Uygur Devleti'nin yıkılmasından sonra Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri tarafından Türkistan'da kurulmuştur. Kurucusu Bilge Kül Kadir Han'dır. Devlet 932 yılında Satuk Buğra Han zamanında İslamiyet'i resmen kabul etmiş ve Yusuf Kadir Han döneminde de en parlak dönemini yaşamıştır. İlge Han zamanında Gaznelilerle birlikte Samanoğlu Devleti'ne son veren Karahanlılar, daha sonra Horasan için Gaznelilerle savaştı ancak başarılı olamadılar. Taht kavgaları sonucu Doğu Karahanlılar ve Batı Karahanlılar diye ikiye ayrıldılar (1046). Doğu Karahanlılar 1130'da Karahıtaylar; Batı Karahanlılar ise 1211'de Harzemşahlar tarafından yıkıldılar.
Karahanlıların Başlıca Özellikleri:
1 Orta Asya'da kurulan ilk Türk-İslam devletidir.
2-Türk-İslam kültürünün temellerini atmış; ilk yazılı eserleri vermişlerdir. Bunlardan en önemlileri Yusuf Has Hacib'in yazdığı Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Divan-ı Lügati't Türk, Edip Ahmet Yükneki'nin yazdığı Atabetü'l-Hakayık ve Hoca Ahmet Yesevi'nin Divan-ı Hikmet'tir.
3-Ribat adıyla ilk kervansarayları yapmışlardır.
4- İlk medreseyi kurmuşlardır.
5- Hükümdar ailesi de halkı da tamamen Türklerden oluştuğu için Türkçe'ye ve Türk kültürüne büyük önem vermişlerdir.
6- Orta Asya Türk kültürünü Selçuklulara taşımada köprü görevi yapmışlardır. -
7-Kervansaraylar inşa etmiş ve düzenli posta örgütünü kurmuş ilk Türk-İslam devletidir.
8.Mimarî yapılarında coğrafî şartlardan ötürü toprak malzeme kullandıkları için günümüze ulaşan önemli bir mimarî eserleri yoktur.
1-Eski Türk dini birlikte İslamiyet arasındaki benzerlik: a-Tek tanrı inancı b-Ahiret inancı c-Hac ve kurban ibadetlerine eşdeğer ibadetlerin varlığı 2-Sosyolojik etmenler,aile kavramına verilen ehemmiyet,namus,temizliğe verilen ehemmiyet İslamiyetteki cihat ve gaza anlayışı birlikte Türk-Cihan hakimiyeti düşüncesinin benzerlik göstermesi. 3-Ekonomik ve sebepler,eski Türk toplumunda sosyal sınıflar yoktu.İslam dininde de böyle bir ayrımın yapılmaması,dolayısıyla bu iki düşüncede de halkın refah ve mutluluğunun gözetilmesi bulunur. 4-Talas Savaşıyla birlikte Müslüman Araplarla Türkler arasında başlayan dostluk
TÜRKLERİN İSLÂMİYETE HİZMETLERİ
1. İslamiyet’in Orta Asya’dan Balkanlara kadar yeni alanlara yayılmasını sağladılar.
2.Müslümanlar arasındaki anlaşmazlık ve iç çekişmelerin sona erdirilmesi ve siyasi birliğin sağlanmasına katkıda bulundular.
3. Abbasi Halifesi’ni Şii baskısına karşı koruyarak halifeliğin devamını sağladılar.
4. İslam aleminin kuzeyindeki en büyük tehlike olan Bizans Devleti’ne karşı İslam alemini savundular.
5. İslam alemini Haçlı Seferleri’ne karşı savundular.
6. Değerli bilim adamlarının yetişmesine zemin hazırladılar. Büyük Selçuklular zamanında vezir Nizamülmük’ün katkılarıyla medrese sistemi daha da geliştirilerek eğitime farklı bir bakış açısı kazandırdılar.
7. Medreseler yüzyıllar boyunca Türk – İslam medeniyetinin gelişerek devamını sağlamıştır. Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medresesi dünyadaki ilk üniversite kabul edilir.
İSLÂMİYETİN TÜRKLERE KAZANDIRDIKLARI
1.Türkler, Türk ırkı topyekûn Müslüman olmakla, kendileri içinde ve diğer İslam milletleriyle kültür birliğini kazanmış oldular.
2.Türkler, genel olarak yerleşik hayata İslâmiyeti benimsedikten sonra geçmişlerdir.
3.Türkler,İslâmiyeti benimsedikten sonra uzun soluklu devletler kurmuşlardır.
Talas Savaşı (751)
Nedenleri:
1)Çinlilerin Orta Asyaya egemen olmak istemesi 2)Türkler ve Müslümanların Çinin Orta Asyaya hakim olmasını istememesi Çinliler ile Araplar arasında Talas Savaşı meydana gelmiştir (751). Talas Savaşında Karluk Türkleri Müslümanları destekleyince Talas Savaşı Türkler ve Müslüman Arapların zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları:
1) Orta Asya, İslam devletinin egemenliği altına girdi. 2)Orta Asya Çin egemenliğine girmekten kurtuldu. 3) Türk-Müslüman Arap dostluğunun başlangıcı oldu. 4)Türkler arasında İslamiyet yayılmaya başladı. 5) Kağıt, matbaa, barut ve pusula gibi teknik buluşlar İslam dünyasında yayılmaya başladı.
