Monroe Doktrini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Monroe Doktrini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2020 Cumartesi

Monroe Doktrini

Monroe Doktrini (ABD’nin Yalnızlık Politikası)

ABD Başkanı James Monroe, 1823’te Monroe Doktrini olarak bilinen prensiplerini yayımlamıştır.
Bu doktrin uzun yıllar Amerikan siyasetinin adeta değişmeyen anayasası olmuştur. Monroe Doktrini, ABD’nin dünya siyasetini belirlemiştir.
Avrupalı Emperyalist devletler, Avrupa’da yaşanan gelişmelere ABD’yi de çekmek istemişler, ancak ABD kendisini bu gelişmelerin dışında tutmaya çalışmıştır. Ayrıca, Avrupalıların Amerika’daki sömürgelere karışmalarını önlemeye çalışmıştır.

İki Savaş Arası Dönemde Dünya


Soru:SSCB'nin kurulmasına karşı Orta Asya Türk toplumları hangi siyasi tepkileri vermişlerdir  ve  bunların sonuçları neler olmuştur?
Monroe Doktrini (ABD’nin Yalnızlık Politikası): ABD Başkanı James Monroe, 1823’te Monroe Doktrini olarak bilinen prensiplerini yayımlamıştır.
Bu doktrin uzun yıllar Amerikan siyasetinin adeta değişmeyen anayasası olmuştur. Monroe Doktrini, ABD’nin dünya siyasetini belirlemiştir.
Avrupalı Emperyalist devletler, Avrupa’da yaşanan gelişmelere ABD’yi de çekmek istemişler, ancak ABD kendisini bu gelişmelerin dışında tutmaya çalışmıştır. Ayrıca, Avrupalıların Amerika’daki sömürgelere karışmalarını önlemeye çalışmıştır.

8 Nisan 2017 Cumartesi

20.YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA 1 L12

20. YY BAŞLARINDA DÜNYA
I. DÜNYA SAVAŞI (1914–1918): Bu konu daha önce ayrıntılı olarak işlenmiştir.
Monroe Doktrini (ABD’nin Yalnızlık Politikası): ABD Başkanı James Monroe, 1823’te Monroe Doktrini olarak bilinen prensiplerini yayımlamıştır.
Bu doktrin Amerikan siyasetinin adeta değişmeyen anayasası olmuştur. Monroe Doktrini, ABD’nin dünya siyasetini açıklığa kavuşturmuştur.
Avrupalı Emperyalist devletler, Avrupa’da yaşanan gelişmelere ABD’yi de çekmek istemişler, ancak ABD kendisini bu gelişmelerin dışında tutmaya çalışmıştır. Ayrıca, Avrupalıların Amerika’daki sömürgelere karışmalarını önlemeye çalışmıştır.
SSCB’NİN KURULUŞU: SSCB, Rus Çarlığı’nın 1917’deki Büyük Ekim Devrimiyle (Bolşevik İhtilali) yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde kurulan ve 1991’e kadar varlığını sürdüren devlettir.
* Avrupa’nın doğusundan, Asya’nın kuzeyine kadar yayılan SSCB, son yıllarında yüz ölçümüyle dünyanın 1.si, nüfus bakımından da 3.sü idi.
Sovyet Rusya’nın sınırları içinde farklı dine ve etnik yapıya sahip toplumlar yaşamaktaydı. Bu nedenle ideolojik ve kültürel dönüşümle bölgede hâkimiyet sağlamaya çalıştılar. Bu amaçla da Marksizm’i yayarak amacına ulaşmaya çalıştı.
Bolşevik İhtilalinden sonra Rusya’da Sosyalizm rejimi ile Totaliter (baskıcı) tek parti diktatörlüğü kuruldu. Bu diktatörlüğe karşı iç savaş çıktı. (1922’ye kadar sürdü). Sonuçta Lenin’in başında bulunduğu Komünist parti tartışılmaz güç haline geldi.
ORTA ASYA TÜRK TOPLULUKLARI Basmacılık Hareketi (1917–1936):
1917 İhtilalinden sonra Sovyet Rusya, Orta Asya’da Türk kültürünü yok edip yerine Sovyet kültürünü getirmeye çalıştı. “Temizleme Hareketleri” ile potansiyel Türk liderlerini öldürtüp yerlerine Rus yöneticiler atadı. Orta Asya halklarını fakirleştirip kendine bağımlı hale getirdi. Ya da onları Sibirya’ya zorunlu göçe zorladı, yerlerine Rusları yerleştirdi. Böylece homojen bir toplum oluşturmaya çalıştı. Bu gelişmeler üzerine Özbek, Türkmen, Kırgızların çoğunluğunu oluşturduğu Türk ve yerli Müslüman halklar, Sovyet Rejimine karşı 1917’de ilk önce Türkistan’ın öncülüğünde 1936’ya kadar aralıklarla süren bağımsızlık mücadelesine başladılar.
ZEKİ VELİDİ TOGAN (Tarih Yazan ve Yapan):
Enver Paşa gibi Zeki Velidi Togan da 1920–23 yılları arasında Türkistan’da Basmacı Hareketi’nin içinde yer almıştır. Zaten Türkistan Milli Birliği’nin kurucusu ve ilk başkanıdır. Yine İsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura da Orta Asya’daki Türklerin, politik ve kültürel haklarını elde etmesinde etkili olan kişilerdir.
İNGİLİZ VE FRANSIZLARIN ORTADOĞUYU YENİDEN YAPILANDIRMASININ NEDENLERİ:
a) Orta Doğu petrollerini ele geçirmek istemeleri
b) Siyasi istikrarı sağlanan ve petrollerini kullanarak ekonomik refaha ulaşan Arapların, Emperyalist ülkelerin çıkarlarını tehdit edeceği düşüncesi
c) Emperyalist devletlerin, Arap topraklarında istikrarsızlığın sürmesini sağlayarak Orta Doğu’yu yönlendirmek istemeleridir.
UZAKDOĞU’DA YENİ BİR GÜÇ: JAPONYA
Meiji Restorasyonu: Bu dönemin önemi Japon modern tarihinin temellerinin atılmasıdır. 1868 Meiji Restorasyonu ile yeni bir dönem başlamıştır. İmparator Meiji, Japonya’da feodal rejimi ortadan kaldırdı, mutlak monarşi yerine meşruti monarşi yönetimini getirip yeni bir anayasa yaptı. Batıdan akademisyen-uzman ve teknisyen getirterek çalıştırmaya başlayan Japonya, kendi uzmanlarının da batıda eğitilmesine önem verdi. Böylece Japonya 25–30 yılda teknik ve teknolojik olarak dünya arenasında söz sahibi olmaya başladı.