12 Mayıs 2021 Çarşamba

Kısa Dünya Salgınlar Tarihi





Pandemi dünya çapında yaygın olan salgın hastalık anlamına gelir sağlık literatüründe. Sağlık bakanlığı bunu şöyle ifade eder : Bir hastalığın veya enfeksiyon etkeninin ülkelerde, kıtalarda, hatta tüm dünya gibi çok geniş bir alanda yayılım göstermesi.[1]

İnsanoğlu Antik Yunan’daki bilinen ilk pandemiden günümüzde içinde yaşadığımız COVID-19 virüsüne (Coronavirüs) dek binlerce yıllık insanlık tarihi boyunca sürekli pandemilerle içiçe yaşamıştır.

Bu pandemiler sadece insan sağlığını ağır bir şekilde etkilemekle kalmamış, aynı zamanda global ekonomiyi de etkilemiştir.

Antik Yunan’da M.Ö.5.yüzyılda Pericles’in yönetimi zamanında yayılmaya başlayan bir Veba Atina’daki Yunan Medeniyetini mahvetti.

Avrupa’da sıçan kaynaklı pirelerden kaynaklanan veba 14.yüzyıldan başlayarak 17.yüzyıla kadar devam etti . Öyle ki bu korkunç veba Avrupa nüfusunun hemen hemen üçte birini yok etti. Bu veba pandemilerinin ikincisiydi. Patlayıveren bu hastalık halk dilinde “Kara Ölüm” olarak söylendi. İngiliz Edebiyatının ilk büyük şairi olarak bilinen Geoffrey Chaucer ve İtalyan yazar ve şair Giovanni Boccaccio Decameron adlı yapıtında da bu hastalığı “Kara Ölüm” olarak adlandırdılar.

Kara Ölüm’e yakalananlarda ateş, halsizlik ve başağrısı şeklinde semptomlar görülüyordu. Hastalık bir taraftan lenf düğümlerinin şişmesine sebep olabilirken diğer taraftan solunum zorluklarına da sebep olabilmekteydi.

İngiliz Devlet adamı Samuel Pepys meşhur günlüklerinde ,1665'te yarım milyona yakın bir nüfusu olan Londra’da yaklaşık 70.000 kişinin öldüğünü yazar. Londra yanında diğer Avrupa şehirleri de 17.yüzyıl boyunca bu pandemiden etkilenerek önemli kayıplar verdiler.

Üçüncü veba pandemisi 1855’te Çin’de başladı ve Hindistan’a yayıldı.

Günümüzde her ne kadar bir veba pandemisi yoksa da vebanın tarih boyunca aralıklarla patlak verdiğini adeta bir hortlak gibi ortaya çıktığını hatta bazı ülkelerde endemik olarak var olduğunu da hatırlamakta fayda var.

1894 yılında veba salgınının sebebinin Yersina Pestis adlı bakteri olduğu keşfedildi. Bu bakteri “Yersin “ şeklindeki ismini Pasteur Enstitüsü’nde çalışan ve onu keşfeden Dr.Yersin’in adından aldı.. Kendisi sayesinde bugün bu hastalığın antibiyotik tedavisine ve aşısına sahib olduğumuz kıymetli doktora insanlık olarak teşekkür borçluyuz.

Yakın zamanlarda 20. Yüzyılda meydana gelen 1918-1920 İspanyol Gribi iki dalga halinde dünyayı etkiledi ve tahminen 500 milyon insanı etkiledi ve 50 milyon insanın da ölümüne sebebiyet verdi. Hava yoluyla bulaşan bu hastalıkta ölümlerin çoğu akciğerlerde oluşan ikincil bakteri enfeksiyonları nedeniyle olmaktaydı. Bu pandemi yüzyıl sonra Domuz Gribine de yol açacak olan H1N1 tip İnfluenza Virüsünün yaydığı bir hastalıktı. Bu hastalığın alışılmadık komplikasyonlarından biri uyku hastalığı veya ensefalit lethargica (Von Economo hastalığı)idi. Hatta bu olay daha sonra yazar ve nörolojist Oliver Sacks’ın “Awakenings” romanına konu olduğu gibi 1990 ‘da Robert de Niro’nun başrolünü oynadığı bir sinema filmine de çekildi.

1957-1958’de görülen Asya Gribi Pandemisi ise Çin’de çıktı ve tahminen 500 milyon insanı etkiledi ve 4 milyona yakın insanın ölümüne sebebiyet verdi.

On yıl sonra 1968’de Hong Kong’da bir diğer Grip Pandemisi çıktı ve 1957 Pandemisiyle yaklaşık aynı sayıda insanı etkiledi.

  2003’de bir SARS(severe acute respiratory syndrome) pandemisi Çin ve Hong Kong’da Coronavirüs tipi bir virüs tarafından yayılmaya başlandı. Misk kedileri SARS hastalığını yarasalardan insanlara bulaştırıyorlardı. Bu hastalık yayılma yoluyla Çin, Singapur, ABD ve Kanada’ya yayıldı. Ancak, şükür ki 10.000 vakayı geçmedi . Semptomları ateş, öksürük gibi gribe benzer olmakla birlikte COVID-19 virüsüne de oldukça benzeyen bu hastalığın günümüze dek herhangi bir tedavisi bulunabilmiş değildir.

SARS’a benzeyen bir başka epidemi MERS (Middle Eastern Respiratory Syndrome) oldu. Ancak bu küçük bir yayılıma sahipti. SARS gibi gribe benzer semptomlara sahip olan bu hastalıkta yüksek ateş ve öksürük görülmekteydi. 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıktı ve bulaşma yoluyla Orta Doğu, ABD ve İngiltere’ye yayıldı.

Çok yakın tarihlerde 2009’da dünyada ortaya çıkan domuz gribinin ( Meksika Gribi ,Kuzey Amerika Gribi de denilmiştir) 191 ülkede yaklaşık 800.00 civarında insanı etkilediği 8238 insanın öldüğü tesbit edilmiştir.[2] Bu hastalığa neden olan H1N1 influenza virüsü daha önce 1918-1920 İspanyol Gribi’ne de sebep olmuştu.

On yıl sonrasında biz kendimizi COVID-19 pandemisinin ortasında bulduk. İlk vaka Çin’in Hubei Eyaletinin başkenti Wuhan şehrinde 2019’un Aralık ayında ortaya çıktı.[3] Pandemiyi takiben salgın yayılmasın diye evlere kapanma oldu. Bu da ekonomik ve sosyal sorunları arkasından getirdi.

12 Mayıs itibariyle dünyada 159.319.384 vaka tesbit edilmiş durumda ve ölü sayısı 3.311.780’e ulaşmış durumda . Ülkemizde ise 5.072.462 vaka tesbit edilmiş iken ölüm sayısı 43.821’e ulaşmış halde.

COVID-19 Pandeminin yıkıcılığı karşısında şaşırmış olabiliriz. Ancak insanlık tarihinin salgınlar tarihi ünitesine bakarsak bunun ilk olmadığı gibi son da olmadığını ve bir gün biteceğini de rahatlıkla öngörebiliriz.

Not: Bu yazının hazırlanmasında başka bir İngilizce makaleden yararlanılmakla birlikte önemli değişiklikler ve düzenlemeler yapılmıştır.


 

.

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder