2020 TYT AYT Tarih Soruları Analizi

TYT Sınavında sorulan 5 Tarih sorusunun 
   1 adedi  İslamiyetten Önceki Türk Devletlerinden olan Uygurlar'dan kültür ve medeniyet temelli
   1 adedi  Anadolu Selçuklu Devleti'nden kültür ve medeniyet temelli
   1 adedi Osmanlı'da Dağılmayı Önleme Çabaları / Fikir Akımlarından  Osmanlıcılık konusundan
   1 adedi Kurtuluş Savaşı kronolojisi ayrıntılı bilgi isteyen bir soru.
   1  adedi  Lozan Barış Antlaşması 
     sorusu  geldi.
  Sorularda medeniyeti bilmek konusuna ağırlık verildiği açıkça görüldü.

Sonu İhanetle Hatırlanan Bir Devlet: Hafsiler

Bazı hikayeler , bazı hayatlar güzel başlar ve güzel biter : ritmi yüksek müzik parçaları gibi.
Bazı hikayeler ise güzel başlar , ancak sonu kötü ve berbad olur. Rezil edici olur. Bir müzik parçasına güzel başlayan birinin  eser daha sona ermeden sesinin tonunun ve ritminin bozulup iğrençleşmesi gibi.
İşte devletler tarihi de böyledir. Bazıları iyi başlamış ve iyi bitirmişlerdir. Yıkılmışlarsa da şerefleri ve onurlarıyla yıkılmışlardır.
Bazıları ise iyi başladıkları tarihe , yıkılırken  ihanet ederek  bitirmişlerdir. 
İşte bu tarz devletlerden biri Kuzey Afrika'da kurulmuş ve yıkılmış Hafsilerdir.

2019-2020 Lise Tarih Sene Sonu Zümre Toplantı Tutanağı

2020-2021 Tarih Telafi Eğitmi Planları

Farukiler Hanedanı tarihi

Farukiler ... 

Hindistan'ın batısında, Bharuç ve Sûret'te Hint Okyanusu'na dökülen Narmada ile Tapti nehirleri arasındaki topraklar XIV. yüzyıldan itibaren Handeş diye tanınmıştır. Dekken ve Mâlvâ yaylasının önemli geçiş yeri olan Handeş "han ülkesi" anlamına gelir. Delhi sultanlıklarından Halacîler ve Tuğluklular Handeş'i ele geçirerek Hindu nüfuzunu ortadan kaldırmışlar ve han unvanlı valilerle ülkeyi yönetmişlerdir. Bu valilerden biri de Hân-ı Cihân olup oğlu Melik Raca (Melik Ahmed), Tuğluklu Hükümdarı III. Fîrûz Şah (1351-1388) adına Handeş'i idare etmiştir. Melik Ahmed daha sonra merkezî idarenin zayıflaması üzerine istiklâlini ilân ederek Fârûkīler hânedanını kurmuştur (772/1370). Bu isim, hânedan mensuplarının Hz. Ömer el-Fârûk'un soyundan geldiği iddiasından kaynaklanmaktadır.

Gucerat Sultanlığı


Gucerat Sultanlığı (1407–1573)

Gucerat SultanlığıHindistan'ın batısındaki Gucerat'ta 15-16. yüzyıllar arasında hüküm süren Müslüman devlet. 1298'de Alaeddin Halaci'nin ele geçirdiği Gucerat bu tarihten sonra Delhi sultanlarıın atadığı valilerin yönetimine girdi. 1391'de III. Muhammed tarafından Gucerat valiliğine atanan Zafer Han, Tuğlukluların çöküşünden yararlanarak 1407'de Muzaffer Şah (I. Muzaffer) adıyla bağımsızlığını ilan etti. Torunu I. Ahmed (hükümdarlığı 1411-42) sultanlığın gücünü ve nüfuzunu artırarak Gucerat'taki Hindu racalarının yanı sıra MalvaHandeş ve Dekkan'ın Müslüman sultanlarıyla savaşlar yaptı. Başkenti, Anahilvara'dan 1411'de kurdurduğu Ahmedabad'a taşıdı. Devletin en uzun saltanat süren hükümdarı Mahmud Begra (hükümdarlığı 1458-1511), Hindulara karşı düzenlediği seferlerle Çampaner'i alarak burayı Muhammedabad adıyla başkent yaptı.