Gaznelilerin Yayıldığı Yerler:Afganistan, Hindistan ve İran. Gaznelilerin Kurucusu: Alp Tigin’dir. Gaznelilerin Başkenti: Gazne Gaznelilerin Hükümdarları: Alp Tigin, Sultan Mahmut (Gazneli Mahmut), Sultan Mesut
Gaznelilerin Özellikleri:
* Devletin en parlak dönemini yaşatan Gazneli Mahmut döneminde devlet en geniş sınırlara ulaştı ve imparatorluk haline geldi. * Gazneli Mahmut Hindistan’a 17 sefer yaptı. Bu seferler sonucunda İslamiyet Hindistan’a yayıldı. * Büveyhoğullarından Irak’ın kuzey taraflarını aldı. Böylece Ganj ırmağından Irak’a kadar ulaşan büyük bir devlet kurmuş oldu. * Abbasi halifeliğini Şii Büveyh oğullarının baskısından kurtardı. Halife, Gazneli Mahmut’a “Sultan” unvanını verdi.
Gazneli Mahmut’un Abbasi halifelerinin yanında yer alması Türk-İslam tarihinin akışını nasıl etkilemiş olabilir? İslam dünyasının liderliği ve koruyuculuğu Türklere geçmiştir.
* Selçuklularla savaştı ve onları yenilgiye uğrattı.
Gazneli ve Karahanlı devletleri neden Selçuklu Türklerinden rahatsız olmuş olabilir? Selçukluların güçlenerek kalabalık Türkmen topluluklarını bir araya getirmeleri Gazneli ve Karahanlı Devleti için tehdit oluşturmaktaydı.
Gazneli ve Karahanlıların Selçuklulara karşı ittifak oluşturmalarının sonuçları sizce neler olabilir? Selçuklu tehlikesi ve yükselişi kısa bir süre engellenmiştir.
* Sultan Mahmut’un ölümü üzerine yerine Sultan Mesut geçti.
* Sultan Mesut da Hindistan’a seferler yaptı. Selçuklularla yaptığı Dandanakan Savaşında yenildi (1040).
Dandanakan Savaşı’nı Gazneliler ve Selçukluların geleceği açısından değerlendiriniz. Selçuklu Devleti kurulurken, Gazneliler yıkılış sürecine girdi.
Gaznelilerin Yıkılış Sebepleri:
• Selçuklularla yapılan Dandanakan Savaşından sonra devletin zayıflamaya başlaması. • Ülkede iç karışıklıkların çıkması. * Gazne Devleti, 1187 yılında Gurlular (Afganlı bir millet) tarafından yıkıldı.
Gaznelilerin Tolunoğulları ve İhşidilere benzeyen yönleri nelerdir? Bu benzerlikler Gaznelileri nasıl etkilemiştir?
Tolunoğulları ve Ihşidilerde olduğu gibi yönetenler Türk, yönetilenler farklı millettendir. Bu durum Gaznelilerin yıkılışını kolaylaştırmıştır.
İslam dini, insanların sadece inanç anlayışlarını etkilemekle kalmamış, bilim, düşünce ve kültür gibi alanlarda da etkili olmuştur. Abbasiler ve özellikle Endülüs Emevileri döneminde bilim ve kültür alanında önemli gelişmeler yaşanmış, birçok değerli bilim insanı yetişmiştir. Bu bilim insanları sadece İslam ülkelerindeki bilimin değil aynı zamanda Avrupa’daki bilimin de ilerlemesine ve gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
İSLAMÎ İLİMLER
Tefsir: Kuran-ı Kerim’i açıklayan ve yorumlayan bilimdir. Bu bilimle uğraşanlara “müfessir” denir. Taberi, Zemahşeri, İbn-i Mesud en tanınmış müfessirlerdir.
Hadis: Hz. Muhammed’in çeşitli konularda Müslümanları aydınlatmak için söylediği sözleri,halleri ve davranışları inceleyen bilim dalına hadis denir. Hadis, Kur’an-ı Kerim’den sonra Müslümanların başvurduğu ikinci ana kaynaktır. Hadis ilmiyle uğraşanlara “muhaddis” denir. Hadis ilminin en büyük bilgini Türkistanlı İmam Buhari’dir. Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace, Nesai diğer önemli hadis bilginleridir.
Fıkıh: İslam hukukuna “fıkıh”, bu bilimle uğraşanlara ise “fakih”, fakihlerin verdikleri hüküm ve kararlara da “fetva” denir. Mahkemelerde görülen davalar, yönetim ile maliye gibi devlet ve toplum hayatını düzenleyen işler fetvalara dayanılarak yapılırdı. Fıkıh alanında büyük isimler arasında Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Safii, Ahmet İbn-i Hanbel başta gelir.
Kelam: İslamın ve imanın esaslarını ortaya koyan, bunu akıl ve mantık delilleriyle savunan bilim dalıdır. İmam Gazali, İmam Maturidi, İmam Eşari en tanınmış kelamcılardır.
Tasavvuf: Allah’ı tanımayı ve ona kalp yoluyla yakınlaşmayı amaç edinen bir bilim dalıdır. Muhyiddin İbn-i Arabi en tanınmış tasavvuf bilginidir.
