Helal Kazancın Önemi

İnsanın mutlu olabilmesi için yüce dinimiz, hayatımızın tüm boyutlarıyla ilgili düzenlemeler yapmıştır.
Helal kazanç ise; dinimizin meşru gördüğü çerçeveler içerisinde elde edilen gelir ve bu gelirle kazanılan rızık demektir. Eğer yaptığımız iş, davranış, söz, yenilen-içilen şeyler helal dairesinin dışında ise haramdır. Haram; yasak anlamına gelir. Dinimize göre yapılması kesin bir delille ve açık bir şekilde yasaklanan fiiller haram kapsamında değerlendirilir.
Dinimiz İslamın yaşamış örneği olan Peygamberimiz 
 “Hiçbir kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allah’ın Peygamberi olan Davut da kendi elinin emeğini yerdi."                                                                                 
Kaynak: Buhâri, Büyu, 15.         sözleriyle kişinin helal yolda çalışmasının önemine işaret etmiştir.
Helalinden  kazanmak için çalışmak da ibadet olmakla birlikte bu durum farz olan namaz,
oruç ve hac gibi özel ibadetler ile karıştırılmamalıdır.Onlar da yapıldığında bu çalışma ibadet sevabı kazandırır. Nitekim Cenab-ı Allah , Nûr suresi, 37. ayette:
 “Onlar ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten   alıkoyamadığı insanlardır...”
 buyurarak bu duruma dikkat çekmiştir.
Helal olanın emredildiğini, haram olanınsa nehyedildiğini; helalin bolluğa, berekete,
rahmete, salih amellere ve cennete götüreceğini; haramın darlığa, yokluğa, sıkıntılara, günahlara
ve cehenneme sevk edeceğini unutmamalıyız.

Osmanlı Askerî Teşkilatının Kurulma Süreci




Performans Ödevleri:
1.Alperenlik nedir? Araştırınız?
2.Alperenlerin savaş sahnesini çiziniz.
3.Bu sayfada yer alan anahtar kelimelerle grafik hazırlayınız.Dijital ortamda ya da resim kağıdında olabilir.

I.Devletleşme Sürecinde Osmanlı Savaşçıları
Osmanlı Beyliği'nin ilk askerî güçleri,
A. Osman Gazi'ye bağlı aşiret birlikleri. Bunlar   Osmanlı Beyliği aşiret güçleri, ücretli savaşçılar ve bağlı aşiretlerin güçleriydi.
Dezavantajları: 
1.Vaktinde savaşa gelememeleri.
2.Uzun kale kuşatmalarına dayanamamaları.
B. Derviş Gaziler ( Abdalân-ı Rum,Gaziyân-ı Rum ve Ahiyân-ı Rum).Gaza yanında belirli sistem dahilinde imar ve iskân da yaparlardı.Uç kuvvetleri de denilirdi.Misal: Abdal Musa,Selahaddin Buharî,Abdal Murad, Alaca Hırkalı,Karaca Ahmed ve Barak Baba.

Alplık: Türklerde eskiden beri yiğitlik ve cesaret gösteren askerlere verilen bir unvandı. Misal: Alp Er Tunga,Alp Arslan.
 Şartları
1.İyi bir at,kılıç,yay,süngü ve kaliteli bir zırha sahip olmak.
2.Cesur,azimli,güçlü ve güvenilir  bir insan olmak.
3.Ulema mensuplarının katıldığı bir istişare meclisi kurup, her işte onun kararlarına göre hareket etmek.
Misal:Turgut Alp,Konur Alp,Saltuk Alp ve Hasan Alp.

II.İlk Düzenli Osmanlı Ordusunun Kurulması
Orhan Gazi, Bursa  fethinden sonra aşiret kuvvetlerinin dezavantajlarını görüp düzenli bir ordu kurmaya karar verdi.
1000 yaya ve 1000 atlı askerle ( müsellem adlı) ilk düzenli ücretli asker ve ordu oldular.
Ücret seferde bizzat verilir, barışta ise verilen arazide tarımla geçimlerini sürdürürlerdi ve belirli vergilerden muaf tutulurlardı.
Düzenli ordu fetihleri hızlandırdı.
Yaya  ve  müsellemler XV.yüzyıl ortalarına kadar savaştılar. XV.yüzyılda Kapıkulu Ocakları ( Yeniçeriler diye bilinir) kurulunca geri hizmete alındılar.

İslam Ekonomisinin Ahlakî Temelleri

İktisat kelimesi, orta yolu tutmak, aşırılıklardan uzak ve tutumlu olmak anlamına gelir. Ekonomik faaliyetin sınırsız bir şekilde yapılamayacağını, ahlaki esaslar çerçevesinde yapılması gerektiğini ifade eder.
Hiçbir  sınır tanımayan, bireyci, hazcı ve savurgan bir ekonomik tutum sergilemek özgür iradeyle açıklanamayacağı gibi tevhid inancıyla da bağdaşmaz.
İslam ekonomisinin ahlaki temelleri:
1.Tüm ekonomik faaliyetlerinde helal kazanç ilkesine göre hareket etmek.
2.Kişinin kazancından infak etmesi.
3.Kul hakkına  riayet etmesi.
4.İşçinin işini en güzel şekilde yapması.
5.İş verenin ise işçisinin haklarını gözetmesi.
6.Kanaatkârlık:Helal dairede kazancını yeterli görmek.
7.Cömertlik:kişinin sevgisini, şefkatini, bilgisini, zamanını ve servetini paylaşması.
8.Tasarruf:Bir şeyi idareli ve dikkatli kullanma anlamına gelir.
9.İhsan:İyi ve güzeli tercih ederek, Allah’ın (c.c.) onu her an gördüğü bilinciyle yaşayıp .davranışlarını, eylemlerini ve niyetlerini  devamlı olarak gözden geçirerek ve bunların sonuçlarını değerlendirmeye verilen isimdir.

