İslam Bilim ve Medeniyeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslam Bilim ve Medeniyeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2021 Pazartesi

İslam Medeniyetinde İlim ve Sanat

"Yaratan Rabb’inin adıyla oku.” 
 ( Alak Suresi 1.Ayet ) 
“İlim Çin'de de olsa ona tâlip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.”
 (Beyhakî, Şuabu’l-İman-Beyrut,1410, 2/253). 
 Yukarda da görüldüğü üzere İslamın ilim, eğitim ve öğretime büyük önem vermektedir. 
 1.İslam Medeniyetinde İlim ve Eğitim Kurumları 
 Peygamber efendimiz döneminde mescidin hemen yanında eğitim-öğretim kurumu olarak Suffe" kurulmuştur. Bunun yanında çocukların eğitim öğretimi için küttab adlı kurumlar var olagelmiştir. Emeviler döneminde ilim faaliyetlerine de önem verilmiştir. Hadislerin derlenmesi ve İslam tarihi çalışmalarıyla tıp ilmine özel önem verilmiştir.
 A.Beytülhikme
 Abbasi Halifesi Mansur döneminde "Hazinet'ül Hikme" adıyla ilk kurumsal faaliyet başladı.Bu kurumda Yunanca, Sanskritçe,Süryanice ve Farsça gibi dillerden çeviriler yapılmaya başlandı. Abbasi Halifesi Me'mun döneminde Hazinet'ül Hikme büyüyerek bir akademi haline geldi ve Beyt'ül Hikme adını aldı. Burada kitapların korunduğu odalar dışında mütercimler, onların emrinde çalışan kâtipler, yazılan kitapları çoğaltan müstensihler ve kitapları ciltleyen mücellitlerin odaları ile bir de okuma salonu bulunuyordu. Beytü’l-Hikme “sâhib-ü Beytü’l-Hikme” unvanını taşıyan müdür tarafından yönetiliyordu. Bu kurumda sadece tercüme yapılmıyordu.Aynı anda çeşitli bilimsel çalışmalar da yapılıyordu. Böylece 750 yılından 900 yılına kadar ilimde büyük bir gelişme sağlandı.Hatta Antik Yunan eserleri gibi İlk Çağa ait eserlerin pek çoğu bu kurum sayesinde günümüze ulaşabildi.

24 Nisan 2020 Cuma

İslam İlim ve Medeniyet Tarihi Geniş Anlatım


“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
(Zümer, 9
“Çin’de de olsa ilmi arayınız. ”
(Câmiü’s-Sağîr, 1/310)
Genel Tarihî Gelişme
A. İslamiyet , her zaman bilimi teşvik etmiştir.Bu Kur'an-ı Kerim ve Sünnetle sabittir.

B.İlim öğrenmek ,İslamiyette bir ibadettir.Zira Allah'ın gücünü ve hikmetlerini anlamaktır.

16 Nisan 2019 Salı

Şehir ve Medeniyet İlişkisi

Şehir medeniyetin doğduğu yer olup şehir ve şehirli olmadan medeniyet olmaz. 
İbni Haldun'a göre  “kişi önce zaruri ihtiyaçlarını karşılar. Ondan sonra hayatta mükemmelliği arar ve medeniyete doğru yürür. Değerli giyim ve kuşama kavuştuktan sonra bolluk ve refah içine dalar. Kendi seçimiyle şehirliliğin kayıtlarına razı olur”.
Şehrin imkanları daha geniş olduğu için sanat, edebiyat, mimari, bilim, musiki ve zanaat gibi faaliyetleri icra etmek isteyenler burada daha fazla destek ve çalışma imkânı bulur. Ortaya çıkan nitelikli ürünlerin toplum tarafından anlaşılıp takdir edilmesiyle şehir, medeniyetin inkişaf ettiği zemin haline gelir.
Peygamberler, şehirlere  gönderilmiş.Zira bozulma genelde şehirlerde olmuştur.
Toplumda çürüme ve yozlaşma genellikle belirli bir gelişim aşamasına tekabül eden şehir hayatında baş göstermektedir. “Kur’an, toplumun yozlaşması sürecinde, özellikle toplumun ileri gelen kesimlerinin önemli bir rol oynadığına dikkat çekmektedir. Artan refahtan büyük payı alan kesimler, servet ve iktidarın kendilerine verdiği güç nedeniyle hem kendileri sapmış hem de toplumu saptırmışlardır. Dolayısıyla peygamberler, ahlakın ve toplumun ıslahını köyden değil şehirden başlatmışlardır. Bu açıdan bakılınca şehir; bozulma, çürüme ve sapmayı, köy ise dinginliği, saflığı ve alçak gönüllülüğü temsil etmektedir.
İslamiyetin şehir karşısında iki bakışı vardır:  Eğer şehir Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Medinesi gibi toplumu belirli idealler etrafında örgütlüyor ve diğerlerine örnek kılıyorsa olumlu bir misyon yüklenmiştir. Diğer yönden şehir, yerleşik düzenin sağladığı imkânlar dolayısıyla küstahlık, kibir, gösteriş ve Allah’a (c.c.) başkaldırının merkezi haline gelebilir.
 Şehri inşa eden, medeniyeti de inşa eder. Şehrin mekânları bu değerler doğrultusunda şekillenir. Bu nedenle bir şehri tanımak için, sahip olduğu medeniyet birikimine bakmak gerekir. Antik dönem şehirlerinden Roma ve Atina; Hristiyanlara ait şehirlerden Paris ve Viyana ve Müslümanlara ait şehirlerden Mekke, Medine ve İstanbul ait oldukları inanç dairesinin medeniyetini temsil eden merkezleridir.