Kıraat: Kur’an-ı Kerim’in doğru okunmasını sağlayan bilim dalıdır.On Kıraat alimi bunların başında vardır.Bunlar:Nafi,İbni Kesir,Asım ve diğer alimlerdir.
FEN VE SOSYAL BİLİMLER
Harezmi: Harezmi astronomi, matematik ve coğrafya alanında eserler yazmıştır. Yeryüzünün çapına ait hesapları ortaya koymuştur. Nil Nehri’nin kaynağını açıklayan Harezmi aynı zamanda Batlumyus’un astronomik cetvellerini de düzenlemiştir. Zicü’l-Harezmi (Harezmi’nin Yıldız Katologu) Kitab’ul Muhtasar fi Hisabi’l Hind (Hint Hesabına Göre Matematik El Kitabı) önemli eserleri arasındadır.
Farabi: Mantık, felsefe, matematik, tip ve musiki alanlarında önemli eserler vermiştir. Eserlerinin çoğu Latinceye çevrilerek Avrupa üniversitelerinde okutulmuştur. Aristo’nun eserlerini inceleyip yeni yorumlar getirdiği için ikinci öğretmen anlamına gelen “Muallim-i Sani” unvanıyla anılmıştır. Musikişinas olarak da bilinen Farabi, kanun adı verilen müzik aletini icat etmiştir. Ayrıca “rübap” adı verilen çalgıyı geliştiren ve bugünkü şeklini veren de yine kendisi olmuştur. Kitab-ül Musiki ve İhsa’ül-Ulüm (İlimlerin Sayım’) önemli eserleridir.
Biruni: matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve astronomi alanlarında eserler vermiştir. Ona göre bilimin ilerlemesi için özgür düşünebilmek şarttır. “İnsanların düşünüş ve inanışları başka başkadır. Uygarlık da bu farklılıktan doğan” diyerek bu konudaki düşüncelerini açıklamıştır. El Kanun-ül Mesüdi (Sultan Mes’ud’a sunduğu astronomi konulu eser), Kitâbü’s Saydelefi’t- Tıp (eczacılık kitabı) önemli eserleridir.
İbn-i Sina: İbn-i Sina, “El Kanun Fı’t-tıp (Tıp Kanunu)” adlı eseri ile tanınmıştır.Tarihte ilk mide ameliyatını gerçekleştiren İbn-i Sina, ilaç bilimi demek olan “farmakoloji”nin kurucusu olarak kabul edilmektedir. İbn-i Sina’nın 200’ün üzerinde eser yazdığı söylenmektedir.
Taberi: tefsir, kıraat, hadis, tarih, edebiyat, matematik ve tıp alanlarında dersler almıştır.Bu alanlarda önemli çalışmalar yapmıştır. Kur'an-ı Kerim Tefsiri ve Tarih’ul Ümem ve’l Mülük adlı dünya tarihi önemli eserleridir.
İbn-i Fadlan: 10. yüzyılda yaşamıştır. Zamanında uluslararası ilişkilerden geniş ölçüde haberdar bir diplomat ve gezgin (seyyah) olan İbn-i Fadlan En önemli eseri ise İbn-i Fadlan Seyahatnamesidir.
İbnü’l Heysem: İbnü’l Heysem matematik, astronomi, tıp, kimya, fizik ve optikte önemli başarılar kazanmıştır.Fotoğraf makinası gibi bütün resim kaydetme cihazları basit bir temel ilkeye dayanır. Bu ilkeyi bin yıl önce Müslüman bilim adamı İbn’ül Heysem’in keşfettiği çoğu kişi tarafından bilinmez. Kitabü’l Menazir İbnü’l Heysem’in en önemli eseridir.
Gazali: Gazali Iran’da yetişen bir fıkıh alimidir. İslam dünyasında Hüccet-ül İslam (İslam’ın ispatlayıcısı) olarak tanınmıştır.İhyaulumuddin ve Elmunkızumineddalal en önemli eserleridir. İhyâ’ü Ulümi’d Din, El-Munkizumine’d Dalâ1 önemli eserleri arasındadır.
El İdrisi: Coğrafya alanındaki çalışmaları ile ünlüdür. İdrisi Dünya’nın ekvatorla ikiye ayrıldığını belirtmiş ve Güney Yarım Küre ile Kuzey Yarım Küre’nin özelliklerinden söz etmiştir. İdrisi ayrıca Batı Avrupa ülkelerinin haritalarını tarihte ilk defa aslına uygun çizmiştir.
Muhyiddin Arabi: Öğretisini varlığın mutlak birliğine dayandırmıştır. Fususu’ı Hikem, Muhederât’ul-Ebr’ar ve Müsameratül-Ahyar önemli eserleridir.
İbn-i Rüşd: Her türlü gerçeğin yalnız akıl ile bulunabileceğine inanan İbn-i Rüşd, rasyonalist bir filozof olarak tanınmaktadır. Hristiyanlar tarafından zamanın Voltaire (Volter)’i olarak kabul edilmektedir. Makale Fit Mizac (yazdığı ilk felsefi eser) ve Tühefütü’t Tehefüt çelişkileri) önemli eserleridir.
Teoman tarafından kurulan , Mete Han zamanında en parlak dönemine ve en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
– Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletidir.
– İlk teşkilatlı Türk devletidir ve Orta Asya’da Türk boylarını tek bayrak altına ilk kez bu devlet toplamıştır.