Îsar: Müslüman kardeşini kendine tercih ederek fedakârlıkla vermek anlamına gelir.
Peygamberimiz “Müslüman olan, kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah’ın
verdiklerine kanaat eden kimse kurtuluşa ermiştir.”Müslim, Zekât, 125. güzel sözüyle bize kanaatin önemini anlatmıştır.
Cenab-ı Allah Furkân suresi, 67. ayette “Onlar, harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” buyurarak harcamada dengenin nasıl olması gerektiğini belirtmiştir.

Ankara Savaşı ve Fetret Dönemi


 Performans Ödevi: Timur -Yıldırım Bayezid Mektuplaşma / Karşılaşma  Tiyatrosu veya Ankara Savaşı sebep ve sonuçlarını resim kağıdı veya A3 kağıt üzerinde grafik olarak göstermek.

Timur (1370-1405), devleti İtil (Volga)’den Hindistan’da Ganj nehrine, Tanrı dağlarından İzmir ve Şam’a kadar genişletti.  1371 ve 1379 yıllarındaki iki seferi ile Harezm’i, 1389’a kadar 5 seferi ile Uyguristan’ı (Turfan, Karaşar), 1401’e kadar 4 seferi ile Irak ve Güney Anadolu’yu, 1391-1398 arasındaki 5 seferi ile Toktamış’ın Altun Orda Hanlığı’nı, 1398-1399 seferleri ile Hindistan Delhi Sultanlığı’nı 1401-1402’de Suriye’yi, 1402’de Ankara Savaşı sonunda Osmanlı Devleti’ni parçaladı. Çin’i zapta giderken yolda hastalanarak öldü (1405).
Kaynak: Timurlular Devleti
Timur'un Altın Orda Hanlığının parçalanması sonrasında güçlenen Moskova Knezleri zamanla güçlenerek güçlü Rusya'yı ortaya çıkarmışlardır.
Ankara Savaşı (1402)
Nedenleri:
1. Timur’un doğu seferi öncesinde arkasında Osmanlı Devleti gibi güçlü bir devlet bırakmak istememesi.
2. Her iki hükümdarda da bulunan “cihan hakimiyeti” düşüncesi.
3. Topraklarını sürekli genişleten iki devletin birbirine komşu olması.
4. Her iki devlete sığınan beylerin ve eski hükümdarların Timur ve Yıldırım Bayezid'i  kışkırtmaları.
Sonuçları:
1. Anadolu Türk birliği bozuldu. Beylikler yeniden kuruldu.
2. Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirdi.
3. Yıldırım’ın oğulları arasında taht kavgası başlamış ve Osmanlı Devleti “ Fetret Devri’ne” girmiştir.

4. Bizans yıkılmaktan kurtuldu ve batıda fetihler durdu.
Fetret Devri(1402 – 1413)
     Ankara Savaşından sonra Osmanlı Devletinin başsız kalması nedeniyle şehzadeler arasında hükümdarsız geçen bu devreye “ Fetret Devri” denir. 
1.Anadolu'daki toprakların büyük kısmı kaybedildi.
2.Bizans,Venedik,Ceneviz,Sırp ve Bulgarlara tavizler verilmek zorunda kalındı.
3.Balkanlarda önemli bir toprak kaybı yaşanmadı.
     Bu dönemde Rumeli'de pek fazla bir kayıp olmamasının temel sebebi Osmanlı Devletinin iskân politikası ve adaletli yönetim anlayışıdır.
Mehmed Çelebi Dönemi
    Yıldırımın oğulları; İsa, Musa, Süleyman ve Mehmet Çelebi arasındaki taht kavgasını Mehmet Çelebi kazandı ve tek başına Osmanlı padişahı oldu.
Onun temel politikası dışta barış içerde ise Ankara savaşı ile bozulan Anadolu Türk Siyasi Birliğini yeniden sağlamaktı.
Anadolu'da Yapılan Faaliyetler
1.Aydınoğullarından İzmir’i aldı.
2.Ardından Karamanoğullarından Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir’i aldı. 
3.Menteşeoğulları ve Tekeoğulları Osmanlı Devletine bağlılıklarını bildirdiler. 
4.Saruhanoğullarından Samsun’u aldı. 
5.Böylece Akkoyunlular ve Karakoyunlular ile komşu oldu
Şeyh Bedrettin İsyanı
  Musa Çelebi'nin Rumeli'de şeyhülislâmlığını yapmış olan Şeyh Bedrettin, Musa Çelebi taht mücadelesini kaybedince görevden alındı. Çok geçmeden devlete karşı isyan için teşkilatlanmaya başlayıp bağlılarından Börklüce Mustafa Karaburun’da, Torlak Kemal de Manisa’da devlete karşı isyan ettiler. Ayaklanmalar bastırıldı ve Şeyh Bedrettin dahil diğer isyancılar idam edildi.
II.MURAT DÖNEMİ
1.Osmanlı aleyhine çalışan İstanbul'u kuşattı.
2.Germiyanoğulları,     Menteşeoğulları       ve  Candaroğulları Osmanlı'ya saldırınca kuşatmayı kaldırdı ve onlara savaş açtı.
3.Menteşeoğullarına son verdi (1425).
4.Karamanoğullarını da yendi. Onlar af diledi ve varlıkları devam etti.
5.Aydınoğlu Cüneyt Bey idam edildi(1425). İzmir alınarak bölgedeki Aydın, Menteşe ve Teke beyliklerine son verildi.
6.Germiyanoğulları toprakları vasiyet yoluyla Osmanlı Devletine kaldı (1429). 

7.Candaroğulları , Osmanlı'ya tabi olmayı kabul ettiler(1424).

