İslam tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslam tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2021 Perşembe

İlk Türk İslam Devletleri Kronolojisi

 Kronoloji

Bilge Kül Kadır Han’ın kendini “Türk Hanları’nın meşrû halefi” sayarak

Kara-Han unvanını alması ve Karahanlılar Devleti’nin kurulması    840

Oğulçak Kadır Han’ın başkenti Balasagun şehrinden Kaşgar’a nakletmesi    893

Satuk Buğra Han’ın İslâmiyet’i resmî devlet dini olarak kabul etmesi  920’ye doğru 

Satuk Buğra Han’ın ölümü    955

Alp Tigin’in ölümü yerine oğlu İshak’ın Gazne Sultanı olması    963

Sebük Tigin’in Gazne Sultanlığı’nı ele geçirmesi ve Yeminî hanedanını kurması    969

Sebük Tigin’in ölümü yerine oğlu İsmail’in Gazne Sultanı olması    997

Sebük Tigin’in diğer oğlu Mahmud’un tahtı ele geçirmesi    997

Karahanlı Hanı Ebû Nasr Ahmed’in Samanoğulları Devleti’ni ortadan kaldırması    999

Maverâünnehir’in Karahanlılar’ın eline geçmesi    1001

Gazneli Sultan Mahmud’un Hint Seferi’ne başlaması    1001

Gazneli Sultan Mahmud’un Harezm’i hâkimiyeti altına alması    1017

Doğu Afganistan’ın Gazneli hâkimiyeti altına girmesi    1020

Gazneli Sultan Mahmud tarafından Güneybatı İran (Irak-ı Acem)’ın fethi    1024

Gazneli Sultan Mahmud’un 17 sefer sonunda Kuzey Hindistan’ın fethini tamamlaması    1027

Gazneli Sultan Mahmud’un ölümü yerine oğlu Mes’ud’ın Sultan olması    1030

Selçuklu Tuğrul ve Çağrı Beyler’in Dandanakan Savaşı’nda GazneliSultan Mes’ud’u mağlûp etmeleri 23 Mayıs 1040 Karahanlı Devleti’nin Doğu ve Batı Karahanlı Devleti olarak siyaseten İkiye ayrılması    1042

Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig’i tamamlaması ve eseri Ebû Ali Hasan (Tamgaç Buğra Han)’a takdim etmesi   1069/1070

Kaşgarlı Mahmud’un Dîvan-ı Lûgat’it-Türk adlı eserini tamamlayarak Abbasî Halifesi el-Muktedî Billâh’a takdim etmesi    1077

Batı Karahanlı Devleti’nin Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh’ın yüksek hâkimiyetini kabul etmesi    1089

Doğu Karahanlı Devleti’nin Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh’ın yüksek hâkimiyetini tanıması    1090

Doğu Karahanlı Devleti’nin yeniden istiklâline kavuşması      1105

Doğu Karahanlı Devleti’nin Kara-Hıtaylar’ın egemenliği altına girmesi    1133

Büyük Selçuklu Sultanı Sançar’ın Katavan Savaşı’nda Kara Hıtaylar’a yenilmesi ve Batı Karahanlı Devleti’nin Kara-Hıtay hâkimiyetini tanıması    1141

Gazneli Devleti’nin Gurlular tarafından yıkılması    1187

Doğu Karahanlı Devleti’nin yıkılması    1211

Harezmşah Sultanı Alâaddin Muhammed’in son Karahanlı Hanı Osman Han’ı mağlûp ederek Batı Karahanlı Devleti’ne son vermesi    1212

29 Mart 2021 Pazartesi

Taif Kuşatması

 Tâif kuşatması

Huneyn Savaşında yenilen müşrikler  Tâif’teki diğer müşriklerin yanına sığınmışlardı.  Hz. Peygamber düşmanın toparlanmasına fırsat vermemek için Tâif şehrini kuşatmaya karar verdi.

Tâifliler, daha önceden savaşa hazırlandıkları için kale içinde 1 yıl kadar uzun süre savunma savaşı yapabilecek kadar erzakları olan bir durumda idiler.

Hz. Peygamber mancınık kurulup Tâiflilerin taşa tutulması konusunda ashâbıyla konuştu. Selmân el-Fârisî, mancınık yapılmasını teklif edince Hz. Peygamber ona bu görevi verdi. O da bir mancınık yapıp, Tâif’e karşı dikti. Müslümanlardan bazıları, sığır derisinden yapılmış debbâbenin altına girdiler. Kalenin duvarını delerek geçmek için bu debbâbe yardımıyla sürünerek kaleye yaklaştılar. Sakîfliler, onların üzerlerine ateşte kızdırılmış demirler ile şişleri bırakarak debbâbeyi yardılar ve yaktılar.

26 Mart 2021 Cuma

Tripoliçe Katliamı


Devir II.Mahmut dönemidir
Tripoliçe KatliamıYunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların (Türk) ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir.[1] J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır.[2] Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir.[1] Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.[3]

16 Aralık 2020 Çarşamba

Hacerül Esved


HACERÜ'L-ESVED: Kabe'nin güney doğu köşesinde yerden bir buçuk metre yüksekliğinde, yumurta biçiminde hafif kırmızı ve san damarcıkları bulunan otuz cm. çapında oldukça parlak siyah bir taş. 
 
Bir saygınlık ve kutsiyeti olan ve hac sırasında Hz. Peygamber'in izinden giderek sünneti gereğince "öpülmek" suretiyle hürmet edilen bu taş, cahiliye Arapları arasında da kutsal sayılıyordu. Bu yüzden Hz. İbrahim'den sonra geçen yüzyıllar boyunca gelip, geçen bütün kuşaklar bu taşı özenle korudu.
 
Hacerü'l-Esved'in tarihi Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) tarafından inşa edilen yeryüzünün ilk mabedi Kabe'nin tarihiyle paralellik gösterir. Allah (c.c.) Hz. İbrahim'e insanların ibadet edecekleri bir mescid yapmasını emrettiğinde Hz. İbrahim ve oğlu İsmail Kabe'nin temellerini attılar (el-Bakara, 2/127). Tarihi kaynaklar Hacerü'l-Esved'in de buraya Hz. İbrahim tarafından konduğunu kaydeder. 

14 Temmuz 2020 Salı

Açe Tarihi




Açe (AcehEndonezya'nın bir bölgesidir. Açe bir sultanlık olarak 1514'te kurulmuştur. Açe'yi sömürgeleştirmeye çalışan ve Sumatra'yı işgal amacında olan ilk Batılı güç PortekizlilerdirPortekizlilerin baskıları sonucu Açeliler 1565'te İstanbul'a bir heyet göndererek Osmanlı Devleti'nden yardım istemişlerdir. Saldırılara karşı işbirliği yapmak amacıyla Osmanlılarla bir antlaşma imzalanmıştır (1567). Antlaşma çerçevesinde Osmanlılarca Açe'ye mühimmat ve silah gönderilmiştir.

Singapur Tarihi

Singapur'un tarihi 11. yüzyıla dayanmaktadır. 14. yüzyılda Srivijayan Prens Parameswara'nın egemenliği altındayken adanın önemi arttı. 1613 yılında Açeli akıncıları tarafından yıkılana dek önemli bir liman kenti haline gelmişti. Stamford Raffles'ın 1819 yılında İngiliz limanı kurmasıyla Singapur'un modern tarihi başladı. İngiliz sömürgesi altında Hindistan-Çin ticaret merkezi ve Güney Asya antrepo ticaret merkezi olmasıyla önem kazandı. Beş yıl içerisinde nüfus 10.000'i geçti ve liman yılda 3.000'i aşkın ticari işleme ev sahipliği yapmaya başladı.[3] 1824'te imzalanan anlaşmayla bölge, Britanya ve Hollanda egemenliği arasında paylaşıldı ve ada, daimi olarak Britanya'nın eline geçti. Süveyş Kanalı'nın 1869'da açılmasıyla Singapur bir zenginleşme ve gelişme dönemine daha girdi.[4] Doğu-Batı ticaretinin giderek artan trafiğini kontrol edebilmek ve yeni buharlı gemilere yakıt aktarabilmek için liman genişletildi ve Çin'den işçiler getirtildi.