– Hun akınlarına karşı Çinliler Çin Seddini yapmışlardır.
– Mete Han orduda onlu sistem oluşturarak tüm dünyaya örnek olmuştur.
– MS 48’de Güney ve Batı Hunları olarak ikiye, Güney Hunları da , Güney ve Kuzey Hunları olarak tekrar ikiye ayrılmıştır.
* Kavimler Göçü (375): Kuzey Hunları Hazar Denizi ile Aral Gölü arasındaki Alanların yerlerini işgal ederek onları batıya doğru sürüklemiş, sonrasında Balkanlara ilerleyerek Vandallar, Vizigotlar, Ostrogotlar gibi kavimleri göç ettirmişlerdir. Dünya tarihinin en büyük kitlesel göçü olarak kabul edilen Kavimler Göçü Avrupa’nın birçok yapısında değişiklikler meydana getirmiştir:
– Roma İmparatorluğu 395 yılında barbar kavimlerin işgalleriyle Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmıştır ve Batı Roma 476 yılında yıkılmıştır.
– İlk Çağ kapanmış ve Orta Çağ başlamıştır.
– Derebeylikler (feodalite) ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi siyasi boşlukların oluşmasıdır.
– Bilim ve sanat etkinlikleri durmuş ve skolastik düşünce meydana gelerek kilise ve din adamları güç kazanmıştır.
– Germen kavimlerinin Avrupa’ya göç etmesiyle yeni Avrupa devletleri oluşmuştur.
2) Avrupa Hun Devleti
Doğu ve Orta Avrupa’da Kavimler göçü sonucu Balamir Kağan tarafından kurulmuş ilk türk devletleri içerisinde yer alır.
– Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir.
– En parlak dönemini Atilla zamanında yaşamış ve Bizans’ı vergiye bağlamıştır. Ayrıca Volga ile Tuna Nehri arasındaki topraklara sahip olmuştur.
– Doğu Roma ve Batı Roma İmparatorlukları üzerine seferler düzenlemiştir. Avrupa Hun Devletinin Roma Siyaseti: Doğu Roma İmparatorluğunu baskıda tutmak;, barbar kavimlere karşı Batı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkiler içinde bulunmak şeklindedir.
– Atilla’nın ölümünden sonra zayıflamış ve 486 yılında Germenlerin saldırıları ile yıkılmıştır.
3) I. Göktürk Devleti (552 – 630)
Bumin Kağan tarafından kurulan Göktürk Devleti’nin başkenti Ötüken’dir ve Orta Asya’da kurulmuştur. Ülke Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılıp Batı’yı Bumin Kağan’ın kardeşi İstemi Yagbu yönetmiştir.
* İkili Yönetim: İslamiyet Öncesi ilk Türk Devletleri’nde ülke doğu ve batı olmak üzere yönetilirdi. Doğu batıdan üstün sayılır ve Kağan Doğu bölgesinde ülkeyi yönetirdi. İkili yönetim dediğimiz bu sistem ilk Türk Devletleri’nin federal bir yönetim anlayışı olduğunu göstermektedir.
– İlk kez Türk adıyla kurulan devlettir.
– Asya Hun İmparatorluğundan sonra Türkleri ikinci kez tek bayrak altına toplamışlardır.
– İpek Yolu hakimiyeti için Çinliler ve Sasanilerle mücadele içinde olmuşlardır.
– Bumin Kağan’ın ölümünden sonra Çin Baskısı sonucu zayıflamış ve doğu -batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Doğu Göktürkler 630, Batı Göktürkler 659 yılında Çinliler tarafından yıkılmıştır.
* Kürşat Ayaklanması: Amacı Çin İmparatorunu esir etmek ve Çin sarayındaki asilzadeleri serbest bıraktırmak olan Kürşat, 639 yılında Çin sarayını basarak başlattığı ayaklanma ile Göktürk Devleti’nin tekrar kurulmasını hedeflemiştir. Fakat 39 Arkadaşı ile birlikte katledilmiştir.
4) II. Köktürk Devleti ( Kutluk Devleti) (682 – 745)
İlk Türk devletleri içerisinde yer alan I. Köktürk Devleti yıkıldıktan sonra 50 yıl Çin egemenliğinde kalan Köktürkler, sonradan tekrar ayaklanarak II. Köktürk Devletini Kutluk (İlteriş) Kağan tarafından kurmuştur.
– Bilge Kağan Döneminde en parlak dönemini yaşamıştır.
– Bilge Kağan Kardeşi Kültigin ve Vezir Tonyukuk ile birlikte ülkeyi yönetmiştir.
– Yazıyı kullanan ilk Türk devletidir.
– Göktürk alfabesi ile kendilerine ait ilk alfabeyi kullanmışlardır.
ilk Türk Devletleri içerisinde yer alan Kutluk Devleti, ilk Türkçe yazılı belgeleri olanOrhun Kitabelerinimiras bırakmışladır. Sosyal devlet anlayışının benimsendiğini gösteren Orhun Kitabeleri Türklerin bıraktığı ilk yazılı belgedir. Yazılı Türk Edebiyatının ilk eseri olan Orhun Kitabelerinde Kağan millete hesap verir ve Çin’e karşı verilen bağımsızlık mücadelesi anlatılır. Devletin ve halkın karşılıklı görevlerinin anlatıldığı Orhun Kitabeleri Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir. Bu kitabelerin bağımsızlık mücadelelerini anlatması, Köktürklerin kendilerine ait bir alfabe olması ve adlarında Türk kelimesinin geçmesi sebebiyle Köktürklerin Milli yani Ulusçu bir devlet niteliği taşıdığını söyleyebiliriz.