II. MURAD DÖNEMİ’NDEKİ KÜLTÜREL GELİŞMELER
II. Murad , bilinçli bir Türkçeciliğe sahip olup, Türkçenin gelişmesi için tedbirler almıştır.
II. Murad Dönemi’nde, âlim ve şairlerin çoğu, eserlerini Türkçe yazmışlardır.
Danişmendnâme (Türklerin Anadolu’yu fethini anlatan destan) yi yeniden yazdırdı. Kâbûsnâme adlı eseri Türkçeye tercüme ettirildi. Yine Osmanlı şiir mecmualarından olan Mecmûatü’n-Nezâir de II. Sultan Murad’a adandı. 
II. Murad Dönemi’nde bilimsel ve kültürel çalışmalara verilen destek sayesinde Azerbaycan, Türkistan ve Arap Yarımadasından tanınmış birçok şair ve yazar Edirne ve Bursa’ya gelerek yerleşti.
Döneminde birçok eserin yapılmasına öncülük ettiği için Ebü’l-Hayrat diye anıldı.
Örnek:Bursa Muradiye Cami ve Edirne Muradiye Camii.
Sultan İkinci Murad, Ankara civarında Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı büyük köprünün geçiş ücretini Mekke ve Medine’deki yoksullara gönderilmek üzere vakfetmiştir.. 
Yine her yıl Surre-i Hümayun denen özel memurlar ve hacılardan meydana gelen bir alayı Kâbe’ye göndererek, mukaddes yerlerin bakım ve tamirini yaptırmıştır.

ANADOLU'DA TÜRK SİYASÎ BİRLİĞİ SAĞLANIYOR

Orhan Bey Dönemi
Karesioğulları Beyliğinin Alınması
Nedeni: Karesioğulları Beyliğindeki taht kavgaları
Sonuçları: 
1.Osmanlı donanmaya ve deniz gücüne sahip olmuştur.
2.Karesi devlet adamları kadrosu Osmanlı hizmetine geçtiğinden Osmanlı Devlet kadrosu güçlenmiştir.
3. Osmanlı, Anadolu Türk siyasi birliği yolunda ilk adımı atmıştır.
1.Murat Dönemi
  • I. Murat döneminde, Anadolu Türk birliğini sağlamada barışçı bir politika izlendi.
  • Germiyanoğlu Süleyman Şah, I. Murat'ın oğlu Bayezit'le kızını evlendirdi.  Bu evlilikle Kütahya, Tavşanlı, Emet ve Simav'ı çeyiz olarak Osmanlılara verdi.
  • I. Murat Hamitoğulları'ndan da Akşehir, Isparta, Yalvaç, Beyşehir ve Seydişehir para karşılığı satın aldı.

Yıldırım Bayezid Dönemi

  • Anadolu Türk birliğini sağlamak için yapılan faaliyetler, Yıldırım Bayezid döneminde hızlandı. Bu dönemde Türk birliği savaş yoluyla sağlanmaya çalışıldı.
  • Bu amaçla, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Germiyanoğlulları, Karamanoğulları, Hamitoğulları, Eretna Beyliği ve Candaroğulları'nın Kastamonu kolu Osmanlılara katıldı. Böylece Anadolu Türk birliği büyük ölçüde sağlanmış oldu.
  • Yıldırım Bayezit, 1399'da Memluklere bağlı olan Dulkadiroğulları Beyliği'nden Malatya, Besni, Darende ve Elbistan'ı alarak sınırlarını, Orta Fırat'a kadar genişletti. Bu durum,  Osmanlı Devleti ile Memlukluların arasını bozdu.

Sosyal Hayatı Olumsuz Etkileyen Bazı Etkenler-3

5.Yaralama ve Öldürme
İslam dini,yeryüzünde güven ve huzur ortamı oluşturmak için can, mal, akıl, nesil ve dinin korunmasını en temel hak saymıştır. İşte bu yaralama ve öldürme bunlardan can hakkının ihlalidir.
Yaralama, kasten veya kazaen meydana  gelebilir.Tedbirsizlik,trafik kazaları,alkollü araç kullanımıyla ve  işyerinde iş güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle oluşan yaralanmalar da bunlardandır.Bu da bir can hakkının ihlalidir
Cenab-ı Hak, Mâide suresi, 32. ayette “… Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur…” buyurarak öldürmenin ne kadar kötü ve can kurtarmanın ne kadar iyi olduğunu göstermektedir.
6. Zina
Zina, evlilik bağı olmaksızın iki kişinin gayrimeşru ilişki kurmalarına denir.
Cenab-ı Allah, İsrâ suresi, 32. ayette “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” buyurarak bu çirkin işi kesinlikle yasaklamıştır.
Ailenin huzuru için en önemli dayanak noktası eşlerin birbirlerine olan sadakatleridir.Bu sadakatsizliğin en bariz göstergesi  zinadır.Zina, nesli ve aile yapısını bozan gayri ahlaki bir davranıştır. Ayrıca bu davranış aile ve toplum ahlakını çökertmekte, psikolojik huzursuzluklara ve sosyal dengesizliklere sebep  olmaktadır.
7. Alkol ve Madde Bağımlılığı
Akıl, iyi ile kötüyü ayırt etmemizi; irade ise  iyi veya kötüden birini seçmemizi sağlar. İslam’da akıl, can, nesil, mal ve din korunması gereken temel değerlerdir.
Cenab-ı Hak, Mâide suresi, 91. ayette "Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?" buyurmakta. 
Dinimizin yaşamış pratik örneği Peygamber Efendimiz de" İçki,bütün kötülüklerin anasıdır." (Nesai, Eşribe, 44.) buyurarak bu konuda bize yol göstermektedir.
Alkol ve madde bağımlılığı sonucunda bireyde stres ve kaygı seviyesi yükselir, akıl ve irade sağlıklı bir şekilde kullanılamaz hale gelir.
Alkol; trafik kazalarına,aile içi  şiddete yol  açtığı gibi üretkenliğimizin ve yeteneklerimizin de körelmesine sebep olur.

