Tarih derslerinde yer alan herşeyden öte tarihe dair aradığınız ne var ise hepsi burada.
10.Sınıf Tarih Konu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10.Sınıf Tarih Konu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
28 Mayıs 2022 Cumartesi
6 Mayıs 2020 Çarşamba
Osmanlı Devlet Anlayışı
Osmanlı Devleti'nin büyüyüp yüzyıllarca sürmesinin temel sebeplerinden birisi güçlü gelişmiş merkeziyetçi devlet yapısıdır.
Osmanlı Devlet anlayışının kökleri:
1.Selçuklu Devlet anlayışı ( İslam devlet anlayışı ve Türk devlet gelenekleri)
2.Hakim olunan yerlerdeki devlet anlayışları ( Bizans ve diğerleri)
Osmanlı Devlet anlayışının kökleri:
1.Selçuklu Devlet anlayışı ( İslam devlet anlayışı ve Türk devlet gelenekleri)
2.Hakim olunan yerlerdeki devlet anlayışları ( Bizans ve diğerleri)
16 Nisan 2019 Salı
Osmanlı Devleti'nin 15. ve 16. Yüzyıllarda İzlediği Siyaset ve Etkileri
Roma Katolik kilisesi İslam Dünyasının lideri olarak gördüğü Osmanlı Devleti'ni yıkmak için çeşitli ittifaklar kurdu.
Osmanlı Devleti buna karşı şu stratejileri uyguladı:
1.Roma Katolik Kilisesini yalnızlaştırmak
2. Avrupa Hristiyan Birliğini parçalamak.
3.Fethedilen yerlerde adaletli ve hoşgörülü bir yönetim uygulamak . (Bu, Boşnaklarda ve Arnavutlarda islamın kabulünü sağladı.)
4.Katoliklere karşı Ortodoksları ve Ortodoks Patrikhanesini himaye etmek.
5.Reform hareketlerine destek vermek.
6.Kuzey Afrika'da İspanyol ve Portekiz yayılmacılığına karşı müslümanları korumak ve himaye altına almak.
6.Kuzey Afrika'da İspanyol ve Portekiz yayılmacılığına karşı müslümanları korumak ve himaye altına almak.
10 Şubat 2019 Pazar
Türk Dünyasında Yetişmiş Bazı Bilim İnsanları
Akşemseddin (1390 -1459)
Küçük yaşta Hafız oldu.Dinî ilimler yanında iyi bir tıbb eğitimi de aldı. Eğitimini tamamladığında hem tıbb açısından hem de dinî ilimler açısından zamanının en iyi alimlerinden biri oldu.
Hacı Bayram-ı Veli'nin müridi ve Fatih Sultan Mehmed'in ise lalasıdır( hocasıdır). Aynı zamanda öğrencileri ve müritleriyle birlikte İstanbul'un fethine katıldı.
Tıbb alanında "Maddet'ül Hayat" adlı eseriyle mikroplara, kalıtsal hastalıklara ve ruhsal hastalıklara değindi ve uygulamalarında başarılı sonuçlar elde etti.Kalıtsal hastalıklara Pasteur'den önce değinerek öne geçmiştir.
Eserleri:1) Risalet-ün-Nuriyye: Tasavvufa ve tasavvuf ehline dil uzatanlara cevab mahiyetindedir. Arabça olup, kardeşi Hacı Ali tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir. 2) Def'ü Metain, 3) Risale-i Zikrullah, 4) Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli, 5) Malumat-ı Evliya, 6) Maddet-ül-Hayat, 7)Nasihatname-i Akşemseddin.
Uluğ Bey(1394-1449)
Uluğ Bey, Timurlenk´in torunlαrındαn biridir. Αsıl αdı Mehmet Torgαy olαn Uluğ Bey’in bαbαsı Muînüddin Şαh Ruh´tur.
1446’dα bαbαsının ölümü üzerine hükümdαr oldu. Hükümdαrlığı yıllαrındα mαtemαtik ve αstronomi ile yαkındαn ilgilendi. Astronomiye dair eserler (Zeyc Gürgani ve Zeyc Cedit Sultani ) verdi.
ALİ KUŞÇU (1403-1474)
Ali Kuşçu, küçük yaşlarda matematik ve astronomi bilimleri ile ilgilenmeye başlamıştır ve böylece o dönemin en iyi eğitimcilerden bu alanlarda eğitimler almıştır. Uluğ Bey’in yardımcılığını yapan Ali Kuşçu aynı zamanda rasathane müdürlüğü görevlerinde de yer almıştır. Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a geldi.Türkiye'deki ilk gerçek astronomdur. Pek çok eser vermiştir.