5) Uygurlar (745 -840)
Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından Ötüken bölgesinde kurulmuş olan Uygurlar sonraları Karabalgasun’u başkent yapmışlardır.
– ilk Türk devletleri arasında Yerleşik hayata geçen ilk devlettir.
– Modern tarımla uğraşmışlardır. Bunun için kanallar açılmıştır.
– Kağıt ve matbaayı kullanan ve aynı zamanda ilk kez matbaayla kitap basan ilk Türk devletidir.
– Minyatür, tezhip eserleri ve mimari eserler bırak ilk Türk devletidir. Karabalgasun Yazıtları da Uygurlar tarafından bırakılmıştır.
– Göktanrı inancından kopan ve Mani Dini’ni seçen ilk Türk devletidir. Zaten yerleşik hayata geçmesi de Mani Dini’nin etkisiyle olmuştur.
-Moğolların Türkleşmesine katkıda bulunmuşlardır.
– Orta Asya’da uygarlık olarak çok gelişmiş olan Uygurlar ilk kez kütüphane kuran ilk Türk devletidir.
– Hukuk kurallarını yazılı hale getirmeleri, borç, kira gibi konularla ilgili sözleşme yapılmaları Uygurların hukuk alanında geliştiğini göstermektedir.
– Kendilerine ait olan Uygur alfabesini oluşturmuşlardır.
– Kırgızların saldırıları sonucu yıkılan Uygurlar, Kansu ve Turfan Uygurları olarak ikiye ayrılmışlardır.
Kansu bir diğer adı Sarı Uygurlar Çin’de kurulmuş ve Moğollar tarafından yıkılmıştır. Doğu Türkistan’da kurulan Turfan Uygurları sonradan Moğolların egemenliği altına girmiş ve onların Türkleşmesini sağlamışlardır. Turfan Uygurları günümüzde Çin’de Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaşamaktadırlar.
6) Avarlar ( Juan Juanlar) ( 560 – 805)
Günümüzdeki Macaristan ve Romanya’yı içine alan güçlü bir devlet yapısına sahip olan Avarlar, ilk kez İstanbul’u kuşatan Türk boyudur. Ancak bu kuşatmalardan sonuç alamamışlardır. Bunların dışında Avrupa’daki Slav topluluklarını askerlik alanında etkilemişlerdir.
7) Kırgızlar (840 – 1207)
Orta Asya’da egemenlik kuran son Türk boyu olan Kırgızlar, aynı zamanda Moğol hakimiyetine giren ilk Türk boyudur. Dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı Kırgızlardan miras kalmıştır ve Kırgızlar günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
8) Hazarlar (630 – 968)
Hz Osman zamanında İslam ordularının kuzeye ilerleyişini engelleyerek İslam orduları ile ilk kez çarpışan devlet olmuştur. Bu hamleyle İslamiyet’in Kafkaslara ulaşmasını engellemişlerdir. Yahudiler dışında Museviliği benimseyen tek topluluktur. Ülkede Müslüman,Hristiyan ve putperestlere karşı toleranslı davranılmıştır. Kendi mahkemelerinde davalarını görmelerine ve serbestçe ticaretlerine izin verilmiştir.
9) Bulgarlar (583 – 665) Batı Hunları ve Ogur Türklerinin karışmasıyla ortaya çıkan Türk topluluğuna BULGAR denir. (Bulgar kelimesi karışmak anlamındadır.) Büyük Bulgarya Devleti : Karadeniz’in kuzeyinde Göktürk Devletinin yıkılmasıyla “Büyük Bulgarya Devleti” kuruldu. Ancak kurucusu KOBRAT’ın ölümüyle Hazarlar tarafından yıkıldı. Bulgarların bir kısmı Tuna nehri, bir kısmı da Volga nehri kıyılarına göç etmek zorunda kaldı. Tuna Bulgar Devleti:Büyük Bulgarya Devleti’nin yıkılmasından sonra Tuna boylarına (Bugünkü Bulgaristan) göç eden Bulgar Türkleri burada Tuna Bulgar Devletini kurdular. Bu bölgedeki halkın çoğu Slav olduğu için Türkler zamanla Slavlaşmaya başladılar. Boris Han zamanında Hırıstiyanlığı kabul ettiler. Slavlaşarak asimile olup yok oldular.. İtil/Volga Bulgarları : Büyük Bulgarya Devletinin yıkılmasından sonra Volga=İtil kıyılarına giden Bulgarlar burada Kama Bulgar Devletini kurdular. Hükümdarları Almış Han zamanında (X. yüzyıl) müslüman oldular. Varlıklarını devam ettirdiler. Günümüz Kazan Türkleri bunların torunlarıdır.
10) Karluklar
İlk Türk devletleri içerisinde yer alan Karluklar, sırasıyla Köktürk ve Çin egemenliği altında yaşamış ve daha sonra bağımsız olmuşlardır.
II. Köktürkler tarafından yıkılmış, sonra Uygurların egemenliği altında yaşamışlardır. Talas Savaşında Müslüman Arapları destekleyerek kazanmalarını sağlayan Karluklar, ilk Müslüman Türk Devleti olan Karahanlıların kuruluşunda önemli rol oynamışlardır. İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyudur.