6 Mart 2019 Çarşamba

Tercüme Hareketleri

Müslümanlar; Şam, Halep,Antakya ve İskenderiye ,Harran ve Cündîşâpûr  gibi bilim merkezi olan şehirlerin halklarıyla iyi ilişkiler geliştirerek onların ilmive teknik seviyelerinden yararlanmasını bildiler. Halife Hz. Ömer döneminde İslam topraklarına katılan Cündîşâpûr’da kütüphane,
tercüme evi, rasathanesi bulunan Hintli ve Yunanlı doktorların görev yaptığı bir tıp okulu mevcuttu. Abbasiler bunlara ve diğer bilim ve teknoloji merkezlerindeki ilim insanlarına gerekli imkânları verdiler. Böylece  bilim ve teknoloji bakımından seviyenin hızla  yükselmesini sağladı. Emeviler Dönemi’nde başlayan tercüme hareketleri, Abbasiler Dönemi’nde hızla  devam ederek büyük bir birikim oluşturmuştur. 
Halife Me’mun’un Bağdat’ta 832 yılında kurduğu “Beytü’l-Hikme” adlı ilim merkezi tam bir inceleme araştırma kütüphanesi ve tercüme merkezi olarak faaliyet göstermiştir. Süryanice, Farsça, Hintçe ve Yunanca başta olmak üzere çeşitli dillerden çevrilen eserler sayesinde tıp, riyaziyat (matematik), hendese (geometri), astronomi, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve felsefe gibi bir çok bilimde dünyanın o güne kadar sahip olduğu hafızanın neredeyse tümü İslam dünyasına aktarılmıştır. Tercüme edilen bilgiler yeniden değerlendirilmiş hayata ve güncele uygulanmasında başarı sağlanmıştır.Böylece 8-12. yüzyıllar arasında bilim ve teknolojide zirveye çıkılmıştır.
Avrupa'daki Rönesans,İslam Dünyasında Akdeniz dünyası üzerinden Anadolu, “Kuzey
Afrika- Sicilya-İtalya” ve “Kuzey Afrika-Endülüs”  güzergahından gerçekleşen transferle mümkün olmuştur. Dolayısıyla medeniyetler arasındaki bilgi aktarımı, İslam kültür ve medeniyetinde ortaya çıkan bilimsel metodoloji sayesinde tüm insanlığın ortak mirasına  dönüşmüş olmaktadır.

12 Şubat 2019 Salı

İlmi Hayatın Gelişimi ve Dünyadaki Etkileri

1. Kur’an-ı Kerim’in Cem ve Çoğaltılması
Kur’an’ın sözlük anlamı “okuma, ezberden okuma, bir şeyi yüklenme”dir.
Kur'an-ı Kerim'in indirildiği  yerdeki toplum olan cahiliye Arap toplumunda edebîyat söz sanatları oldukça ileri seviyedeydi. Bu ortamda indirilen Kur’an-ı Kerim, mesajı mevcut söz sanatlarının tüm inceliklerini içinde barındırır şekilde indirilmiştir. Bu özellik metnin hafızada tutulması yoluyla muhafazasını da kolaylaştırmıştır
Hz. Muhammed (s.a.v.) de ilk vahyin inişinden, son vahye kadar Kur’an’ın tüm bölümlerini, 23 yıl boyunca sahabeden seçilen özel görevlilere (42 adet vahiy katibi) kaydettirmişti.
Her yıl Ramazan ayında o ana kadar inmiş olan tüm bölümleri Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Cebrail’e ezberinden okuyor, bu esnada sahabiler de ellerindeki kopyaları onun okuyuşuyla karşılaştırıyorlardı.
Peygamberimiz (s.a.v.) hayatının son yıllarında aynı zamanda iyi bir hafız olan vahiy kâtibi Zeyd b. Sabit’i (ra.) Kur’an metinlerinin yazım ve tasnifiyle görevlendirmişti. Halife Hz. Ebubekir (r.a.) de Zeyd b. Sabit’ten (ra.) her bir bölümün ikişer nüshasının karşılaştırmalı kontrolünü yaparak “Mushaf” adıyla toplamasını istedi. Zira “Kurra” ve “Hameletu’l-Kur’an” adı verilen hafızların savaşlarda şehit olması ve tahrifat endişesi gibi sebepler tek bir yazılı metnin hazırlanması zaruretini doğurmuştu.Böylece Kur'an-ı Kerim, Mushaf yani iki kapak arasındaki yazılı kitap şekline getirilmiş oldu. Bu ilk nüsha, Hz. Ebu Bekir'den sonra Hz.Ömer'e ondan da kızı Hz.Hafsa'ya emanet olarak geçti. Hz.Hafsa onu korudu.Hz.Osman döneminde yeni müslüman olan yerlerde çeşitli ağızlar ortaya çıkması , yeniden Kur'an-ı Kerim'in tahrif edilebileceği endişesini  ortaya çıkardı. Hz.Osman , bunun üzerine Hz. Hafsa'daki Kur'an-ı Kerim'i getirtti ve çoğaltarak önemli İslam merkezlerine gönderdi.

