olarak gönderildim.
"Müslüman ol ki, selâmete eresin! Eğer, dâvetimden yüz çevirirsen, mecusî kavminin günahı senin boynuna olsun!"3



Kisranın Yemen Valisine Emri

Kisrâ, Efendimizin mübârek mektubunu yırtmakla da hiddet ve hırsını dindirememişti. Yemen valisi Bazan`a şu emri verdi:

"Duyduğuma göre, Kureyşten biri ortaya çıkmış, peygamberlik dâva ediyormuş. Sen güçlü kuvvetli adamlarından ikisini gönder. Onu bağlayıp getirsinler."4
Vali Bazan emri yerine getirmekte gecikmedi. Peygamber Efendimize iki kişi gönderdi. Ellerine de, Efendimizin gidip Kisrâya teslim olmasını emreden bir mektup verdi.
Babeveyh ve Hurre Husre adındaki bu adamlar Medine`ye gelerek Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna çıktılar. Babeveyh, Efendimize hitaben şöyle dedi:
"Kisrâ, vali Bazan`a yazı yazıp seni kendisine götürmek üzere sana adam göndermesini emretti. Bazan da, beni sana gönderdi. Eğer, benimle gelirsen Yemen valisi, Kisrâ`ya senin lehinde mektup yazar, seni bağışlatır.
"Eğer, benimle gelmekten çekinirsen, Kisrâ seni de, kavmini de yok eder, memleketini de yıkar."5 Sonra da Bazan`ın mektubunu verdi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz Babeveyh`in anlattıklarını ve mektubun muhtevasını öğrendikten sonra gülümsedi. Sonrada onları İslâmiyete dâvet etti.
Elçiler, Efendimizin huzurunda manevî heybetinden dolayı tir tir titriyorlardı. Fakat, bunu hissettirmemek için cesaretli konuşmaya çalışıyorlardı.
Peygamber Efendimiz, "Ne yapmak istediğimi yarın size haber veririm" deyip onları huzurundan çıkardı.6
Ertesi gün Resûl-i Kibriyâ Efendimiz vahiy ile gelen şu haberi onlara iletti:
"Yüce Allah Kisrâya oğlu Şireveyh`i musallat kıldı. Şireveyh, onu filan ayda, filan gecede ve gecenin de filan saatında öldürdü!"7
Bu haber karşısında elçiler, şaşırıp kaldılar.
Peygamber Efendimiz Ayrıca onlara hitaben şöyle dedi
"Bazan`a deyiniz ki: Benim dinim ve hakimiyetim, Kisrânın mülk ve saltanatının ulaştığı yerlere kadar ulaşacaktır.
"Yine ona deyiniz ki: Eğer sen Müslüman olursan, şu anda idare etmekte olduğun yerleri sana vereceğim. Seni Ebnalardan [Güney Arabistanda yerleşen İranlılar> meydana gelen kavme hükümdar yapacağım."8
Bunun üzerine Bazan`ın adamları Yemen`e döndüler. Olup bitenleri anlatıp, Peygamberimizden görüp duyduklarını naklettiler. Vali Bazan, "Vallahi, bu hükümdar sözü değildir. Öyle sanıyorum ki, bu zât dediği gibi, bir peygamberdir"9 demekten kendini alamadı.
Sonra da adamlarına, "Onu nasıl buldunuz?" diye sordu.
Onlar, "Biz, ondan daha heybetli, hiç bir şeyden korkmayan ve muhafızsız bulunan bir hükümdar görmedik. Mütevazi ve yaya olarak halk arasında yürüyordu!" cevabını verdiler.
Bazan, bir müddet daha beklemeyi uygun buldu. "Kisrâ hakkında söylemiş olduğu sözün neticesini beklemeliyim. Eğer sözü doğru çıkarsa, o gerçekten Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir.
"Şayet, dediği doğru çıkmazsa, o zaman gereğini düşünürüz." dedi.10
Aradan birkaç gün gibi kısa bir zaman geçmişti ki, Kisrânın oğlu Şivereyh`ten Bazan`a şu meâlde bir mektup geldi:
"Ben Kisrâyı öldürdüm! Bu mektubum sana gelince, benim nâmıma halkın bîatını al! Kisrânın sana yazmış olduğu zât hakkında da, yeni bir emrim gelinceye kadar bekle ve hiç bir teşebbüse geçme!"11
Hesap ettiler: Gördüler ki, Perviz`in öldürülmesi, Fahr-i Âlem Efendimizin haber verdiği aynı günün gecesine ve gecenin de aynı saatine rastlıyordu.12
Bazan`ın gönül âlemi bu apaçık mucize karşısında birden aydınlandı.
"Muhammed (a.s.m.), muhakkak, Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir" diyerek Müslüman oldu.13 Onu, Yemen`de oturan Ebnâların Müslüman olması takib etti.14
Bazan daha sonra da Müslüman olduklarını Resûl-i Ekrem Efendimize haber verdi. Bu haberi alan Efendimiz, onu San`a valisi tayin etti. Bu, Peygamberimizin tayin ettiği ilk vali idi ve İran valilerinden imâna gelen ilk zâttı.15


Kaynaklar


  1. Ravdü`l-Ünf, 6:590.
  2.  Zâdü`l-Meâd, 3:71.
  3.  İbn-i Kesîr, Sîre, 3:508; Zâdü`l-Mead, 3:71; İnsanü`l-Uyûn,3:291.
  4.  Taberî, 3:90.
  5. A.g.e., 3:90-91.
  6.  Tabakât, 1:260.
  7. A.g.e., 1:260; Taberî, 3:91; İnsanü`l-Uyûn, 3:292.
  8.  Taberî, 3:91.
  9.  Taberî, 3:91.
  10. A.g.e., 3:91.
  11. Taberî, 3:91.
  12. Tabakât, 1:260.
  13.  Taberî, 3:91.
  14.  A.g.e., 3:91.
  15.  A. Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hülefâ, 1:182.