Ali Kuşçunun Astronomi Türündeki Eserleri
Şerh-i Zîc-i Uluğ Bey
Risâle fî Halli Eşkâli Mu‘addili’l-Kamer li’l-Mesîr (Fâide fî Eşkâli ‘Utârid)
Risâle fî Asli’l-HâricYumkin fî’s-Sufliyyeyn
Şerh ‘ale’t-Tuhfeti’ş-Şâhiyye fî’l-Hey’e
Risâle der ‘İlm-i Hey’e
El-Fethiyye fî ‘İlmi’l-Hey’e
Risâle fî Halli Eşkâli’l-Kamer
Ali Kuşçunun Matematik Eserleri:
er-Risâletu’l-Muhammediyye fî’l-Hisâb
Risâle der ‘İlm-i Hisâb
Kelâm ve Usûl-i Fıkıh Eserleri:
eş-Şerhu’l-Cedîd ‘ale’t-Tecrîd
Hâşiye ‘ale’t-Telvîh
Mekanik Aletleri Hakkındaki Eseri:
et-Tezkire fî Âlâti’r-Ruhâniyye
Ali Kuşçunun Dil ve Belagat Eserleri:
Şerhu’r-Risâleti’l-Vad‘iyye
el-İfsâh
el-‘Unkûdu’z-Zevâhir fî Nazmi’l-Cevâhir
Şerhu’ş-Şâfiye
Risâle fî Beyâni Vad‘i’l-Mufredât
Fâ’ide li-Tahkîki Lâmi’t-Ta‘rîf
Risâle mâ Ene Kultu
Risâle fî’l-Hamd
Risâle fî ‘İlmi’l-Me‘ânî
Risâle fî Bahsi’l-Mufred
Risâle fî’l-Fenni’s-Sânî min ‘İlmi’l-Beyân
Tefsîru’l-Bakara ve Âli ‘İmrân
Labels:
10.Sınıf Tarih,
10.Sınıf Tarih Konu,
10.Sınıf Tarih Yeni Müfredat Konu Anlatımı,
Akşemseddin,
Ali Kuşçu,
Türk Dünyasında Yetişmiş Bazı Bilim İnsanları,
Uluğ Bey
Osmanlı Eğitim Kurumları
Osmanlı Devleti, her devlet gibi kendi varlığını sürdürmesi için gereken insan gücünü yetiştirmek için eğitim sistemine büyük önem verdi. Bu konuda kendisinden önceki Türk İslam eğitim sistemini örnek aldı.
Osmanlı eğitim sisteminde temel kurum, medreselerdi. Medreselerde dinî bilimler yanında matematik ve coğrafya gibi bilimlerin de eğitimi verilmekteydi. Burda yetişenler ilmiye sınıfı içinde yer almaya başlayarak yükselirlerdi.
A.Medreseler
İlk Osmanlı medresesini Orhan Gazi kurmuştur. Müderrisliğine Davud-ı Kayserî atanmıştır.Giderleri için ise vakıf kurulmuştur.
Kuruluş sırasıyla medreseler:
1.Orhan Gazi Medresesi
2.Lala Şahin Medresesi
3.Hüdavendigâr Medresesi (I.Murad)
Bunları diğer medreseler takip etmiştir.
Medrese mezunları eğitimlerine göre müderris(öğretmen), doktor(hekim) ve benzeri meslekleri yapmaya başlarlardı.
B.Tekke ve Zaviyeler
Tarikatların mensuplarına (bağlılarına) dinî ve ilmî eğitim verdikleri ve ibadet yaptıkları yerlerdi. Tekke büyük ve tam teşkilatlı olan, zaviye ise küçük olan tarikat eğitimi ve ibadet yapma yeriydi.
Osmanlı eğitim sisteminde temel kurum, medreselerdi. Medreselerde dinî bilimler yanında matematik ve coğrafya gibi bilimlerin de eğitimi verilmekteydi. Burda yetişenler ilmiye sınıfı içinde yer almaya başlayarak yükselirlerdi.
A.Medreseler
İlk Osmanlı medresesini Orhan Gazi kurmuştur. Müderrisliğine Davud-ı Kayserî atanmıştır.Giderleri için ise vakıf kurulmuştur.
Kuruluş sırasıyla medreseler:
1.Orhan Gazi Medresesi
2.Lala Şahin Medresesi
3.Hüdavendigâr Medresesi (I.Murad)
Bunları diğer medreseler takip etmiştir.
Medrese mezunları eğitimlerine göre müderris(öğretmen), doktor(hekim) ve benzeri meslekleri yapmaya başlarlardı.
B.Tekke ve Zaviyeler
Tarikatların mensuplarına (bağlılarına) dinî ve ilmî eğitim verdikleri ve ibadet yaptıkları yerlerdi. Tekke büyük ve tam teşkilatlı olan, zaviye ise küçük olan tarikat eğitimi ve ibadet yapma yeriydi.
Labels:
10.Sınıf Tarih,
10.Sınıf Tarih Konu,
10.Sınıf Tarih Yeni Müfredat Konu Anlatımı,
Eğitim,
Medreseler,
Osmanlı Eğitim Kurumları,
Tarikatlar,
Tasavvuf,
Tekke ve Zaviyeler,
Tekkeler,
Zaviyeler
16 Aralık 2018 Pazar
Kapıkulu Ocakları
Adından anlaşılacağı üzere bunlar kapının kullarıdır. Devletten maaş alırlar, sürekli ordudur ve merkezde padişaha bağlı olarak bulunurlar. Selçuklularda görülen “hassa ordusunun” Osmanlıdaki karşılığıdır. Kendi arasında Kapıkulu Piyadeleri ve Kapıkulu Süvarileri olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Kapıkulu Piyadeleri
Acemioğlanlar Ocağı: Bu ocağın temelleri I. Murat Dönemi’nde Çandarlı Kara Halil ile Karamanlı Kara Rüstem’in tavsiyeleri ile atılmıştır. Bu ocağın asker ihtiyacı önceleri savaş esirlerinden (pençik oğlanı) karşılanırken daha sonra devşirme usulü ile karşılanmaya başlamıştır.
Devşirme Sistemi
Osmanlı Devletinde I.Murattan itibaren uygulanmaya başlanan fethedilen yerlerdeki hristiyan ailelerden belirli şartları taşıyan erkek çocukların öncelikle gönüllü ailelerden alınıp asker veya devlet adamı olarak yetiştirilerek devlet hizmetine verilmesi sistemine devşirme sistemi denir.
Devşirme Sistemi
Osmanlı Devletinde I.Murattan itibaren uygulanmaya başlanan fethedilen yerlerdeki hristiyan ailelerden belirli şartları taşıyan erkek çocukların öncelikle gönüllü ailelerden alınıp asker veya devlet adamı olarak yetiştirilerek devlet hizmetine verilmesi sistemine devşirme sistemi denir.
Devşirme Sisteminin Özellikleri:
- Padişahın emri ile devşirme yapılacak bölge belirleniyordu. Bu bölgeye memurlar gönderiliyordu.
- Bölgede bulunan kadı, sancak beyi ve rahipler çocukların belirlenmesinde çalışan başlıca memur ve görevlilerdi.
- Devşirme her zaman değil; ihtiyaca göre yapılırdı.
- Üç beş yılda bir yapılır ve kırk haneden ancak bir kişi devşirilirdi.
- Ailenin tek çocuğu varsa devşirilmezdi.
- Yüz kızartıcı suç işleyen (hırsızlık, zina) aileden devşirme çocuk alınmazdı.
- Şımarık olabileceğinden köy kethüdasının çocuğu devşirilmezdi.
- Vücudunda herhangi bir kusuru olan çocuklar alınmazdı.
- Bir aileden sadece bir çocuk alınırdı.
- Devşirilen çocuklardan zeki olanlar Enderun Mektebi’ne gönderilirdi.
Devşirmeye tabi tutulan bu çocuklar önce Anadolu’da Müslüman Türk ailelerinin yanına verilirdi. Burada iyi bir İslamî bilgi ve Türk kültürünü öğrenen bu çocuklar daha sonra temel bilgileri öğrenmeleri için “Acemi Oğlanlar Ocağı”na gönderilirdi.
Bu arada iyi bir eğitime tabi tutulan bu çocuklardan çok zeki olanlar bir nevi saray okulu olan Enderun Mektebi’ne gönderilir ve devlet adamı ihtiyacı giderilmiş olurdu. (Örneğin, Sokullu Mehmet Paşa) Diğer kısım ise asker olmak üzere Yeniçeri Ocağı’na gönderilirdi.
Yeniçeri Ocağı: I. Murat Dönemi'nde Edirne’de kurulan bu askeri ocak İstanbul’un fethinden sonra buraya taşınmıştır. Osmanlı Devleti'nin en gözde askeri ocağıdır.
Özellikleri:
Özellikleri:
- Meslekleri askerliktir.
- Savaş zamanı askerdiler; barış zamanında ise İstanbul ve padişahı korumakla görevliydiler.
- Devletten üç ayda bir ulûfe adında maaş alıyorlardı.
- Askerlikten başka işle uğraşmaları yasaktı.
- Emekli olana kadar evlenmeleri yasaktır.
- Bu ocağın başında bulunan kişi Yeniçeri ağasıdır. Ocakla ilgili meseleler ağa divanı adıyla görüşmelerle yapılıyordu.
Kapıkulu Süvarileri
Enderun ve Yeniçeri Ocağı’ndan terfi ile seçilirlerdi. Atlı askerler olup terfi ve maaş bakımından Kapıkulu Piyadelerinden daha üstünlerdi. Altı bölükten meydana geldiklerinden Altı Bölük Halkı denmiştir.
Sipahi ve silahtar : Savaş sırasında hükümdarın sağında ve solunda bulunuyorlardı. Padişahın çadırını korumakla görevliydiler.
Sağ ve sol ulûfeciler : Savaş sırasında saltanat sancaklarını korurlardı.
Sağ ve sol garipler : Ordunun tüm ağırlık ve malzemeleri ile hazineyi korurlardı.
2 Aralık 2018 Pazar
Tımarlı Sipahiler
Tımarlı Sipahiler Eba Video
Not: Kıymetli zeki ve çalışkan öğrencilerim şekilleri dersten önce deftere çizmiş olarak derse gelmeniz gerekiyor.
GİRİŞ
Osmanlı Devleti'nde yönetenlere verilen isim beraya. Vergi vermezler.
Osmanlı Devleti'nde yönetilenlere verilen isim reaya. Vergi verirler.
Dikey geçiş mümkün olduğu için sınıflı bir toplum yapısı yoktur.
TIMAR SİSTEMİ
Not: Kıymetli zeki ve çalışkan öğrencilerim şekilleri dersten önce deftere çizmiş olarak derse gelmeniz gerekiyor.
GİRİŞ
Osmanlı Devleti'nde yönetenlere verilen isim beraya. Vergi vermezler.
Osmanlı Devleti'nde yönetilenlere verilen isim reaya. Vergi verirler.
Dikey geçiş mümkün olduğu için sınıflı bir toplum yapısı yoktur.
Osmanlı Toplum YapısıBEYLİKTEN DEVLETE GEÇİŞ DÖNEMİ OSMANLI ORDUSU |
TIMAR SİSTEMİ
Fethedilen arazileri ikta sistemine dirlik sistemi adını vererek devlet arazisi olarak tapu tahrir defterlerine kaydettirdi.
Arazilere mirî adını verip dirlik adlı bölümlere ayırıp savaşlarda devlete yararlılığı görülen kişilere ve diğer devlet görevlilerine karşılığında belirli sayıda asker besleyip yetiştirmek üzere verdi. Bu sisteme tımar sistemi adı verilmiştir.
Tımar Sisteminin özellikleri:
1.Has,zeamet ve tımar olmak üzere üç kısmı vardır.
2.Görevini yerine getirmeyenlerin tımarları ellerinden alınırdı.
3.Savaşlarda yararlılık gösterenlerin dirliğine zam yapılırdı.
4.Orhan Gazi döneminde başlayan tımar sistemi,I.Murad döneminde tam olarak kurulmuştur.
5.XVI.Yüzyıl ortalarında en iyi seviyesine ulaşmış olup bu dönemde imtiyazları da artmıştır.
2.Maaş almazlar.
3.Her sancakta bölükleri vardır.
4.Subaşı adlı komutanları ile bayrakdar ve çavuşları vardır.
