Sözlü kültür
Eski Türk destanlarında, şiirlerinde yer alan temalar Osmanlıların kuruluş döneminde Rumeli’ye gerçekleştirdiği fetih hareketlerine de yansımıştır.
Osmanlı esnaf teşkilatı içinde yetişen saz şairleri bu sözlü kültürü devam ettirmişlerdir.Örnek:Köroğlu.
XV. yüzyıldan itibaren en çok görülen sözlü edebiyat ürünü halk hikâyeleridir. Örnek: Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber . Ayrıca Yazıcıoğlu Mehmed’in Hz. Muhammed’i anlatan Muhammediyye, Kur’an-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap olmuştur.
Köy seyirlik oyunları, kukla, karagöz, meddah ve orta oyunu, sözlü kültürel geleneğin en zengin unsurlarını taşıyan tiyatro örnekleridir.
Edirne ve Topkapı saraylarında başlatılan helva sohbetleri de bir başka sözlü kültür geleneği olarak Osmanlı’daki üst ve orta sınıfı bir araya getirmiştir.
Türkülerin, ilahilerin, marşların söylendiği, oyunların oynandığı bu toplantılar XX. yüzyılın ilk yarısına kadar sürmüştür.
Yazılı Kültür
Osmanlı’da yazılı kültür ürünleri Eski Anadolu Türkçesiyle XIII. yüzyıldan itibaren verilmeye başlanmıştır.
Yazılı edebiyatın destan geleneği, bu dönemde Battalnameler, Danişmendnameler ve Saltuknameler gibi eserlerle sürmüştür.
İslam dininin kavramlarını, düşünce sistemini yansıtan, belli bir tarikata bağlı olan şairler tekke ve tasavvuf edebiyatını oluşturmuştur.Örnek: Hoca Ahmet Yesevi,Yunus Emre v.d.
Alevi-Bektaşi halk şiirinde: Kaygusuz Abdal ve Seyyit Nesimi v.d.
Divan Edebiyatı
Divan edebiyatı, Oğuz Türklerinin Anadolu’da oluşturdukları Türk İslam kültürünü anlatan, Fars ve Arap edebiyatlarının yazım özellikleriyle gelişmiş klasik Türk edebiyatıdır.
Divan edebiyatında ilahi aşk, dinî ve tasavvufi konular yanında toplumsal hiciv ve mizah türlerinde de eserler verilmiştir.
Osmanlı padişahları içinden de pek çok divan şairi çıkmıştır.
II. MURAD DÖNEMİ’NDEKİ KÜLTÜREL GELİŞMELER
II. Murad , bilinçli bir Türkçeciliğe sahip olup, Türkçenin gelişmesi için tedbirler almıştır.
II. Murad Dönemi’nde, âlim ve şairlerin çoğu, eserlerini Türkçe yazmışlardır.
Danişmendnâme (Türklerin Anadolu’yu fethini anlatan destan) yi yeniden yazdırdı. Kâbûsnâme adlı eseri Türkçeye tercüme ettirildi. Yine Osmanlı şiir mecmualarından olan Mecmûatü’n-Nezâir de II. Sultan Murad’a adandı.
II. Murad Dönemi’nde bilimsel ve kültürel çalışmalara verilen destek sayesinde Azerbaycan, Türkistan ve Arap Yarımadasından tanınmış birçok şair ve yazar Edirne ve Bursa’ya gelerek yerleşti.
Döneminde birçok eserin yapılmasına öncülük ettiği için Ebü’l-Hayrat diye anıldı.
Örnek:Bursa Muradiye Cami ve Edirne Muradiye Camii.
Sultan İkinci Murad, Ankara civarında Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı büyük köprünün geçiş ücretini Mekke ve Medine’deki yoksullara gönderilmek üzere vakfetmiştir..
Yine her yıl Surre-i Hümayun denen özel memurlar ve hacılardan meydana gelen bir alayı Kâbe’ye göndererek, mukaddes yerlerin bakım ve tamirini yaptırmıştır.
Şair Sultanlar
İyi bir eğitimden geçen Osmanlı şehzadeleri ve sultanları, müziğe ve şiire de ilgi göstermişlerdir.
Fatih Sultan Mehmet, güzel sanatların çeşitli dallarıyla ilgilendi. Özellikle şiire büyük önem vermiş olup Avnî mahlasıyla şiirler yazdı.
II. Bayezid, büyük bir âlim ve sanatkâr olup Çağatay Türkçesini ve Uygur Alfabesini de bilen bir padişah olup Adlî mahlasıyla şiirler yazmış ve bir “Divân” tertip etmiştir.
Yavuz Sultan Selim, Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen ve bir Farsça divan tertip edecek derecede şiirler yazabilen şiirlerinde Selimi mahlasını kullanan büyük bir şairdi.
Osmanlı padişahları arasında en çok şiir yazan Muhibbî mahlasını kullanan Kanuni Sultan Süleyman olup iki divan yazmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder