Mehmet Rifat Börekçi 29 Kasım 1860 ile 5 Mart 1941 yılları arasında yaşamış Türk din adamı ve siyasetçi olarak tanınmaktadır. Ankara'nın yerlisi ve müftüsü adı ile Türk Kurtuluş Savaşına ve Mustafa kemal Paşa'ya önemli destekte bulunmuştur. Mehmet Rifat Börekçi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk Diyanet İşleri Başkanı olmaktadır. Aynı zamanda Mehmet Rifat Börekçi bir dönem milletvekilliği de yapmıştır.
15 Nisan 2024 Pazartesi
13 Nisan 2024 Cumartesi
Edirne Selimiye Camisi
Selimiye Camisi - Edirne
Mimar Sinan'ın “Ustalık Eseri” Selimiye Camisi
İstanbul’dan önce Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapan Edirne ile özdeşleşerek bu kentin simgesi haline gelen Selimiye Camisi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ve dâhi mimarlarından Mimar Sinan’ın eseridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünün zirvesinde olduğu yıllarda yaşayan Mimar Sinan bu gücü adeta mimari ile şekillendiren bir deha olup, Selimiye Camisi ile imparatorluğun kudretini yansıttığı ve Osmanlı mimarisinin zirve noktasını meydana getirdiği söylenebilir. Hatta camiyi yalnızca Osmanlı’nın değil dünya mimarlık tarihinin en gözde eserlerinden biri olarak tanımlamak abartı olmaz. Selimiye Camisi ve Külliyesi’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor olması da bu gerçeğin tüm dünyaca kabul edildiğinin kanıtı.
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE SANAT
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE SANAT
"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir"
M.Kemal Atatürk
Osmanlı Sanatı
OSMANLI SANATI
Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde önemli bir yere gelen Türk-İslam sanatı geliştirilmiştir. Ayrıca İran ve Bizans sanatından da etkilenen Osmanlı sanatı, kendine has bir üslup oluşturarak dünya sanat tarihinde kendisine özel bir yer edinmiştir. Bu dönemde sanat; genel olarak mimari, süsleme ve el sanatları (maden, halı, minyatür, çini, hat vb.) şeklinde incelenebilir.
A) MİMARİ Dini mimari :İlk dönem , klasik dönem ve geç dönem olmak üzere 3 bölümde incelenebilir.
İlk dönem Osmanlı eserleri İznik, Bursa ve Edirne de verilmiştir.Dini mimari kapsamında cami türbe ve medreseler inşa edilmiştir.
Osmanlı klasik dönem mimarisi İstanbul’un fethinden ve 2. Beyazıt döneminden itibaren başlamış ve Osmanlı Devleti kendine özgü bir uslub oluşturmuştur.
Klasik dönemde yalpan Külliyeler Osmanlı mimarisinin önemli örnekleri oldu.
Osmanlı mimari sanatının en önemli sanatçısı Mimar Sinandır.
Mimar Sinan tarafından yapılan ; Şehzadebaşı Camii ( çıraklık), Süleymaniye Camii ( kalfalık) ve Selimiye Camii ve Mimar Sinan’ın Öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılan Sultan Ahmet Camii klasik dönemin önemli camileridir.
Türk-İslam Devletlerinde Sanat
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE SANAT
1. MİMARİ:
Türk-İslam sanatının temelleri KARAHANLILAR döneminde atılmıştır.Bu dönemin mimari eserleri diğer dönemlere örnek teşkil etmiştir. Süslemelerde bitki ve hayvan motifleri kullanılmıştır.
KAVRAMLAR:
Revak : Yapının ön yüzünde bir kemer dizisi ile dışa açılan üstü örtülü uzunlamasına mekân.
Eyvan : Üç tarafı ve üstü kapalı, bir tarafı avluya ya da diğer bir mekâna açılan bölüm.
Portal : Ana kapı, taç kapı.
Kemer : İki sütun veya ayağı birbirine bağlayan mimari öge.
Avlu : Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan
Konya Selimiye Camisi |
Türklerde Sanat
TÜRKLERDE SANAT
A. İlk Türk devletlerinde sanat
B. Türk-İslam devletlerinde sanat
C. Osmanlı sanatı
Ç. Cumhuriyet dönemi Türk sanatı
İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT
Orta Asya Türk sanatının temeli ilk Türk devletlerinde görülen altı göçebe kültürüne dayanmaktadır.Konargöçer bir yaşam tarzını benimseyen Hunlarda ve Köktürklerde taşınabilir sanat eserleri öne çıkarken yerleşik hayata geçen Uygurlarda farklı eser tipleri görülmüştür.
Türkler sabit ev kültüründen haberdar olmalarına rağmen konargöçer yaşam tarzından dolayı çadırda yaşamayı tercih etmişler, buda çadır sanatının gelişmesine neden olmuştur.