11) Türgişler
İlk kez para bastıran Türk devleti olan Türgişler, Müslüman Karluklarla ve Müslüman Araplarla çok savaşmış ve İslamiyet’in Orta Asya’ya yayılmasını ciddi şekilde engellemeye çalışmışlardır. Türgişler ayrıca yerleşik hayata geçen ikinci Türk devletidir.
12) Macarlar
İlk Türk devletleri içerisinde yer alan Macarlar, Volga Nehri civarında yaşamışlar ancak Peçeneklerin baskısı sonucu bugünkü Macaristan topraklarına yerleşmişlerdir. Zaman içerisinde hristiyanlığı kabul edip Slav topluluklarıyla karışarak asimile olmuşlardır.
13) Peçenekler
Orta Asya’dan batıya göç eden bu Türk topluluğu devlet kurmayı başaramamıştır. Askerî gücü olan siyasî bir topluluk olarak Balkanlarda varlıklarını sürdürmüşlerdir. Çaka Beyle birlikte İstanbulu kuşatacakken Bizans entrikasıyla Kumanların saldırısına uğrayıp ağır bir yenilgiyle tarih sahnesinden çekilmişlerdir.
14) Oğuzlar
En kalabalık Türk boyu olup 24 boydan meydana gelmiştir. Selçuklular ve Osmanlılar gibi önemli devletlerin kuruluşunu sağlamış olan Oğuzlar, Kumanlar (Kıpçaklar) ile yapmış oldukları mücadele ile Dede Korkut Hikayelerine konu olmuşlardır. Devlet kurma yeteneği en gelişmiş Türk boyu olan Oğuzlar hem Orta Asya hem de Avrupa’da egemenlik ve devletler kurmuşlardır. Selçuklu ve Osmanlı Devleti gibi pek çok devlet kurmuşlardır.
15) Kumanlar (Kıpçaklar)
Ruslarla mücadele etmişlerdir. Karahitayların baskısı sonucu batıya göç etmişlerdir. Peçeneklerin tarih sahnesinden çekilmesine neden olmuşlardır. Güney Rusya’daki Kıpçaklar zamanla Slavlaşmışlardır.
Müslüman Kıpçaklar bir süre Altınordu devletinde yaşamını sürdürmüştür.Karadeniz ve Balkanlardaki Kıpçaklar Romen ve Macar halkıyla karıştılar. Kumanların Doğu Avrupa’ya girmesi, ileride Osmanlı Devletinin Karadeniz egemenliğine zemin hazırlamıştır.
16) Sibirler (Sabirler)
Bugünkü Sibirya adı Sabirlerden gelmektedir. Bizans ve Sasanilerle mücadele etmiş olan Sibirler Avarların baskısı sonucu Doğu Avrupa’ya yerleşmişlerdir.
17) Akhunlar
İlk Türk devletleri içerisinde yer alan Akhunlar, Büyük Hun devletinin yıkılışı sonrası Çin baskısıyla beraber Afganistan’ın kuzeyine yerleşmişlerdir. Göktürkler ve Sasanilerin baskısı sonucu yıkılmışlardır.
18)İskitler (Saka) topluluğu
Orta Asya’da yaşamış olan İskitler, Karadeniz’in kuzeyinden Tuna Nehri’ne kadar uzanan bölgede yaşamışlar ve Pers, Asurlular, Urartular gibi devletlerle uzun süre savaşmışlardır. Anadolu, Suriye ve Filistin üzerinden Mısır’a sefer yapmış olan İskitler MÖ VII. yüzyıldan MÖ II. yüzyıla kadar siyasi etkinliklerini sürdürmüşlerdir. Perslerle önemli bir mücadele içerisinde olan İskitler, Alper Tunga ile Pers hükümdarı arasındaki önemli mücadelesinden ötürü ilerde İranlı şair Firdevsi’nin Şehname adlı eserinde konu olarak yerini almıştır.
Tarih, insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, neden-sonuç ilişkisi içerisinde yer ve zaman göstererek, belgeler ışığında objektif olarak inceleyen sosyal bir bilimdir.
Tarihin Yöntemi
Konularını oluşturan olayların tekrarı söz konusu olmadığından Tarih araştırmalarında deney ve gözleme başvurulmaz.
Zaman ve yer belirtir.
Neden - sonuç ilişkisi kurar.
Objektiftir.
Kanunları yoktur.
Tarihin Çeşitleri
Hikayeci Tarih: Olayları sadece anlatan tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar.
Öğretici Tarih: Ders vermeyi amaçlayan tarihtir. Ulusal değerlerin ve başarıların üzerinde durularak ulusal heyecan uyandırılmaya çalışılır.
Sosyal Tarih: Öğretici tarihin duygusallıktan arındırılmış halidir.
Araştırmacı Tarih: Bilimsel, araştırmacı tarihtir. Objektif ve gerçek bilgiler verir.Neden sonuç ilişkisi içerisinde tarihi inceler.
Hz. Ali’den sonra başa Muaviye’nin geçmesiyle İslam Tarihinde Emeviler dönemi başlamıştır.Müslümanlar, İstanbul’u iki defa kuşatmış ama alamamıştır.Hz. Muaviye’nin ölmeden önce oğlu Yezid’i halife tayin etmesiyle halifelik babadan oğula geçen saltanata dönüşmüştür.