5.Her on (10) bölük bir alaybeyi komutasındadır.
8.Sefer (savaş) kışa uzarsa savaşan sipahilerden bazıları harçlık almak için tımar toprağına harçlık alıp gelmek için gönderilirlerdi. Bunlara harçlıkçı denilmiştir.
9.Türklerden ve Müslümanlardan oluşurdu.
10.Barış zamanı subaşılar asayiş ve huzurdan sorumluydular.
Geniş bilgi için kaynak
Arazilere mirî adını verip dirlik adlı bölümlere ayırıp savaşlarda devlete yararlılığı görülen kişilere ve diğer devlet görevlilerine karşılığında belirli sayıda asker besleyip yetiştirmek üzere verdi. Bu sisteme tımar sistemi adı verilmiştir.
Tımar Sisteminin özellikleri:
1.Has,zeamet ve tımar olmak üzere üç kısmı vardır.
2.Görevini yerine getirmeyenlerin tımarları ellerinden alınırdı.
3.Savaşlarda yararlılık gösterenlerin dirliğine zam yapılırdı.
4.Orhan Gazi döneminde başlayan tımar sistemi,I.Murad döneminde tam olarak kurulmuştur.
5.XVI.Yüzyıl ortalarında en iyi seviyesine ulaşmış olup bu dönemde imtiyazları da artmıştır.
Tımar Sisteminin Yararları
A.İdari:
1. Ülkenin en ücra köşelerinde bile devlet otoritesi kurulmuş ve merkezi otorite güçlü tutulmuştur.
2.Tımarlı sipahiler bulundukları bölgede güvenlik görevi yaptıkları için ülke genelinde güvenlik sağlanmıştır.
3.Konar-göçer Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeleri sağlanmıştır.
B.Askeri: Devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır büyük bir ordu kurulmuştur.
C.Ekonomik:
1.Devlet, hazineden para harcamadan, askeri bir güç oluşturmuş, hazinenin yükü hafiflemiştir.
2.Ülke topraklarının boş kalması engellenerek üretimin sürekliliği sağlanmıştır.
3.Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanmıştır.
A.İdari:
1. Ülkenin en ücra köşelerinde bile devlet otoritesi kurulmuş ve merkezi otorite güçlü tutulmuştur.
2.Tımarlı sipahiler bulundukları bölgede güvenlik görevi yaptıkları için ülke genelinde güvenlik sağlanmıştır.
3.Konar-göçer Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeleri sağlanmıştır.
B.Askeri: Devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır büyük bir ordu kurulmuştur.
C.Ekonomik:
1.Devlet, hazineden para harcamadan, askeri bir güç oluşturmuş, hazinenin yükü hafiflemiştir.
2.Ülke topraklarının boş kalması engellenerek üretimin sürekliliği sağlanmıştır.
3.Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanmıştır.
Tımarlı Sipahilerin Özellikleri
1.Cebelüdür adları.2.Maaş almazlar.
3.Her sancakta bölükleri vardır.
4.Subaşı adlı komutanları ile bayrakdar ve çavuşları vardır.
5.Her on (10) bölük bir alaybeyi komutasındadır.
6.Sefer sırasında emirler padişahtan beylerbeylerine , ondan sancak beylerine,onlardan da alay beylerine ulaştırılır. Alaybeyleri de beylerbeyileri veya "Çelebi Sultan"denen şehzadelerin komutası altında seferlere katılırlardı.Böylece belirlenen yer ve zamanda hızla toplanılmış olurdu.
7.Tımarlı sipahilerin onda biri sefer sırasında nöbetçi olarak tımar toprağında bırakılırlardı.8.Sefer (savaş) kışa uzarsa savaşan sipahilerden bazıları harçlık almak için tımar toprağına harçlık alıp gelmek için gönderilirlerdi. Bunlara harçlıkçı denilmiştir.
9.Türklerden ve Müslümanlardan oluşurdu.
10.Barış zamanı subaşılar asayiş ve huzurdan sorumluydular.
Geniş bilgi için kaynak
23 Eylül 2018 Pazar
Türkiye Selçuklu Devleti'nin Kuruluşu
Soru 1:Türklerin Anadolua yerleşmesini kolaylaştıran etkenler nelerdir?
Soru 2 :Türkiye ismi nasıl doğmuştur?
Soru 3 :Günümüzde Ortadoğudaki Türk varlığı nasıl oluşmuştur?
Soru 4:Anadolu'daki Türk varlığı günümüze kadar hangi devletler üzerinden devam etmiştir?
Oğuz Göçleri ve Anadolu
Tuğrul ve Çağrı beyler komutasındaki Selçuklu Oğuz Türkleri Anadolu'ya keşif amaçlı girmeye başladıklarında karşılarında şöyle bir manzara buldular.A. Bizansın mezhep, vergi ve angarya baskısından bunalmış bir halk ( Ermeni,Süryani,Arap ve diğer)
B. Askeri sistemi çökmüş ve etkisiz bir Bizans devleti.
C. Geniş,verimli , boş fakat savaşlarla tahrip edilmiş topraklar.
İşte bu durum Selçukluların Anadoluyu fethetmesini ve Türk yurdu haline getirmesini kolaylaştırmıştır. Malazgirt Zaferiyle Bizans ordusu büyük oranda imha edildiğinden Selçukluların karşısına çıkabilecek herhangi bir güç kalmamıştır. Bunun fiilî sonucu olarak Marmara Denizine kadar olan topraklar Selçukluların eline geçmiştir. Selçukluların" fethedilen yer, fethedenindir." anlayışının bir sonucu olarak hem bu fetihler hızlanmış, hem de fethedilen yerlerde ilk Anadolu Türkmen Beylikleri kurulmuştur.