Rumeli'de Genişleme



İsteğe bağlı  performans ödevi : Yahya Kemal Beyatlı'nın Akıncılar şiirinin  güzel bir şekilde okunması veya İskân Sisteminin araştırılması.
Rumelide İlk Toprak Parçası (1353)
Nedenleri:
1.Bizans İmparatoru’nun Sırplar ve Bulgarlar karşısında Osmanlıdan yardım istemesi 
2. Bizans İmparatorunun taht kavgalarında Osmanlıdan yardım istemesi
Sonuçları:
1. Osmanlı Bizansa yaptığı yardımlar karşılığı Çimpe Kalesini almıştır(1353)
2.Osmanlı, Rumeliye yapacağı seferlerde önemli bir askeri üs elde etmiştir.
3.Rumelide ilk toprak parçası ele geçirilmiştir.
Orhan Gazi’nin oğlu Şehzade Süleyman Paşa ise Bizans’taki otorite boşluğundan faydalanarak Lüleburgaz,Gelibolu, Tekirdağ, Malkara, Keşan ve Çorlu’yu ele geçirdi. Hedef:Bizans'ın batıyla bağlantısını kesmekti.
Bizans'la Antlaşma(1357)
Sebepleri:
1.Orhan Bey'in on iki yaşındaki oğlu Halil'in Foçalı Rumlarca  kaçırılması.
2.Rumeli Fatihi Şehzade Süleyman Paşa'nın vefatı.
Sonuç: Osmanlı- Bizans arası sükunet yaşandı.
Buraya kadar ilişkiler çatışma ve uzlaşma şeklinde olmuştur.
Yıldırım Bayezid Dönemi Osmanlı-Bizans İlişkileri
Hedef: Osmanlı  toprak bütünlüğü
Olay:İstanbul Kuşatmaları.
A.Kuşatma için Anadolu Hisarını yaptırdı(1391) ve kuşattı.
B.İlk kuşatmayı Niğbolu Savaşı nedeniyle kaldırdı(1396).
C.1402'de  İstanbul'u ikinci kez kuşattı.
D. İkinci kuşatmayı ise Timur tehlikesi nedeniyle kaldırdı.
E.Bizansla  antlaşma imzalandı.
Sonuç:
1. Bizans,İstanbul'da Türk Mahallesi,camii ve Türkler için Türk Kadıyı kabul etti.
2.Bizans,Osmanlı'ya yıllık vergi vermeyi kabul etti.
3.Osmanlı'nın Bizans karşısında siyasî üstünlüğü oluştu. 
Osmanlı Devleti'nin Rumeli ve Balkanlar'da Hakimiyet Kurmasındaki  Etkenler
A.1.Murat  döneminde Balkanların kapısı olan Edirne'nin fethi(1363).
B.Balkanlardaki krallıkların ve feodal beylerin kendi aralarındaki mücadeleleri.
C.Katolik,Ortodoks ve Bogomil hristiyan mezhepleri arasındaki mücadeleler.
D.Büyük  veba  salgını
E.Akıncı uç beyleri  ve kumandanları
F.Şeyhler ve dervişler.(Bkz.Prof.Dr.Ö.L.Barkan Kolonizatör Türk Dervişleri makalesi)
G.Ahiyân-ı Rum ( Müslüman Türk Esnaf Teşkilâtı).
H.Baciyân-ı Rum (Üretim,İskân ve İrşad faaliyeti yapan Müslüman Türk Kadınları Teşkilâtı).
Akıncılar
 Kimlik: Sınırlardaki hafif süvari birlikleri olup hem güvenliği sağlar, hem de sınır ötesine akın yaparlardı.Misal:Evrenos Bey,Hacı İlbeyi,Mihal Bey.
 İşlev: Hizmetleri karşılığı toprak verilir. Bununla imar ve iskân sağlanırdı.
 Yapılan Savaşlar
1.Murat döneminde  Haçlılarla Çirmen,1.Kosova savaşları yapıldı ve kazanıldı.
Yıldırım Bayezid döneminde bütün(İng.Fr.Alm.dahil) haçlılarla Niğbolu Savaşı yapıldı ve kazanıldı(1396).
II.Murat döneminde Varna Savaşı ve II.Kosova Savaşıyla (1448)Osmanlı'nın Balkan hakimiyeti  kalıcı hale geldi.




SOSYAL HAYATI OLUMSUZ ETKİLEYEN BAZI ETKENLER -2

3.TECESSÜS VE MAHREMİYET İHLALİ
“Hiç kimsenin izinsiz olarak bir başkasının evinin içine bakması helal değildir.
Eğer bakarsa (eve) girmiş demektir...” (Tirmizî, Salât, 148.)
Tecessüs, bir kimsenin özel durumunu merak edip öğrenmek için onun bilgisi ve rızası
dışında gizlice araştırma yapmaktır. 
Dinimizde insanların özel hayatlarının araştırılması ve ifşa edilmesi yasaklanmıştır.
İslam bu mahremiyeti korumak için bazı kurallar ortaya koymuştur. Tessettür de bu kurallardan biridir.Nûr suresi, 30-31. ayetlerde  tesettür emredilmektedir.
Mahremiyet ihlali,aynı zamanda  Özel ve resmî kurumların gizli bilgilerini araştırmak, bu bilgileri başkalarıyla paylaşmak hatta bunlardan maddi kazanç elde etmek de tecessüs ve mahremiyet ihlalidir ve hukuki sonuçlar doğurur.

