Dersimiz Tarih: Üçüncü Mustafa
Üçüncü Mustafa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Üçüncü Mustafa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ağustos 2018 Perşembe

III.Mustafa


Osmanlı padişahlarının yirmi altıncısı, İslam halifelerinin doksan birincisi olan III. Mustafa’nın padişah olduğu dönem Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletler ile savaş içinde olduğu zor bir dönemdi. 16 yıl 3 ay padişahlık yapmış ve padişahlığının son döneminde ağır yenilgiler almış olan III. Mustafa bu hezimete dayanamayarak vefat etmiştir.





III. Mustafa, 28 Ocak 1717‘de İstanbul’da doğdu. Babası III. Ahmet, annesi Mihrişah Sultan‘dır. Lale Devri‘ne girilirken doğan III. Mustafa, çocukluğunu bu dönemin renkli ortamında geçirdi. Damat İbrahim Paşa ile babası III. Ahmet’in reform çalışmlarını yakından takip etti. Şehzadeliği boyuca iyi bir eğitim görerek yüksek din ilimleri, edebiyat, tarih, coğrafya ve askeri bilimleri dönemin büyük âlimlerinden aldı. 1730 yılında Patrona Halil İsyanı‘yla tahttan indirilen babasıyla beraber 27 yıl boyunca kafes hayatı yaşadı. III. Mustafa’nın vefatıyla 30 Ekim 1757‘de tahta geçti. Aynı zamanda tahta çıktığında cülus bahşişi veren son padişah oldu.





Saltanatının ilk yılları barış içinde geçti. Koca Ragıp Paşa, tahta çıkışından vefatına kadar sadrazamlıkta kaldı. Tahta çıktıktan sonra devlet işlerini ciddi bir şeklide yerine getirmeye ve mali konularda çalışmalar yapmaya başladı.


III. Mustafa tahta geçtiğinde Avrupa’da “Yedi Yıl Savaşları” (17561763) devam etmekteydi. Müttefiklerden Prusya ve Fransa ittifak yapılması suretiyle Osmanlı Devleti‘ne siyasi, askeri ve mali alanda yardım yapacağını belitti. Ancak III. Mustafa belirli bir tarafın içinde yer almamayı tercih etti. III. Mustafa, Avrupa’daki askeri gelişmeleri takibe alarak ordusunu güçlendirdi. Fransa, Rusya’nın önünde bir tampon olduğu için Osmanlı Devleti’nin güçlenmesini istiyordu. Bu nedenle askeri alanda yapılacak reformlar için bir heyet göndermeyi kabul etti. Ancak içinde bulunduğu savaş durumundan dolayı Fransa’ya güvenemeyen Osmanlı Devleti, Macar soylusu Baron de Tott‘un ıslah çalışmalarına izin verdi. Süratle ordunun ve donanmanın yenilenmesine başlanıldı. Sınırdaki HotinBender ve Özü Kaleleri güçlendirildi. İstanbul’da bulunan Baron de Tott, Tophaneyi ıslah ederek yeni toplar döktürdü. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının müdafaası için, Hasköy‘de yeni bir top dökümhanesi yapılması, orduda kullanılan kayık köprü sisteminin tadili ve top arabalarının yeni tertip üzere düzenlenmesi gibi yenilikler yapıldı.





Yedi Yıl Savaşları’nın bitmesinden sonra Avrupa devletlerinin aralarında Lehistan Topraklarını paylaşması üzerine Leh milliyetçileri Osmanlı Devleti’ne gelerek Balta‘ya sığındılar. Bu grubu takip eden Rusya saldırdı. Bu olay 18 Eylül 1739‘da Rusya ile yapılan Belgrad Antlaşması‘nın ihlali demekti. Bunun üzerine toplanan divan 8 Ekim 1768‘de Rusya’ya savaş açılmasına karar verdi. 1769 Şubatında Kırım Hanı Kırım Giray‘ın orduları Güney Rusya’ya girdiler. Sadrazam Yağlıkçızade Mehmet Emin Paşa‘nın başında olduğu ordu 1 Mayıs 1769‘da Hotin Zaferi‘ni kazandı. 12 Ağustos 1769‘da ikinci kez saldıran Rus ordularına karşı bir kez daha zafer kazanıldıktan sonra Yağlıkçızade’nin ölümü üzerine yerine Moldovanlı Ali Paşa tayin edildi. Çeşitli nedenlerden başarısız olunduğundan Rus orduları Romanya’ya kadar ilerlediler. İngiltere ve Fransa’nın desteğini alan Rus donanması Akdeniz’e inerek KoronModonNavarinPatras ve Kalamota gibi bölgelerde Slavlık propagandası yaparak isyana temiz hazırladılar. Mora Serdarlığı’na tayin edilen Kaptan-ı Derya Mandalzade Hüsamettin Paşa‘nın Mora çıkartmasıyla Rumlar geri çekilerek yetmiş bin kişilik Maynot-Rum ordusu, Tripoliçe’de 9 Nisan 1770‘te bozguna uğratıldı. Hüsamettin Paşa’ya “Mora Fatihi” unvanı verilip, bölgedeki asiler temizlendi.


Bu sırada Akdeniz’de Çeşme dolaylarında bulunan Osmanlı donanması İngiliz subayların yardımıyla Ruslar tarafından yakıldı. Osmanlı Devleti’nin uzun yıllardır sürdüğü güçlü konum bu olaylar neticesinde son buldu. 1770 yılının Ağustos ayında, Kont Romanzov komutasındaki Rus kara kuvvetleri, Boğdan‘ın Kartal (Larga) mevkiinde Sadrazam İvazzade Halil Paşa‘yı mağlup ettiğinde Bender Ruslar’ın eline geçmiş oluyordu.Rusya bununla da kalmayarak ve Kırım’ın kapısı olan Orkapı‘yı kuşattı. Çariçe, Osmanlı Devleti’nden ayrılırsa bağımsız bir devlet olarak kabul edeceğini söyleyerek Kırım’ı ikiye böldü ve Kırım Rus işgaline mecburen boyun eğdi.





1771 yılında Rusya Eflak‘ı işgal ettiler. Ardından Dobruca‘ya kadar ilerlediler. 2 Ağustos 1771‘de Özü (Kırım), 12 Eylül1771‘de Yerköyü (Romanya), 29 Haziran1773‘te Silistre (Romanya), 20 Ekim 1773‘te Varna (Bulgaristan) zaferleri kazanıldı. III. Mustafa, beş yıldan beri devam eden Rus Seferini neticelendirmek için hazırlanırken, 21 Ocak 1774‘te vefat etti. 





III. Mustafa, İstanbul Laleli’deki türbesine defnedildi. Dindar, çalışkan, adil, azimli bir padişah olan III. Mustafa, askeri, idari ve mali birçok konuda reformlarda bulunmuştu. Güzel konuşur ve yazardı. Aynı zamanda “Cihangir” mahlasıyla şiirleri de bulunmaktadır. Süveyş‘te kanal açmak, Sakarya Nehri‘ni Sapanca Gölü üzerinden İzmit Körfezi‘ne bağlamak gibi projeleri bulunsa da yoğun geçen savaş döneminden dolayı bunları gerçekleştiremedi.