Türkiye Selçuklu Devleti (1077-1308)
Türkiye (Anadolu) Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’tır. 1074’te Anadolu’ya gelen Süleyman Şah önce Konya ve çevresini, ardından İznik’i ele geçirdi. İznik’i başkent yaparak Türkiye (Anadolu) Selçuklu Devleti’ni kurdu (1075).Büyük Selçuklu Devletinin Süleyman Şahı Anadolunun komutanı olarak tayin etmesiyle Türkiye Selçuklu Devleti resmen kurulmuş oldu(1077).I. Kılıçarslan: I. Haçlı Seferi’ne karşı başarılı mücadeleler yaptı. Ancak İznik ve Batı Anadolu’yu kaybetti. Devletin başkentini Konya’ya taşıdı. Anadolu içlerinde yıpratma savaşlarıyla Haçlılara karşı büyük kayıplar verdirdi.
I. Mesut: Bizans ordusunu yendi. II.Haçlı Seferinin başladığını haber alınca Bizansla anlaşma yaptı.II. Haçlı Seferi’ne katılan orduyu Konya önlerinde yendi. Bu dönemde bayındırlık faaliyetlerine önem verildi.
II. Kılıçarslan: III. Haçlı Seferi’ne karşı mücadele etti. Bölünmüş olan Danişmentlilere son vererek, Anadolu’nun siyasi birliğini sağladı.
Miryakefalon Savaşı (1176)
II.Kılıçarslan Isparta yakınlarındaki Miryakefalon denilen yerde Bizans ordusunu ağır yenilgiye uğrattı.Miryakefalon Zaferi'nin Sonuçları
- Anadolu Türkmen birliği büyük ölçüde sağlandı.
- Anadolu’nun Türk yurdu olacağı ve böyle kalacağı kesinleşti.
- Bizans vergiye bağlandı.
- Avrupalı tarihçiler Anadolu’dan Türkiye (Türk-yurdu) olarak bahsetmeye başladılar.
- Bizans artık Türkler’i Anadolu’dan atma ümidini kaybetti, saldırıdan savunmaya geçti.
- Bizans’ın çağrısı üzerine III. Haçlı Seferi başladı.
- Anadolu'daki ticaret yolları Anadolu Selçuklu Devleti'nin eline geçti.
Türkiye Adının Kullanılışı
1.İlk defa Bizans kaynaklarında Türkiye olarak2.XII.yüzyıldan itibaren Batılılarca Türkiye olarak
3.XIV.yüzyıl başlarında Arap kaynaklarında Berrü't-Türkiyye ifadesi kullanılmaya başlanmıştır.
13 Mayıs 2018 Pazar
II.MEŞRUTİYET VE SİYASÎ GELİŞMELER
II.Meşrutiyet (23 Temmuz 1908)
II. Meşrutiyet’in Nedenleri
- İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin gizli çalışmaları.
- 1908 Reval Görüşmesi sırasında İngiltere, Fransa ve Rusya’nın, Osmanlı Devleti’nin durumu, Boğazlar ve balkanların geleceğiyle ilgili kararlar alarak Makedonya’nın özerkliğine karar vermeleri.
- İttihatçıların ayaklanmaları üzerine II. Abdülhamit’in bu isyanların yayılmasını önlemek için II. Meşrutiyet’i ilan etmesi (23 Temmuz 1908).
İttihat ve Terakki’nin Amacı
Anayasanın yürürlüğe konulmasını ve Osmanlı Mebuslar Meclisinin açılmasını sağlamaktı. Böylece mecliste azınlıklarında temsilcisi bulunacak ve azınlıklar kendi haklarını kendileri koruyabilecekti. Bunun sonucunda Avrupalı devletlerin iç işlerimize karışması önlenmiş olacaktı.
II. Meşrutiyet’in Sonuçları
İttihatçıların Meşrutiyetin ilanıyla uğraştığı sırada;
1. Bulgaristan bağımsızlığını ilan edip, Doğu Rumeli’yi,
– Avusturya Bosna – Hersek’i,
– Yunanistan Girit’i,
– İngiltere Kıbrıs’ı topraklarına kattı.
2. İlk siyasi partiler kurularak faaliyet gösterdiler.
3.İttihat ve Terakki Partisi yönetimde etkin güç haline gelmeye başladı.
31 Mart Olayı
İstanbul'da meydana gelen bir iç ayaklanmadır. Mustafa Kemal Paşa'nın kurmay başkanı olduğu ve Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nca bu ayaklanma bastırılmıştır.
Sonuçları:
- Abdülhamid tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat tahta çıkarıldı.
- Padişahın yetkileri sınırlandırıldı.
- İttihat ve Terakki etkinliği ve gücü biraz daha eline geçirdi.
29 Nisan 2018 Pazar
Kırım Savaşı (1853) ve Paris Antlaşması
Savaşın Nedenleri:
- Rusya’nın Akdeniz’e inme emelleri.
- Rusya’nın, Eflak ve Boğdan’ı işgal edip, Sinop’ta Osmanlı donanmasını yakması.
- 1853 yılında İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile ittifak yaparak Rusya’ya savaş ilan etmesi
Paris Antlaşması (1856)
- Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Avrupa Devletler Hukukundan yararlanacaktır. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü Avrupa devletleri tarafından korunacaktır.
- Karadeniz, tarafsız hale getirilecek, savaş gemisi bulunmayacak, yalnızca ticaret gemileri geçecektir.
- Rusya ve Osmanlı Devleti, Karadeniz’de savaş gemisi bulundurmayacaktır.
- Eflak ve Boğdan’a özerklik verilecek, Avrupa devletleri’nin garantisinde olacaktır.
- Tuna ırmağında ticaret gemileri serbestçe dolaşacak ve Avrupa Devletleri tarafından denetlenecektir.
