Atatürk İnkılâplarının Amaçları
1.Türkiye’yi modern medeniyet seviyesinin üzerine çıkartma
2.Modern Avrupa devletleri ile Türkiye’yi bütünleştirmek
3.Osmanlı Devleti’nden kalmış ve halkın ihtiyaçlarına cevap vermeyen müesseselerin yerine çağdaş müesseseler kurmak
4.Türkiye’de milli egemenlik ilkesini yerleştirmek
A. SALTANATIN KALDIRILMASI (1 KASIM 1922)
Nedenleri:
- İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Görüşmeleri'ne hem TBMM'nin hem de İstanbul Hükümeti'nin davet edilerek Anadolu'da ikilik ve bir iç savaş çıkarmak istemeleri.
- Saltanatın ulusal egemenlik anlayışına ters düşmesi.
Sonuçları:
- Lozan görüşmelerinde İtilaf Devletleri'nin ikilik çıkarmaya çalışması
- Mecliste yapılan oylama ile 1 kasım 1922'de saltanat kaldırılmıştır.
- Saltanatın 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgali ile sona erdiği kabul edilmiştir.
- Bununla birlikte halifeliğin devamı uygun görülmüştür.
Önemi:
- 623 yıllık Osmanlı Devleti sona ermiştir.
- TBMM, ülkenin tek temsilcisi haline gelmiştir.
- Abdülmecid Efendi halife seçilmiştir.
- Saltanatın kaldırılmasıyla laikliğe geçişin ilk aşaması gerçekleştirilmiştir.
- Demokratikleşme yolunda önemli bir adım atılmıştır.
- Cumhuriyetin ilanı için zemin hazırlanmıştır.
- Lozan Konferansı'nda İtilaf Devletleri'nin ikilik çıkarmasına engel olunmuştur.
- Milli egemenlik konusunda büyük bir adım atılmıştır.
- TBMM'nin açılışından sonra ikinci büyük inkılâp gerçekleştirilmiştir.
B.LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923)
- Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır.
- Türk Devleti'ni temsilen İsmet Paşa gitmiştir.
- Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır.
- Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamıştır.
- TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir, Kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu.
4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir. Buna neden olan anlaşmazlıklar şunlardır:
- Boğazlar Sorunu
- Kapitülasyonlar (en çok tartışılan konudur)
- Musul-Kerkük
- Osmanlı Devleti'nin Borçları
23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamıştır.
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri
- Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir.
- Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir.
- Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
- Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır.
- Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir.
- Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
C.CUMHURİYETİN İLANI
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin İlan Edileme Nedenleri:
- Ulusal egemenliğin gerçekleşmesini sağlamak.
- Saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan devlet başkanlığı sorununu çözümlemek.
- 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla kurulmuş olan Yeni Türk devleti’nin rejimini belirlemek ve bu konudaki tartışmalara son vermek.
- Yeni Türk devletini çağdaşlaştırmak ve batılı devletlerde yaygın olan ulusal egemenliği (Cumhuriyeti) Türk ulusuna benimsetmek
- 1923 sonbaharında hükümet bunalımının ortaya çıkması üzerine yeni hükümetin seçilememesi ve yürütme işlerindeki aksaklıkları gidermek.
Sonuçları:
- Cumhuriyetin ilanıyla yeni Türk devletinin adı belli oldu ve rejim konusundaki tartışmalar da sona erdi.
- Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçildi, (buna göre cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak, başbakan da bakanları seçerek cumhurbaşkanının onayına sunacak)
- Cumhurbaşkanlığı makamının oluşturulmasıyla devlet başkanlığı sorunu çözüldü.
- Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ilk başbakanı İsmet İnönü, ilk meclis başkanı da Fethi Okyar oldu.
- Ulusal egemenlik ve cumhuriyetçilik ilkeleri uygulanmaya başladı.
- İnkılâpların yapılmasına ortam hazırlandı.
Meclis Hükümeti: Hükümet üyelerinin(Bakanlar Kurulu’nun) Meclis içerisinden, milletvekillerinin oyları ile seçildiği hükümet şeklidir. Güçler birliğinin sonucu olan meclis hükümetinde başbakan yoktur. Meclis başkanı hükümetinde başkanıdır.
Kabine Sistemi: Bakanlar Kurulu’nun başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanına sunulması ve onay alan hükümetin meclisten güvenoyu istemesine dayanan hükümet şeklidir.
D.Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri
- Saltanatın kaldırıldıktan sonra eski rejim yanlılarının halifenin etrafında toplanması
- Halife Abdülmecit Efendinin kendini devlet başkanı olarak görmesi ve fırsat buldukça Osmanlı hanedanından söz etmesi.
- Bazı meclis üyeleri Halifeliği TBMM’nin üzerinde görmesi.
