“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
(Zümer, 9
“Çin’de de olsa ilmi arayınız. ”
(Câmiü’s-Sağîr, 1/310) Genel Tarihî Gelişme A. İslamiyet , her zaman bilimi teşvik etmiştir.Bu Kur'an-ı Kerim ve Sünnetle sabittir. B.İlim öğrenmek ,İslamiyette bir ibadettir.Zira Allah'ın gücünü ve hikmetlerini anlamaktır.
Şah İsmail’den sonra yerine geçen Şah Tahmasb, Anadolu’da ayaklanmalar çıkarmaya başlamıştır. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, batıdaki Habsburglarla yürüttüğü mücadeleden fırsat buldukça Safeviler üzerine seferler düzenlemiştir. Bu seferler sonucunda Tebriz, Azerbaycan, Bağdat ve Basra Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Safevilerin barış istemesi üzerine iki devlet arasında 1555 yılında Amasya Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Doğu’daki hâkimiyet Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Doğu Anadolu, Tebriz ve Azerbaycan Osmanlı Devleti’ne bırakılmıştır. Bu antlaşma ile Basra Körfezi’nin kontrolü Osmanlı Devleti’nin eline geçmiştir.
yer: Horasan. Kurucusu: Selçuk Bey. Bağımsızlığı Sağlayan : Tuğrul Bey. Selçuklular, Oğuzların Üçok kolunun Kınık boyundandır. Büyük Selçuklu Devleti’ne, bu boydan olan Selçuk Bey adını verdi. Selçuk Bey, Oğuzlar Devleti’nde subaşı iken, Oğuz Devleti’nin hükümdarı ile arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden kendisine bağlı ordularla güneye inerek Seyhun ırmağı yakınlarındaki Cent şehrine yerleşti (930-935). Selçuk Bey: 1.Cent şehrinde İslamiyet’i kabul etti. 2.Bir çok Türk boyunu yönetimi altına aldı. 3.Samanoğulları ile Karahanlılar arasındaki savaşta, daha güçsüz olan Samanoğullarına yardım etti. Karşılığında toprak aldı.
Arslan Yabgu:
Selçuk Bey’in ölümünden sonra yerine oğlu Arslan Yabgu geçti.
Selçukluların güçlenmesini istemeyen Gazneli Mahmut, Arslan Yabgu’yu tutuklattı ve hapsetti.
Tuğrul ve Çağrı Beyler:
Tuğrul ve Çağrı beyler, iki kardeş olarak toprakları parçalamadan aralarında iş bölümü yaparak ülkeyi idare ettiler.
Gaznelilerle başarılı savaşlar yaptılar.
Horasan’ın önemli şehirlerinden biri olan Nişabur’u aldılar (1038).
Selçukluların kendilerine yurt arayışı içinde olmaları.
Sonuçları:
Gazneliler yenilgiye uğratıldı ve yıkılma sürecine girdi.
Selçuklular büyük bir zafer kazandı. Horasan ve İran toprakları Selçukluların eline geçti.
Büyük Selçuklu Devleti kuruldu (1040).
Tuğrul Bey sultan ilan edildi. Devleti Çağrı Bey ile birlikte yönetti.
Rey şehri alınarak başkent yapıldı.
Selçukluların İslam dünyasındaki otoritesi arttı.
* Abbasi halifesinin, Şii Büveyhoğullarının baskılarına karşı Selçuklulardan yardım istemesi üzerine Tuğrul Bey, Bağdat Seferine çıkarak 1055 Abbasileri Şii Büveyhoğullarının baskısından kurtardı. Böylece İslam dünyasının koruyuculuğu Selçukluların eline geçti. Bu olaydan sonra İslam Dünyasının dini lideri Abbasiler, siyasi lideri de Selçuklular oldu.
Bizans üzerine sefere çıkılarak Doğu Anadolu’da başarılı savaşlar yapıldı. Bir çok şehir alındı (Erzurum, Kemah, Malatya, Sivas).
2.Pasinler Savaşı (1048):
Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılı.
Gürcüler Bizanslılara yardım etti.
Sebepleri: 1.Dandanakan Savaşı’ndan sonra Selçuklular’ın batı yönünde ilerlemeleri. 2.Bizanslıların, Türklerin Anadolu’ya girmelerini engellemek istemeleri.
Sonuçları:
Bizanslılar yenildi ve Selçukluları Resmen tanıdı.
Doğu Anadolu, Selçukluların denetimine girmeye başladı. Van’dan Trabzon’a kadar olan topraklar Selçuklular’ın eline geçti.
Gürcü Kralı Liparit, Selçuklulara esir düştü.
Pasinler (Hasankale) Savaşı, Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılan ilk savaştır.
Alp Arslan (1063-1072):
Önce iç işlerini düzeltti. Çıkan ayaklanmaları bastırdı.
Bizans İmparatorluğuna savaş açıldı. Gürcistan, Ani Kalesi ve Kars alındı.
Alp Arslan, komutanlarını Anadolu’nun fethi ile görevlendirdi.
Türk akıncıları Akdeniz kıyılarına kadar ilerlediler.
Malazgirt Savaşı (26 Ağustos 1071):
Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapıldı.
Sebebi:
Bizans’ın, Anadolu’ya yapılan Türk akınlarını önlemek istemesi
Doğu Anadolu’da gittikçe güçlenen Selçuklu egemenliğine karşı koymak istemesi
Gelişmesi:
Savaş, Malazgirt ile Ahlat arasındaki Malazgirt ovasında başladı.
Selçuklu kuvvetleri üçe bölündü.
Alp Arslan sahte geri çekilme planı uygulayarak Bizans ordusunu merkezden ayırdı.
Bu sırada Bizans ordusunda bulunan Peçenek ve Uzlar, Selçuklu tarafına geçtiler. Pusuya yatan Türk askerlerinin seri hücumu ile Bizans ordusu büyük bir yenilgiye uğradı.
Ancak savaşın kazanılmasında ordunun manevi gücünün yüksek olması, iyi teşkilatlanması ve Alp Arslan gibi yetenekli, güçlü bir hükümdar tarafından yönetilmesinin de büyük katkısı vardır.
Sonuçları:
1) Bizans İmparatoru Romen Diyojen komutasındaki ordu savaşı kaybetti. 2) Savaşta, Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Oğuzlar ve Peçeneklerin yardımları da belirleyici rol oynadı. 3) Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. 4) Türkler fazla bir direnişle karşılaşmadan Marmara kıyılarına kadar ilerlediler. 5) Bugünkü Türkiye’nin temelleri atıldı. 6) Anadolu’da gücü kaybolan Bizans, Balkanlara çekildi. 7) İslam dünyası üzerindeki Bizans baskıları kayboldu. 8) Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ilk Türk beylikleri kuruldu. Not: Alparslan, Anadolu’yu komutanlarına ikta olarak verdi. Bu olay, Anadolu’da beyliklerin kurulmasına neden oldu.
Melikşah (1072-1092):
Ege Denizine ve boğazlara kadar bütün Anadolu alındı.
Devletin sınırları; doğuda Tanrı dağları ve Seyhun ırmağından batıda Akdeniz kıyılarına, kuzeyde Kafkas dağlarından güneyde Basra körfezine kadar genişletildi.
Vezir Nizamülmülk’ün uyguladığı kanun ve metotlarla devlet işleri çok düzenli olarak yürütüldü.
Başkent, Rey’den İsfahan’a taşındı.
Selçukluların en parlak dönemidir.
Melikşah’ın ölümünden sonra oğulları arasında taht kavgaları başladı ve ülkede ayaklanmalar çıktı.
Sultan Sencer (1118-1157):
Merv şehri başkent yapıldı.
Gaznelilerden Gazne şehri, Karahanlılardan Maveraünnehir alındı.
