Dersimiz Tarih

5 Ekim 2019 Cumartesi

İLK ÇAĞ MEDENİYETLERİ

İLK ÇAĞ MEDENİYETLERİ

Anadolu Medeniyetleri

Anadolu, göç ve ticaret yollarının üzerinde bulunması, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlaması, topraklarının verimli olması ve ikliminin insanların yaşayışına uygun olması gibi nedenlerden dolayı zengin ve yüksek kültürlerin beşiği olmuştur. Karşılıklı kültür alış – verişleri Anadolu’da uygarlıkların gelişmesini hızlandırmıştır.
M.Ö. II. Binden M.Ö. VI.Yüzyıla Kadar Türkiye Hititler
Hititler, M.Ö. 2000 yılı başlarında Kafkaslardan Orta Anadolu’ya gelerek Kızılırmak kıvrımı içine yerleşmişlerdir. Hititler, M.Ö. 1400 yıllarında imparatorluk haline gelmişlerdir.
Bu dönemin en önemli gelişmesi, Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Savaşı Antlaşması’dır.
 M.Ö. 1296’da yapılan Kadeş Antlaşması tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.
Hitit Devleti, M.Ö. 1200 yıllarında batıdan gelen kavimler tarafından parçalanmıştır. Ege göçlerinden sonra şehir devletleri halinde yaşayan Hititlere M.Ö. 700 yıllarında Asurlular son vermişlerdir.
Asurlulardan sonra Türkiye’de Pers egemenliği kurulmuş ve Hitit halkı tamamen Pers hakimiyetine girmiştir.
Frigyalılar
Frigler, Ege göçleri sırasında Anadolu’ya gelerek M.Ö. 800 yıllarında Gordion (Polatlı) merkezli bir devlet kurdular.
Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerlerin egemenliği altına giren Frigyalılara Persler son vermişlerdir.
Lidyalılar
Lidyalılar, Frigyalılar gibi M.Ö. 1200’lerde Anadolu’ya gelerek, bugünkü Gediz ve Küçük Menderes vadileri arasında kalan bölgede Kral Giges tarafından Sard (Salihli) merkezli bir devlet kurmuşlardır. Pers saldırılarına dayanamayan Lidya Devleti, M.Ö. 546 yıllarında yıkılmıştır.
İyonyalılar
Dorların baskısı sonucunda Akaların bir kısmı Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç etmişler ve İzmir çevresindeki yerli halkla kaynaşarak şehir devletleri kurmuşlardır. Bu şehir devletleri arasında siyasal birlik sağlanamamıştır. İyon şehir devletleri arasında en tanınmışları Efes, Milet, Foça ve İzmir’dir.
Ön Asya’dan gelen ticaret yollarının bitim noktasında bulunan İyonyalılar, kısa zamanda ileri bir medeniyet kurmuşlar ve kolonicilik faaliyetleriyle zenginleşmişlerdir.
Urartular
Urartu Devleti, Doğu Anadolu’da Asya kökenli Hurriler tarafından kurulmuştur. Urartuların merkezi Tuşpa (Van)’dır. Bölgenin en güçlü devletlerinden biri olan Urartular, M.Ö. 600’lerde Medler tarafından yıkılmıştır.
M.Ö. II. Binden M.Ö. VI. Yüzyıla Kadar Türkiye’de Kültür ve Medeniyet

İlk Çağlarda Devlet Yönetimi

İlk çağlarda Türkiye’de kurulan devletler krallıkla yönetilmiştir. Bütün yetkiyi elinde bulunduran krallar, aynı zamanda başkomutan, baş yargıç ve baş rahiptir.
Bu durum kralların siyasi askeri ve dini yetkileri kendilerinde topladıklarını ve güçlerini arttırdıklarını göstermektedir
Başlangıçta Hitit Krallığı, feodal beyliklerden oluşuyordu. Daha sonraları bu beylikler kaldırılarak yerlerine merkezden valiler atanmıştır. Böyle bir değişiklikle Hititler merkezi otoriteyi güçlendirmeyi amaçlamışlardır.
Hititlerin ilk zamanlarında kralın yetkileri soylulardan oluşan Pankuş Meclisi tarafından sınırlandırılmıştır. Ancak imparatorluk döneminde Pankuş Meclisi’nin yetkileri azalırken kralın yetkileri artmıştır.
Dolayısıyla soylular yönetimden uzaklaştırılmıştır. Devlet yönetiminde kraldan sonra en yetkili kişi Tavananna adı verilen kraliçeydi. Tavananna, dini törenlere ve bayramlara başkanlık yapar, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. Hatta Kadeş Antlaşması’nda Hitit kralının yanında kraliçenin de imzası yer almıştır. Bu durum Hititlerde kadınların devlet idaresinde etkili olduğunu göstermektedir.
Hititlerde Pankuş Meclisi‘nin bulunması meşrutiyete benzeyen bir yönetim varlığını ve kralların yetkilerinin bir dönem kısıtlandığını göstermektedir.
İlk Çağlarda Ordu