- İnkılâpların yapılması için halifelik engelinin aşılmak istenmesi.
- Halifelik kurumunun “Cumhuriyetçilik ve Lâiklik” ilkeleri ile bağdaşmaması.
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları
- Laikliğe geçişte ve Milli egemenliğin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım atılmış oldu.
- Yapılması düşünülen inkılâplar önündeki en büyük engel ortadan kaldırıldı, inkılâp süreci hızlandı.
Halifeliğin kaldırıldığı gün aşağıdaki kanunlar da kabul edilmiştir
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. (Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi) Buna bağlı olarak medreseler de kapatıldı.
- Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
- Erkânı Harbiye Vekâleti kaldırıldı, yerine Milli Savunma Bakanlığı kuruldu.
- Osmanlı hanedanına mensup kişilerin Türkiye Cumhuriyeti dışına sürülerek hanedana ait malların devlete ait olduğu kabul edildi.
3 Mart 1924 Değişiklikleri
- Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır.
- Türk Devleti'ni temsilen İsmet Paşa gitmiştir.
- Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır.
- Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamıştır.
- TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir, Kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu.
4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir. Buna neden olan anlaşmazlıklar şunlardır:
- Boğazlar Sorunu
- Kapitülasyonlar (en çok tartışılan konudur)
- Musul-Kerkük
- Osmanlı Devleti'nin Borçları
23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamıştır.
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri
- Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir.
- Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir.
- Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
- Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır.
- Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir.
- Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin İlan Edileme Nedenleri:
- Ulusal egemenliğin gerçekleşmesini sağlamak.
- Saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan devlet başkanlığı sorununu çözümlemek.
- 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla kurulmuş olan Yeni Türk devleti’nin rejimini belirlemek ve bu konudaki tartışmalara son vermek.
- Yeni Türk devletini çağdaşlaştırmak ve batılı devletlerde yaygın olan ulusal egemenliği (Cumhuriyeti) Türk ulusuna benimsetmek
- 1923 sonbaharında hükümet bunalımının ortaya çıkması üzerine yeni hükümetin seçilememesi ve yürütme işlerindeki aksaklıkları gidermek.
Sonuçları:
- Cumhuriyetin ilanıyla yeni Türk devletinin adı belli oldu ve rejim konusundaki tartışmalar da sona erdi.
- Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçildi, (buna göre cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak, başbakan da bakanları seçerek cumhurbaşkanının onayına sunacak)
- Cumhurbaşkanlığı makamının oluşturulmasıyla devlet başkanlığı sorunu çözüldü.
- Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ilk başbakanı İsmet İnönü, ilk meclis başkanı da Fethi Okyar oldu.
- Ulusal egemenlik ve cumhuriyetçilik ilkeleri uygulanmaya başladı.
- İnkılâpların yapılmasına ortam hazırlandı.
Meclis Hükümeti: Hükümet üyelerinin(Bakanlar Kurulu’nun) Meclis içerisinden, milletvekillerinin oyları ile seçildiği hükümet şeklidir. Güçler birliğinin sonucu olan meclis hükümetinde başbakan yoktur. Meclis başkanı hükümetinde başkanıdır.
Kabine Sistemi: Bakanlar Kurulu’nun başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanına sunulması ve onay alan hükümetin meclisten güvenoyu istemesine dayanan hükümet şeklidir.
Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri
- Saltanatın kaldırıldıktan sonra eski rejim yanlılarının halifenin etrafında toplanması
- Halife Abdülmecit Efendinin kendini devlet başkanı olarak görmesi ve fırsat buldukça Osmanlı hanedanından söz etmesi.
- Bazı meclis üyeleri Halifeliği TBMM’nin üzerinde görmesi.
- İnkılâpların yapılması için halifelik engelinin aşılmak istenmesi.
- Halifelik kurumunun “Cumhuriyetçilik ve Lâiklik” ilkeleri ile bağdaşmaması.
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları
- Laikliğe geçişte ve Milli egemenliğin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım atılmış oldu.
- Yapılması düşünülen inkılâplar önündeki en büyük engel ortadan kaldırıldı, inkılâp süreci hızlandı.
Halifeliğin kaldırıldığı gün aşağıdaki kanunlar da kabul edilmiştir
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. (Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi) Buna bağlı olarak medreseler de kapatıldı.
- Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
- Erkânı Harbiye Vekâleti kaldırıldı, yerine Milli Savunma Bakanlığı kuruldu.
- Osmanlı hanedanına mensup kişilerin Türkiye Cumhuriyeti dışına sürülerek hanedana ait malların devlete ait olduğu kabul edildi.
3 Mart 1924 Değişiklikleri
A.Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı
- TBMM, Osmanlıda yapılan işlerin dine uygun olup olmadığını denetleyen ve vakıfları ve medreselerin denetimini elinde bulunduran bu kuruma son vermiştir. Bunun yerini din adamları ve işleriyle ilgilenilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu kurum başbakanlığa bağlı olacaktı.
