Dersimiz Tarih: 10.Sınıf Tarih Yeni Müfredat Konu Anlatımı
10.Sınıf Tarih Yeni Müfredat Konu Anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10.Sınıf Tarih Yeni Müfredat Konu Anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Osmanlı Devlet Anlayışı


Osmanlı Devleti'nin büyüyüp yüzyıllarca sürmesinin temel sebeplerinden birisi güçlü gelişmiş merkeziyetçi devlet yapısıdır.
Osmanlı Devlet anlayışının kökleri:
1.Selçuklu Devlet anlayışı ( İslam devlet anlayışı ve Türk devlet gelenekleri)
2.Hakim olunan yerlerdeki devlet anlayışları            ( Bizans ve diğerleri)

21 Nisan 2020 Salı

Topkapı Sarayı


Saraydaki çoğu yapı Fatih döneminde yapılmıştır fakat bu yapıların değiştirildiği de olmuştur. Yine de iskelet yapı Fatih döneminde yapılmıştır. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı yapılan ilk saray değildi. İlk yapılan saray Eski Saray'dı. Saray-ı Atik de denirdi. O zamanlar İstanbul Üniversitesi'nin rektörlüğünün olduğu bölgede olan Eski Saray'ın yerine, Sarayburnu'nun stratejik konumu, Haliç ve Boğaz'a hakimiyetinin farkına varan Fatih, buraya Yeni Saray'ı yaptırma kararı almıştır. 

Divan-ı Hümayun



Divân-ı Hümâyun devlete ait siyasî idarî malî ve zamanla askerî işlerin görüşüldüğü incelenerek karara bağlandığı devletin en yüksek mercidir.

Divan-ı Hümayun Üyeleri:

1. Veziriazam; Vezir-i âzamın padişahın vekili olarak devletin egemenlik hakkını temsil eder. Padişahtan sonraki en yetkili kişi ve Padişahın vekilidir. Osmanlıdaki örfi hukuk Veziriazam sayesinde düzenlenirdi. Padişah sefere çıktığında yetkisi genişlerdi ve Divan-ı Hümayuna başkanlık yapardı. 

7 Nisan 2020 Salı

Atlantik Ülkelerinin Akdeniz’e Nüfuz Etme Çabaları

1.Tunus Mücadelesi /Osmanlı-İspanya Mücadelesi
Osmanlı Devleti ile İspanya arasında Tunus üzerinde hakimiyet kurma mücadelesi yaklaşık kırk yıl sürdü. Ancak bu mücadele Osmanlı Devleti’nin Tunus’a hakim olmasıyla sonuçlandı (1574). İki taraf arasında yapılan anlaşmalardan sonra Akdeniz’den ümidini kesen İspanya, yönünü başka bölgelere çevirmek zorunda kaldı.

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Topkapı Sarayı

Fotoğraflar bu linkte  Topkapı Sarayı Mimari Bölümler
Sanal tur için önce şuraya gidelim.Kutsal Emanetler Turu
Harem için buraya gidelim Topkapı Sarayı Harem
Genel panorama için ise şuraya bakalım Topkapı Sarayı Genel Panorama
Saraydaki çoğu yapı Fatih döneminde yapılmıştır fakat bu yapıların değiştirildiği de olmuştur. Yine de iskelet yapı Fatih döneminde yapılmıştır. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı yapılan ilk saray değildi. İlk yapılan saray Eski Saray'dı. Saray-ı Atik de denirdi. O zamanlar İstanbul Üniversitesi'nin rektörlüğünün olduğu bölgede olan Eski Saray'ın yerine, Sarayburnu'nun stratejik konumu, Haliç ve Boğaz'a hakimiyetinin farkına varan Fatih, buraya Yeni Saray'ı yaptırma kararı almıştır. 
Osmanlı Devleti’nde Saray Teşkilatı üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar;
  1. Enderun (İç Saray)
  2. Birun (Dış Saray)
  3. Haremi Hümayun

ENDERUN (İÇ SARAY)

  1. II. Murat zamanında kurulmuş olup II. Mehmet (Fatih) zamanında geliştirilmiştir.
  2. Burada devlet adamları eğitim ve öğretim de alırlardı.
  3. Padişahın özel görevlileri bu bölümde bulunurdu.
  4. Enderun mektebine alınan çocuklara dini dersler, dil ve edebiyat dersleri ve diğer ilimlerin dersleri okutulurdu.
  5. Ayrıca Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler Enderun Mektebi’nde öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.