- Boğazlar, 1841 Londra Senedi’ne göre düzenlenecektir.
Antlaşmanın Önemi:
- Osmanlıların XIX. yüzyılda kazanan devlet olarak imzaladıkları tek antlaşmadır.
- Osmanlı Devleti’nin kendi toprak bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşıldı.
- Osmanlı Devleti, bir Avrupa devleti olmanın diyetini Islahat Fermanı ile ödedi.
- Rusya da Osmanlı da Karadeniz'de yetkisiz hale getirildi.
- Rusya’nın Akdeniz’e inmesini engelleyerek İngiltere ve Fransa Akdeniz’de güvenliklerini sağladı.
- Rusya’nın Balkanlar’da egemenlik kurması engellendi.
- Rusya, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile elde ettiklerini kaybetti.
"ELLE GELEN DÜĞÜN BAYRAM OLMAZ"
Tanzimat ve Islahat Fermanları
Tanzimat Fermanı
Diğer isimleri:Gülhane Hattı Hümayunu,Tanzimat-ı Hayriye
İlan eden :Abdülmecid
Hazırlayan:Mustafa Reşit Paşa
Tarih:1839
Tarih:1839
Amaç: 1.Batılı devletlerin Osmanlı iç işlerine karışmasına engel olmak
2. Devletin parçalanmasını önlemek
2. Devletin parçalanmasını önlemek
- Herkesin mal, can, ırz, namus ve hürriyetine saygı duyulması,
- Açık mahkeme ve eşit şartlarda yargılanma,
- Herkes gelirine göre vergi ödeyecek,
- Herkes kanun önünde eşit olacak,
- Özel mülkiyet hakkı verilecek,
- İşkence, dayak ve angarya kaldırılacak,
- Rüşvet ve iltimas kalkacak şartları getirilmiştir.
Sonuçları:
1.Vergi ve askere gitme vatandaşlık borcu haline getirilmiştir.
2.Osmanlıda anayasal sürece geçişe ilk adım atılmıştır.
3.Yabancı devletler,Osmanlı'nın içişlerine karışmaya devam ettikleri gibi isyanlar da sona ermediğinden Osmanlı Devleti istediği sonucu alamamıştır.
2.Osmanlıda anayasal sürece geçişe ilk adım atılmıştır.
3.Yabancı devletler,Osmanlı'nın içişlerine karışmaya devam ettikleri gibi isyanlar da sona ermediğinden Osmanlı Devleti istediği sonucu alamamıştır.
Islahat Fermanı
İlan eden : Abdülmecid
Hazırlayan: Mehmet Emin Âli Paşa
Tarih: 1856
Amaç : 1.Yabancı devletlerin ülkenin iç işlerine karışması nı önlemek
2. Paris Barış Konferansında lehine karar alınmasını amaçlamıştır.
Sonuçları:
1.Yabancı ülkelerin baskısı daha çok artmıştır.
2.Ferman Paris Anlaşmasının maddesi olarak ilan edilmiş ve uygulaması zorunlu hale gelmiştir.
3. Gayri Müslim Azınlıklara;
İlan eden : Abdülmecid
Hazırlayan: Mehmet Emin Âli Paşa
Tarih: 1856
Amaç : 1.Yabancı devletlerin ülkenin iç işlerine karışması nı önlemek
2. Paris Barış Konferansında lehine karar alınmasını amaçlamıştır.
Sonuçları:
1.Yabancı ülkelerin baskısı daha çok artmıştır.
2.Ferman Paris Anlaşmasının maddesi olarak ilan edilmiş ve uygulaması zorunlu hale gelmiştir.
3. Gayri Müslim Azınlıklara;
- Bedelli askerlik,
- Şirket ve banka kurma,
- Devlet memuru olabilme,
- Mahkemelerde eşit şahitlik,
- İl genel meclisinde görev alma hakları verilmiştir.
Tanzimat fermanının ilanı ile başlayıp I. Meşrutiyetin ilanına kadar süren bu döneme Tanzimat dönemi denir.
Bu dönemde,
- Vilayet Nizamnamesi ile eyaletler kaldırılmış yerine il, sancak, kaza, nahiye ve köy yönetim birimleri kurulmuştur.
- İl Genel Meclisleri oluşturulmuştur.
- Kaime adındaki ilk kağıt para basılmıştır.
- Tercümanı Ahval adında ilk özel gazete kurulmuştur.
- İlk Osmanlı bankası olan Bank-ı Dersaadet kurulmuştur.
- Eğitim Bakanlığı kurulmuştur.
- İptidailer, İdadiler ve Sultaniler açılmıştır.
- Yabancı ülkelere okul açabilme hakkı verilmiştir.
- İzmir – Aydın arası ilk demir yolu açılmıştır.
- İlk telgrafhane kurulmuştur.
- İlk kez Avrupalı devletlerden dış borç alınmıştır.
- 1863 yılında Memleket Sandıkları kurulmuştur. Daha sonra Ziraat Bankasına dönüşmüştür.
- Danıştay kurulmuştur.
- İlk üniversite olan Darül Fünun açılmıştır.
23 Nisan 2018 Pazartesi
Sanayi İnkılâbının Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
1. Sanayileşen Avrupa devletlerinin sömürgecilik yarışına hız vermeleri Osmanlı İmparatorluğu’nu kapitülasyonlar ve Baltalimanı Ticaret Antlaşması nedeniyle negatif etkiledi.
2. Osmanlı Devleti’nin dış ticaret balansı (dengesi) bozuldu. İthalat artarken, ihracat azaldı.
3. Osmanlı ülkesi 19. asrın ortalarından itibaren Avrupa mallarının istilasına uğradı.
4. Düşük fiyatlı Avrupa malları karşısında küçük atölyeler, el tezgahları rekabet edemeyerek kapanmaya başlaması neticesi işsizlik arttı.