Muaviye (661 – 680)
İslam Devleti’nin merkezi Kufe’den Şam’a taşınmıştır. Muaviye zamanında iç düzen sağlandıktan sonra fetihlere yeniden başlanmıştır. Müslümanlar iki defa İstanbulu kuşatmalarına rağmen ele geçirememişlerdir. Doğuda Maveraünnehr’in büyük bir kısmı fethedilerek Horasan vilayeti kurulmuştur.
Yezit (680 – 683)
Muaviye’nin ölümüyle yerine oğlu Yezit geçti. Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin onun halifeliğini tanımayarak karşı çıktı. Yezit , Hz. Hüseyin’in üzerine ordu göndererek Kerbela mevkiinde şehit edilmesine neden oldu. (681)
Yezit döneminde Ukbe B. Nafi komutasındaki Emevi orduları Kuzey Afrika’nın fethini tamamlayarak Atlas Okyanusuna ulaşmışlardır.
Abdülmelik (685 – 705)
Abdülmelik zamanında fetihler devam etmiştir. Onun en büyük yardımcısı olan (Zalim) HaccacEmeviler’e karşı isyan eden Abdullah B. Zübeyr’i Kabe’de kuşatarak şehid etmiştir.
Velit (705-715)
Maveraünehir ve Türkistan’ın Fethedilmesi:
Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanında İran ve Horasan’ı fetheden İslam orduları Ceyhun‘a kadar ilerlemişlerdi.Böylece Türklerle komşu olan Araplar, Abdülmelik ve oğlu zamanında bölgedeki faaliyetleri arttırdılar. Kuteybe b. MüslimMaveraünnehr’in fethine memur edildi.Beykent‘i 706’da ele geçirdikten sonra Buharave Semerkantalındı (709). Böylece Maveraünnehr müslümanların eline geçti. Kuteybe’nin ölümüyle seferlere devam edilmişsede bir süre sonra Türkler kaybettikleri yerleri geri almışlardır.
İspanya’nın Fethi (711):
Tarık b. Ziyat komutasındaki İslam orduları İspanya’ya geçerek Vizigotlar’la karşılaşmış KadiksSavaşı’nda (711) onları bozguna uğratarak Vizigot Krallığı’na son vermişlerdir. Bundan sonra Endülüs adının verildiği İspanya toprakları Emeviler tarafından gönderilen valilerce yönetilmeye başlanmıştır.
PuvatyaSavaşı (732):
İspanya valiliğine getirilen Abdurrahman El- Gafiki 732’de Fransa’ya girerek Bordo’yu ele geçirdi. İlerleyişini sürdürüp Puvatya’ya saldırdı fakat bu savaşı kaybederek geri çekildi.
– Puvatya, İslam ordularının Batı Avrupa içlerinde ulaştıkları son yer olmuştur. Artık İslam orduları Fransa’dan çekilerek İspanya’ya dönmeye ve bundan sonrada devamlı gerilemeye başlamışlardır.
Kerbala Olayında (680), Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi Müslümanların Şiiler ve Sünniler şeklinde kesin olarak gruplara ayrılmasına neden olmuştur.
Emevîler Dönemi Genel Özellikleri
1. Arapça resmi dil ilan edilmiş
2. İslam orduları 711 yılında İspanya’nın fethine başlamış böylece İslamiyet Avrupa’da da yayılmaya başlamıştır.
3.Müslümanlar İspanya’ya ENDÜLÜS adı verilmiş 732 yılında Puvatya Savaşı’nda Franklara yenilene kadar Avrupa’da ilerlemişlerdir.
EmevilerinYıkılışındaEtkiliOlanNedenler:
1.Arap milliyetçiliği yapmaları ve diğer milletlere değer vermemeleri
2-Mevaliye (Arap olmayan) eşit ve adil davranmamaları (İslamı kabul etmelerine rağmen onlardan cizye toplamaları),
3– Peygamber(SAV) ailesine düşmanca davranmaları
4- Abbasiler’in Emeviler’e karşı gizli yıkıcı faaliyette bulunmaları.
5-Harici ve Şiiler’in çalışmaları
Bütün bu olumsuzluklardan sonra EbuMüslim El-Horasaniayaklanarak Emeviler’le mücadeleye girişmiş, onları mağlup ederek Abbasi Devletinin kurulmasını sağlamıştır (750)
Not: Burda yazdığımız halifeler uzun süre halifelik yapmış olan ve daha çok etkili olmuş olan Emevî halifeleridir.Aşağıdaki listenin öğrenci tarafından öğrenilmesi gereği yoktur.Sadece genel bilgi ve yukarda sayılan halifeler arasında var olan tarihsel boşlukları izah etmek için verdim.
Emevî Halifeler Listesi:
* İlim ve kültür alanında ilerlediler. (Kurtuba Sarayı) Bir çok Avrupalı öğrenci hatta papazlar Endülüs’e giderek eğitim gördü.
* Halifelikte hak iddia ettiler.
* III. Abdurrahman zamanında en parlak dönemini yaşadı.