BİRUN (DIŞ SARAY)

  1. Devlet meselelerinin görüşüldüğü bölümdür.
  2. Padişahın resmi hayatı burada geçerdi.
  3. Padişahın yabancı devlet adamlarını kabul ettiği ve devlet işlerine baktığı bölümdür.

Harem

  1. Padişahın ailesinin bulunduğu ve aile hayatını geçirdiği bölümdür.
  2. Padişahın izni olmadan Harem’e herhangi bir kimsenin girmesi mümkün değildi.

23 Nisan 2019 Salı

Akdeniz'de Osmanlı Hakimiyetinin Kurulması

Osmanlı  denizciliğinin temeli, sahil beylikleri olan Karesioğulları, Aydınoğulları,Candaroğulları, Saruhanoğulları ve Menteşeoğulları  beyliklerinin alınmasıyla oluşturuldu.
Rumeli'ye geçilince donanma daha gerekli bir ihtiyaç oldu.Bu sebeple Yıldırım Bayezid , Gelibolu'da yeni bir tersane inşa  etti.
Mehmet Çelebi  döneminde  Venediklilerle ilk deniz savaşı  yapılarak tecrübe kazanıldı.
Fatih,İstanbul'un fethi için kurduğu 400 gemilik  donanmayı  İstanbul  fethinin yanısıra  Trabzon Rum İmparatorluğu'nun ,Kırım ve Kefe'nin fethinde de  başarıyla  kullandı.
II.Bayezid,Osmanlı  donamasına  yeni tekniklerle üretilen kadırga ve kalyonlarla  destekleyerek güçlendirdi.Bunun neticesinde Kili, Akkerman'ın alınmasıyla Karadeniz'de ;,Modon,Koron ve Navarin'in alınmasıyla Akdeniz'de hakimiyet güçlendi.
Yavuz döneminde Mısır alınınca Doğu Akdeniz'de güçlü kalmak için donanma güçlendirildi.Bu sebeple Haliç'teki tersane Galata'dan Kağıthane'ye  kadar  genişletildi.Bu  tersaneye  merkezi tersane anlamında "Tersane-i  Âmire" denildi.
Denizlerdeki  bu güçlenme, deniz ticaretinde  güçlenmeyi, o da ekonomik gücü getirdi.Ayrıca bu durum kültürel  etkileşime de  sebep  oldu.
Kanuni  döneminde herşey gibi  donanma da altın çağını yaşadı.Osmanlı Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika'nın tamamına hakim hale geldi.
Ünlü Denizcilerimiz

