OSMANLI DEVLETİ'NDE DEĞİŞİM
Osmanlı Devletinde Yönetim
- Divan-ı Hümayun, Osmanlı devlet mekanizmasının temeliydi.
- Divan-ı Hümayun'daki toplantılar padişah ve Kubbealtı vezirleri denilen devlet adamlarının katılımlarıyla yapılıyordu.
- Fatih'ten itibaren padişahlar Divan-ı Hümayun başkanlığını fiilen veziriazamlara bıraktılar.
- Sokullu Mehmet Paşa'dan itibaren de veziriazamlar devlet yönetiminde birinci derece etkili olmaya başladılar.
- Divan-ı Hümayun toplantıları 16. yüzyıldan itibaren haftada dört güne, 17. yüzyıldan itibaren de haftada iki güne indirildi.
- 18.yüzyıla gelindiğinde Divan-ı Hümayun toplantıları üç ayda bir yapılmaya başlandı ve önemini kaybetti. Kubbealtı vezirliği ve Divan-ı Hümayun kaldırıldı.
Bâbıâlinin Oluşumu
- 18. yüzyılda Kubbealtı vezirleri yerine vekiller heyeti oluşturuldu.
- Devlet işlerinin görüşüldüğü toplantılar, veziriazamların ve sadrazamların oturduğu konaklarda yapılmaya başlandı.
- Şeyhülislamlar da vekiller heyetine girerek yönetimde etkili oldular.
- Veziriazam konakları, Babıali (yüksek kapı) adını alarak devlet yönetiminin merkezi haline geldi.
- Veziriazam başkanlığında Babıali'de yapılan toplantılara, toplantının konusuna göre şeyhülislam, yeniçeri ağası, kadıasker, reisülküttab, defterdar, nişancı ve İstanbul kadısı katılırlardı.
- Mahmut döneminde divan toplantıları haftanın bir günü şeyhülislam konağ'ında, bir günü de veziriazam konağında olmak üzere haftada iki kere toplanacak şekilde düzenlendi.
- yüzyılda Babıalrnin yapısı yeniden düzenlendi. Veziriazamlık başvekâlete dönüştürüldü.
- Hariciye, Mülkiye ve Maliye Nazırlığı gibi nazırlıklar kurularak bugünkü bakanlar kurulunun temeli atıldı.
Reisülküttâb
- 18.yüzyılda Babıali'nin yönetimde etkili hale gelmesiyle Nişancı'ya bağlı olarak çalışan Reisülküttab'ın önemi artmıştır.
- Devletlerarası ilişkilerde diplomasinin öneminin artmasıyla Reisülküttab, devletin dış ilişkilerini yürütmeye başlamıştır.
- Daha sonra bu makam, Dışişleri Bakanlığı'na dönüştürülmüştür.
Taşra Teşkilatı
- 18.yüzyılda tımar sisteminin bozulması Osmanlı Devleti'nde pek çok aksaklığın yaşanmasına neden oldu.
- 18.yüzyıla kadar devlet vergilen toplanması işini açık artırma ile mültezim denen kişilere kiralıyordu.
- Bu yüzyıldan itibaren bu uygulamadan vazgeçilerek vergi kaynaklarının hayat boyu kiralandığı malikâne sistemine geçilmiştir. Ancak, Istanbul'da oturan malikâne sahipleri, malikânelerini mültezimler yolu ile idare etmeye başladılar.
- Mültezimler, bu topraklara yerleşmiş olan ayanlardı.
- Mültezimler, zamanla bu toprakları ellerine geçirdiler. Daha sonra, mütesellimlik, voyvodalık ve muhassıllık gibi görevlerle yönetimde ve orduda etkili duruma geldiler.
Âyanlık
- Osmanlı Devleti'nde şehirlerde ve taşrada yaşayan zengin ve itibarlı zümreye âyan ve eşraf denilirdi.
- Ayanlar vergilerin belirlenmesi ve toplanmasında görevlilere yardımcı olurdu.
- 18.yüzyılda güçlenen ayanlar, savaşlarda devlete para ve asker yardımında da bulundular.
- Ayanlar, Rumeli, Anadolu ve Arap eyaletlerinde hanedanlık kurmuşlardı.
- Devlet tarafından ayanıvilayet olarak tanındılar.
- Kendi aralarındaki mücadeleler ve halk üzerinde kurdukları baskıdan ötürü 1786 yılında güçleri kırıldıysa da 1787 Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları'nda yardımlarına ihtiyaç duyuldu.
- 1808 yılında II. Mahmut, ayanlarla yaptığı Sened–i İttifakda onları resmen tanımış oldu.
- Âyanların siyasi ve toplumsal hayattaki etkisi Tanzimat dönemine kadar devam etti.
Bozulan Ekonomi ve Alınan Tedbirler
- Devletin uzun süren savaşlara girmesi ve bu savaşlarda yenilgiler alması ekonomiyi iyice sarstı.
- Devlet, esham adıyla iç borçlanma yoluna gitti. III.Mustafa döneminde 1775 yılında bir nevi hazine bonosu sayılabilecek esham uygulaması, pay ve gelir ortaklığına dayanıyordu.
- Esham uygulaması, kağıt paraya geçişin ilk aşaması sayılabilir.
- Devlet bütçe açığını kapatmak için yeni vergiler koydu.