1. Kur’an-ı Kerim’in Cem ve Çoğaltılması
Kur’an’ın sözlük anlamı “okuma,
ezberden okuma, bir şeyi yüklenme”dir.
Kur'an-ı Kerim'in indirildiği yerdeki toplum olan cahiliye Arap toplumunda edebîyat söz sanatları oldukça ileri seviyedeydi. Bu ortamda indirilen Kur’an-ı Kerim,
mesajı mevcut söz sanatlarının tüm
inceliklerini içinde barındırır şekilde
indirilmiştir. Bu özellik metnin hafızada
tutulması yoluyla muhafazasını da kolaylaştırmıştır
Hz. Muhammed (s.a.v.) de ilk vahyin inişinden, son vahye kadar Kur’an’ın tüm bölümlerini, 23 yıl
boyunca sahabeden seçilen özel görevlilere (42 adet vahiy katibi) kaydettirmişti.
Her yıl Ramazan ayında o ana kadar inmiş olan tüm bölümleri Peygamberimiz
(s.a.v.) Hz. Cebrail’e ezberinden okuyor, bu esnada sahabiler de ellerindeki kopyaları onun okuyuşuyla
karşılaştırıyorlardı.
Peygamberimiz (s.a.v.) hayatının son yıllarında
aynı zamanda iyi bir hafız olan vahiy kâtibi
Zeyd b. Sabit’i (ra.) Kur’an metinlerinin yazım ve
tasnifiyle görevlendirmişti. Halife Hz. Ebubekir
(r.a.) de Zeyd b. Sabit’ten (ra.) her bir bölümün
ikişer nüshasının karşılaştırmalı kontrolünü yaparak
“Mushaf” adıyla toplamasını istedi. Zira
“Kurra” ve “Hameletu’l-Kur’an” adı verilen hafızların
savaşlarda şehit olması ve tahrifat endişesi
gibi sebepler tek bir yazılı metnin hazırlanması
zaruretini doğurmuştu.Böylece Kur'an-ı Kerim, Mushaf yani iki kapak arasındaki yazılı kitap şekline getirilmiş oldu. Bu ilk nüsha, Hz. Ebu Bekir'den sonra Hz.Ömer'e ondan da kızı Hz.Hafsa'ya emanet olarak geçti. Hz.Hafsa onu korudu.Hz.Osman döneminde yeni müslüman olan yerlerde çeşitli ağızlar ortaya çıkması , yeniden Kur'an-ı Kerim'in tahrif edilebileceği endişesini ortaya çıkardı. Hz.Osman , bunun üzerine Hz. Hafsa'daki Kur'an-ı Kerim'i getirtti ve çoğaltarak önemli İslam merkezlerine gönderdi.