8 Nisan 2019 Pazartesi

Vadi's-seyl Muharebesi

XVI. yüzyılın en önemli meydan savaşlarından biridir. Vadisseyl Muharebesi ve ya Vadiü’l-Mehazin Muharebesi olarak da geçmektedir. Bu savaşta Türkler, Portekiz ordu ve donanmasını kralları ve bütün asilzadeleri ile birlikte yok etmişlerdi. Bu darbe sonunda Portekiz haritadan silinmiş ve büyük devletler arasından ebediyen yok olmuştur.
Meydan savaşı 4 Ağustos 1578’de Kuzey Fas’ta Tanca yakınlarındaki Vâdî’s-Seyl’de geçmiştir. Türk ordu ve donanmasına komuta eden oramiral Ramazan Paşa Tunus beylerbeyisi (genel valisi) ve Cezayir beylerbeyi vekiliydi. (Cezayir beylerbeyi İstanbul’daki kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşaydı). Bizzat Kral Dom Sebastiano’nun başkomutanlık ettiği büyük Portekiz ordu ve donanması 80.000 kişilik bir kuvvetle Tanca’ya çıkmıştı. Portekizliler’i en kudretli Hıristiyan hükümdarı olan İspanya Kralı II. Felipe 6.000 atlı ve 50 savaş gemisiyle destekliyordu.
Savaşın sebebi bütün sömürgeleri aralarında bölüşmüş olan iki büyük Avrupa devletinin (İspanya ile Portekiz), Fas Arap İmparatorluğu’nu da sömürgeleştirmek istemesidir. Bu ise Osmanlının Cezayir eyaleti için açık bir tehditti. Büyük devletler arasında sayılan ve Orta Afrika’nın derinliklerine kadar uzanan Fas imparatorluğu Kanuni Sultan Süleyman‘ın son zamanlarında İstanbul’a tabi olmuş fakat bir müddet sonra bu tabilikten ayrılmıştı. Bununla beraber Fas’ta gene de büyük Türk menfaatleri vardı. Kılıç Ali Paşa, Ramazan Paşa’ya Portekizliler’i ne pahasına olursa olsun Afrika’dan kovmak emrini vermişti.
Ramazan Paşa, küçük ordusu ile hızla Tanca’ya yürüdü. Bir kısım Fas birlikleri de kendisine katıldı. 4 Ağustosta derhal düşmana taaruza geçen Türkler Portekizliler’i darmadağın ettiler. 20.000 Portekizli, bu arada kral ve bütün maiyeti savaş alanında can verdi. 40.000 düşman ve 360 top, Türkler’e teslim oldu. Geri kalan 20.000 Portekizli büyük donanmalarına kendilerini zor attılar. Fakat Türk donanması Portekiz donanmasını daha Afrika sularında çevirdi. Yapılan çok şiddetli savaşlar sırasında Portekiz gemilerinin çoğu batırıldı.
Bu darbeden 2 yıl sonra bütün kudreti, ordusu ve donanması mahvolan hanedanı sönen Portekiz Krallığı İspanya’ya katıldı. Tam 80 yıl İspanyol boyunduruğunda yaşadı ve artık büyük devlet olamadı. Fas İmparatorluğu ise ikinci defa Osmanlıya tabi oldu. Osmanlının batı sınırı Atlas Okyanusu’na, Nijer nehrine erişti. 1574’te İstanbul’a gelip III.Murat‘ın huzuruna kabul edilen I. Sultan Abdülmelik yerine Ramazan Paşa, II. Ahmet’i Fas tahtına geçirdi ve durumu Divanı Hümayun’a bildirdi.
İlgili olduğu ders: Tarih 10


12 Mart 2019 Salı

1453-1520 Osmanlı Siyasi Faaliyetleri



1453               İstanbul'un Fethi
1454               Sırbistan'ın alınması
1459               Amasra'nın alınması
1460              Mora'nın  alınması
1461              Sinop   ve  Trabzon'un  alınması
1462              Eflâk'ın  alınması
1463              Bosna   ve Hersek'in alınması
1463-1479     Venedik ile  mücadele
1473             Otlukbeli   Muharebesi
1474            Karamanoğlu Beyliği'ne  son verilmesi
1475             Kırım'ın Fethi
1476             Boğdan'ın  alınması
1479             Arnavutluk'un  alınması
1480            İtalya  Seferi
1481-1495  Cem Sultan Olayı
1492            İspanya'daki Yahudilerin Osmanlı ülkesine getirilmesi
1511            Şahkulu  İsyanı
1514           Çaldıran Muharebesi
1515          Turnadağ Muharebesi
1516           Mercidabık  Muharebesi
1517           Ridaniye  Muharebesi