9 Nisan 2024 Salı
Osmanlıda Batı Örnek Alınarak Açılan Okullar
Koçi Beyin Islahat Fikirleri
IV. Murad’a Sunulan Risâle. Yirmi yaşına gelinceye kadar tahtta pasif kalmış göründüğü yıllar esnasında toplum ve devlet idaresine hâkim bozuklukları kavramış, iktidara ve aksiyona geçmek için kendisini iyi hazırlamış gördüğü IV. Murad için kaleme aldığı risâlesinde Koçi Bey, XVI. yüzyılın sonlarından başlayarak ülke ve devletin içine düşmüş olduğu kötü durumun umumi manzarasını çizdikten sonra ülkeyi hükmü altına almış kötülükleri seyredip de susmasının kendisi için mümkün olamayacağını ifade eder ve bu durumu bütün acılığı ve açıklığıyla hükümdara duyurmayı kendisi için kaçınılmaz bir misyon saydığını belirtir. Genç sultanı gidişe dur demeye ve kötülüklerin, devletin sürüklendiği tehlikenin önünü almak için harekete geçmeye davet ile bunu yapmadığı takdirde “rûz-ı cezâda bunun hesabının kendisinden sorulacağını” pervasızca söylemekten kaçınmaz. Önceki yıl sel yüzünden Kâbe’nin duvarının yıkılması hadisesiyle (19 Şâban 1039 / 4 Nisan 1630; Naîmâ, Târih, 1147, I, 490) çok geçmeden neredeyse ayağının ucuna denecek kadar yakınına yıldırım düşmesinin (14 Zilkade 1039 / 25 Haziran 1630; a.g.e., I, 489) ona birer ilâhî uyarı olduğunu hatırlatır.
Koçi Bey, devletin geleceğini ve bekasını beklemekte olan büyük tehlikeyi haber veren bozuluş ve içten çürüme olgusunu idarî ve içtimaî müesseseler zemininde ele almaktaydı. Kuvvetli bir tahlil kabiliyetiyle gözden geçirdiği meseleler dizisine sadece güncel tesbitler düzeyinde kalmakla yetinmeyip bunların sebep ve menşelerine gitmeyi gözeten tarih perspektifi içinden bir yaklaşım ortaya koyar. Bozuluşu yönünden üzerinde durduğu müesseseyi evvelce ne idi, şimdi nasıldır ve ne haldedir tarzında bir muhakeme ile gözden geçirip tahlillerini geçmişle şimdiki zaman arasında devamlı bir mukayese düşüncesine dayandırarak yürütür. Yaşanmakta olan bozuluş ve çözülmelerin başlangıcını çok defa Kanûnî Sultan Süleyman devri (1520-1566) ve özellikle III. Murad’ın son saltanat yıllarına (1574-1595) götürür. Koçi Bey’in tahlil ve mukayeselerinde üstün ve en mühim taraf bunları istatistik bilgi ve rakamlara dayandırmasıdır. İstatistik bilgiyi çok iyi kullanmasını bilen Koçi Bey, meseleleri bu yoldan âdeta riyâzî bir kesinliğin çarpıcılığı ile ortaya koymak gibi bir başarıya ulaşır.
28 Mart 2024 Perşembe
Waterloo Savaşı
27 Mart 2024 Çarşamba
Dersimiz Tarih Pro Uygulaması
Dersimiz Tarih uygulamamızın bu versiyonu Pro tarzı olup çeşitli yeni özellikler içermektedir.
Konu anlatımları lite uygulamanın genel ulaşım tarzı yerine sınıf bazlı hale getirildi. Böylece her seviyeden öğrenci ve öğretmen kendi sınıfına kolaylıkla ulaşabilecektir.
Tamamen yeni olan bir işlev daha ekledim. Yazılılar menüsüyle kullanıcılar istedikleri sınıf seviyesinden istedikleri dersin istedikleri yazılısına ulaşabilecekler.
Uygulamadaki bir diğer yeni işlev ise arama menüsünün eklenmesi oldu. Bu menüyle kullanıcılar site içerisinden konu araması yapılabilecekler.
Uygulama esas itibariyle bir web app olarak tasarlanmıştı. Ancak bu pro serisiyle birlikte uygulama hibrit hale geldi. Sitede olmayan sadece mobil uygulamada olan menüler uygulamaya eklendi ve gelecekte yenileri de buna eklenecek inşaallah..
23 Mart 2024 Cumartesi
Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar
Sosyal/Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar
- Türk halkının laik düşünceye yönelmesi açısından önemli bir atılımdır.
- Birlik beraberliğin sağlanması yolunda önemli bir gelişme oldu.
- Türkiye’nin şeyhler, dervişler ülkesi olamayacağı yönünde önemli bir adım atıldı.
HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
- Şer’î ve örfî olmak üzere ikiye ayrılır.
- Din, mezhep farkları ve kapitülasyonlar mezhep birliğini engellemiştir.
- Tanzimat döneminden itibaren batı hukuku taklit edilmeye başlandı.
- Mahkemelerde tek yargıç vardır.