Tanzimat Sonrası Osmanlı Toplumu :
Tanzimat Dönemi’nde, büyük şehirlerde yaşayan Osmanlı halkı arasında Batılı yaşam tarzının etkileri görülmeye başlanmış, bu dönemde eski kültür ile yeni kültür arasında âdeta gelgitler yaşanmıştır.
İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar geleneksel çizgilerinden uzaklaşıp mağaza, kafeterya, pastane, restoran, otel ve apartman hayatıyla tanışmaya başlamıştır. Yaşanan bu tüketim zevki ve sefasıyla bambaşka bir insan ve toplum modeli ortaya çıkmıştır. Bu yeni hayat tarzında ahşap konaklar, Avrupa mobilyası ve alafranga sofra, insanların hayatında yer almaya başlamıştır.
Kadınlar sosyal hayatın içinde yer almaya başlamış, yabancı gazete, dergi, roman ve makale okumak moda olmuştur. Bu dönem Osmanlı toplumunda sarığın yerine fes, kaftanın yerine de setre pantolon tercih edilmiştir. Bunların yanına abartılı Batı tarzında ceket, gömlek, mintan ve pardösü de eklenmiştir. Kıyafetteki değişim önce sarayda başlamış, sonra maddi durumu yerinde olan aileleri ve en sonunda da halkı etkilemiştir.
Osmanlı toplumunun bir kısmı Avrupa mutfağından etkilenmiş, Tanzimat’tan sonra yer sofrasını terk ederek masada yemek yemeye, kaşığın yanında çatal ve bıçak kullanmaya başlamıştır. Daha önce kullanılan kap kacak yerine porselen sofra takımları tercih edilmiş, pilav, pelte, çorba, börek ve tatlı gibi temel yemeklerin sıradan tabakları olan kâse ve sahanın yanında balık, salata ve patates gibi yemekler için ayrı alafranga (Avrupai) tabaklar alınmaya başlamıştır. Tanzimat Dönemi’nden sonra Osmanlı mutfağına soslar, et suları, rozbif, biftek, bazı et yemekleri, bisküviler, tartlar, pastalar, garnitürler ve konserveler eklenmiştir.
Dârüleytam, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşında kimsesiz kalan çocukları barındırmak ve onları meslek sahibi yapmak amacıyla 1914 yılında kurulmuştur.
Kaynak:ogmmateryalden düzenlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder