Osmanlı Paşaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlı Paşaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2017 Cumartesi

Okuma Parçası ABAZA MEHMED PAŞA



 ABAZA MEHMED PAŞA

           Abaza Mehmet Paşa; Osmanlı veziridir. (1576 – İstanbul 1634). Gürcü Mehmet Paşa’nın kardeşidir. Gençliğinde ünlü Celalilerden Canbulatoğlu’nun hazinedarlığını yaptığı sırada Kuyucu Murat Paşa’nın Canbulatoğlu ile yaptığı savaşta tutsak edildi. O sırada Yeniçeri Ağası olan Halil Ağa’nın (daha sonra vezirazam Halil Paşa) aracılığıyla bağışlandı ve onun korumasına girdi. Halil Paşa kaptanıderya olunca Abaza Mehmet de deryabeyi oldu. Yine Halil Paşa’nın veziriazamlığı sırasında önce Maraş, daha sonra da Erzurum Beylerbeyliği’ne atandı (1621). Yeniçerilerin İstanbul’da ayaklanmaları ve II. Osman’ı öldürmeleri üzerine, Erzurum Kalesi’ndeki yeniçerileri ortadan kaldırmak istedi. Erzurum’dan çıkardığı yeniçerilerle yanından kaçanlar, İstanbul’a gelerek şikâyette bulununca Abaza Mehmet Paşa Sivas Valiliği’ne atandı (1623). Bunun üzerine ayaklandı ve Erzurum’a vali olarak atanan Mustafa Paşa’yı kente sokmadı. Ayrıca Kars ve Ahıska kalelerinin valilerini de kendi yanına çekti. Yeniçerinin tamamını Erzurum’dan çıkardıktan sonra, yanına topladığı sekbanlarla Şebinkarahisar’ı ele geçirdi. Yakaladığı yeniçerileri öldürttü. Yöre beylerine de, II. Osman’ın öcünün alınması için, kendisiyle birlikte hareket etmeleri için çağrıda bulundu. Kendisine katılanlarla birlikte kuvvetlerinin sayısı 40 bini buldu. Bu kuvvetlerle Ankara’yı kuşattıysa da içkaleyi ele geçiremeyince Niğde’ye çekildi. 1627’de Kayseri yakınlarında Karasu Köprüsü’nde Osmanlı kuvvetlerine yenilince Erzurum’ a dönmek orunda kaldı. Sadrazam Hüsrev Paşa, Abaza Mehmet Paşa’nm üzerine yürüyerek Erzurum’u kuşattı. Ayrıca çeşitli yollardan Abaza’nın yanındakileri kendi yanına çekmeyi başardı. İran Şahı Ababas’tan gelen yardım da Osmanlı kuvvetlerinin eline geçince çok zor durumda kaldı ve Sadrazam Hüsrev Paşa’dan af diledi. Kabul edilince de teslim oldu (1628). İstanbul’a geldi ve IV. Murat’ın buyruğuyla Bosna Valiliği’ne atandı. Bosna Valiliği sırasında Belgrat ve Vidin yörelerinde başarılı askeri hizmetlerde bulundu. Lehistan Seferi’nde de orduya komuta etti. Yine Lehistan sorununa ilişkin görüşmelere katılmak üzere geldiği İstanbul’da IV. Murat’ın yakın ilgisini gördü. Padişaha olan bu yakınlığı bazı kimselerin kıskançlığına yol açtı ve Ermenilerle Rumlar arasındaki anlaşmazlık konusunda Ermenilerden rüşvet almakla suçlandı. İran Seferi sırasında Anadolu’ya geçmek isteği de düşmanlarınca yeniden ayaklanacağı biçiminde yorumlandı. Bu sırada padişahın davranışlarından kuşkulanarak, Üsküdar’a 40-50 at geçirince, durumu haber alan IV. Murat, Abaza Mehmet Paşa’nın öldürülmesini buyurdu. 24 Ağustos 1634 gecesi boynu vurulduktan sonra Kuyucu Murat Paşa türbesine gömüldü.
         Giyim-kuşama meraklı ve yakışıklı bir adam olan Abaza Mehmet Paşa, IV. Murat döneminde kendi adına taşıyan bir modanın başlatıcısı oldu. Abaza kesimi adı verilen bu modayı IV. Murat bile benimsedi, kaftan, kavuk, sarık gibi giysiler onun biçiminde kesildi ya da sarıldı. II. Osman’ın öcünü almak için giriştiği mücadele ile halkın gözünde bir kahraman haline geldi. Bu mücadelesi, 17. yüzyıl şairlerinin Abaza Destanı adını verdikleri birçok eserin oluşmasına yol açtı.


Abaza Mehmed Paşa okuma parçamızın kaynağı

5 Mayıs 2017 Cuma

Okuma Parçası Tepedelenli Ali Paşa İsyanı


Bölücü ve ayrılıkçı Rum aydınları ile Avrupalı aydınların çalışmaları ve Filiki Eterya'nın faaliyetleri sonucu Rumlar arasında   Osmanlı  Devleti'ne karşı isyan düşüncesi doğmuş ve geliştirilmişti.
1788'den beri Yanya Valiliği'nde bulunan Tepedelenli Ali Paşa bölgedeki ayrılıkçı Rum faaliyetleri için engel teşkil ediyordu. Tepedelenli Ali Paşa zamanında yürütülen etkili istihbarat çalışmaları sayesinde Rumların yaptıkları bölücü faaliyetler hakkında günü gününe haber alınıyor ve gerekli tedbirler vakit geçirmeksizin uygulanıyordu. Bölücü Rum hareketlerinin Tepedelenli Ali Paşa ve adamları tarafından engellenmeye başlanması bu durumdan çok rahatsız olan saraya yakın Rumları harekete geçirmiş ve Tepedelenli Ali Paşa aleyhinde yalan ve iftira kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanyayı yürütenlerin başında Rum işbirlikçisi olan Padişâhın Mühürdârı Hâlet Efendi ile İstanbul Fener Patriği bulunmaktaydı. Tepedelenli Ali Paşa'nın, iftiralar sonucunda görevden alınması üzerine başlattığı isyan, 1820-1822 yılları arasında sürmüş, devlet ile vali arasında meydana gelen bu çatışma en çok bölücü Rumların işine yaramış, bölgede asayiş ortadan kalkmış, büyük bir istikrarsızlık ve kargaşa ortamı belirmiş, bu durumdan isitifade eden Rum çeteleri ilk şiddet hareketlerine başlamışlardı.