Sasaniler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sasaniler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2020 Cumartesi

Orta Çağ'da Devlet ve Toplum

 Orta Çağ (476-1453)

476 Batı Roma İmparatorluğu'nun    yıkılışından 1453'de İstanbul'un fethine kadar geçen çağdır.

Başlıca siyasi olaylar

651 Sasani Devleti'nin yıkılması

711 Vizigot Krallığı'nın yıkılması

1000 İslamiyetin Hindistan'da yayılmaya başlaması

1054 Hristiyanlıktaki Katolik-Ortodoks bölünmesi

1196 Moğol İmparatorluğu'nun kurulması

1215 İngiltere'de Magna Carta'nın ilanı

1227 Moğol İmparatorluğu'nun parçalanması

1295 İngiltere'de parlamenter sisteme geçilmesi

1337-1453 Yüzyıl Savaşları

1347-1351 Avrupa'da Veba Salgını

Orta Çağın Önemli Siyasi Yapıları

A. Siyasi Tarihler

1.Avrupa

Roma imparatorluğu yıkılınca kimler nereleri aldı?

a.Vizigotlar Galya ve İspanya'yı

b.Burgonlar Rhone Vadisini

c.Franklar ve Alamanlar Galya'nın kuzeydoğusunu

d.Vandallar Kartaca merkezli olarak Kuzeybatı Afrika'yı 

Bu barbar kavimler birbirleriyle de mücadele ettiler. 

Franklar  Fransa'da devlet kurdular.

15 Mart 2018 Perşembe

OKUMA PARÇASI SASANİLERİN YEMEN VALİSİ VE PEYGAMBER EFENDİMİZ


Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı. (Milâdî 628.)

Hükümdarları, İslâma dâvet kararı alan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Ashabdan Abdullah bin Huzâfe`yi de İran Kisrâsı Perviz İbni Hürmüz`e elçi olarak gönderdi.

İran`a varıp, saraya kabul edilen Hz. Abdullah bin Huzâfe, Peygamberimizin İslâma dâvet mektubunu bizzat Kisrâ Perviz`in eline teslim etti. Kisrâ mektubu kâtibine okuttu:

"Bismillahirrahmanirrahim!"Allah Resûlü Muhammed`den, Farsların büyüğü Kisrâ`ya!"
Bu hitap, Kisrâyı son derece hiddetlendirdi. Mektubun devamının okunmasına müsaade etmeden ve muhtevâsını öğrenmeden, "Şuna bak! Benim kulum, kölem olan kişi [Hâşâ> kalkıyor da bana mektup yazıyor" diyerek Hz. Resûlullahın mübârek mektubunu alıp küstahça yırttı.
Sonra da haddini aşarak elçi Abdullah bin Huzâfe`ye şöyle çıkıştı:
"Mülk ve saltanat bana mahsustur. Benim bu hususta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından dolayı asla endişem ve korkum yoktur!
"Firavun, İsrailoğullarına hakim olmuştu. Siz onlardan daha güçlü değilsiniz. Sizi derhal hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var? Ben Firavundan daha iyi ve güçlüyümdür"1

diye hitap etti ve onu adamları vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı.


Abdullah bin Huzâfe`nin Medine`ye Dönüşü

Hz. Abdullah bin Huzâfe, Peygamber Efendimizin İslâma dâvet mektubunu Kisrâya vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz hemen bineğine atlayarak Medine yolunu tuttu.

O sırada Kisrânın öfkesi bir nebze dinmiş olacak ki, onu bulup getirmelerini adamlarına emretti. Ancak, Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.
Medine`ye gelen Hz. Abdullah, Peygamberimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Peygamberimiz ellerini kaldırarak Kisrâya şöyle beddua etti:
"Yâ Rabbi! Nasıl o benim mektubumu parçaladı, Sen de onu ve onun mülkünü parçala!"2
Bu bedduanın tesiriyledir ki, Kisrâ Perviz`in oğlu Şireveyh hançer ile onu parçaladı. Sa`d İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını param parça etti. Sasaniye devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.



Peygamberimizin Gönderdiği Mektup

Resûl-i Ekrem Efendimizin İran Kisrâsı Hüsrev Perviz`e gönderdiği İslâma dâvet mektubunun tam metni şu meâldeydi:

"Bismillahirrahmanirrahim! Allah`ın Resûlü Muhammed`den, Farsların Büyüğü Kisrâ`ya!
"Doğru yolda gidenlere, Allah`a ve Peygamberine iman edenlere, bir Allah`tan başka ilah olmadığına, Onun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Muhammed`in Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet edenlere selâm olsun!
"Ben, seni İslâma dâvet ediyorum.
"Çünkü ben; Bütün insanlara `hayatı olan kişilere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kâfirlere o söz hak olmak için (azap sözü gerçekleşmesi için)` peygamber olarak gönderildim.
"Müslüman ol ki, selâmete eresin! Eğer, dâvetimden yüz çevirirsen, mecusî kavminin günahı senin boynuna olsun!"3



Kisranın Yemen Valisine Emri

Kisrâ, Efendimizin mübârek mektubunu yırtmakla da hiddet ve hırsını dindirememişti. Yemen valisi Bazan`a şu emri verdi:

"Duyduğuma göre, Kureyşten biri ortaya çıkmış, peygamberlik dâva ediyormuş. Sen güçlü kuvvetli adamlarından ikisini gönder. Onu bağlayıp getirsinler."4
Vali Bazan emri yerine getirmekte gecikmedi. Peygamber Efendimize iki kişi gönderdi. Ellerine de, Efendimizin gidip Kisrâya teslim olmasını emreden bir mektup verdi.
Babeveyh ve Hurre Husre adındaki bu adamlar Medine`ye gelerek Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna çıktılar. Babeveyh, Efendimize hitaben şöyle dedi:
"Kisrâ, vali Bazan`a yazı yazıp seni kendisine götürmek üzere sana adam göndermesini emretti. Bazan da, beni sana gönderdi. Eğer, benimle gelirsen Yemen valisi, Kisrâ`ya senin lehinde mektup yazar, seni bağışlatır.
"Eğer, benimle gelmekten çekinirsen, Kisrâ seni de, kavmini de yok eder, memleketini de yıkar."5 Sonra da Bazan`ın mektubunu verdi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz Babeveyh`in anlattıklarını ve mektubun muhtevasını öğrendikten sonra gülümsedi. Sonrada onları İslâmiyete dâvet etti.
Elçiler, Efendimizin huzurunda manevî heybetinden dolayı tir tir titriyorlardı. Fakat, bunu hissettirmemek için cesaretli konuşmaya çalışıyorlardı.
Peygamber Efendimiz, "Ne yapmak istediğimi yarın size haber veririm" deyip onları huzurundan çıkardı.6
Ertesi gün Resûl-i Kibriyâ Efendimiz vahiy ile gelen şu haberi onlara iletti:
"Yüce Allah Kisrâya oğlu Şireveyh`i musallat kıldı. Şireveyh, onu filan ayda, filan gecede ve gecenin de filan saatında öldürdü!"7
Bu haber karşısında elçiler, şaşırıp kaldılar.
Peygamber Efendimiz Ayrıca onlara hitaben şöyle dedi
"Bazan`a deyiniz ki: Benim dinim ve hakimiyetim, Kisrânın mülk ve saltanatının ulaştığı yerlere kadar ulaşacaktır.
"Yine ona deyiniz ki: Eğer sen Müslüman olursan, şu anda idare etmekte olduğun yerleri sana vereceğim. Seni Ebnalardan [Güney Arabistanda yerleşen İranlılar> meydana gelen kavme hükümdar yapacağım."8
Bunun üzerine Bazan`ın adamları Yemen`e döndüler. Olup bitenleri anlatıp, Peygamberimizden görüp duyduklarını naklettiler. Vali Bazan, "Vallahi, bu hükümdar sözü değildir. Öyle sanıyorum ki, bu zât dediği gibi, bir peygamberdir"9 demekten kendini alamadı.
Sonra da adamlarına, "Onu nasıl buldunuz?" diye sordu.
Onlar, "Biz, ondan daha heybetli, hiç bir şeyden korkmayan ve muhafızsız bulunan bir hükümdar görmedik. Mütevazi ve yaya olarak halk arasında yürüyordu!" cevabını verdiler.
Bazan, bir müddet daha beklemeyi uygun buldu. "Kisrâ hakkında söylemiş olduğu sözün neticesini beklemeliyim. Eğer sözü doğru çıkarsa, o gerçekten Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir.
"Şayet, dediği doğru çıkmazsa, o zaman gereğini düşünürüz." dedi.10
Aradan birkaç gün gibi kısa bir zaman geçmişti ki, Kisrânın oğlu Şivereyh`ten Bazan`a şu meâlde bir mektup geldi:
"Ben Kisrâyı öldürdüm! Bu mektubum sana gelince, benim nâmıma halkın bîatını al! Kisrânın sana yazmış olduğu zât hakkında da, yeni bir emrim gelinceye kadar bekle ve hiç bir teşebbüse geçme!"11
Hesap ettiler: Gördüler ki, Perviz`in öldürülmesi, Fahr-i Âlem Efendimizin haber verdiği aynı günün gecesine ve gecenin de aynı saatine rastlıyordu.12
Bazan`ın gönül âlemi bu apaçık mucize karşısında birden aydınlandı.
"Muhammed (a.s.m.), muhakkak, Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir" diyerek Müslüman oldu.13 Onu, Yemen`de oturan Ebnâların Müslüman olması takib etti.14
Bazan daha sonra da Müslüman olduklarını Resûl-i Ekrem Efendimize haber verdi. Bu haberi alan Efendimiz, onu San`a valisi tayin etti. Bu, Peygamberimizin tayin ettiği ilk vali idi ve İran valilerinden imâna gelen ilk zâttı.15