Türkiye; topraklarının verimli olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle sık sık istilalara uğramıştır. Bu durum Anadolu’da kurulan devletleri askerliğe önem vermeye zorlamıştır.
Ticaret faaliyetleriyle zenginleşen Lidyalılar, Anadolu’ da ücretli askerlik sistemini kurmuşlardır. Ancak bu askerler arasında dil ve taktik birliği olmadığı gibi vatan – millet sevgisi de yoktu. Sadece para için savaşan ücretli askerlerin başarı kazanmasını zorlaştırmıştır. Bu durum Lidyalıların yıkılmasında etkili olmuştur.
İlk Çağlarda Hukuk
Anadolu’da İlk çağ hukuku, komşu medeniyetlere göre yumuşak bir karakter taşımaktadır. Anadolu’da yapılan kanunlarda komşu medeniyetlerin önemli etkisi ve katkısı olmuştur.
Hititler, kanunlarını Mezopotamya’dan almakla beraber, ilaveler ve düzeltmelerle Anadolu’da ilk kanunları yapmışlardır. Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük gelişme göstermiştir. Hitit kanunları, hür vatandaşlara olduğu kadar kölelere de mülkiyet hakkı tanıyordu.
İlk çağ devletlerinin temel geçim kaynağı tarım ve hayvanlılık olduğu için tarım ve hayvanlığı korumaya yönelik ağır cezalar içeren kanunlar yapmışlardır.Örneğin;Frigyalılarda öküz kesene ölüm cezası verilmiştirHititlerde krallın buyruklarına karşı gelmek develete baş kaldırmak büyük suç sayılmış ve ölümle cezalandırılmıştır Bu da Hititlerin merkezi otoriteye önem verdiklerini göstermektedir
İlk Çağlarda Din ve İnanış
İlk Çağlarda Türkiye’de çok tanrılı bir din anlayışı hakimdi. Bu nedenle Anadolu için “Bin Tanrı İli” denilmiştir. Anadolu’nun batısında kurulan medeniyetler Yunan tanrılarından, doğuda kurulan medeniyetler ise, Mezopotamya tanrılarından etkilenmişlerdir. Bu durum, Türkiye’nin coğrafi konumundan doğan tabii bir sonuçtur.
İlk çağ insanlarında uğraş alanlarındaki gelişmeler inançları üzerinde etkili olmuştur.Örneğin tarım faaliyetlerine önem veren Frigyalılarda en büyük tanrı olarak bereket tanrısı Kibele’yi kapul etmeleri gibi

Sosyal ve İktisadi Hayat

Anadolu’da halk sosyal sınıflara ayrılmıştı. En üst sınıf olarak kabul edilen kral ve ailesi devletin yönetimini üstlenmiştir. Anadolu’da asillerden başka rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve köleler gibi sınıflar da bulunuyordu.
Anadolu’da bu sınıfların bulunması Türkiye’de yaşayan insan topluluklarının arasında eşitsizliğin olduğunu göstermektedir.
Ticarete büyük önem veren Lidyalılar, bu amaçla Efes’ten başlayarak Mezopotamya’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu yapmışlardır. Bu yolun yapılması sonucunda;

  • Lidyalılar zenginleşmiştir.
  • Doğu – Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır.
  • Takas usulünün gelişen ticareti karşılayamaması üzerine M.Ö. 700 yıllarında Lidyalılar ilk parayı kullanmışlardır.
Lidayalıların parayı icat etmeleri;alışverişi kolaylaştırmış ekonomik hayatı canlandırmış sermaye birikimine ve finans sektorünün oluşmasına ortam hazırlamıştır. Paranın kullanılmasına  başlanmasından sonra değiş dokuş(takas) uygulaması ortadan kalkmıştır.
Denizci bir medeniyet olan İyonyalılar, Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurarak ticaret faaliyetleriyle zenginleşmişlerdir.
Bir devletin ekonomik, siyasal ve sosyal nedenlerden dolayı, kendi sınırları dışında ele geçirip yönettiği ülkeye veya topraklara koloni denir. Kolonilerin kurulmasında;
  • Hammadde ihtiyaçlarının karşılanması
  • Üretim fazlası mallar için pazar bulunması
  • Askeri gücün artırılmak istenmesi
  • Diğer devletlere askeri, siyasal ve ekonomik alanlarda üstünlük sağlama düşüncesi etkili olmuştur.
Yazı ve Edebiyat
Anadolu’ya yazıyı Mezopotamya medeniyetlerinden Asurlular getirmiştir.
Hititler ve Urartular, Asurlulardan aldıkları çivi yazısını kullanmışlar, ayrıca Hititler kendi icatları olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır. Frigyalılar, Lidyalılar ve İyonyalılar Fenikelilerin alfabesini kullanmışlardır.
Hititlerden kalan en önemli yazılı eserler anal adı verilen yıllıklardır. Hititler anallarla (yıllıklar) Anadolu’da tarih yazıcılığını başlatmışlardır.

