Âyanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Âyanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2019 Pazar

Osmanlı'da Değişim


Avrupa'ya akan servet
XV.Yüzyıl sonunda yeni keşfedilen Amerika kıtası,Avrupa'nın kötü giden ekonomisi için bir can simidi oldu. İngiltere,Hollanda ve Fransa gibi Avrupa devletleri kıtada koloniler kurmaya başladılar.Kurulan bu kolonilerle bölgenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürmeye başladılar.
1600'lerin başında yeni kıtaya büyük göçler olmaya başladı.
İspanya bu sömürgecilik de özellikle yeni dünyanın altını ve gümüşüne el koyarak ilk büyük zengin devlet olmuştur.  İngiltere karşısında yenilince üstünlüğünü kaybetmiştir. Sömürgeci Avrupa devletleri kendi aralarında büyük mücadeleler yapmışlardır (Hollanda,Fransa ve İngiltere).
akçe ile ilgili görsel sonucu
Osmanlı Akçesi
Osmanlı Devleti,Avrupa piyasasına giren bu değerli madenlerden dolayı ekonomik açıdan etkilenmiştir. Osmanlı para birimi olan akçede önemli fiyat dalgalanmaları olmuştur. Osmanlı parası değer kaybetmeye başlamıştır. Hatta bu paranın İpek Yolu güzergahında ilerleyip devam etmesi bu etkiyi daha da keskin hale getirmiştir. 1574'te ilk defa Osmanlı bütçesi açık vermiştir. XVII.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Akdeniz ticareti tamamen önemini kaybetmiştir.Bu da ekonomik çöküşü getirmiştir.
Osmanlı Devleti, buna karşı tedbir olarak şunları yapmıştır:
1.Yeni maden ocaklarını işletmek.
2.Taşra eyaletlerinde de para bastırmak
Osmanlı ekonomisinde temel ölçüt akçeydi. Bastırılan diğer paralar ve ülkede dolaşımı serbest olan yabancı paralar akçeye göre değerlendirilirdi.
Osmanlı ekonomisinde devlet dışı kişilerin para ve fiyatlar üzerindeki etkilerinin önüne geçmek için çeşitli zamanlarda değeri ayarlanmış para çıkartılmıştır.Buna sikke tashihi denilmiştir. Bazen de paranın içindeki bakır oranı artırılıp altın oranı düşürülmüştür.Buna sikke tağşişi denilmiştir.
Osmanlı Devleti bu dönemde artan nüfus  için de çözümler geliştirememiş.Bu da ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.
Osmanlı Devleti, bu durumu çözebilmek için iltizam sistemini yaygınlaştırmaya başlamıştır. Bunun yanında miri arazilerin bir kısmı mülk ve vakıf statüsüne geçirilmiştir.Bu da vergi kayıplarını getirmiştir.
Osmanlı'da Askeri ve Ekonomik Dönüşüm
Avrupa'da feodal sistemin çöküşünden sonra sürekli askeri kuvvetler oluşturulmuştur.
Ayrıca Otuz Yıl Savaşları sırasında sürekli askeri birlikler, sürekli ateş gücü teknikleri (kontra-marş tekniği) geliştirerek kullanmaya başlamışlardır.  Osmanlı Devleti bu tip askeri sistemle Avusturya ile yapılan uzun savaşlar döneminde karşılaşmış olup bu durum Osmanlı Devleti'nin askeri üstünlüğünü zora sokmuştur.
Osmanlı Devleti'nin aldığı tedbirler:
1.Yeniçerilerin sayısını arttırmak.
2.Ateşli silahlar kullanabilen sadece sefer için ücret alan sekban,sarıca,levent ve benzeri yeni atlı birlikler oluşturmak.

Yeniçeri sayısının bu şekilde arttırılması, yeniçeri ocağının bozulmasını da beraberinde getirmiştir.Bozulan yeniçeri ocağı hem ulufeler ve cülus bahşişi nedeniyle ekonomik yük oluşturmuş, hem de İstanbul İsyanları gibi büyük sorunların çıkmasına yol açmıştır.

Sefer dışında ücret almayan sekban gibi askeri birlik mensupları iç isyanlara katılarak veya direkt kendileri güvenlik sorunlarına yol açmışlardır.

Askeri durumun etkisiyle önemlerinin azalmasının yanısıra ekonomide iltizam sisteminin yaygınlaştırılması, tımar sisteminin bozulmasına yol açmıştır.
Tımar sisteminin bozulmasının nedenleri şunlardır:
• Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi, • Tımarların saray görevlilerinin eline geçerek özel mülk veya vakfa dönüştürülmesi ve rüşvet karşılığı verilmesi,
• Dirliklerin parayla alınıp satılır hâle gelmesi, • Sipahilerin gösterişli yaşama arzusu ve çok para kazanma hırsı,
• Nüfusun hızlı artması, • Enflasyon artışı ve paranın değer kaybetmesi,
• Geleneksel silahlarla savaşan sipahilerin, ateşli silah eğitimine ayak uyduramaması,
• Uzun süren savaşların yaşanmasıdır
Kapitülasyonların Sürekli Hale Getirilmesi
Fransızlara ilk kez gerçek kapitülasyon 1569 yılında verilmiştir. Fransızlara verilen bu kapitülasyonlar, III. Murad, III. Mehmed, I. Ahmed ve IV. Mehmed dönemlerinde yenilenmiştir. İngiliz, İspanyol, Portekizli, Katalan ve Sicilyalı tüccarlar da Osmanlı topraklarında Fransız bayrağı altında ticaret yapmıştır.1569’da Fransa’ya verilen ticari imtiyazlardan sonra 1580’de İngiltere ve 1612’de de Hollanda, Osmanlılar tarafından verilen kapitülasyonlarla desteklenmiştir.
1740'da Fransa'ya kapitülasyonları Belgrat Antlaşmalarındaki arabulucuğu nedeniyle I.Mahmut ,sürekli hale getirmiştir. Böylece Osmanlı ekonomisi geri dönülmez bir yola girmiştir.
II.Mahmut döneminde İngiltere ile yapılan Baltalimanı Sözleşmesi ile İngiltere bu konuda en ayrıcalıklı konuma çıkmıştır.
XVIII.yüzyıla kadar Osmanlı için çok fazla yıkıcı etkisi olmayan kapitülasyonlar bu dönemden itibaren oldukça yıkıcı olmaya başlamıştır.Öyle ki sömürgeci Avrupa devletleri bir yandan Osmanlıyı açık pazar ve ham madde kaynağı haline getirirken diğer yandan onun iç işlerine müdahalede bunları kullanmışlardır.
Osmanlı Bankası ,Alman Doğu Bankası, Demiryolu imtiyazları gibi kurum ve işlemlerle Osmanlı ekonomisini çökertmişlerdir.
Osmanlı Devleti'nde Ekonomik Tedbirler
1. Avarız vergisi gibi yeni vergiler çıkartmak
2.İltizam sistemini ve mukataaya vermeyi yaygınlaştırmak.Mukataa sisteminde zamanla malikane sistemine geçilmiştir.
3.Zenginlerden İmdad-ı Seferiyye vergisinin toplanması.
Âyanların Yönetime Karşı Yükselişi
Osmanlı devleti, kuruluşta merkeziyetçi ve mutlakiyetçi bir yapıya sahipti ve feodalite oluşumuna izin verilmemiştir.Ancak sonraki devirlerde ilkelere bağlı kalınmadığı için bir âyan zümresi ortaya çıkmıştır. XVIII.yüzyıl,Osmanlı topraklarında âyanların hakim olduğu bir yüzyıl olmuştur.
 Âyanların güçlenmesinin nedenleri:
1 Devletin halkın sorunlarını çözememesi .
2.Devletin  iç isyanlar ,vergilerin toplanması gibi çeşitli konularda âyanlara başvurması .
3. İltizam sisteminde mültezim olmaları.
4.Tımarlı sipahilerin zayıflaması.
5.Sekban,levent ve sarıca gibi ücretli askerleri himayelerine alıp askeri güç kazanmaları.







10 Nisan 2017 Pazartesi

18. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ'NDE DEĞİŞİM L10

OSMANLI DEVLETİ'NDE DEĞİŞİM
Osmanlı Devletinde Yönetim
  • Divan-ı Hümayun, Osmanlı devlet mekanizmasının temeliydi.
  • Divan-ı Hümayun'daki toplantılar padişah ve Kubbealtı vezirleri denilen devlet adamlarının katılımlarıyla yapılıyordu.
  • Fatih'ten itibaren padişahlar Divan-ı Hümayun başkanlığını fiilen veziriazamlara bıraktılar.
  • Sokullu Mehmet Paşa'dan itibaren de veziriazamlar devlet yönetiminde birinci derece etkili olmaya başladılar.
  • Divan-ı Hümayun toplantıları 16. yüzyıldan itibaren haftada dört güne, 17. yüzyıldan itibaren de haftada iki güne indirildi.
  • 18.yüzyıla gelindiğinde Divan-ı Hümayun toplantıları üç ayda bir yapılmaya başlandı ve önemini kaybetti. Kubbealtı vezirliği ve Divan-ı Hümayun kaldırıldı.