4.Fitne, Fesat ve Terör
Fitne, bozgunculuk, karışıklık ve kargaşa çıkarmaktır.
Fitne, dinimizde  büyük günahlardandır. Hatta öldürmekten bile daha kötü görülmüştür.
Nifak; içi dışı bir olmamak, iki yüzlü olmak demektir. Münafık, bir yüzüyle doğruluktan, adaletten söz ederken diğer taraftan bozgunculuk  ve yalan üzere planlar yapmaktadır.
Münafıklar, inanmadıkları halde inanmış gibi görünürler. Asıl niyetleri ise Müslümanların aralarını açmak, onları birbirine düşürmek ve böylece toplumda huzursuzluk ortamı oluşturmaktır.
Yüce Allah Hucurât suresi, 6. ayette “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
 buyurarak toplumsal ilişkilerimizin fitneye kurban edilmemesi gerektiği konusunda bizleri uyarmaktadır.
Fesat, toplumda yerleşmiş olan doğru inanç, düşünce ve düzenin bozularak yalan, yanlış
ve olumsuz propagandayla hak ve adaletin ortadan kaldırılması, toplumda kargaşanın hâkim olmasıdır.Fesat çıkaranlar değerlere, örf ve âdetlere saldırarak toplumda ahlaki bir yozlaşma oluşturmaya çalışırlar.
Terör; etrafa korku salmak, öldürmek, yaralamak, tahrip etmek suretiyle toplumun can, mal
ve namus güvenliğini tehdit etmektir.
İslam, getirmiş olduğu inanç ve ahlak sistemine karşı düşmanca tavır almaya müsaade
etmediği gibi yeryüzünde fesat çıkararak toplum düzeninin bozulmasına da izin vermez.

AŞİRETTEN BEYLİĞE




BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI DEVLETİ KRONOLOJİSİ(1302-1453)

(1302)   Koyunhisar Muharebesi
(1326)   Bursa’nın   Fethi   
(1329)   Palekanon   Muharebesi
(1331)  İznik’in   Fethi
(1337)   İzmit’in   Fethi 
(1345)   Karesi   Beyliği’nin   alınması 
(1353)   Çimpe   Kalesi’nin   alınması 
(1363)   Edirne’nin Fethi
(1371) Çirmen Muharebesi 
(1389) I. Kosova Muharebesi
(1396) Niğbolu Muharebesi
(1402) Ankara Savaşı
(1402-1413)Fetret Devri   
(1444) Varna  Muharebesi
(1448)  II.Kosova Muharebesi
 

XIII. YÜZYIL SONLARINDA  ANADOLU VE ÇEVRESİ
A) Anadolu ve Çevresi
1)Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ savaşı yenilgisinden sonra yıkılma dönemine girmiş, Moğol( İlhanlılara bağlı) duruma gelmişti.  Bu siyasi boşluk ortamında Anadolu da çok sayıda Türk Beyliği kuruldu.
2) A.Bizans(Doğu Roma İmp.)
      13. yüzyıla girildiğinde sınırları (Marmara Bölgesi ve kısmen Balkanlar) küçülmüş, eski askeri ve ekonomik gücü kalmamıştı. Taht kavgalarının  etkisiyle  istikrarsız bir dönemi yaşıyordu. 
     B.Trabzon Rum İmparatorluğu:
IV. Haçlı seferi sonrasında  Trabzon ve çevresinde kurulmuştu. 13. yüzyılda İlhanlı baskısı altındaydı ve etkisizdi.
3) İlhanlı Devleti(1256-1336)
Cengiz İmparatorluğunun parçalanmasıyla İran'da kurulan Moğol devletidir. Dönemin  güçlü devletlerindendir. Ayn-ı Calut Savaşı'nda Memlûkler karşısında ağır bir yenilgi aldılar.
4)Memlûk Devleti (1250-1517)
Haçlılara ve Moğollara karşı başarılı savaştılar.Moğolları yenen ilk Müslüman Devlettir.Mısır,Suriye,Hicaz ve çevresine egemen oldular.
5) Altın Orda Devleti(1227-1395)
Cengiz İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Karadeniz'in kuzeyinde kurulan Moğolların Müslüman Torunları ve Kıpçak Türklerince kurulmuştur. İç karışıklıklar ve benzeri sebeplerle yıkılmıştır.
B) BALKANLAR VE AVRUPA 

1)Balkanlar

  Sırp Krallığı,Bulgar Krallığı, Macar Krallığı,  Arnavutluk Krallığı, Bosna Prensliği, Eflak Voyvodalığı,Boğdan Voyvodalığı, Erdel beyliği.
Sırpların ve Macarların yayılmacı faaliyetleri vardı.
2) Avrupa
İtalya'da Venedik ve Ceneviz devletlerinin Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de ticaret kolonileri vardı. Avrupa'nın en büyük gücü Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'ydu. Doğu Avrupa'da Macaristan,Lehistan krallıkları ve Moskova Knezliği vardı.Macarların yayılmacı faaliyetleri vardı.
Batı Avrupa'da Fransa,İngiltere ve Benî Ahmer İslam Devleti (İspanya) vardı.
İngiltere-Fransa arasında Yüzyıl Savaşları vardı.


OSMANLI BEYLİĞİ'NİN KURULUŞ  SÜRECİ


Osmanlı Beyliği Kuruluş Dönem

Osmanlı Devleti'nin Büyümesinin Nedenleri
  1. Coğrafi konumu: Bizans sınırında bir uç beyliği olması. Bu durum Anadolu’ya gaza ve cihat yapmak için gelen Türkmenlerin Osmanlıya katılmalarını sağlamıştır.
  2. Gaza ve cihat politikası.
  3. Bizans’ın durumu: Bu dönemde Bizans eski gücünü kaybetmiştir. Merkezi dinlemeyen tekfurların halka iyi davranmaması.
  4. Balkanların durumu: Pek çok milletin birbiriyle mücadele ediyor olması. Siyasi ve dini birliğin olmaması.
  5. Anadolu’daki Türk beyliklerine karşı barışçı bir politika izlenmesi.
  6. Merkezi otoritenin güçlü tutulması. İdarenin tek elde toplanması.
  7. Devlet yöneticilerinin iyi eğitim almış ve üstün niteliklere sahip olmaları.
  8. Fethedilen bölgedeki halka adil davranmaları
  9. Fethedilen bölgelere Türklerin iskân edilmesi.
  10. İngiltere ve Fransa arasında Yüzyıl Savaşlarının olması
  11. Anadolu Selçuklu devlet adamlarının ve fethedilen beyliklerin yöneticilerinin Osmanlıya katılması.
  12. Ahiler ,gaziler,dervişler ve Baciyan-ı Rum(Müslüman Türk Kadınlar teşkilatı) gibi çeşitli toplum kesimlerinin desteği.