Hitit yıllıklarında kralların,zaferi kadar yenilgilerininde yıllıklara yazdırılması tarafsız bir tarih anlayışına sahip olduğunu göstermektedir.Bu yıllıklar ,İlkçağ Anadolu tahihinin aydınlanmasında önemli rol oynamışlardır.
Bilim ve Sanat
 Anadolu medeniyetleri içinde her yönden en ileri olanı İyonyalılardır. İyonyalılar özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmaları yönüyle önem taşırlar. Felsefe, matematik ve tıp bilimlerinin temeli İyonya’da atılmıştır.
Hitit sanatı, Mezopotamya sanatının etkisinde gelişmiştir. Heykelcilik ve kabartmacılık gelişen başlıca sanatlar olmuştur. Hititlerin en önemli kabartmaları Yazılıkaya ve İvriz kabartmalarıdır. Frigyalılarda dokumacılık, maden işçiliği, kaya mimarisi, Lidyalılar da dokumacılık, çömlekçilik, dericilik ve madencilik, Urartular da maden işlemeciliği, su mimarisi, İyonyalılarda ise, saray ve tapınak mimarisi gelişmiştir.

İskender İmparatorluğu

M.Ö. 337’de tahta geçen İskender, önce Yunanistan’daki bütün şehir devletlerini, sonra da Anadolu, İran, Irak, Suriye ve Mısır’da Perslere ait tüm toprakları kendine bağlamayı başardı. Büyük İskender’in Asya seferinin sonucunda Hellenizm uygarlığı doğmuştur. Büyük İskender, 33 yaşında öldü (M.Ö. 323). İskender’in ölümünden sonra kazanılan topraklarda bağımsız devletler kurulmuştur.

Roma İmparatorluğu

Romalılar; disiplinli, planlı ve teşkilatlı hareket ederek kısa sürede bütün İtalya’yı Roma’ya bağlamışlardır. Bu gelişmelerden sonra Romalılar, Doğu Akdeniz’e yönelmişlerdir. İskender İmparatorluğu parçalandıktan sonra Selevkoslar Krallığı’nı yenerek Türkiye topraklarının tamamına hakim olmuşlardır.
Roma İmparatorluğu’nun siyasal tarihinde; Krallık Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemleri yaşanmıştır. Merkezi yönetimin zayıflaması, eyaletlerin güçlenmesi, Hristiyanlığın yayılması, Kavimler Göçü’nün meydana getirdiği kargaşa, iç savaşlara katılan orduların sınırları ihmal etmesi gibi nedenlerden dolayı Roma İmparatorluğu, Doğu ve Batı olarak parçalanmıştır (395). Bunlardan Batı Roma 476’da, Doğu Roma ise 1453’te yıkılmıştır.
Roma’da patricilerle (soylular) plepler (Roma’ya sonradan gelen halk) arasında çatışmalar olmuştur. Romalılar Yunan kanunlarından yararlanarak 12 Levha Kanunlarını yapmışlardır. Patrici-Plep mücadelesi 12 Levha Kanunlarından sonra da devam etmiştir.
Gümümüz Batı dünyasında uygulanan hukuk kurallarının temeli  Roma hukukuna dayanır. Bu hukuk kuralları bazı değişikliklerle Bizans hukuku adıyla Doğu Roma ‘da yürürlükte kalmıştır
Romalılar ticareti geliştirmek amacıyla Anadolu’da yeni yollar yapmışlar ve ihtiyaç duydukları ürünleri Anadolu’dan götürmüşlerdir.
Romalılar; Fenikeliler, İyonyalıların ve Yunanlıların geliştirdiği alfabeye son şeklini kazandırmışlar ve “Latin Alfabesi”ni oluşturmuşlardır. Mısır’dan aldıkları Güneş yılı esaslı takvimi, Sezar ve Papa XIII. Gregor dönemlerindeki düzenlemelerle bugün kullandığımız şekle getirmişlerdir.

Mezopotamya Medeniyetleri

Sümerler birbirinden bağımsız birçok küçük şehir devletçiklerinden oluşan bir uygarlık kurdular.
Şehir devletleri arasında savaş eksik olmuyordu. Kuvvetli prensler, yakınındaki diğer şehirlere de söz geçirerek büyük krallıklar kuruyordu.
Mezopotamya’daki ilk medeniyet olan Sümerler, aynı zamanda tarihte bilinen ilk yazıyı da kullanmışlardır. M.Ö. 3000’lerde kullanılmaya başlanan yazı sayesinde kültür aktarımı kolaylaşmıştır.
Aşağı Mezopotamya’da bulunan Sümerlerin kralı Urugakina tarafından ilk yazılı kanunlar yapılmıştır (M.Ö. 2375). Bu kanunların cezalandırma yöntemi genel olarak “fidye” yani “bedel” sistemine dayalıydı.
Çok tanrılı dine inanan Sümerlerin kralları rahip – kral olarak bilinirdi. Öncelikle dini amaçlı yaptıkları “Ziggurat” denen tapınaklar aynı zamanda rasathane ve soğuk hava deposu olarak kullanılmıştır.
Bilimde ilerlemiş olan Sümerler dört işlemi kullanmışlar ve dairenin alanını hesaplamayı başarmışlardır. Edebiyat alanında günümüze kadar ulaşan en önemli eserleri Yaradılış, Tufan ve Gılgamış destanlarıdır.
Akadlar tarihte bilinen ilk büyük imparatorluğu, ilk düzenli ve sürekli orduları kurmuşlar, bunun sonucu olarak Sümer uygarlığını Ön Asya’ya yaymışlardır.
I. Babil Devleti’nin krallarının en önemlisi olan Hammurabi ilk anayasa olarak kabul edilen “Hammurabi Kanunları’nı” yapmıştır. Bu kanunlar yapılırken daha önce uygulanan kanunlardan yararlanılmıştır. Urugakina Kanunlarına göre daha sert cezalar vardır. Bazı suçlara kısas cezaları verilmiştir.

Babil Kralı Hammurabi rahip-kral anlayışını reddederek gücünü dinden değil askeri kuvvetten almıştır.Mutlak Krallık sistemi Hammurabi ile başlamıştır.
M.Ö. 2000 yıllarında Asurlular, Anadolu’da ticaret kolonileri kurarak hem ticareti geliştirmişler, hem de Anadolu’da yazılı devirleri başlatmışlardır. Kayseri yöresindeki Kültepe’de ticaretle ilgili Asurca birçok tablet bulunmuştur.

Mısır Medeniyeti
Mısır Medeniyeti, Nil nehrinin çevresinde kurulmuştur. Etrafının çöllerle çevrili olması, diğer medeniyetlerle daha az etkileşmesine neden olmuştur.
Mısırlılar öldükten sonra dirilmeye inanmışlar ve bu nedenle diğer yaşamlarında kullanabilmek için bazı eşyalarını mezarlarına koymuşlardır.
Mısır sanatı dini ağırlıklıdır. Yeniden dirileceklerine inandıklarından cesetlerin bozulmamasına dikkat etmişler ve Mısırlılarda mumyacılık milli sanat haline gelmiştir. Mumyacılık faaliyetleri insan vücudunun yakından tanınmasını ve Mısır’da tıp biliminin gelişmesini sağlamıştır.
Mısırlılar, resim yazısı denilen hiyeroglif yazısını kullanmışlardır. Gök cisimlerini incelemek için rasathaneler kurmuşlar ve astronomide oldukça ilerlemişlerdir. Bugün kullandığımız Miladi takvimin ilk düzenli şeklini Mısır medeniyeti oluşturmuştur.
Mısır ekonomisinin temelini tarım ürünlerinden sağlanan gelirler oluşturuyordu. Mısır’da canlı bir ticaretin olduğu bilinmektedir.
Fenikeliler
Fenikeliler, Lübnan dağları ile Akdeniz sahili arasında kalan kıyı şeridine yerleşmişlerdir. Arazilerinin tarıma elverişli olmaması ve Mısır’dan Anadolu’ya ulaşan ticaret yolu üzerinde bulunmaları Fenikelilerin ticaret alanında ilerlemelerini sağlamıştır. Fenikeliler şehir devletçikleri halinde yaşamış ve krallıkla idare edilmişlerdir.
Fenikeliler kurdukları kolonilere sadece ticari amaçlarını gerçekleştirmek için gittiklerinden dolayı askerliğe önem vermemişler ve kolonilerini yurt edinmemişlerdir. Bu nedenle kolonilerini kaybetmişlerdir.
Tarihe en önemli katkıları günümüz Latin alfabesinin temelini oluşturan 22 harfli ilk alfabeyi bulmalarıdır.
Denizcilik ve ticaret faaliyetleriyle gelişme gösteren Fenikeliler Doğu lve Ön Asya uygarlıklarındaki gelişmeleri Batıya taşıyarak kültürler arası etkileşimi sağlamışlardır.
İbraniler
Tarihte ilk defa tek tanrılı bir dine inanan İbraniler, Musevilik dininin sadece kendi kavimlerine ait olduğunu kabul ederek diğer toplumlarda yayılmasını engellemişlerdir. Bu durum dünyanın değişik yerlerine dağılan Yahudilerin milli birliklerini korumalarını ve varlıklarını sürdürmelerini sağlamıştır.
Yunan Medeniyeti
Dorlar taarfından Yunanistan’da kurulan şehir devletçiklerine polis adı verilmiştir. Yunanistan’ da sınıflar arasındaki mücadeleler sonunda sınıf farkları kaldırılmış ve demokrasi yönetimi benimsenmiştir.
Yunanistan’da Halk gelirine göre, “Dörtyüzler Meclisi” veya “Halk Meclisleri”nde yönetime katılma olanağı elde etmiştir.
Yunanistan’da yapılan kanunlarla demokratikleşme yolunda önemli bir adım olmasına rağmen asillerin yetkileri ellerinden alındığı   için diğer sınıflar arasında mücadele yine devam etmiştir.

1 Ekim 2019 Salı

TYT Tarih Konu Dağılımı


1) Tarih Bilimine Giriş2) İlk Çağ Uygarlıkları
3) İslamiyet Öncesi Türk Tarihi4) İslam Tarihi ve Uygarlığı
5) Ortaçağ Avrupa Tarihi6) Türk İslam Tarihi
7) Türkiye Tarihi8) Beylikten Devlete (1300-1453)
9) Dünya Gücü Osmanlı Devleti10) Yeni Çağ Avrupa Tarihi
11) Yakın Çağ Avrupa Tarihi12) Osmanlı Devletinde Arayış Yılları
13) 18. Yüzyılda Değişim14) En Uzun Yüzyıl
15) Osmanlı Kültür ve Medeniyeti16) 20. Yüzyılda Osmanlı Devleti
17) I. Dünya Savaşı18) Mondros Ateşkesi, İşgaller
19) Kurtuluş Savaşına Hazırlık20) I. TBMM Dönemi
21) Kurtuluş Savaşı ve Antlaşmalar22) II. TBMM Dönemi ve Çok Partili
23) Türk İnkılabı24) Atatürk İlkeleri
25) Atatürk Dönemi Dış Politikası

AYT Tarih Konu Dağılımı


1) Tarih Bilimine Giriş2) Uygarlığın Doğuşu ve İlk Uygarlıklar
3) İlk Türk Devletleri4) İslam Tarihi ve Uygarlığı
5) Türk-İslam Devletleri6) Türkiye Tarihi
7) Beylikten Devlete (1300-1453)8) Dünya Gücü: Osmanlı Devleti (1453-1600)
9) Arayış Yılları (17. Yüzyıl)10) Avrupa ve Osmanlı Devleti (18. Yüzyıl)
11) En Uzun Yüzyıl (1800-1922)12) Osmanlı Kültür ve Medeniyeti
13) 1881’den 1919’a Mustafa Kemal14) Milli Mücadele’nin Hazırlık Dönemi
15) Kurtuluş Savaşı’nda Cepheler16) Türk İnkılabı
17) Atatürkçülük ve Atatürk İlkeleri18) Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası
19) Atatürk’ün Ölümü20) Yüzyılın Başlarında Dünya
21) İkinci Dünya Savaşı22) Soğuk Savaş Dönemi
23) Yumuşama Dönemi ve Sonrası24) Küreselleşen Dünya
25) Türklerde Devlet Teşkilatı26) Türklerde Toplum Yapısı
27) Türklerde Hukuk28) Türklerde Ekonomi
29) Türklerde Eğitim30) Türklerde Sanat

29 Eylül 2019 Pazar

Kutsal İttifak

Soru 1:II.Viyana Kuşatmasından sonra kurulan Kutsal İttifak'ın Osmanlı Devleti üzerine etkileri neler olmuştur ?
Soru 2 :Karlofça Antlaşması'nın Osmanlı tarihi açısından tarihsel önemi nedir /en önemli sonuçları nelerdir?