23 Nisan 2018 Pazartesi

İslam Bilim ve Medeniyeti


“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
(Zümer, 9
“Çin’de de olsa ilmi arayınız. ”
(Câmiü’s-Sağîr, 1/310)
Genel Tarihî Gelişme
A. İslamiyet , her zaman bilimi teşvik etmiştir.Bu Kur'an-ı Kerim ve Sünnetle sabittir.

B.İlim öğrenmek ,İslamiyette bir ibadettir.Zira Allah'ın gücünü ve hikmetlerini anlamaktır.
C.İslamiyette bilimlere bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılmıştır.Bu durum bilimsel gelişmeyi hızlandırmıştır.
D. Küttab adlı ilk öğretim kurumları Peygamberimiz vaktinden beri uzun süre olmuşlardır.
E.Camiiler ve mescitlerin eğitim işlevleri de ilk devirlerden itibaren var olagelmiştir.
F.Peygamberimizin mescidinin bir kısmı Suffe adıyla medrese işlevi görmüştür.
G.Abbasiler devrinde açılan Beytülhikme İslam dünyasını bilimde dünyanın zirvesine taşımıştır.Beytülhikme bütün dillerden bilimsel eserleri Arapçaya çevirmesinin yanısıra yeni bilimsel çalışmalara da önem vermiştir.
H.İslam dünyasında özel ve resmi kütüphaneler Beytülhikme'nin açılmasından sonra yaygınlaşmıştır.
I.İslam Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ,yeni sorunlara çözümler bulunması ihtiyacını ; bu ihtiyaç da yeni bilimleri ve bilimsel faaliyetleri ortaya çıkardı.

İ.İslam medeniyeti, kendisinden önce var olan Yunan, Hint,Sasani,Türk ve benzeri medeniyetleri incelemiş , kendi potasında eriterek yeni bir medeniyet ortaya koymuştur.
J.İslam medeniyeti, haçlı seferleri, fetihler ve Endülüs Emevileri gibi yollarla Avrupa'yı etkileyerek  Avrupa'da rönesans ve reformun oluşmasına zemin hazırlamıştır.
K.Avrupa'yı etkileyen Müslüman bilim insanları ve düşünürler:İmam Gazali, İbn-i Rüşd, İbn-i Sina, Farabi, Kindî, Birûnî, Tûsî, El-Cezeri ve diğerleri




İLİMLERİN SINIFLANDIRILMASI
1. Aklî İlimler
Felsefe,coğrafya,matematik , astronomi v.b. ilimler
2.Naklî İlimler (İslamî İlimler)
Hadis, Fıkıh,Tefsir,Kelâm v.b. ilimler
“Onlar göklerin ve yerin yönetimi üzerinde ve Allah'ın yarattığı şeyler üzerinde düşünmediler mi? (A‘râf 185)



Bilim Adamının İsmi
Doğum-Ölüm
Çalıştığı Alanlar
Keşifleri
Eserleri
Gazali (Huccet’ul İslam)
1058-1111
Horasan
İslam Fıkhı,Felsefe,Tasavvuf
Devrindeki
dini tartışmaları çözüme kavuşturdu.
İhya-Ulumud-din,
El-Munkızu-
Mined-Dalal
El-Cezeri
1153-1233
Cizre
Mekanikçi, Mühendis, Matematikçi, Otomat Ustası, Fizikçi
Sibernetik ve robotik aletler
Kitāb fi
ma-'rifat al-Hiyal al-handasiyya,


Kitâb-ül-Câmi
Beyn-el-İlmi
vel-Amel-in-
Nâfî fî Sınâat-il-
Hiyel
El-Farabi (Muallimi  Sani)
870 – 950
Türkistan
Filozof, Siyaset Kuramcı, Müzik Kuramcı
Müzik aletleri:
Kanun,
Rübap
Kitab’ül Musiki,
İhsa’ül Ulûm
İbn El-Rüşd
1126 – 1198
Endülüs
Felsefe,Tıb,İslam Fıkhı
 Güneş lekelerini ilk defa gözlemleyen kişi
Makale Fit Mizac 
(Felsefe),
Tehafütü't Tehafüt 
(Felsefe)
İbn Sina
980 – 1037
Buhara
Hekim, Eczacı, Astronom, Filozof, Matematikçi,Farmakolog
İlk mide  ameliyatı,

El Kanun
Fı’t-tıp (Tıp Kanunu)
ve 200 diğer eser
İbnü’l Heysem
965 – 1040
Basra
Optikçi, Fizikçi, Matematikçi, Astronom, Filozof
Optiği bilim
haline getirmiştir.
Kitabü’l Menazir