Karahitaylılarla yapılan Katvan Savaşı’nda Selçuklular yenilgiye uğradı (1141). Maveraünnehir elden çıktı.
Bundan sonra ayaklanan Oğuzlar üzerine gidildi. Fakat Sultan Sencer esir düştü. Bir süre sonra 1157’de öldü.
Sultan Sencer’in ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti yıkıldı (1157).
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılma Sebepleri:
Ülkenin hanedan üyeleri arasında paylaştırılması ve taht kavgaları.
Atabeylerin, merkezi otoritenin zayıflamasıyla bağımsızlıklarını ilan etmeleri.
Türkmenlerin küstürülmesi.
Abbasilerin, eski güçlerine kovuşmak için Selçuklular aleyhine çalışmaları.
Katvan Savaşı’nın yıkıcı etkisi
Batınilerin yıkıcı çalışmaları
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılmasından
Sonra Kurulan Devletler
Suriye Selçukluları
Horasan Selçukluları
Kirman Selçukluları
Irak Selçukluları
Türkiye (Anadolu) Selçukluları
DEVLET YÖNETİMİ
Selçuklu Devlet Yönetimi Türk Devlet Geleneğiyle birlikte Abbasiler, Sâmânoğulları, Gazneliler ve Karahanlılar devlet sistemlerinden yararlanarak oluşturdukları bir devlet sistemi olup Türk-İslâm Devlet geleneğinin en üst zirve noktasını temsil eder. Selçuklulardan sonra gelen bütün Türk-İslâm Devletleri Selçuklu Devlet Sistemini kendilerine örnek almışlardır.
Selçuklularda, ülke hükümdar ve ailesinin ortak malı sayılırdı. Ülkeyi yönetme yetkisinin Allah tarafından verildiğine inanılırdı.
Selçuklu devletinden ülkenin hükümdarın ve ailesinin ortak malı sayılması sık sık taht kavgalarına yol açardı. Şehzadeler/ Melikler eyaletlere atabeyler nezaretinde yetiştirilmek üzere melik olarak atanırlardı. Buradaki amaç hükümdar çocuklarının yönetim tecrübesi kazanmasıdır.
Selçuklu Devletinde devlet işleri Divan-ı Saltanatta (Büyük Divan) görüşülürdü. Eğer divanda herhangi bir karar alınacaksa bu kararlar sadece Sultan onaylarsa geçerli olurdu. Sultan olmadığı zaman Büyük Divana vezir başkanlık etmekteydi.
Divan-ı İstifa: Maliye ve ekonomi işleri ile ilgilenen birimdir. Müstevfi başkanlığında toplanır.
Divan-ı İşraf: Askeri ve hukuk işleri dışında kalan diğer işleri denetlemekle görevi olan birimdir. Müşrif başkanlığında toplanır.
Divan-ı Arz: Ülkenin asker ve ordu işlerini yürütmekle görevli olan birimdir. Ariz başkanlığında toplanır.
Divan-ı Tuğra: Devletin iç ve dış yazı işlerini yürütmekle görevli olan birimdir.
Büyük Selçuklu Devletinde halkın dilek ve şikayetlerinin dinlendiği ve hukuk işlerine bakıldığı sultan başkanlığında toplanan divana Divan-ı Mezalim adı verilmekteydi.
Büyük Selçuklu Devletinde hükümdarlık alametleri hutbe okutmak, para bastırmak, taht, bayrak, çetr, asa, hilat, nevbet, tuğ ve tuğradır. Halife tarafından onaylanan Hükümdarlar adına hutbe okunurdu.
Hükümdarlar sınırsız yetkiye sahip değillerdi. Törelere ve İslamiyet’e uygun hareket etmek zorunda olan hükümdarların çocukları da vilayetlere yönetici olarak gönderilmekteydi.