II.Viyana kuşatmasının başarısız olmasını takib eden yıllarda yapılan çok cepheli savaşlarda Osmanlı Devleti, Papa'nın öncülüğünde oluşan Kutsal İttifak karşısında yenilmişti.Bu kutsal ittifak şu devletlerden oluşuyordu: 
                     1.Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu  
                     (Avusturya ile birlikte Almanya'yı da içeren devlet)
                      2.Lehistan-Litvanya Birliği 
                      3. Rusya İmparatorluğu 
                      4.Venedik Cumhuriyeti
                      5.Malta

26 Ocak 1699 yılında İngiltere ve Hollanda’nın arabuluculuğu sayesinde Osmanlı ile kutsal ittifak ( Rusya hariç) arasında Karlofça Antlaşması imzalanmıştır.

Karlofça  Antlaşmasının Maddeleri:
1.Venediklilere Mora Yarımadası ve Dalmaçya bırakıldı ve Zanta adasında verdikleri vergi kaldırıldı. 
2.Macaristan ve Erdel, Avusturya’ya bırakıldı. 
3.Osmanlı, Preveze kalesini yıkacaktır.
4. İnebahtı kalesi Osmanlı’ya geri verilecektir.
5. Osmanlı, Podolya ve Kamaniçe ile Ukrayna’ya bırakacaktır. Karşılık olarak da Lehliler, Ukrayna Kazak hatmanlığına tayin edilmiştir. 
6.Osmanlılar Kırım hanlarının Lehistan’a saldırmasını önleyecektir.
7. Antlaşmanın 25 yıl geçerlilik süresi ve Avusturya’nın garantisi altında olması kabul edildi.

karlofca-harita

Rusya ile 1700 de İstanbul Antlaşması imzalandı. 
Bu antlaşmanın maddeleri:
1.Azak kalesi Ruslara bırakıldı. 
2.Ruslar “Kapı Kethüdası” adı ile İstanbul da daimi küçük elçi bulunduracaklardır. 
Karlofça Antlaşması Sonuçları:
1. II. Viyana’dan sonra Avrupalıların Türkleri Avrupa topraklarından atma umudunu arttırdı. 
2.Yapılan bu savaşlar sırasında 4 tane padişah değişimi yaşandı. 
3.Osmanlı ordusu yıprandı. 
4.Çok sayıda sadrazam değişip, görev başına geldi. 
5. Devletin ekonomisi büyük değişimlere uğradı.
6. Osmanlı ilk defa büyük bir şekilde toprak kaybına uğramıştır.
7. Rusya ile Karlofça’nın devamı olan İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. 
8.Osmanlı, itibar kaybetmiş ve askeri açıdan yetersizliği ortaya çıkmıştır. 
9. Macaristan’ın Osmanlı devletinin elinden gitmesi ile Orta Avrupa egemenliği son bulmuştur. 10.Haçlılarla savaş için Padişah 2. Mustafa, kendi ordusunun başında bulunup sefere çıkan son Osmanlı padişahı olarak tarihe girmiştir.
2.Mustafa ile ilgili görsel sonucu



22 Eylül 2019 Pazar

17.Yüzyıl Osmanlı Dış Politikası

Avusturya ile mücadele sebep: 17. yüzyılın ilk yarısında Otuz Yıl Savaşları nedeniyle sorun olmadı. 17.yüzyılın ikinci yarısında Avusturya'nın Erdel'in iç işlerine karışması nedeniyle sorun çıktı.
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa,1662'de Avusturya Seferi'ne çıktı ve Avusturya'yı yenilgiye uğrattı. 
Sonuçlar : 1. Fethedilen Uyvar, Osmanlı Eyaleti yapıldı.
                 2. Vasvar Antlaşması imzalandı.
                 3.Erdel'deki  Türk hakimiyeti onaylandı.
                 4.Vasvar Antlaşması,Avusturya'dan toprak kazanılan ve savaş tazminatı alınan son antlaşmadır.

Lehistan ile mücadele sebepleri (Hotin Antlaşması) 
1.Kırım hanının Lehistan'a sefer yapması.
2. Lehlerin denetiminde olan Kazakların da Osmanlı Devleti'ne saldırıması.
3.Lehlerin Eflak ve Boğdan'ın içişlerine karışması.

II.Osman (Genç) , bu sebeplerle Lehistan Seferine çıktı(1621).Hotin kuşatıldı.
Sonuçları: 
1.Hotin alınamadıysa da Osmanlı'ya bağlı Boğdan'a bırakıldı.
2.Kanuni zamanı sınırları esas alınarak Hotin Antlaşması imzalandı.
3. Genç Osman, yeniçerilerin savaştaki durumu nedeniyle yeniçerileri kaldırmayı düşündü.Bu da öldürülmesine yol açtı.