26 Şubat 2019 Salı

Osmanlı El Sanatları


1.Ahşap ve Taş  İşlemeciliği
Ahşap sanatçılarına “neccar”  denilmiştir.Sedir,ceviz,kestane,elma,armut,abanoz ,şimşir,gül ve kiraz ağaçları kullanılmıştır. Çeşitli tekniklerle ( kireçle terbiye,bezir yağıyla doyurma,cilalama v.b.)  işlenerek şekil verilmiş ve sanat eseri haline getirilmişlerdir.
Ahşap malzemenin içinde gümüş,sedef  v.b.malzemenin kullanılmasıyla “kakmacılık” sanatı yapılmıştır.
Taş işlemeciliği, Türk mimarisinin temel unsurlarındandı.Dini , eğitim veya diğer mimari eserlerde taş işlemeciliği (mozaik, renkli taşlar v.b.) kullanılmıştır.Ayrıca taşların üzerine oyma ve kabartma yoluyla nakışlar da  yapılırdı.
2.Dokumacılık
Pamuk,keten,kadife ve benzeri malzemenin dokunarak kumaş haline getirilmesi işlemidir.Osmanlılar burada  da gelenekten gelen Türkiye Selçuklu ve Beylikler Devri dokumalarının  etkisinde bir gelişim göstermişlerdir.
Dokumacılık, saray sanatı olarak devlet kontrolünde yapılırdı. İpek kumaşlar,bir statü sembolüydü.  
Orta Asya’dan gelen halı ve kilim dokumacılığı da  devam etti. XIV.yüzyılda geometrik  motifler,Hayvan figürleri ve kufi yazılı kenar şeritleri kullanılmış.Bunu baklava motifleri ve soyut bitkisel motifler takip etmiştir. Renk olarak sarı.koyu mavi ve  çimen yeşili kullanılmıştır.
Gordes düğümlü Uşak Halıları madalyonlu ve yıldızlı halıların en güzel örneklerindendir. 
3.Çinicilik
Kil topraktan yapılmış levhaların çiçek desenleriyle bezenip fırında  pişirilmesi sanatıdır.
İznik ve Kütahya bu işin merkezleriydi.Her tür mimari yapı, çinilerle süslenebilmiştir. Bu eserler, dünyada hayranlık uyandırmıştır. Renk;Türk mavisi,domates kırmızısı,mor,sarı ve yeşildir.
Örnek: Bursa Yeşil Camii , Bursa Yeşil Türbe,Topkapı Sarayı,Sultan Ahmet Camii.
4.Hat Sanatı
Güzel yazı yazma sanatıdır. Bu işin sanatçılarına “hattat” denirdi. Osmanlı döneminde hat sanatı zirveye ulaşmıştır. Önce Amasya ve Edirne’de sonra da İstanbul’da hattatlık oldukça  gelişmiştir.Amasyalı Şeyh Hamdullah  ve Ahmet     Karahisarî, XVI. Yüzyılın en önemli hattatlarıdır.







12 Şubat 2019 Salı

Kur'an ve Sünnette İlim

  İlim, hem cehalet hem de zan kavramlarının zıddı olarak hayata dair yol gösterici birikim elde etme üzerine temellendirilmiştir. Kur’an’a göre Allah (c.c.) görünen ve görünmeyen herşeyin bilgisine sahiptir. 
    İslamiyet bir ilim dini, onun meydana getirdiği medeniyet de her şeyden önce bir ilim medeniyeti olarak şekillenmiştir. Varlıkların olduğu gibi bilginin de engin bir deniz olarak yegâne sahibinin ve kaynağının Allah (c.c.) olduğu gerçeği, Kur’an’da birçok kez vurgulanmaktadır.
         Yunus suresi 5. ayette “O, güneşi bir ışık (kaynağı),ayı da (geceleyin) bir aydınlık kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, ayetlerini bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.” buyurmaktadır
      Kesinliğe ulaşmamış bir bilgi,İslam dininde değerli ve geçerli değildir. Nitekim,Yunus suresi 36. ayette : “Zan ise şüphesiz ki Hak karşısında hiçbir şey ifade etmez.” buyurur Cenab-ı Hak.
       Peygamber (s.a.v.) ve Kur’an’ın ilk muhatapları, okuma ve yazma başta olmak üzere tüm ilmi faaliyetin yaygınlaşması için önemli çaba harcamışlardır. 
    Delil ve gerekçe:Hz. Peygamber (s.a.v.) “ilim öğrenmek, her Müslümana farzdır.”
   [ Kaynak:İbn Mace, Mukaddime, 17. ] buyurmuştur. Zira imanın uygulaması olan ibadetlerin yerine getirilmesi için de coğrafya, astronomi, matematik gibi temel ilimlere ihtiyaç vardır
     Uygulama:Bedir Savaşı’nda esir alınan Mekkeli müşriklerin on Müslümana okuma-yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakma kararı.

10 Şubat 2019 Pazar

Türk Dünyasında Yetişmiş Bazı Bilim İnsanları



Akşemseddin (1390 -1459)
Küçük yaşta Hafız oldu.Dinî ilimler yanında iyi bir tıbb eğitimi de aldı. Eğitimini tamamladığında hem tıbb açısından hem de dinî ilimler açısından zamanının en iyi alimlerinden biri oldu.
Hacı Bayram-ı Veli'nin müridi ve Fatih Sultan Mehmed'in ise lalasıdır( hocasıdır). Aynı zamanda öğrencileri ve müritleriyle birlikte İstanbul'un fethine katıldı.
Tıbb alanında "Maddet'ül Hayat" adlı eseriyle mikroplara, kalıtsal hastalıklara ve ruhsal hastalıklara değindi ve uygulamalarında başarılı sonuçlar elde etti.Kalıtsal hastalıklara Pasteur'den önce değinerek öne geçmiştir.
 Eserleri:1) Risalet-ün-Nuriyye: Tasavvufa ve tasavvuf ehline dil uzatanlara cevab mahiyetindedir. Arabça olup, kardeşi Hacı Ali tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir. 2) Def'ü Metain, 3) Risale-i Zikrullah, 4) Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli, 5) Malumat-ı Evliya, 6) Maddet-ül-Hayat, 7)Nasihatname-i Akşemseddin.