- TBMM, Osmanlıda yapılan işlerin dine uygun olup olmadığını denetleyen ve vakıfları ve medreselerin denetimini elinde bulunduran bu kuruma son vermiştir. Bunun yerini din adamları ve işleriyle ilgilenilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu kurum başbakanlığa bağlı olacaktı.
B.Erkan-ı Harbiye Vekâleti kaldırıldı.
- Bunun yerini Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı almıştır. Böylece ordu siyasetten ayrılmaya başlamıştır. 19 Aralık 1924’te çıkan bir kanunla kişi aynı anda hem asker hem milletvekili olmasının önüne geçildi.Böylece demokrasimiz güçlenmiştir.
- Bunun yerini Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı almıştır. Böylece ordu siyasetten ayrılmaya başlamıştır. 19 Aralık 1924’te çıkan bir kanunla kişi aynı anda hem asker hem milletvekili olmasının önüne geçildi.Böylece demokrasimiz güçlenmiştir.
C.Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarılmıştır.
- Böylece Türkiye’deki tüm eğitim kurumları MEB’e bağlanarak medreselerin kapanması sağlanmıştır. Ayrıca yabancı okulların devlet denetimine geçmesinin de yolu açılmıştır.
- Böylece Türkiye’deki tüm eğitim kurumları MEB’e bağlanarak medreselerin kapanması sağlanmıştır. Ayrıca yabancı okulların devlet denetimine geçmesinin de yolu açılmıştır.
D.Hanedan Üyelerinin Yurt Dışına Çıkarılması ile İlgili Kanun kabul edildi.
E.1924 Anayasası
1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) olağanüstü şartlarda hazırlanmıştı. Cumhuriyet idaresinin tüm kurumlarıyla oturtulmasına elverişli nitelikte değildi. Bu nedenle, yeni devlet düzenine uygun bir anayasanın hazırlanması ihtiyacı duyuldu. 1921 Anayasası “milli egemenlik, tek meclis, güçler birliği, meclisin üstünlüğü” ilkelerine dayanmaktaydı. Bu ilkeler 1924 Anayasası’nda da yer almakla birlikte, sosyal hukuk devleti ilkesi doğrultusunda yeni bazı düzenlemeler de yapıldı.
Temel Maddeler:
- Türkiye bir Cumhuriyettir.
- Devletin dili Türkçe, başkenti Ankara, dini İslam’dır.
- Türkiye Cumhuriyeti TBMM tarafından idare olunur. (Meclisin üstünlüğü)Egemenlik millete aittir. (Milli egemenlik)Milletin tek temsilcisi TBMM’dir.
- TBMM yasama ve yürütme işlerine bakar; gerektiğinde yargı yetkisini de kullanır. (Güçler Birliği ilkesi biraz sınırlandırılmıştır.)
- Milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimleri dört yılda bir yapılır.Seçimler iki derecelidir.Her 40 bin seçmen için bir milletvekili seçilir.Seçmen yaşı 18, seçilme yaşı 30’dur.
- Yasama yetkisi meclise, yürütme yetkisi hükümete aittir.
- Hükümet, güvenoyu almak zorundadır.
- Meclis, hükümeti denetler.
- Kanun önünde herkes eşittir.
- Bakanları, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerini yargılamak üzere Yüce Divan kurulur.İlköğretim herkes için zorunludur.
Değişiklik:
Seçmen yaşı 22’ye çıkarıldı.Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.Laikliğe aykırı hükümler çıkarıldı.Atatürk ilkeleri anayasaya alındı.Tek dereceli seçim sistemi benimsendi.1961’e kadar yürürlükte kaldı.
E.Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri:
Demokratik bir devlet düzeni “bağımsızlık, milli egemenlik, eşitlik, seçme-seçilme özgürlüğü, kişi haklarına saygı, düşünce özgürlüğü, siyasi örgütlenme hakkı ve çoğulculuk” ilkelerine bağlı kalınarak kurulabilir. Tam demokrasilerde, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, herkesin kendi görüşü doğrultusunda örgütlenerek seçimlere ve yönetime katılma hakkı vardır.
1.Halk Fırkası:
İlk TBMM’de siyasi partilerin varlığına izin verilmemişti. Lozan Görüşmeleri devam ederken, hem TBMM içinde siyasi birliği sağlamak, hem de yeniliklere elverişli bir meclis kurmak üzere seçime gidildi. M. Kemal, kendisini destekleyen Müdafaa-i Hukuk mensuplarıyla birlikte Halk Fırkası’nı Fırka, cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk Partisi adını aldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisidir.Tüm inkılaplar bu partinin programı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
2.Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası:
İlk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, milli egemenlikten yana, özgürlükçü ve merkeziyetçi bir yapıdaydı. Ekonomide ise liberal bir politika izlemekteydi. Parti, Şeyh Said ayaklanmasından sonra, ayaklanmada rolü bulunduğu gerekçesiyle, Takrir-i Sükun Kanunu’na dayanılarak kapatıldı (1925).
Ordunun Siyasetten Ayrılması:
Ordu ile siyasetin birbirinden ayrılması demokratik devlet düzeninin bir gereğidir.
Şeyh Said Ayaklanması:
Elazığ, Muş, Bingöl ve Diyarbakır yöresinde çıktı (13 Şubat 1925). Başbakanlığa getirilen İsmet İnönü, Doğu ve Güney’de kısmi seferberlik ilan ederek isyanı dağıtılmıştır.Bir yaklaşıma göre isyan, güneyde tampon bir devlet kurmak isteyen İngiltere tarafından çıkarılmış; isyanla uğraşıldığı için, Musul İngiltere’nin denetimindeki Irak’a bırakılmıştır.
Sonuç:
1.Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı.İstiklal Mahkemeleri .kuruldu.Şeyh Said ve taraftarları idam edildi.
2.Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.Çok partili hayata geçiş bir süre gecikti.
3.Musul sorunu aleyhte çözümlendi.
4.Tekke ve zaviyeler kapatıldı (30 Kasım 1925 Tarihli Kanun)
Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi:
Kemal’e karşı olanlar bir suikast girişiminde bulundular (16 Haziran 1926). Fakat, ihbar üzerine suikast girişimi sonuçsuz kaldı. Yeniden İstiklal Mahkemesi kuruldu. Eski maliye bakanı Cavit Bey ve bazı kişiler idam edildi. Kazım Karabekir de tutuklandı; fakat, suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı.
3.Serbest Cumhuriyet Fırkası:
1929 dünya ekonomi bunalımı Türkiye’yi de etkilemişti. Ekonomik krizin en az zararla atlatılabilmesi için hükümetin denetlenmesi Bunun için muhalefete ihtiyaç vardı. M. Kemal’in isteği üzerine, Ali Fethi Bey, Cumhuriyet’e ve yeniliklere bağlı kalmak şartıyla bir parti kurdu. Parti, ekonomide liberalizmi savunmaktaydı. Kısa sürede yenilik karşıtlarının bir sığınağı haline geldiği için, Fethi Bey partisini kapattı (18 Aralık 1930).
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
Not: Serbest Cumhuriyet Fırkası tecrübesi ve Menemen Olayı’nın, demokratik düzene geçiş için halkın henüz yeterince olgunlaşmadığını açığa çıkardığı kabul edilmektedir. Bu yaklaşıma göre, yeniliklerin benimsetilmesi ve halkın olgunlaştırılması için bir süre daha tek partili düzen sürdürülmüştür.
1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) olağanüstü şartlarda hazırlanmıştı. Cumhuriyet idaresinin tüm kurumlarıyla oturtulmasına elverişli nitelikte değildi. Bu nedenle, yeni devlet düzenine uygun bir anayasanın hazırlanması ihtiyacı duyuldu. 1921 Anayasası “milli egemenlik, tek meclis, güçler birliği, meclisin üstünlüğü” ilkelerine dayanmaktaydı. Bu ilkeler 1924 Anayasası’nda da yer almakla birlikte, sosyal hukuk devleti ilkesi doğrultusunda yeni bazı düzenlemeler de yapıldı.
- Türkiye bir Cumhuriyettir.
- Devletin dili Türkçe, başkenti Ankara, dini İslam’dır.
- Türkiye Cumhuriyeti TBMM tarafından idare olunur. (Meclisin üstünlüğü)Egemenlik millete aittir. (Milli egemenlik)Milletin tek temsilcisi TBMM’dir.
- TBMM yasama ve yürütme işlerine bakar; gerektiğinde yargı yetkisini de kullanır. (Güçler Birliği ilkesi biraz sınırlandırılmıştır.)
- Milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimleri dört yılda bir yapılır.Seçimler iki derecelidir.Her 40 bin seçmen için bir milletvekili seçilir.Seçmen yaşı 18, seçilme yaşı 30’dur.
- Yasama yetkisi meclise, yürütme yetkisi hükümete aittir.
- Hükümet, güvenoyu almak zorundadır.
- Meclis, hükümeti denetler.
- Kanun önünde herkes eşittir.
- Bakanları, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerini yargılamak üzere Yüce Divan kurulur.İlköğretim herkes için zorunludur.
2.Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.Çok partili hayata geçiş bir süre gecikti.
3.Musul sorunu aleyhte çözümlendi.
4.Tekke ve zaviyeler kapatıldı (30 Kasım 1925 Tarihli Kanun)