26 Haziran 2020 Cuma

Sonu İhanetle Hatırlanan Bir Devlet: Hafsiler

Bazı hikayeler , bazı hayatlar güzel başlar ve güzel biter : ritmi yüksek müzik parçaları gibi.
Bazı hikayeler ise güzel başlar , ancak sonu kötü ve berbad olur. Rezil edici olur. Bir müzik parçasına güzel başlayan birinin  eser daha sona ermeden sesinin tonunun ve ritminin bozulup iğrençleşmesi gibi.
İşte devletler tarihi de böyledir. Bazıları iyi başlamış ve iyi bitirmişlerdir. Yıkılmışlarsa da şerefleri ve onurlarıyla yıkılmışlardır.
Bazıları ise iyi başladıkları tarihe , yıkılırken  ihanet ederek  bitirmişlerdir. 
İşte bu tarz devletlerden biri Kuzey Afrika'da kurulmuş ve yıkılmış Hafsilerdir.

24 Haziran 2020 Çarşamba

Farukiler Hanedanı tarihi

Farukiler ... 

Hindistan'ın batısında, Bharuç ve Sûret'te Hint Okyanusu'na dökülen Narmada ile Tapti nehirleri arasındaki topraklar XIV. yüzyıldan itibaren Handeş diye tanınmıştır. Dekken ve Mâlvâ yaylasının önemli geçiş yeri olan Handeş "han ülkesi" anlamına gelir. Delhi sultanlıklarından Halacîler ve Tuğluklular Handeş'i ele geçirerek Hindu nüfuzunu ortadan kaldırmışlar ve han unvanlı valilerle ülkeyi yönetmişlerdir. Bu valilerden biri de Hân-ı Cihân olup oğlu Melik Raca (Melik Ahmed), Tuğluklu Hükümdarı III. Fîrûz Şah (1351-1388) adına Handeş'i idare etmiştir. Melik Ahmed daha sonra merkezî idarenin zayıflaması üzerine istiklâlini ilân ederek Fârûkīler hânedanını kurmuştur (772/1370). Bu isim, hânedan mensuplarının Hz. Ömer el-Fârûk'un soyundan geldiği iddiasından kaynaklanmaktadır.

Gucerat Sultanlığı


Gucerat Sultanlığı (1407–1573)

Gucerat SultanlığıHindistan'ın batısındaki Gucerat'ta 15-16. yüzyıllar arasında hüküm süren Müslüman devlet. 1298'de Alaeddin Halaci'nin ele geçirdiği Gucerat bu tarihten sonra Delhi sultanlarıın atadığı valilerin yönetimine girdi. 1391'de III. Muhammed tarafından Gucerat valiliğine atanan Zafer Han, Tuğlukluların çöküşünden yararlanarak 1407'de Muzaffer Şah (I. Muzaffer) adıyla bağımsızlığını ilan etti. Torunu I. Ahmed (hükümdarlığı 1411-42) sultanlığın gücünü ve nüfuzunu artırarak Gucerat'taki Hindu racalarının yanı sıra MalvaHandeş ve Dekkan'ın Müslüman sultanlarıyla savaşlar yaptı. Başkenti, Anahilvara'dan 1411'de kurdurduğu Ahmedabad'a taşıdı. Devletin en uzun saltanat süren hükümdarı Mahmud Begra (hükümdarlığı 1458-1511), Hindulara karşı düzenlediği seferlerle Çampaner'i alarak burayı Muhammedabad adıyla başkent yaptı.

19 Haziran 2020 Cuma

Nûreddin Mahmud Zengî

Nûreddin Mahmud Zengî

Nûreddin Mahmud Zengî (Arapçaنور الدين محمود زنگي, Şubat 1118, Musul - Mayıs 1174, Şam), Büyük Selçuklular'ın Haleb Atabeyi.

Örnek Hayatı

Zengî hanedanının bir üyesi olan Nûreddin 1118 yılında dünyaya geldi. 1146 yılında babası I. İmâdüddin Zengî'nin ölümü üzerine devlet eski Türk geleneklerine göre varisler arasında bölündü, bu paylaşım sonunda Musul Seyfeddin Gazi'ye bırakılırken, Nûreddin Mahmud'a da Haleb ve çevresi bırakıldı. 1150 yılında Türkiye Selçuklu Sultanı I. Rükneddin Mesud'un kızıyla evlendi. Oğuzların Avşar boyundandır.