Uluğ Bey(1394-1449)
Uluğ Bey, Timurlenk´in torunlαrındαn biridir. Αsıl αdı Mehmet Torgαy olαn Uluğ Bey’in bαbαsı Muînüddin Şαh Ruh´tur.
 1446’dα bαbαsının ölümü üzerine hükümdαr oldu. Hükümdαrlığı yıllαrındα mαtemαtik ve αstronomi ile yαkındαn ilgilendi. Astronomiye dair eserler (Zeyc Gürgani ve Zeyc Cedit Sultani ) verdi.
ALİ KUŞÇU (1403-1474)
Ali Kuşçu, küçük yaşlarda matematik ve astronomi bilimleri ile ilgilenmeye başlamıştır ve böylece o dönemin en iyi eğitimcilerden bu alanlarda eğitimler almıştır. Uluğ Bey’in yardımcılığını yapan Ali Kuşçu aynı zamanda rasathane müdürlüğü görevlerinde de yer almıştır. Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a geldi.Türkiye'deki   ilk  gerçek astronomdur. Pek çok eser vermiştir.
Ali Kuşçunun Astronomi Türündeki  Eserleri

Şerh-i Zîc-i Uluğ Bey

Risâle fî Halli Eşkâli Mu‘addili’l-Kamer li’l-Mesîr (Fâide fî Eşkâli ‘Utârid)
Risâle fî Asli’l-HâricYumkin fî’s-Sufliyyeyn
Şerh ‘ale’t-Tuhfeti’ş-Şâhiyye fî’l-Hey’e
Risâle der ‘İlm-i Hey’e
El-Fethiyye fî ‘İlmi’l-Hey’e
Risâle fî Halli Eşkâli’l-Kamer



Ali Kuşçunun Matematik Eserleri:

er-Risâletu’l-Muhammediyye fî’l-Hisâb
Risâle der ‘İlm-i Hisâb
Kelâm ve Usûl-i Fıkıh Eserleri:
eş-Şerhu’l-Cedîd ‘ale’t-Tecrîd
Hâşiye ‘ale’t-Telvîh
Mekanik Aletleri Hakkındaki Eseri:
et-Tezkire fî Âlâti’r-Ruhâniyye
Ali Kuşçunun Dil ve Belagat Eserleri:
Şerhu’r-Risâleti’l-Vad‘iyye
el-İfsâh
el-‘Unkûdu’z-Zevâhir fî Nazmi’l-Cevâhir
Şerhu’ş-Şâfiye
Risâle fî Beyâni Vad‘i’l-Mufredât
Fâ’ide li-Tahkîki Lâmi’t-Ta‘rîf
Risâle mâ Ene Kultu
Risâle fî’l-Hamd
Risâle fî ‘İlmi’l-Me‘ânî
Risâle fî Bahsi’l-Mufred
Risâle fî’l-Fenni’s-Sânî min ‘İlmi’l-Beyân
Tefsîru’l-Bakara ve Âli ‘İmrân

Osmanlı Eğitim Kurumları



Osmanlı Devleti, her devlet  gibi kendi varlığını sürdürmesi için gereken insan gücünü yetiştirmek için eğitim sistemine  büyük önem verdi. Bu konuda kendisinden önceki Türk İslam eğitim sistemini örnek aldı.
Osmanlı eğitim sisteminde temel kurum, medreselerdi. Medreselerde dinî bilimler yanında matematik ve coğrafya  gibi bilimlerin de eğitimi verilmekteydi. Burda  yetişenler ilmiye sınıfı içinde yer almaya başlayarak yükselirlerdi.
A.Medreseler
İlk Osmanlı medresesini Orhan Gazi kurmuştur. Müderrisliğine Davud-ı Kayserî  atanmıştır.Giderleri için ise vakıf kurulmuştur. 
Kuruluş sırasıyla medreseler:
1.Orhan Gazi Medresesi
2.Lala Şahin Medresesi
3.Hüdavendigâr Medresesi (I.Murad)
Bunları diğer medreseler takip etmiştir.
Medrese mezunları eğitimlerine göre müderris(öğretmen), doktor(hekim) ve benzeri meslekleri yapmaya başlarlardı.
B.Tekke ve Zaviyeler
Tarikatların mensuplarına (bağlılarına) dinî ve ilmî eğitim verdikleri ve ibadet yaptıkları yerlerdi. Tekke büyük ve tam teşkilatlı olan, zaviye ise küçük olan tarikat eğitimi ve ibadet yapma yeriydi.