Osmanlı  Soyu

24 Oğuz boyundan biri olan Bozokların Günhan Soyunun Kayı boyuna mensupturlar.

Osmanlı Devletinin Kuruluşu 

Kayı boyundan olan  Ertuğrul Gazi yönetimindeki aşiret , Malazgirt Savaşından sonra şu yerleşim sırasını  takip etmiştir.                                                                                                                              
Ahlat--->Karacadağ(Ankara)---->Söğüt(kışlak)/Domaniç(Yaylak)

Osmanlı Başkentleri

Bilecik-->Yenişehir-->Bursa-->Edirne-->İstanbul
Ertuğrul Gazinin 1281 deki vefatından sonra Osman Bey,beyliğin başına geçmiştir.


1-Osman Bey (1302 – 1324)
Osmanlı Beyliğinin kurucusu ve bağımsız hale getiricisi  olan Osman Gazi  Bizans’la mücadeleye girerek Bilecik, Yarhisar, İnegöl ve Karacahisar’ı ele geçirmiştir.
Koyunhisar Savaşı (1302):
Nedeni:   
1.Bizans Tekfurlarının Osmanlı Devletini  bölgeden çıkarmak istemeleri
Sonuçları:
  1. Bizans’la yapılan ilk büyük savaştır. 
  2. Bizans ordusuyla değil Bizans tekfurlarıyla  yapılmıştır.
  3. İznik ve çevresinin yolu Osmanlıya açılmıştır
  4. Osmanlı  Devleti, bağımsız bir devlet haline gelmiştir.
Dönemin genel özellikleri :
  1.  İlk bakır para Osman Bey zamanında bastırılmıştır.
  2. Osman Bey’in başarılı olmasında Akçakoca, Konur Alp, Samsa Çavuş gibi Türkmen Gazilerinin rolü büyüktür.
  3. Osman Bey zamanında Bilecik ardından da Yenişehir başkent olmuştur.
  4. Osmanlı Devleti, bağımsız hale gelmiştir.

    Orhan Bey (1324 – 1362)
     Bursa'yı alarak burayı devlete başkent yaptı.

    • 1329 Maltepe (Palekenon) Savaşı'nda Bizans'ı yendi ve İznik, Gemlik ve İzmit'i fethederek Kocaeli yarımadasını Osmanlı hakimiyetine aldı.
    • Karasioğulları Osmanlı'ya bağlandı.
    • Böylece ilk defa bir beylik Osmanlı'ya bağlandı. Anadolu Türk birliği yolunda ilk adım atılmış oldu.
    • Osmanlı ilk defa deniz gücüne kavuşmuş oldu.
    • Bizans'taki iktidar kavgalarından yararlanan Osmanlı Beyliği, Rumeli'deki Çimpe Kalesi'ni aldı (1351).
    • Böylece Rumeli'de ilk toprak alınmış oldu.
    • Rumeli'de fetihlere devam edilerek; Gelibolu, Tekirdağ, Çorlu, Keşan, Malkara fethedildi.
    • Orhan Bey zamanında idari, adli, askeri, eğitim ve sosyal alanlarda teşkilatlanmalar yapılmıştır.

    Orhan Bey Dönemi'nde Devlet Teşkilatlanması Adına Yapılanlar

    • İlk divan teşkilatı kuruldu.
    • Yaya ve Müsellem adıyla ilk düzenli ordu kuruldu.
    • İlk medrese İznik'te açıldı.
    • İllere ilk defa kadılar ve subaşılar gönderildi.
    • İlk donanmaya sahip olunda ve Karamürsel'de ilk tersane kuruldu.
    • İlk defa vezirlik makamı kuruldu.

    Bütün bunlarla beylikten devlete geçiş sağlanmıştır.

    Bursa'nın Fethi


    Orhan Bey,babasının başlattığı Bursa kuşatmasını tamamlayıp  şehri fethetmiş ve  başkent yapmıştır.
    Sonuçları:
    1.Ekonomik  açıdan güç kazanıldı.
    2.İmar ve iskânla şehir Türk ve İslam karakterini kazandı.
    3.Marmara'nın güneyinde Bizans hakimiyeti sona erdi.
    Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329):

    Nedenleri: 
    1.Osmanlı Devletinin İzniki  kuşatması
    2.Bizansın Osmanlı Devletini Marmara Bölgesinden çıkarmak istemesi
    Sonuçları
    1.Bizans,Osmanlı için bir tehlike olmaktan çıkmıştır.
    2.Osmanlı Devleti, İznik fethine devam etmiştir.
    3.Kocaeli Yarımadasının tamamı Osmanlı  Devletinin eline geçmiştir.