Kaynaklar


  1. Ravdü`l-Ünf, 6:590.
  2.  Zâdü`l-Meâd, 3:71.
  3.  İbn-i Kesîr, Sîre, 3:508; Zâdü`l-Mead, 3:71; İnsanü`l-Uyûn,3:291.
  4.  Taberî, 3:90.
  5. A.g.e., 3:90-91.
  6.  Tabakât, 1:260.
  7. A.g.e., 1:260; Taberî, 3:91; İnsanü`l-Uyûn, 3:292.
  8.  Taberî, 3:91.
  9.  Taberî, 3:91.
  10. A.g.e., 3:91.
  11. Taberî, 3:91.
  12. Tabakât, 1:260.
  13.  Taberî, 3:91.
  14.  A.g.e., 3:91.
  15.  A. Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hülefâ, 1:182.


11 Mart 2018 Pazar

İslamiyetin Doğduğu Dönemde Dünya





A.Dünyanın Siyasî Durumu
1.Hz.Muhammed'in (SAV) doğum tarihi M.S.571
2.Devrin ve bölgenin büyük güçleri: İslamiyetin Doğduğu Dönemde Dünya(Doğu Roma) ve Sasani Devletleri  aralarındaki  mücadelelerle yıpranmışlardı.
3.Türklerin Kök Türk Devleti'yle  Arapların sadece ticari ilişkisi vardı.
