5. Lonca teşkilatı zayıflayarak ortadan kalktı.
6. İşsiz kalanların sayısındaki artış ülkeyi toplumsal taraftan; iktisadi alandaki zayıflama ise, devletin siyasi açıdan çöküşünün hızlanmasına sebebiyet verdi.
Labels:
10.Sınıf Tarih,
10.Sınıf Tarih Konu,
Osmanlı Tarihi,
Sanayi İnkılabının Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri,
SANAYİİ İNKILABI,
Sanayii İnkılâbı
Location:
Halkkent Mahallesi, Türkiye
15 Nisan 2018 Pazar
Mısır Sorunu ve Mehmet Ali Paşa İsyanı
Anahtar Kelimeler:Mısır,Yunan İsyanı,Girit,Adana,Suriye,Kütahya Antlaşması,Hünkar İskelesi Antlaşması,Nizip Antlaşması,Londra Antlaşması
Kavalalı Mehmet Ali Paşa;
- 1804 yılında Mısır valiliğine getirildi.
- Mısır’da birçok ıslahatlar yaptı.
- 1821’de Mora’da ortaya çıkan Rum isyanını bastırdı.
- Mora valiliği isteği reddedilince, Suriye ve Çukurova’ya girerek Kütahya’ya kadar ilerledi.
- Bunun üzerine II. Mahmut, Rusya’dan yardım istedi.
UYARI: Osmanlı Devleti, ilk defa kendi valisi ile savaştı. Mısır sorunu bir iç sorunken zamanla uluslar arası bir sorun haline geldi.
- 1833 yılında Rus donanması İstanbul’a geldi.
- 1833 yılında Kütahya Antlaşması imzalandı.
- Osmanlı Devleti, 1833’de Rusya ile Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzaladı.
Kütahya Antlaşması (1833) :
- Mehmet Ali Paşa’ya Girit Valiliğine ek olarak Suriye Valiliği verilecektir.
- Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde Valiliğine ek olarak Adana Valiliği verilecektir.
- Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyecektir.
Hünkâr İskelesi Antlaşması (1833)
Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalandı.
- Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya savaş durumunda birbirlerine yardım edecektir.
- Osmanlı İmparatorluğu’na saldırı olursa, Rusya asker gönderecek, masrafları Osmanlı Devleti tarafından karşılanacaktır.
- Rusya’ya saldırı olursa Osmanlı Devleti Boğazları kapatacaktır.
Önemi:
- Osmanlı Devleti ile Rusya arasında ittifak kuruldu.
- Rusya, Karadeniz’de güvenliğini sağladı.
- Osmanlı Devleti, Boğazlardaki egemenlik haklarını kendi isteği doğrultusunda son kez kullandı.
- Boğazlar sorunu başladı.
Nizip Savaşı (1839)
- Kütahya Antlaşması, ne Osmanlı Devleti’ni, ne de Mehmet Ali Paşa’yı memnun etmişti.
- 1839 yılında Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi ödemedi.
- Mehmet Ali Paşa, aynı yıl bağımsızlığını ilan etti.
- 1839 yılında Osmanlı ve Mısır orduları Nizip’te karşılaştı ve Osmanlı ordusu yenildi.
- Avrupa ülkeleri, 1840 yılında, Londra’da bir konferans topladı.
- Konferans’ta Osmanlı Devleti’nin Mehmet Ali paşa’ya karşı korunması kararı alındı.
Londra Antlaşması (1840)
- 1840 yılında Londra’da Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya delegeleri bir araya gelerek Mısır Sorununu halletmek üzere bir mukavele imzaladılar. Bu mukaveleye göre:
- Mısır eyaleti hukuk bakımından Osmanlı Devleti’ne bağlı olmakla beraber, yönetim açısından Mehmet Ali Paşa’ya bırakıldı.
- Mısır’ın Osmanlı Devleti’ne yılda 80 bin kese altın vermesi kararlaştırıldı.
- Suriye, Adana ve Girit Osmanlı Devleti’ne geri verilecek.
Labels:
10.Sınıf Tarih,
10.Sınıf Tarih Konu,
Kavalalı Mehmet Ali Paşa,
Mehmet Ali Paşa,
Mısır Sorunu ve Mehmet Ali Paşa İsyanı,
Mısır Tarihi,
tarih 10 Ders Notları
8 Nisan 2018 Pazar
Şark Meselesi
Osmanlı Devleti, Avrupalılara göre doğudan gelerek Avrupa’nın ortasına kadar hakim olmayı başarmış bir devlettir. Osmanlı Devleti’nin Avrupalılar için oluşturduğu sorunlar, Avrupalılar için doğu ile ilgili olmuştur. Bu nedenle Osmanlı Devleti ile ilgili sorunlar ‘Doğu Sorunu’ ya da ‘Şark Sorunu’ olarak adlandırılmıştır. 1815 yılında Avrupa’nın merkezi krallıkları arasında toplanan Viyana Kongresi’nde resmen ifade edilen Şark Meselesi, XIX. ve XX. yüzyıllarda Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti’ne karşı uyguladıkları temel politika olmuştur. Avrupalı Devletler bu proje ile sırasıyla şunları gerçekleştirmek istemişlerdir:
- Türkleri Balkanlar’dan atmak
- İstanbul’u Türkler’den almak
- Türkleri Anadolu’dan çıkarmak.
Avrupalı Devletler, bütün bunları, Osmanlı Devleti’nde yaşayan azınlıkların haklarını korumak amacıyla yaptıklarını söylemişlerse de, gerçekleştirdikleri faaliyetler, aslında kendi hakimiyetlerini daha da geliştirmeyi amaçladıklarını açıkça göstermiştir.