Kurtuluş Savaşı Kronolojisi

* M. Kemal in Samsun a çıkışı   (19 Mayıs 1919)
* Amasya Genelgesi               (22 Haziran 1919)
* Erzurum Kongresi               (23 Temmuz 1919)
* Sivas Kongresi     (4 Eylül 1919)
* Büyük Millet meclisinin Açılışı  (23 Nisan 1920)
* Sevr Antlaşması    (10 Ağustos 1920)
* Sarıkamış ın Kurtarılışı   (29 Eylül 1920)
* Kars ın Kurtarılışı     (30 Ekim 1920)
* Gümrü nün Kurtarılışı   (7 Kasım 1920)
* Çukurova, Gaziantep,   (1919-1921) 
*Kahramanmaraş, Şanlıurfa savunmaları
* I. İnönü Zaferi     (6-10 Ocak 1921)
* II. İnönü Zaferi    (23 Mart, 1 Nisan 1921)
* Sakarya Zaferi    (23 Ağustos, 13 Eylül 1921)
* Büyük Saldırı, Başkomutanlık  (26 Ağustos, 9 Eylül 1922)
   Meydan savaşı ve Büyük Zafer 
* İzmir in Kurtarılışı     (9 Eylül 1922)
* Mudanya Mütarekesi    (11 Ekim 1922)
* Lozan Barış Antlaşması   (23 Temmuz 1923) 

Hamraül Esed Gazvesi

Uhud Gazvesi’nin ertesi günü Kureyş ordusunu takip için gerçekleştirilen Hamrâülesed Gazvesi’nin sebebi hakkında farklı iki rivayet bulunur. İbn Hişâm Hamrâülesed Gazvesi’nin düşmanı korkutmak, Müslümanların Uhud’da verdiği kayıplardan dolayı zayıf düşmediğini göstermek amacıyla düzenlendiğini, Vâkıdî ise Resûl-i Ekrem’in bu gazveyi, Mekke’ye doğru yola çıkan Kureyş ordusunun geri dönüp Medine’ye baskın düzenleyeceğine dair haberlerin kendisine ulaşması üzerine tertip ettiğini söyledi. Müslümanlar Uhud Gazvesi’nden sonra şehitlerini defnedip aynı gün Medine’ye dönmüşler; Sa‘d b. Ubâde, Hubâb b. Münzir ve Katâde b. Nu‘mân başta olmak üzere ensarın ileri gelenleri, düşmanın Medine’ye âni bir baskın düzenlemesi ihtimaline karşı yaralı olan Hz. Peygamber’in kapısında nöbet tutmaya başlamışlardı. Bilâl-i Habeşî’nin sabah ezanını okuduğu ve Resûlullah’ın namaza çıkmasının beklendiği sırada gelen Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî, Kureyş ordusunun Medine’ye baskın düzenlemeyi planladığını haber verdi.

Millî Mücadele Döneminde Zararlı ve Yararlı Cemiyetler


A.Azınlıkların Kurduğu Zararlı Cemiyetler

a)Rumların Kurduğu Cemiyetler

1)Mavri Mira Cemiyeti

İstanbul Rum Patrihanesi tarafından kurulmuştu. Amacı, Bizans'ı tekrar diriltmekti. Cemiyet Yunanistan'dan destek alıyordu. Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Komisyonu ve Rum İzcilik teşkşlatları yan kuruluşlarıydı. Ege ve Trakya'da faaliyet gösteriyordu.

TBMM'ye Karşı Çıkan İsyanlar ve Sonuçları Geniş Anlatım

TBMM’nin Açılması ve İsyanların Ortaya Çıkması
İstanbul’un resmen işgalinden sonra Damat Ferit, TBMM’nin açılmasını ve Millî Mücadelenin güçlenmesini engellemek amacıyla Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi’ye, “Millî Mücadelecilerin ve Mustafa Kemal Paşa’nın ayrımcılık yaptıkları, halifelik ve saltanata karşı oldukları, halkı doğru yoldan çıkardıkları…” gibi gerekçelerle dava açtırmış 4 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında idam kararı çıkartılmıştır. Böylece İstanbul Hükümeti, halkı TBMM’ye karşı kışkırtmıştır. Mustafa Kemal Paşa da buna karşı Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi'den bir karşı fetva çıkarttırarak İstanbul Hükümetinin fetvasını etkisiz kılmıştır.
Ayrıca halkın savaş ve olanaksızlıklardan bıkkınlığını kullanıp barış yapılacağı açıklanarak Millî Mücadelenin gereksiz bir uğraş olduğu imajı verilmeye çalışılmıştır.
İstanbul Hükümeti ile Anlaşma Devletlerinin kışkırtmaları ve Anadolu’daki olağanüstü durumdan faydalanmak isteyenlerin çalışmaları sonucunda TBMM’ye karşı isyanlar çıkmıştır.