B.Arap Toplumsal Yapısı
 1.Arap toplumu
 a. Hadariler (Medeniler)     
1.Köylüler ve şehirlilerden oluşur. 
2.Tarım ve ticaretle uğraşmışlardır.     
 3.Kabile Meclisi Yönetimi vardır.
b.Bedeviler
1.Göçebedirler.
2.Avcılık  ve ticaretle uğraşmışlardır.
3.Kabile Reisi yönetimi vardır.
4.Saf Arapça konuşurlar.
c.Yarı Göçebeler
2.Toplumsal tabakalaşma
a. Hürler                                          
b.Köleler  : 1.ErkekKöleler    2.Kadın Köleler(Cariyeler)
c.Mevali : Kölelikten Kurtulanlar           
3.Evlatlıkların aynı soydan evlat gibi muamele görmesi
4.Çok eşli evlilik vardı.
5.Sıradan kadınların hiçbir hakları (miras v.b.) yoktu.
6.Haram aylar : savaşılması yasak olan aylar  .Bunun sebebi önceden çok savaşmış olmalarıdır.
Zilkade,Zilhicce,Muharrem ve Recep
Ficar Savaşları:haram aylarda yapılan suç sayılan savaşlar
C.Arap Siyasî  Durumu
1.Tedmür,Gassani,Main,Hire,Sebe vb. devletler kurulmuş.
2.Siyasî birlik yok.
3.Kabilecilik  yaygın ve etkin. Yöneticilere şeyh/seyyid denilmiştir.
D.Araplarda Din
  1.Putperestlik   hakim.
  2.Hristiyanlık ,Musevilik ve Haniflik(Hz.İbrahim'in Dini) azınlık olarak var.
E.Araplarda Ekonomi
  1.Hayvancılık ve ticaret esaslıdır.
  2.Ticaret , güney-kuzey yönünde yapılmaktadır.
  3.Mekke Hz.İbrahimin inşa ettiği Kabe putlarla doldurulduğu için yine ticari merkezdi.
  4.Panayırlar.
 a.Fuara benzer bir kurumdur.
 b.Haram aylarda yapılır.
 c.Sosyal problemler çözülür.
 d.Şiir yarışmaları ve sohbetleri yapılır.Beğenilenler Kabe'ye asılır(Muallakatı Seba).




4 Aralık 2017 Pazartesi

ORTAÇAĞDA SİYASÎ YAPILAR

Performans Ödevleri:
1.Burda yazılı anahtar    kelime ve cümlelerden grafik hazırlayınız.
2.Ortaçağdaki  devlet yönetimi şekillerini karşılaştırınız.
3.Yeryüzünde olan ve olmuş yönetim şekilleri ( rejimler/ devlet düzenleri) nelerdir,araştırınız.
İstediğiniz birini yapabilirsiniz.
A.  Roma  İmparatorluğu
M.S.350 yılında başlayan Kavimler Göçü sonucunda Roma İmparatorluğu 395'te  Doğu Roma ( Bizans) ve Batı Roma olmak üzere ikiye ayrıldı.
Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılınca Avrupa'da büyük bir otorite boşluğu oluştu. 
Bu boşluk durumunda
1. Avrupa'da feodalizm(derebeylikler yönetimi) ortaya çıktı.
2. Germen kabileleri birleşerek Frank, Vizigot, Ostrogot, Sakson gibi Germen krallıkları kurup siyasi üstünlüğü ele aldılar.
3.Avrupa'da güçlü otorite yokluğu, büyük bir karmaşaya sebep olmuştur.