Lehistan ile mücadele sebepleri (Bucaş Antlaşması ve Zoravna Antlaşması)
1.Leh- Rus ittifakı endişesi
2.Ukrayna'yı yöneten Kazaklar'ın Osmanlı'dan yardım istemesi (1668)
IV.Mehmed, bu sebeplerle Lehistan Seferine çıktı(1672)
Sonuçları:
1.Osmanlılar Podolya ve Kamaniçe'ye hakim oldular.
2.1672'de Bucaş Antlaşması, 1676'da Zoravna Antlaşması imzalandı.
3.Podolya ve Kamaniçe ,Osmanlı'nın oldu.
4.Ukrayna,Osmanlı himayesindeki Kazaklar'a kaldı.

Rusya ile mücadele sebep : Ukrayna'daki Kazak beyinin Rusya'ya yanaşması.
Bunun üzerine Çehrin seferine çıkıldı.
Sonuç: 1.Rusya yenildi ve bazı kaleleri kaybetti.
             2.Bahçesaray Antlaşması imzalandı. Bu Rusya ile imzalanan ilk antlaşmadır.

Venedik ile mücadele sebep: Venedik'in elindeki Girit'in bir korsanlık merkezi haline gelmesi.
Osmanlı , bunun üzerine adayı 1645 te kuşatmaya başladı. 1669'da ancak fethedebildi.
Sonuç : 1.Girit'in 24 yılda alınabilmesi, Osmanlı 'nın eski gücünde olmadığını gösterdi.
             2. Venedik, kuşatma sırasında Boğazlar ve çevresini ablukaya alınca İstanbul'da kıtlık oluştu.
    



Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639)


Soru 1: Kasr-ı Şirin Antlaşması'nın Osmanlı Devleti- İran(Safevi) ilişkilerinde önemli olmasının sebebi nedir?

Mücadelenin Sebebi

A. Safeviler Batı Türkistan ve Kafkasya'yı ele geçirip Karadeniz'e çıkma hedefinde.
Osmanlılar,Kafkasya'yı ele geçirip Hazar Denizi'ne ulaşmak, böylece hem Rusya'nın güneye inmesini hem de Safevilerin Kafkasya ve Batı Türkistan'a yayılmasını engellemek  hedefinde.
B.Her iki devlette ipek yolunu /ticaret yollarını kontrol altına almak istiyorlardı.
C.Safevilerin Anadolu'da Şiî propagandasıyla karışıklıklara sebep olması.
D. Safevilerin Orta Asyadan gelen Türk boylarının Anadoluya girmesini engelleyerek Osmanlı İskan politikasına zarar vermesi. 

OLAYLARIN GELİŞİMİ
a)1514 Çaldıran Zaferi ilişki başlayışı Yavuz Selim Dönemi
b)1555 Amasya Antlaşması  barış süreci Kanuni Dönemi
c) II.Şah İsmail, Safevilerin başına geçtikten sonra Osmanlı Devleti'ne karşı olumsuz faaliyete başlamış ve Anadolu'da Şiî propagandasıyla karışıklığa yol açmıştır (1576). 1578'de Osmanlı Safevilere savaş açtı . 1590'da Osmanlı  Hazar Denizi'ne kadar olan yerleri (Gürcistan,Şirvan,Dağıstan ve bölgedeki diğer yerler)  ele geçirmiştir. Safeviler, doğudan Şeybanilerin de saldırısı altında olduğu için barış antlaşmasını kabul etmiştir. İmzalanan Ferhat Paşa Antlaşması ile Azerbaycan, Dağıstan ve Gürcistan alınarak Doğu’da en geniş sınırlara ulaşıldı (1590). İran,Osmanlı üstünlüğünü kabul etti.
d) Safeviler, I.Abbas döneminde kendilerini toparlayıp Osmanlı gibi bir askeri sistem kurduktan sonra  yeniden saldırıya geçtiler. Osmanlı'ya ipek ihracını yasakladılar.Osmanlı'da kıymetli madenler ve bakırın İran'a ihracını yasakladı. Safeviler, Osmanlı'nın içte Celaliler, batıda Habsburglar ile mücadelesini fırsat bilerek saldırıya geçip Şirvan,Azerbaycan ve Gürcistan'ı geri aldılar. Osmanlılar, Celali isyanlarını bastırdıktan sonra karşı saldırıya geçtiler. Safeviler, barış istemek zorunda kaldılar. Böylece  Nasuh Paşa Antlaşması ile önceki anlaşmayla alınmış olan yerler geri verildi. Buna karşılık, İran’dan 200 deve yükü ipek vergi alınacaktı (1612).
e) İran, vermesi gereken ipeği göndermeyince ilişkiler yeniden bozuldu. Serav Antlaşması ile İran, ipeği  100 deve yükü olarak göndermeyi kabul etti (1618).
f) İran’ın 1623'te Bağdat’ı (Irak'ın hepsini) işgal etmesi ve diğer girişimlerin de sonuç vermemesi üzerine IV. Murat 1635'te  Revan seferine çıktı.1635'te Revan'ı,1638'de Bağdat'ı ele geçirdi. 1639'da Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı. Bağdat, Basra  ve Şehrizor Osmanlı’da,Revan ise Safeviler'de  kaldı. Safeviler, Kars,Ahıska ve Van'a saldırmamayı kabul ettiler.Yaklaşık olarak bugünkü sınırlar çizildi. Doğu sınırında uzun bir barış süreci başladı (1639). Ayrıca ticari yasaklar da kaldırıldı. Bu antlaşma Osmanlı- İran sınırı (Osmanlı Doğu) sınırının belirlenmesinde sonraki yıllarda ölçüt olarak kabul edilmiştir.Burdaki antlaşma uzun yıllar doğu sınırında barış olabilmesini sağlamıştır.