Osmanlı Devleti'nde Günlük Yaşam ve Ekonomi


GÜNLÜK YAŞAM
Osmanlılarda günlük yaşam bir İslam geleneği olarak sabah namazıyla başlardı.
Çalışma saatleri sabah ile akşam namazları arası idi.
Osmanlı sosyal yaşamında mahallelerin ayrı bir önemi vardı.
Mahalleler, aynı din, aynı sosyal grup, genelde de hemşerilik anlayışı ile bir araya gelmiş insanlardan oluşuyordu.
Mahalle yapısında sınıf farklılıkları yoktur.
Herkes birbiriyle ilgilenir, yardımlaşırdı.
Sevinç ve üzüntüler paylaşılırdı.
Köylerde misafirler için köy odaları bulunurdu. Köylüler köyün işlerini ortaklaşarak yaparlardı.
Kışın kışlaklarda, yazın yaylaklarda yaşayan konargöçerlerin en önemli ticari faaliyeti hayvancılıktı.
VAKIF SİSTEMİ

Nûreddin Mahmud Zengî

Nûreddin Mahmud Zengî

Nûreddin Mahmud Zengî (Arapçaنور الدين محمود زنگي, Şubat 1118, Musul - Mayıs 1174, Şam), Büyük Selçuklular'ın Haleb Atabeyi.

Örnek Hayatı

Zengî hanedanının bir üyesi olan Nûreddin 1118 yılında dünyaya geldi. 1146 yılında babası I. İmâdüddin Zengî'nin ölümü üzerine devlet eski Türk geleneklerine göre varisler arasında bölündü, bu paylaşım sonunda Musul Seyfeddin Gazi'ye bırakılırken, Nûreddin Mahmud'a da Haleb ve çevresi bırakıldı. 1150 yılında Türkiye Selçuklu Sultanı I. Rükneddin Mesud'un kızıyla evlendi. Oğuzların Avşar boyundandır.

Hindistan Türk Devleti ( Delhi Türk Sultanlığı )

Hindistan Türk Devleti (Delhi Türk Sultanlığı) (1206-1413)
Bu siyasî teşekkül, Gur hükümdarı Muizz’üd-din Muhammed’in 1192’de Kuzey Hindistan’a vâi tayin ettiği Kutb’üd-din Aybeg tarafından kurulmuştur (1206). Daha vâli iken Aligarh’ı, Benares’i ve ünlü Bihâr kalesini ele geçirmiş olan Aybeg, Lahor ile Pencâb bölgesini de Tâc’üd-din Yıldız’dan aldı. 1210’da atından düşerek öldüğü zaman Bedâun’da damadı İl-tutmuş, Uc’da öteki damadı Kabaca, Bengal’de onun tâyin ettiği Kaymaz bulunuyordu. Aybeg’in erkek çocuğu yoktu. Şems’üd-din İl-tutmuş, bütün Kuzey Hindistan’ı elinde toplayarak “Şemsiyye” hânedânını kurdu (1211-1266). Devleti, Delhi başkent olmak üzere, büyük kısmı ile Pencâb’ı ve Multan’ı, Lahor’u, kuzeyde Gazne’ye kadar uzanan bölgeleri ihtiva ediyordu.  Moğollar’dan kaçan kalabalık Türk kitlelerini memleketine kâbul etmek suretiyle, Kuzey Hindistan’da Türk kültür hayatının devamını sağlayan İl-tutmuş, 1235 yılına kadar Bengal, Gwalior’dan başka Uccayn’ı da kendine bağladı ve Halife kendisini “Hindistan Sultanı” olarak tanıdı (1229). Ölümü (1236)’nden sonra, kabiliyetsiz oğlunun yerine, kızı Raziyye, Sultan oldu (1236-1239).