Feodalizm:Avrupada Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra ortaya çıkan krallar, lordlar ve vassallar arasında güç mücadelesiyle yürüyen bir yönetim sistemi olup Ortaçağ Avrupasına özgü bir yönetim tarzıdır.
B.Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu
1. Sasani ve Hellenizm monarşileri ile  Ortodoksluk etkisinde olduğu için otokratik ve  merkezî bir imparatorluktur.
2.Bizans imparatoru, Hz. İsa’nın yeryüzündeki vekili olup sadece Hz. İsa’ya karşı sorumlu olmuştur.
Otokrasi: monarşinin bir türü olup  yönetimin miras yoluyla değil, kişiler tarafından ele geçirildiği bir yönetim şeklidir.
C.Sasaniler
 1.Pers Devlet Geleneğini benimsemişlerdir.
 2.Yönetim şekli monarşidir.
 3.İmparatorun ünvanı Şehinşahtır (Kralların Kralı).
 4.İktidar kavgaları devleti zayıflatmıştır.
 5.Şehinşahtan sonra başa geçecek kişi yönetmeyi öğrenmesi için eyaletlerin başına yönetici olarak gönderilmişlerdir ve yardımcı olarak da tayin edilmişlerdir.
 6.Krallar,Tanrı Ahuramazda’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul edildiklerinden kutsal sayılmışlardır.
 7.Sasaniler, Bizans'la yaptıkları uzun kara savaşlarıyla Anadolu'yu ele geçirmişlerse de Bizans'ın deniz gücü karşısında geri çekilmişlerdir.
 8.VII. yüzyılda İslam Devleti'nin ortaya çıkışından sonra 651'de Nihavend Savaşı'yla yıkılmışlardır.
Not: Sasanilerin yıkılması, Bizans'ın da zayıflaması sonrasında Anadolu Türkler'in yurdu olmak için uygun bir konuma gelmiştir. Selçukluların yaptığı Pasinler ve Malazgirt Savaşı'yla başlayan Anadolu'nun Türk yurdu olma süreci Miryokefalon Savaşı'nın da kazanılmasıyla kesinlik kazanmıştır.                               
D.Moğol İmparatorluğu
1. Liderin tarih oluşumundaki önemi burda ortaya çıkmıştır.
2.Şamanlarca  bir kabile önderi olan Cengiz kutsallaştırılmıştır. Böylece onun ardından gelenlerde  meşrulaştırılmıştır.
İmparatorluklarda Sosyal, Ekonomik ve Askerî Durum    
A.Avrupa 
Germen kralları ülkelerini eyaletlere ayırmıştır.
Eyaletlerin başına valiler ve ordusu olan dükler atanmıştır. Onların altındaki yönetim birimini kontlar yönetmiştir.
Krallar,  meclislerinde  kontlara ve psikoposlara danışırlardı. Kontlar, kendi toplumlarını hristiyan din adamlarına itaate zorladılar.Hristiyan din adamları da halkı kontlara itaate zorladılar.
Feodalizm ve katolik hristiyanlık , Avrupa'da böylece birlikte yerleşerek güçlendiler.
Ortaçağ'da Avrupa'da yaşanan büyük veba salgını getirdiği büyük insan ölümleri nedeniyle  sosyal ve ekonomik  hayatı durma noktasına getirmiştir. Büyük bir korku ve güvensizlik ortamı oluşmuştur.
B.Bizans
Bizans, Çin ve Hindistan'dan gelen malları Avrupa'ya aktaran bir ekonomik konumdaydı. Bu nedenle Sasaniler onlar için stratejik konuma sahipti.
C.Sasaniler
1.Sasaniler, topraktan alınan vergilerle ekonomik olarak güçlenmişlerdir. Vergilerle ticareti kolaylaştıracak yol, köprü ve benzerlerini yaptıkları gibi ordu ve savaş masraflarını da karşılamışlardır.
2.Üreticiyi destekleyen yasalar çıkardılar.
3.Ticaret ağını genişlettiler.
4.Hint Okyanusu’nda, Orta Asya’da ve Güney Rusya’da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır.
5.Perslerdeki satraplık sistemine benzer daha merkezî  bir eyalet sistemi uygulamışlardır.
D.Moğollar
1.Orta Asya iklim şartları sonucu sadece hayvancılık ve bunun ticareti temel ekonomik faaliyet olmuştur.
Ordular
Orta Çağda devletlerin siyasî gücü ekonomi yanında güçlü, düzenli ve disiplinli ordularla sağlanmıştır.
  A.Bizans, eyalet birlikleri ve ücretli (paralı) askerler orduya güç vermiştir.
 B.Moğol ordusu, onlu teşkilata göre teşkilatlanmış gönüllü birliklerden oluşmuştur. Çoğunluğu hafif süvari birliklerdir.
 Yönetim             
A.Sasanilerde Kutsal krallar(Hanedan) ve hanedandan soylular yönetimde etkin olduğu danışma meclisi vardır.
B.Roma İmparatorluğunda ise soyluların ( aristokratların) etkin olduğu konsül adlı meclis vardı.
C.Moğollar'da ise üyelerinin liyakatle seçildiği Danışma Meclisi imparatorun (hanın) yönetimde kısmen etkindir.