1) Asya Hun İmparatorluğu Teoman tarafından Çin'in kuzeybatısındaki bütün Türk boylarını birleştirerek M.Ö.220'de kurulan , Mete Han zamanında M.Ö.209'da bütün Türkleri tek bayrak altında toplayarak ve Çin'i de baskı altına alarak en parlak dönemine ve en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
Mete Han'dan sonra oğlu Ki-ok,ondan sonra onun oğlu Kün-çin geçmiştir. Kün-çin döneminde Hunlar Çin karşısında zayıflamaya başladılar.
Bundan sonraki süreç ise aşağıdaki şemada olduğu gibi gerçekleşmiştir.
-Ekonomik faaliyet olarak tarım, avcılık, balıkçılık, madencilik, dericilik ve ticaretle uğraşmışlardır. İpek yolunu kontrol etmeye önem vermişlerdir. -Madencilikte ileri olmalarının bir sonucu olarak silah sanayiinde ileri bir durumdaydılar. – Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletidir.
– Hun akınlarına karşı Çinliler Çin Seddini yapmışlardır. – Mete Han orduda onlu sistem oluşturarak tüm dünyaya örnek olmuştur.
2) I. Kök Türk Devleti (552 – 630)
Bumin Kağan tarafından Avarlar'a karşı ayaklanarak kurulan Kök Türk Devleti’nin başkenti Ötüken’dir ve Orta Asya’da kurulmuştur. Ülke Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılıp Doğuyu Bumin Kağan, Batı’yı ise kardeşi İstemi Yabgu yönetmiştir. – İlk kez Türk adıyla kurulan devlettir. – Asya Hun İmparatorluğundan sonra Türkleri ikinci kez tek bayrak altına toplamışlardır. – İpek Yolu hakimiyeti için Çinliler ve Sasanilerle mücadele içinde olmuşlardır.
-Bumin Kağan'dan sonra büyük oğlu Ko-lo Kağan, sondan sonra diğer oğlu Mukan Kağan, Devletin başına geçti. Mukan Kağan zamanında doğuda Kitanları, kuzeyde Kırgızları hakimiyeti altına aldığı gibi Çin'i de baskı altına aldı.Batıda ise İstemi Yabgu Sasanilerle birlikte Akhunlar (Eftalitler) Türk devletini yıktıktan(557) sonra Bizansla Sasanilere karşı ittifak içerisine girerek Sasanileri zor durumda bırakmıştır.
-Mukan Kağan'dan sonra Taspar (Ta-po) Kağan devletin başına geçti. İç karışıklıklar arttı.582'de ikiye ayrıldı. Çin baskısı ve iç karışıklıklar nedeniyle Doğu Kök Türkler 630'da , Batı Kök Türkler ise 659 yılında Çin'in hakimiyeti altına düşmüşlerdir. 3) II. Kök Türk Devleti ( Kutluk Devleti) (682 – 745)
İlk Türk devletleri içerisinde yer alan I. Kök Türk Devleti yıkıldıktan sonra 50 yıl Çin egemenliğinde kalan Kök Türkler, bağımsızlık duygusunu kaybetmediler. Sürekli ayaklandılar. Özellikle Kürşat İhtilali başarısız da olsa Türkler için bir örnek oldu. Nihayetinde Kutluk (İlteriş) Kağan, 682 yılında II. Kök Türk Devleti'ni kurmuştur. Bağımsızlık yolunda beraber hareket ettiği Tonyukuk'u ise vezir yapmıştır. Çin'e 46 sefer yaptığı gibi Oğuzlara, Kırgızlara ve Türgişlere de hakim olmuştur.
-Kutluk'tan sonra Kapgan Kağan devleti yönetmiştir. Çin baskı altına alınmış ve Türk siyasi birliği yeniden sağlanmıştır.
-Kapgan Kağan'dan sonra oğlu İnal başa geçmişse de başarısız olunca amcası Kül Tigin tarafından tahttan indirilmiştir.
-Kül Tigin ordu komutanı, ağabeyi Bilge ise kağan olmuştur. Bilge Kağan Döneminde en parlak dönemini yaşamıştır. Bilge Kağan Kardeşi Kültigin ve Vezir Tonyukuk ile birlikte ülkeyi yönetmiştir.