1 Nisan 2018 Pazar
II.MAHMUT DÖNEMİ SİYASÎ OLAYLARI
Sırp İsyanı (1804)
Nedenleri:
- Osmanlı Devleti’nde merkezi otoritenin zayıflaması
- Rusya ve Avusturya’nın kışkırtması.
- 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan “ulusçuluk” akımlarının Sırplar arasında yayılması.
- XVIII. yüzyılda Osmanlı-Avusturya, Rusya arasında çıkan savaşların Sırp topraklarında yapılması
- Bölgedeki Yeniçerilerin halka kötü davranması
Sırp İsyanı Gelişim Süreci
- 1812’de imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalık verildi.
- 1829’da Edirne Antlaşması ile Özerk Sırbistan Prensliği kuruldu.
- 1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlığını elde etti.
UYARI: Sırp Ayaklanması, Fransız İhtilâlinin getirdiği ulusçuluk akımının Osmanlı Devletinde görülen ilk etkisidir.
Bükreş Antlaşması (1812)
- Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1812 tarihinde imzalandı.
- Osmanlı Devleti, Sırbistan’a ayrıcalık verildi.
- Bükreş Antlaşması ile Osmanlı Devleti ilk defa kendisine bağlı bir ulusa ayrıcalık verdi.
Edirne Antlaşması (1829)
- Yunanistan bağımsız olacaktır.
- Eflak ve Boğdan özerkleştirilecektir.
- Sırbistan Prensliği kurulacaktır.
- Rus ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçecektir.
Antlaşmanın Önemi:
- Edirne Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra imzaladığı en ağır koşullu antlaşmalarından biridir.
- İlk defa Osmanlı Devleti’ne bağlı bir ulus bağımsızlık kazanmıştır. (Yunanlılar).
- Bugünkü Romanya’nın temelleri atılmıştır.
- Mısır Sorunu’nun başlamasına neden olmuştur.
Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878)
- Sırbistan, Karadağ ve Romanya’ya bağımsızlık verilecektir. Bulgaristan 3 Bölüme ayrılacak.
- Kars, Ardahan ve Batum Rusya’ya verilecek, Doğu Beyazıt Osmanlı Devleti’ne kalacaktır.
- Bosna Hersek, Osmanlı Devleti’ne bağlı olacak, Avusturya tarafından yönetilecektir.
Yunan İsyanı (1820–1829)
Nedenleri:
- Osmanlı Devleti’nde merkezi otoritenin zayıflaması
- 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan “ulusçuluk” akımlarının Yunanlılar arasında yayılması.
- Avrupalıların Yunanlılara Rönesansın kaynağı antikitenin kaynağı olması nedeniyle destek vermesi
- Rusyanın kurduğu Etniki Eterya Cemiyetinin çalışmaları
- Yunan aydınlarının ve zenginlerinin çalışmaları
- Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşanın isyanı
Yunan İsyanının Gelişim Süreci
- 1820 de Eflak ve Boğdanda İlk Yunan İsyanı oldu ve bastırıldı.
- 1821 de Morada Yunan İsyanı yeniden başladı.
- 1822 de Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa İsyan etti.
- Rusya ve İngiltere Osmanlı Devleti’nin Yunanistan’a bağımsızlık vermesi için 1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasını yaktılar.
- 1829’da Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsızlığını elde etti.
UYARI: Ulusçuluk akımının etkisiyle Osmanlılardan bağımsızlığını elde eden ilk ulus Yunanlılar (Rumlar) olmuştur.
Eflak-Boğdan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek İsyanları (1875–1878)
Nedenleri:
- 1789 Fransız İhtilali’nin getirdiği ulusçuluk akımı
- Rusya’nın Panislavizm politikası.
- İlk ayaklanma 1875 yılında Bosna ve Hersek’te meydana geldi.
- Aynı yıl Bulgarlar da ayaklandı.
- Kargaşadan yararlanan Sırplar ve Karadağlılar da Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
- Avrupa devletleri Balkanlardaki barışı sağlama amacıyla İstanbul’da bir konferans düzenledi.
- Osmanlı Devleti, Avrupa’nın iç işlerine karışmasını engellemek amacıyla 1876 yılında Kanun-ı Esasiyi ilan etti.
Osmanlı-Rus Savaşları;
1807–1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması;
Nedeni: 1804 Sırp isyanında Rusya’nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı desteklemesi.
Nedeni: 1804 Sırp isyanında Rusya’nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı desteklemesi.
- Osmanlı Devleti, 1806 tarihinde Boğazları Rusya’ya karşı kapattı.
- 1806 tarihinde Rusya Eflak ve Boğdan’ı işgal etti.
- 1807 tarihinde de Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan etti.
- Fransa’ya güvenerek bu savaşa giren Osmanlı Devleti, Fransa’nın iki yüzlü politikası sonucu 1812’de Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi.
1827–1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması;
Savaşın Nedenleri:
- Rusya’nın 1820 tarihindeki Yunan isyanını desteklemesi
- 1827 yılında da Navarin’de Osmanlı ve Mısır donanmasını yakılması olayına katılması.
- 1827’de Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
- Osmanlı Devleti’nin savaşa hazır olmaması nedeniyle, Rusya, Batı’da Edirne’yi, Doğu’da da Erzurum’u ele geçirdi.
- Osmanlı Devleti, 1829 tarihinde Edirne Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi.
Labels:
10.Sınıf Tarih Konu,
II.MAHMUT DÖNEMİ,
II.MAHMUT DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI,
MİLLİYETÇİ AYAKLANMALAR,
SIRP İSYANI,
Sırp Tarihi,
YUNAN İSYANI,
Yunan İsyanının Gelişim Süreci,
Yunan Tarihi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)