3 Şubat 2019 Pazar

Osmanlı Devlet İdaresini Oluşturan Unsurlar








İLMİYE

Osmanlı Mahkemesi

KALEMİYE





Anadolu'nun İslamlaşması

























Ahmet Yesevi
  • Fikirlerinin temeli hikmet, sohbet ve ahlak olmak üzere üç esasa dayanır.
  • Eserlerinde millî ve manevî  birliğin önemi üzerinde durmuştur.
Yunus Emre
  • Farsça ve Arapçanın yaygın olarak kullanıldığı dönemde Türkçe eserler vermiştir.
  • Öğretileri İslamın insan sevgisi, iyilik ve dostluğa dayalıdır.
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî,
  • İslamdan aldığı fikirleriyle   tüm insanlığa seslenmiştir.. Verdiği mesajlar asırlar boyu etkisini sürdürmüştür.
Hacı Bektâş-ı Velî
  • Ahmet Yesevi'nin kurduğu Yesevilik tarikatının Anadolu'daki uygulayıcılarındandır.
  • Fikirlerini "Makalat" adlı eserinde toplamıştır.
  • Balkanların ve Rumeli'nin İslamlaşmasında önemli rol oynamıştır.
Ahî Evran
  • Esnaf ve zanaatkarların maddî ve manevî dayanışma teşkilatı olan ahiliğin lideridir.
  • Ahiler, Anadolu Selçukluları Dönemi'nde etkili olmuşlar, Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna önemli katkı sağlamışlardır.
Hacı Bayrâm-ı Velî
  • Bilim ve tasavvufu birleştirmiştir. Önce müderrislik yaparak birçok öğrenci yetiştirmiş daha sonra tasavvufa yönelmiştir.
  • Anadolu'ya gelen konargöçer Türkmenlerin yerleşik yaşama geçmelerinde önemli  rol oynamıştır.
Türk İslam düşüncesindeki sufiler, gittikleri yerlerde tekke ve zaviyeler kurarak  halka manevi destek sağladıkları gibi  yıkılan yerleri imar etmişler, dinî ve ilmî çalışmalar yapmışlardır. Bununla birlikte gerektiğinde devletin savaş gücüne de katkı sağlamışlardır

2 Aralık 2018 Pazar

Tımarlı Sipahiler


Tımarlı Sipahiler Eba Video
Not: Kıymetli zeki ve çalışkan öğrencilerim şekilleri dersten önce deftere çizmiş olarak derse gelmeniz gerekiyor.
GİRİŞ
Osmanlı  Devleti'nde yönetenlere verilen isim beraya.  Vergi vermezler.
Osmanlı Devleti'nde yönetilenlere verilen isim reaya.  Vergi verirler.
Dikey geçiş mümkün olduğu için sınıflı bir toplum yapısı yoktur.


Osmanlı Toplum Yapısı

BEYLİKTEN DEVLETE GEÇİŞ DÖNEMİ  OSMANLI ORDUSU





TIMAR SİSTEMİ
Fethedilen arazileri ikta sistemine dirlik sistemi adını vererek devlet arazisi olarak tapu tahrir defterlerine kaydettirdi.
Arazilere mirî adını verip dirlik adlı bölümlere ayırıp savaşlarda devlete yararlılığı görülen kişilere ve diğer devlet görevlilerine karşılığında belirli sayıda asker  besleyip yetiştirmek üzere verdi. Bu sisteme tımar sistemi adı verilmiştir.
Tımar Sisteminin özellikleri:
1.Has,zeamet ve tımar olmak üzere üç kısmı vardır.
2.Görevini yerine getirmeyenlerin tımarları ellerinden alınırdı.
3.Savaşlarda yararlılık gösterenlerin dirliğine zam yapılırdı.
4.Orhan Gazi döneminde başlayan tımar sistemi,I.Murad döneminde  tam olarak kurulmuştur.
5.XVI.Yüzyıl ortalarında   en iyi seviyesine ulaşmış olup bu dönemde imtiyazları da artmıştır.