Not: Osmanlı Devleti, Safeviler'le olan savaş nedeniyle Avrupa'daki Otuz Yıl Savaşları'ndan faydalanamamıştır.

15 Eylül 2019 Pazar

Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi


Soru 1:Zitvatorok Savaşı'nın Osmanlı dış Politikasına etkisi ne olmuştur?
Soru 2:Kazak meselesinin Osmanlı Devleti'nin Avrupa Stratejisine etkisi ne olmuştur?

Osmanlı Devleti, 16. yüzyılda gücünün zirvesine çıktığında Macaristan'ı egemenliği altına aldıktan sonra Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'na (Habsburglar Hanedanı) bağlı bir devlet olan Avusturya ile karşı karşıya gelmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti, 17. yüzyılda batıda Avusturya (Habsburglar) , Anaolu'da Celali İsyanları ve doğuda ise Safevilerle  savaşmak durumunda kalmıştır. Kuzeyde ise Rusya önemli bir güç olmaya başlamıştır. 
Doğuda Safevilerin saldırısı Osmanlı'yı  batı siyasetiyle ilgilenmesini sorunlu hale getirmiştir. Osmanlı Devleti, buna rağmen devrin saygın bir dünya gücüydü. Örneğin Fransa'nın İspanyolların  eline geçmemesi  için   Henri de Navarre’yi desteklemiştir. İngiltere, İspanyollara karşı Osmanlı Devleti'nden bir donanma göndermesini istemiştir. 
Avrupa'nın batısında İngiltere ve Fransa'nın İspanyollarla mücadele halinde olması, Venedik'in ise tarafsız olması Osmanlı için uygun bir ortamı oluşturmuştur.

Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi (1593-1606)
Nedenleri:1. Avusturya'nın vergisini vermemesi
               2.Sınırlarda yaşanan saldırılar
               3.Bosna Beylerbeyi'nin Hırvatistan'a akında ölmesi ( savaşın kıvılcımı)

Sonuçları:
              1.Osmanlı'ya karşı Haçlı İttifakı kurulmuştur
     2.Osmanlı Haçova Meydan Muharebesi'ni kazanmıştır.
              3.Kaleler ve şehirler sürekli el değiştirdiği geniş cepheli savaşlardır.
              4.Osmanlı Devleti, doğuda Safevilerle de savaştığı için barışı kabul etmiştir.
              5. Savaşlar 1606 Zitvatorok Antlaşması ile sona ermiştir.

 Zitvatorok Antlaşması'nın sonuçları:
        1. Osmanlı Devleti,Avusturya karşısındaki üstünlüğünü kaybetmiştir. Avusturya Arşidüküne  Sezar unvanı verilerek Osmanlı padişahına eşit sayılmıştır.
        2.Avusturya,Osmanlı Devleti'ne yıllık vergi vermek yerine bir seferlik vergi vermiştir.
        3.Eğri,Kanije ve Estergon Osmanlı Devleti'nin elinde kalmıştır.
        4.Osmanlı Devleti, Avrupa ve Balkanlar'da mütekabiliyet esasına göre hareket etmeğe başladı.
        5.Osmanlı Devleti, Avrupa'daki yeni askeri teknolojilerin farkına vardı.

Osmanlı Devleti, bu dönemde üç cephede birden savaştığı için uzun vadeli siyasetler yerine günü kurtaran siyasetler takip etmiştir.


1595-1700 YILLARI ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER

1596 Haçova Muharebesi
1606 Zitvatorok Antlaşması
1612 Nasuh Paşa Antlaşması
1618 Serav Antlaşması
1621 Hotin Antlaşması
1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması
1664 Vasvar Antlaşması
1669 Girit’in Fethi
1676 Bucaş Antlaşması
1681 Bahçesaray Antlaşması
1683 II. Viyana Kuşatması
1699 Karlofça Antlaşması
1700 İstanbul Antlaşması