* İç karışıklıklar ve çevresindeki hristiyan krallıkların baskısı sonucu 1031’de yıkıldı. Yerine 28 tane beylik kuruldu. (Bu beyliklere genel manada Tevaif-i Mülk veya Mülûkü’t-Tavâif) Bunlardan en önemlisi ve son yıkılanı Beni Ahmer Devleti idi. BENÎAHMERDEVLETİ ( 1232-1492 )
* Gırnata İslam Devleti de denir. (Granada Sultanlığı)
* İspanya’daki son Müslüman devlettir. (Başkent Gırnata)
* İlimde çok ileriydiler ve Avrupa’dan öğrenciler gelirdi.
* 1492’de Hristiyanlar yıktı. Müslümanları ve Yahudileri katlettiler. Osmanlı Devleti yardım etti. Oruç Reis ve Hızır Reis İspanya’daki birçok Müslüman ve Yahudi’yi ölümden kurtardı. Kurtarılan Seferad Yahudileri Selanik, İzmir ve İstanbul’a yerleştirildi.
ELHAMRASARAYI
Elhamra, Gırnata’ya hâkim bir tepe üzerindeki düzlükte, savunma kalesi ve saray olarak yapılmıştır. Bu sebeple ilk bakışta estetikten uzak bir görünümü varmış gibi gözükse de kale duvarlarının içinde muazzam güzellikte bir sarayla karşılaşılır. Duvarlarında kırmızı tuğla, damında kırmızı kiremit kullanıldığı için ismi kırmızı, yani “Elhamra” denilmiştir. Nasri hükümdarları yeni yapılarla kaleyi daha da büyüttüler. Böylece Elhamra, saray ve köşklerden kurulmuş bir kompleks hâline geldi. Sarayların içi kadar bahçeleri de güzeldir. Bunlardan en şahaneleri uzun bir havuzla taçlandırılmış olan El-Bürke Bahçesi (Avlusu), döşemesi mermer kaplı Meksuar Avlusu ve Arslanlı Avlu’dur. Elhamra Sarayı, zarif ve zengin süslemeleri, avluları ve havuzlarıyla komple bir yapıdır. Şarlken Endülüs’ü ele geçirince sarayın bir bölümünü yıktırdı ve yerine Rönesans tarzında bir saray yaptırmaya kalktı. 1522’deki zelzelede ve 1590’da saray bir miktar daha zarar gördü. Ancak, 19. yy. ın ikinci yarısından itibaren korunmaya alındı ve günümüze dek gelebildi.
ABBASÎLER (750-1258)
***Ebu Müslim’in isyanı ile sona eren Emevi iktidarının yerini, Abbasi soyundan gelenlerin kurduğu Abbasi Devleti almıştır.
1-Ebul Abbas Abdullah’tan sonra başa geçen ikinci halife Cafer Mansur döneminde Bağdat şehri kurulmuş ve başkent buraya taşınmıştır.
2-Devletin en parlak dönemi olan Harun Reşid döneminde, Anadolu ve Horasan’a akınlar düzenlenmiş, Bizans vergiye bağlanmıştır.
3-Harun Reşid döneminde, ayrıca Frank Kralı Şarlman ile Endülüs Emevilerine karşı ittifak kurulmuş, Hristiyanların Kudüs’ü ziyaretine izin verilmiştir.
4-Abbasiler döneminde bilim ve kültür çalışmalarına ağırlık verilmiş, ilkçağ Yunan ve Helen düşünürlerinin eserleri Arapça’ya çevrilerek incelenmiş ve medreselerde okutulmuştur. Bilim Akademisi olan "Beytülhikme" kurulmuştur.
5-Çinliler ve Abbasiler arasında yapılan 751 Talaş Savaşı’nda Türkler, Abbasileri desteklemiş ve savaş sonrasında kitleler halinde İslam dinine girmeye başlamıştır.
6- Harun Reşit’in oğullarından Mutasım döneminde gaza ve cihadın Türkler vasıtasıyla sürdürüleceğine inanılmış, Türkler önemli valiliklere ve komutanlıklara getirilmiştir. Ayrıca Türkler için “Samerra” şehri kurulmuş, savaşçı özelliklerinin korunması amacıyla şehir Araplara yasaklanmıştır. Bizans sınırındaki “Avasım” denilen Tarsustan Diyarbakıra kadar olan sınır karakollarına Türler yerleştirilmiştir.
7-Abbasiler, Emevilerin ırkçılığının aksine islama uygun bir şekilde herkese eşit davranan bir politika izlemiştir. Bu durum, Türkler dahil olmak üzere pek çok toplumun İslamiyeti benimsemesinde önemli bir etken olmuştur.
8-9. yüzyılda başlayan iç karışıklıklar Abbasilerin merkezi otoritesinin zayıflamasına, siyasi birliğin bozulmasına ve “Tevaif-i Mülük” devletlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
9- Abbasilerin “Emir-ül Ümera” denilen valilere geniş yetkiler vermesi Kuzey Afrika’da İdrisiler ve Ağlebiler, Mısır’da, Tolunoğulları ve Akşitler, İran’da Tahiriler, Maveraünnehirde Samanoğulları, Irak’ta Büveyhoğulları’nın ortaya çıkmasına neden olmuştur.
10- Abbasiler 1258’de Moğolların Bağdat’ı almasının ardından siyasi olarak sona ermiş, bu saldırılardan kaçan Abbasi halifesini Memlükler dini lider olarak uzun süre korumuşlardır.
11- Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nin ardından halifelik Osmanlılara geçmiştir.