    İLK ÇAĞDA BAŞLICA MEDENİYET HAVZALARI


    1.Mezopotamya
    A. Genel olarak:Ulaşım, mimarlık, madencilik, çömlekçilik, dokumacılık, çiftçilik , kanal yapımında, tarım,matematik ve geometride gelişmişlerdir.
    B.Sümerler: Çivi Yazısı icadı,Zigguratlar, astronomi ve ilk yazılı kanunlar.
    C.Babiller: mimari,Hammurabi Kanunları.
    D.Asurlular: ticarî koloniler,Anadolu'ya yazı ve tarihî çağların getirilmesi.
    2.İran
    A.Satraplık denilen eyalet sistemi.
    B.Posta teşkilatı.
    C.Kral yolu ( Sardes'ten  Sus'a kadar).
    3.Hint
    A.Matematikte sıfırı (0) keşfettiler. Ancak sayı olarak kabul etmediler.
    4.Çin
    A.Barut,pusula,kağıt,matbaa aletleri.
    B.Güneş lekeleri
    C.Geleneksel tıbb( akupunktur v.b.)
    5.Ege Yunan
    A.Seçim,cumhuriyet ve demokrasi.
    B.Botanik, zooloji ilimlerinin temeli
    C.Miletli  Thales (Tales) ve Pythagoras (Pisagor); matematik, astronomi  ve felsefe alanında çalışma
    6.Anadolu 
    A.Hititler: Pankuş Meclisi,Tavananna Kraliçesi,Hitit kanunları ( Özellikle Kadın hakları alanında),Anallar( Tarafsız Tarihçilik).
    B.Lidyalılar: İlk Madeni Para
    C.Frigler:Tarım,dokumacılık ( özellikle Tapates adlı halı ve kilimler)
    D.Urartular:Taş İşçiliği,Madencilik
    7.Mısır 
    A.Geometri,piramitler,mimarî,astronomi,güneş takvimi ve tıp
    8.Doğu Akdeniz
    A.Fenikeliler: Kolonicilik , ekonomik ve kültürel etkileşim,gemicilik,ticaret,Fenike Alfabesi.
    B.İbraniler: Tek Tanrılı Din.

    Sosyal Hayatı Olumsuz Etkileyen Bazı Etkenler -1

    1.Ahlakî  Yozlaşma
           Ahlak kelime anlamı olarak huy, mizaç ve karakter demektir. Kavram olarak ise insanın bir amaca yönelik kendi arzusuyla iyi davranışlarda bulunup kötülüklerden uzak durmasıdır.
          Ahlaki yozlaşma, kişinin ve toplumun yavaş yavaş iyi ve güzel davranışlardan uzaklaşmasıdır. Bunun sonucunda  dinî ve ahlaki değerlerin bozulduğunun bile farkına  varılmaz hale gelinir.
        Peygamberimiz :  “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”  (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 1)                           diyerek dinimizde güzel ahlakın yerini bize göstermiştir.
          Rabbimiz, Ankebût suresi, 45. ayette ".. Muhakkak ki namaz  hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar..."  diyerek ibadetlerin güzel ahlakla olan ilişkisini ortaya koymaktadır.
        Günümüzde sosyal medya ve televizyon yoluyla ahlaki yozlaşma insanların gereksiz ve ahlaksız işlere yönlendirilmesi tarzında ahlakı yozlaştırmaktadır.
             Ahlaki yozlaşmanın temelinde insan iradesinin iyi ve doğruyu seçmek yerine nefsine boyun eğmesi ve zamanla onun sınırsız arzularının esiri durumuna düşmesi yatmaktadır. Bunun oluşturduğu olumsuz davranışlar,  ancak Allah’a (c.c.) tam bir bağlılık ve ahlakî ilkelerin hayatın merkezine alınmasıyla aşılabilir.
    2.Yalan ve Hile       
            Yalan, ahlakî  yozlaşmayı sağlayan başlıca etkenlerdendir. Nitekim Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de 
     Hac suresi, 30. ayette “...Yalan sözden sakının” buyurarak insanların yalandan kaçınmalarını istemiştir. 
             Her alanda bize örnek olan Peygamber Efendimiz “Doğruluk hayra ulaştırır, hayır da cennete. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (dosdoğru)  diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkarır. Yoldan çıkmak da cehenneme sürükler. Kişi yalancılığı  kendine yol edinince Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye kaydedilir.” (Buhârî, Edeb, 69.) diyerek yalancılığın ne kötü bir yol olduğunu bize anlatmıştır.
           Hile, gerçeği gizleyerek çıkar sağlamak amacıyla yapılan ve yalanı da içine alan bir hastalıktır.Bu noktadan ahlakî  yozlaşmanın temel etkenlerindendir.Dinimiz hilenin her çeşidini yasaklamıştır.
        Sevgili Peygamberimiz   “Bizi aldatan bizden değildir.”(Müslim, İman, 43) buyurarak Müslüman toplumun bir üyesi olabilmeyi, yalan ve hileden uzak durmaya ve dürüst olmaya bağlamıştır

    ANADOLU’DA MOĞOL İSTİLASI


    Anadolu Türk Beylikleri, düşmanlara (Haçlılar,Bizans ve Gürcüler) karşı birlikte hareket ederken ; hakimiyet alanlarını genişletmek için ise birbirleriyle mücadele etmişlerdir.
    Moğol Tehlikesi
    Yassıçimen Savaşı(1230)
    Nedeni:
    Harzemşahların Selçuklulara bağlı Ahlat’ı işgal etmeleri ve yağmalamaları.
    Savaş:
    İki devlet arasında Erzincan yakınlarında Yassı çemen Savaşı yapıldı.
    Sonuçları
    1-Bu savaşta yenilen Harzemşahlar bir daha toparlanamadılar. Celaleddin Harşemşah’ın ölümü ile bu devlet tarihe karıştı.
    2-Bu savaş Türkiye Selçukluları ile Moğollar arasındaki tampon bölgenin kalkmasına neden oldu.
    Sultan 1.Alaeddin Keykubad'ın doğudan beliren Moğol tehlikesine karşı aldığı tedbirler:
    1.Konya, Kayseri ve Sivas gibi doğu sınır şehirlerinin surlarını ve sınır kalelerini yeniden inşa ettirmiştir.
    2.Abbasi halifesine yardım için asker göndermiştir( 5000 kişi).
    3.Moğollara karşı ittifak arayışlarına girmiştir ( Eyyubiler,Harzemşahlar)
    4.Savaşı erteletmeye çalışmıştır.
    5.Devlet içinde otoritesini sağlamlaştırmak
    6.Ticarî faaliyetlere zarar veren Ermenileri itaat altına almak.