Tımar Sisteminin Yararları
A.İdari:
1. Ülkenin en ücra köşelerinde bile devlet otoritesi kurulmuş ve merkezi otorite güçlü tutulmuştur.
2.Tımarlı sipahiler bulundukları bölgede güvenlik  görevi yaptıkları için ülke genelinde güvenlik sağlanmıştır.
3.Konar-göçer Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeleri sağlanmıştır.
B.Askeri: Devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır büyük bir ordu kurulmuştur.
C.Ekonomik:
1.Devlet, hazineden para harcamadan, askeri bir güç oluşturmuş, hazinenin yükü hafiflemiştir.
2.Ülke topraklarının boş kalması engellenerek üretimin sürekliliği sağlanmıştır.
3.Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanmıştır.



Tımarlı Sipahilerin Özellikleri
1.Cebelüdür adları.
2.Maaş almazlar.
3.Her sancakta bölükleri vardır.
4.Subaşı adlı komutanları ile bayrakdar ve çavuşları vardır.
5.Her on (10) bölük bir alaybeyi komutasındadır.
6.Sefer sırasında emirler padişahtan beylerbeylerine , ondan sancak beylerine,onlardan da alay beylerine ulaştırılır. Alaybeyleri de beylerbeyileri veya "Çelebi Sultan"denen şehzadelerin komutası altında seferlere katılırlardı.Böylece belirlenen yer ve zamanda hızla toplanılmış olurdu.
7.Tımarlı sipahilerin onda biri sefer sırasında nöbetçi olarak tımar toprağında bırakılırlardı.
8.Sefer (savaş) kışa uzarsa savaşan sipahilerden bazıları harçlık almak için tımar toprağına harçlık alıp gelmek için gönderilirlerdi. Bunlara harçlıkçı denilmiştir.
9.Türklerden ve Müslümanlardan oluşurdu.
10.Barış zamanı subaşılar asayiş ve huzurdan sorumluydular.

Geniş bilgi için kaynak

18 Kasım 2018 Pazar

Ankara Savaşı ve Fetret Dönemi


 Performans Ödevi: Timur -Yıldırım Bayezid Mektuplaşma / Karşılaşma  Tiyatrosu veya Ankara Savaşı sebep ve sonuçlarını resim kağıdı veya A3 kağıt üzerinde grafik olarak göstermek.

Timur (1370-1405), devleti İtil (Volga)’den Hindistan’da Ganj nehrine, Tanrı dağlarından İzmir ve Şam’a kadar genişletti.  1371 ve 1379 yıllarındaki iki seferi ile Harezm’i, 1389’a kadar 5 seferi ile Uyguristan’ı (Turfan, Karaşar), 1401’e kadar 4 seferi ile Irak ve Güney Anadolu’yu, 1391-1398 arasındaki 5 seferi ile Toktamış’ın Altun Orda Hanlığı’nı, 1398-1399 seferleri ile Hindistan Delhi Sultanlığı’nı 1401-1402’de Suriye’yi, 1402’de Ankara Savaşı sonunda Osmanlı Devleti’ni parçaladı. Çin’i zapta giderken yolda hastalanarak öldü (1405).
Kaynak: Timurlular Devleti
Timur'un Altın Orda Hanlığının parçalanması sonrasında güçlenen Moskova Knezleri zamanla güçlenerek güçlü Rusya'yı ortaya çıkarmışlardır.
Ankara Savaşı (1402)
Nedenleri:
1. Timur’un doğu seferi öncesinde arkasında Osmanlı Devleti gibi güçlü bir devlet bırakmak istememesi.
2. Her iki hükümdarda da bulunan “cihan hakimiyeti” düşüncesi.
3. Topraklarını sürekli genişleten iki devletin birbirine komşu olması.
4. Her iki devlete sığınan beylerin ve eski hükümdarların Timur ve Yıldırım Bayezid'i  kışkırtmaları.
Sonuçları:
1. Anadolu Türk birliği bozuldu. Beylikler yeniden kuruldu.
2. Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirdi.
3. Yıldırım’ın oğulları arasında taht kavgası başlamış ve Osmanlı Devleti “ Fetret Devri’ne” girmiştir.