Bâbıâlinin Oluşumu

  • 18. yüzyılda Kubbealtı vezirleri yerine vekiller heyeti oluşturuldu.
  • Devlet işlerinin görüşüldüğü toplantılar, veziriazamların ve sadrazamların oturduğu konaklarda yapılmaya başlandı.
  • Şeyhülislamlar da vekiller heyetine girerek yönetimde etkili oldular.
  • Veziriazam konakları, Babıali (yüksek kapı) adını alarak devlet yönetiminin merkezi haline geldi.
  • Veziriazam başkanlığında Babıali'de yapılan toplantılara, toplantının konusuna göre şeyhülislam, yeniçeri ağası, kadıasker, reisülküttab, defterdar, nişancı ve İstanbul kadısı katılırlardı.
  • Mahmut döneminde divan toplantıları haftanın bir günü şeyhülislam konağ'ında, bir günü de veziriazam konağında olmak üzere haftada iki kere toplanacak şekilde düzenlendi.
  • yüzyılda Babıalrnin yapısı yeniden düzenlendi. Veziriazamlık başvekâlete dönüştürüldü.
  • Hariciye, Mülkiye ve Maliye Nazırlığı gibi nazırlıklar kurularak bugünkü bakanlar kurulunun temeli atıldı. 

Reisülküttâb
  • 18.yüzyılda Babıali'nin yönetimde etkili hale gelmesiyle Nişancı'ya bağlı olarak çalışan Reisülküttab'ın önemi artmıştır.
  • Devletlerarası ilişkilerde diplomasinin öneminin artmasıyla Reisülküttab, devletin dış ilişkilerini yürütmeye başlamıştır.
  • Daha sonra bu makam, Dışişleri Bakanlığı'na dönüştürülmüştür.
Taşra Teşkilatı
  • 18.yüzyılda tımar sisteminin bozulması Osmanlı Devleti'nde pek çok aksaklığın yaşanmasına neden oldu.
  • 18.yüzyıla kadar devlet vergilen toplanması işini açık artırma ile mültezim denen kişilere kiralıyordu.
  • Bu yüzyıldan itibaren bu uygulamadan vazgeçilerek vergi kaynaklarının hayat boyu kiralandığı malikâne sistemine geçilmiştir. Ancak, Istanbul'da oturan malikâne sahipleri, malikânelerini mültezimler yolu ile idare etmeye başladılar.
  • Mültezimler, bu topraklara yerleşmiş olan ayanlardı.
  • Mültezimler, zamanla bu toprakları ellerine geçirdiler. Daha sonra, mütesellimlik, voyvodalık ve muhassıllık gibi görevlerle yönetimde ve orduda etkili duruma geldiler.

Âyanlık

  • Osmanlı Devleti'nde şehirlerde ve taşrada yaşayan zengin ve itibarlı zümreye âyan ve eşraf denilirdi.
  • Ayanlar vergilerin belirlenmesi ve toplanmasında görevlilere yardımcı olurdu.
  • 18.yüzyılda güçlenen ayanlar, savaşlarda devlete para ve asker yardımında da bulundular.
  • Ayanlar, Rumeli, Anadolu ve Arap eyaletlerinde hanedanlık kurmuşlardı.
  • Devlet tarafından ayanıvilayet olarak tanındılar.
  • Kendi aralarındaki mücadeleler ve halk üzerinde kurdukları baskıdan ötürü 1786 yılında güçleri kırıldıysa da 1787 Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları'nda yardımlarına ihtiyaç duyuldu.
  • 1808 yılında II. Mahmut, ayanlarla yaptığı Senedi İttifakda onları resmen tanımış oldu.
  • Âyanların siyasi ve toplumsal hayattaki etkisi Tanzimat dönemine kadar devam etti.


Bozulan Ekonomi ve Alınan Tedbirler
  • Devletin uzun süren savaşlara girmesi ve bu savaşlarda yenilgiler alması ekonomiyi iyice sarstı.
  • Devlet, esham adıyla iç borçlanma yoluna gitti. III.Mustafa döneminde 1775 yılında bir nevi hazine bonosu sayılabilecek esham uygulaması, pay ve gelir ortaklığına dayanıyordu.
  • Esham uygulaması, kağıt paraya geçişin ilk aşaması sayılabilir.
  • Devlet bütçe açığını kapatmak için yeni vergiler koydu.