-Bilge Kağan'ın ölümünden sonra iç karışıklıklar üzerine Uygurlar, Karluklar ve Basmilleri de yanlarına alarak II.Kök Türk Devleti'ni 742'de yıkarak yerine 744'de Uygur Devleti'ni kurmuşlardır.
– Yazıyı kullanan ilk Türk devletidir. – Kök Türk alfabesi ile Türklere ait ilk alfabeyi kullanmışlardır. 4) Uygurlar (744 -840)
Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından II.Kök Türk Devleti yönetimi ele geçirilerek Ötüken bölgesinde kurulmuş olan Uygurlar sonraları Karabalgasun’u başkent yapmışlardır.Devleti kurmuş ve güçlendirmiştir.
747'de Moyen Çur yerine geçmiştir. Talas Savaşı'ndan sonra Çin'in kaybettiği Tarım Havzasını ele geçirince Uygurlar ekonomik açıdan güçlenerek en parlak dönemlerine ulaşmışlardır.
759'da Böğü Kağan döneminde Çin'e isyanlara karşı yardım etmişler ve Mani dinini benimsemişlerdir.
-Kendilerine ait ölçü ve para sistemleri bulunmaktadır. – Modern tarımla uğraşmışlardır. Bunun için kanallar açılmıştır. – Hukuk kurallarını yazılı hale getirmeleri, borç, kira gibi konularla ilgili sözleşme yapılmaları Uygurların hukuk alanında geliştiğini göstermektedir. – Kendilerine ait olan Uygur alfabesini oluşturmuşlardır.
Bögü Kağan'dan sonra kıtlık ve salgın hastalıklar sebebiyle zayıflamışlardır. Bu durumdan faydalanan Kırgızların saldırıları sonucu yıkılmışlardır . Uygurlar, Kansu ve Turfan(Doğu Türkistan) Uygurları olarak ikiye ayrılmışlardır.
Kansu bir diğer adıyla Sarı Uygurlar Çin’de kurulmuş ve Moğollar tarafından yıkılmıştır. XIII.yüzyıldan itibaren Moğolların hizmetinde yer almışlardır. Uygurcayı Moğol Devleti'nin resmi yazı dili yapmışlar. Böylece Moğolların Türkleşmesini sağlamışlardır.
Kurulduğu yer: Doğu ve Orta Avrupa Kurulduğu olay: Kavimler göçü sonucu Kurucusu: Balamir Kağan – Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir. -Uldız temel dış politikayı (Roma Siyaseti) belirlemiştir Bu ise ;Doğu Roma İmparatorluğuna baskı Batı Roma İmparatorluğuyla ise dostluk şeklindedir. -Hükümdarları: Balamir-Uldız-Rua-Attila-dönemlerinde güçlenmişken, İlek-Dengizik dönemlerinde zayıflamışlardır. İrnek döneminde yıkılıp Karadeniz'in Kuzeyine çekilmişlerdir. - En parlak dönemini Attila zamanında yaşamış olup, Bizans’ı vergiye bağlamıştır. Volga ile Tuna Nehri arasındaki topraklara sahip olmuştur. -I.Balkan Seferi (441) ile Balkanlarda Avrupa Hun Devleti karşısında hiçbir karşı güç kalmadığı ortaya çıktı.Doğu Roma ile Margus Antlaşması yapmış böylece bölgedeki hakimiyeti pekişmiştir.
II.Balkan Seferi(447) ile Anatolios Antlaşması yapılıp konu tekrar kesinleştirilmiştir. Batı Roma Seferleri ile üstünlük sağlanmış. Papanın aracılığıyla Roma bağışlanmış ve alınmaktan vazgeçilmiştir. Avrupa Hunlarının Avrupa'ya derin etkileri olmuş. Bu destanlarına yansımıştır.Nibelungen Destanı bunun örneklerindendir.