    Baba İshak İsyanı (1239)
    Sebepleri:
    1.Moğol baskısından kaçan Oğuzların Anadolu'ya yerleştirilmesinde sorunlar çıkması
    2. II.Gıyaseddin Keyhüsrev'in dirayetsiz yönetimi
    3.Türkiye Selçuklu Devleti'nin dine aykırı hareket ettiğini ileri sürmeleri
    Sonuçları :
    1. İsyan güçlükle bastırıldı.
    2. Türkiye Selçuklu Devleti güç kaybetti .
    3. Türkiye Selçuklu Devleti'nin ne kadar zayıf olduğu ortaya çıktığı için Moğollara saldırı için umut vermiştir.
    Moğollar Anadolu'da 


    Kösedağ Savaşı (1243)
    Sebepleri;
    1.Baba İshak İsyanıyla Türkiye Selçuklu Devleti'nin zayıf olduğunun ortaya çıkması
    2.Erzurum'un Moğollarca yağmalanması ve halkın katledilmesi
    Sonuçları:
    1.Türkiye Selçuklu ağır bir yenilgi almıştır.
    2.Türkiye Selçuklu Devleti, Moğollara tabi hale gelmiştir.
    3.Anadolu'da Moğol Dönemi başlamıştır.
    Not:Anadolu'da Moğol döneminde yönetim açısından büyük iç çekişmeler yaşanmıştır. 1277'de Vezir Pervane'nin çağrısıyla Anadolu'ya gelen Memluk Sultanı Baybars , Elbistan Savaşı'nda Moğolları ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Memluklar Mısır'a dönünce Moğollar da intikam için Anadolu'da 200.000 insanı katletmişler ve Vezir Pervane'yi de idam etmişlerdir.
    Moğol zulmüne karşı şeyhler ve dervişlerin isyan hareketleri de görülmeye başlamıştır. Örneğin Hatiroğlu Şerafeddin Bey’in 1276’daki isyanı.

    İKİNCİ BEYLİKLER DÖNEMİ

    Moğol istilası sonra Anadolu'ya gelen Türkmenler batıda Bizans ile doğuda Moğollar ile mücadele etmişlerdir.
    Moğollar Türkiye Selçuklu hakimiyetini bazı niteliksiz devlet adamlarından dolayı yıkmakta başarılı olmuşlarsa da Anadoluya hakimiyetlerini kabul ettirmekte karşılarında savaşçı ve dinamik Türkmenler olduğu için aynı ölçüde başarılı olamamışlardır.
    Türkmenler Kösedağ Savaşı'ndan sonra Karamanoğulları'yla birlikte yeniden beylikler olarak teşkilatlanmışlardır. Böylece İkinci Beylikler dönemi başlamıştır. XVII. yüzyılda Ramazanoğulları Beyliği'nin Osmanlı Devleti'ne katılmasıyla tamamen sona ermiştir. Karamanoğulları,Candaroğulları,Germiyanoğulları,Canikoğulları, Hamitoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Saruhanoğulları,Eşrefoğulları, Teke Beyliği, Karesioğulları, Eratnalılar,Dulkadiroğulları, Ramazanoğulları, Kadı Burhaneddin Devleti ve Osmanoğulları Beyliği gibi siyasî teşekküller oluşmuştur.
    Sonuçları:
    1. Türkiye Selçuklu Devleti'nin yıkılmasıyla oluşan siyasî boşluk doldurulmuştur.
    2. Moğol hakimiyetine karşı mücadele edilmiştir.
    3. Anadolu'da tam bir Moğol hakimiyeti engellenmiştir.
    Moğollar Sonrası Anadolu’da Mutasavvıflar
    Siyasî ve ekonomik düzenin bozulduğu bu ortamda tasavvufî akımlar oldukça etkili olmuştur. Mevlana Celaleddin-i Rumî, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre gibi mutasavvıflar yetişmiştir.

    Japonya'da Öğrenci Davranış Listesi

    Japonya'da her eğitim-öğretim yılı başında öğrenci verilerine okul idaresinin gönderdiği 15 maddelik liste
    1) Birisi konuşurken dikkatli bir şekilde dinle.
    2) İnsanlara selam ver, soruları açık bir şekilde ve duyulabilir bir sesle cevapla.
    3) Sandalyede uygun bir şekilde otur.
    4) Başkalarına ait olan eşyaların, sana ait olmadığını anla.
    5) Ayakkabılarını çıkardıktan sonra düzenli bir şekilde yerine koy.
    6) Giysilerinin temiz olduğundan ve kırışık olmadığından emin ol.
    7) Masanı ve çevreni düzenli tut.
    8).Gece erken yatmayı, sabah ise erken kalkmayı öğren ve bu sorumluluğa alış.
    9) Kahvaltıyı önemse.
    10) Dişlerini her zaman fırçala.
    11) Asla yalan söyleme.
    12) Kimseyi dışlama ve kimseye dışlanmış hissettirme.
    13) Eğer birinin bir problemi varsa ona yardımcı ol.
    14) Kimse hakkında kötü şeyler söyleme.
    15) İnsanlarla iyi geçinmeyi, oynamayı ve bir şeyler öğrenmeyi alışkanlık haline getir.
    16) Sadece tek başına oynama. Başkalarıyla da oynayabilecek kadar sıcakkanlı ol.
    17) Hem doğada zaman geçirip rahatlamak, hem de daha fazla hareket etmek için dışarıda oyna.
    18) Eğer hata yaptıysan büyük bir ciddiyetle özür dile.