4. Bizans yıkılmaktan kurtuldu ve batıda fetihler durdu.
Fetret Devri(1402 – 1413)
     Ankara Savaşından sonra Osmanlı Devletinin başsız kalması nedeniyle şehzadeler arasında hükümdarsız geçen bu devreye “ Fetret Devri” denir. 
1.Anadolu'daki toprakların büyük kısmı kaybedildi.
2.Bizans,Venedik,Ceneviz,Sırp ve Bulgarlara tavizler verilmek zorunda kalındı.
3.Balkanlarda önemli bir toprak kaybı yaşanmadı.
     Bu dönemde Rumeli'de pek fazla bir kayıp olmamasının temel sebebi Osmanlı Devletinin iskân politikası ve adaletli yönetim anlayışıdır.
Mehmed Çelebi Dönemi
    Yıldırımın oğulları; İsa, Musa, Süleyman ve Mehmet Çelebi arasındaki taht kavgasını Mehmet Çelebi kazandı ve tek başına Osmanlı padişahı oldu.
Onun temel politikası dışta barış içerde ise Ankara savaşı ile bozulan Anadolu Türk Siyasi Birliğini yeniden sağlamaktı.
Anadolu'da Yapılan Faaliyetler
1.Aydınoğullarından İzmir’i aldı.
2.Ardından Karamanoğullarından Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir’i aldı. 
3.Menteşeoğulları ve Tekeoğulları Osmanlı Devletine bağlılıklarını bildirdiler. 
4.Saruhanoğullarından Samsun’u aldı. 
5.Böylece Akkoyunlular ve Karakoyunlular ile komşu oldu
Şeyh Bedrettin İsyanı
  Musa Çelebi'nin Rumeli'de şeyhülislâmlığını yapmış olan Şeyh Bedrettin, Musa Çelebi taht mücadelesini kaybedince görevden alındı. Çok geçmeden devlete karşı isyan için teşkilatlanmaya başlayıp bağlılarından Börklüce Mustafa Karaburun’da, Torlak Kemal de Manisa’da devlete karşı isyan ettiler. Ayaklanmalar bastırıldı ve Şeyh Bedrettin dahil diğer isyancılar idam edildi.
II.MURAT DÖNEMİ
1.Osmanlı aleyhine çalışan İstanbul'u kuşattı.
2.Germiyanoğulları,     Menteşeoğulları       ve  Candaroğulları Osmanlı'ya saldırınca kuşatmayı kaldırdı ve onlara savaş açtı.
3.Menteşeoğullarına son verdi (1425).
4.Karamanoğullarını da yendi. Onlar af diledi ve varlıkları devam etti.
5.Aydınoğlu Cüneyt Bey idam edildi(1425). İzmir alınarak bölgedeki Aydın, Menteşe ve Teke beyliklerine son verildi.
6.Germiyanoğulları toprakları vasiyet yoluyla Osmanlı Devletine kaldı (1429). 

7.Candaroğulları , Osmanlı'ya tabi olmayı kabul ettiler(1424).

II. MURAD DÖNEMİ’NDEKİ KÜLTÜREL GELİŞMELER
II. Murad , bilinçli bir Türkçeciliğe sahip olup, Türkçenin gelişmesi için tedbirler almıştır.
II. Murad Dönemi’nde, âlim ve şairlerin çoğu, eserlerini Türkçe yazmışlardır.
Danişmendnâme (Türklerin Anadolu’yu fethini anlatan destan) yi yeniden yazdırdı. Kâbûsnâme adlı eseri Türkçeye tercüme ettirildi. Yine Osmanlı şiir mecmualarından olan Mecmûatü’n-Nezâir de II. Sultan Murad’a adandı. 
II. Murad Dönemi’nde bilimsel ve kültürel çalışmalara verilen destek sayesinde Azerbaycan, Türkistan ve Arap Yarımadasından tanınmış birçok şair ve yazar Edirne ve Bursa’ya gelerek yerleşti.
Döneminde birçok eserin yapılmasına öncülük ettiği için Ebü’l-Hayrat diye anıldı.
Örnek:Bursa Muradiye Cami ve Edirne Muradiye Camii.
Sultan İkinci Murad, Ankara civarında Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı büyük köprünün geçiş ücretini Mekke ve Medine’deki yoksullara gönderilmek üzere vakfetmiştir.. 
Yine her yıl Surre-i Hümayun denen özel memurlar ve hacılardan meydana gelen bir alayı Kâbe’ye göndererek, mukaddes yerlerin bakım ve tamirini yaptırmıştır.