16 Haziran 2020 Salı

Seferîler/Saffarîler

Seferîler veya Saffârîler (Farsça: سلسله صفاریان), İran'ın güneydoğusu ile Afganistan'ın güneybatısında yer alan Sistan'da kurulmuş ve 861-1003 yılları arasında faaliyet göstermiş kısa ömürlü bir Fars[1] hanedandır.
Seferîler'in merkezi bugün Afganistan sınırları içinde kalan Zaranc şehridir. Hanedan geçmişi hakkında pek bilgi bulunmayan fakat doğu İran'da bakırcılık yapan Yakup bin Lait es-Sefer tarafından kurulmuş ve adını ondan almıştır. Es-Sefer topladığı güç sayesinde kumandan olmuş ve Sistan bölgesini, daha sonra da günümüz İran ve Afganistan toprakalrının büyük bir kısmını fethetmiştir.[2] Es-Sefer ölümünden önce Tahirîler'in elinde bulunan Horasan'ı ele geçirerek, onlara son vermiş ve Bağdat yakınlarına kadar ulaşmıştır.

11 Haziran 2020 Perşembe

Sâmânîler (Sâmânoğulları) Devleti

Sâmânîler

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Gezinti kısmına atlaArama kısmına atla
Samanîler
سامانیان
Samanîler
819-999
Samanî İmparatorluğu.
Samanî İmparatorluğu.
BaşkentBuhara
Semerkand
Herat
Yaygın dillerFarsça
HükûmetEmirlik
Emir
• 819-855
Yahya ibn Asad
• 999
Abd al-Malik II
Tarihçe
• Kuruluşu
819
• Dağılışı
999
Yüzölçümü
• Toplam
2.850.000 km2 
Öncüller
Ardıllar
Seferîler
Gazne Devleti
Karahanlılar
Samânîler (819-999) (Farsçaسامانیان Sāmāniyān), Orta Asya ve doğu İran'da kurulmuş, adını kurucusu Saman Hüdâ'dan alan bir hanedanlıktır. İslâm ordularının İran'ı ele geçirmesinin ve Seferi egemenliğinin yıkılmasının ardından İran'da iktidarı ele geçiren ilk yerli yönetimdir.
Samanîler dönemi İran milletinin başlangıcı olarak kabul edilir. Egemenlikleri 102 yıl süren Samanîler topraklarını, HorasanTaberistanKirmanCürcanRey ve Maveraünnehir'e kadar yaymışlardır. Egemenliklerini kabul ettirmek için Sasaniler'in devamıymış gibi davranmışlardır. Başkentleri BuharaSemerkand ve Herat gibi kentler olmuştur.
Samanîler eski İran kültürünü canlandırmakla kalmadılar ve İslâmiyetin yayılması için de büyük çaba sarf ettiler. Pers-İran kültürünün tüm etkilerini Orta Asya'ya yaydılar. Sanatta çanak-çömlek yapımında ileri gittiler ve süslemeli yazıları olan eserler verdiler. Toprakları içindeki birçok topluluk İslâmiyet'e girmeye başladı. Tarihçilere göre Samanîlerin gayretleri ile o dönemde yaklaşık 200,000 Türk İslâmiyet'e girdi.[1] Türkler'in İslâma girişi gelecekte bölgeyi egemenlikleri altına alacak olan Gazneliler'in hızla güçlenmesine ortam hazırladı. Devletleri 999 yılında Karahanlılar tarafından yıkıldı.
Samanî Saltanatı yönetimi ve rolleri İran'ın ve Orta Asya içlerinde Selçuklular, Gazneliler ve İlhanlılar da bulunan daha sonraki hükümdarları için örnek teşkil etmiş olabilir.
En önemlisi, Samanîlerin istikrarı ve serveti, zengin bir kültür hayatına hamilik etmelerini sağlamıştı. Hanedan bu himaye sayesinde Orta Asyadaki Türkler ve batıdaki Araplara karşı İran kimliğinin kesin temellerini atarak daha sonraki bütün İran tarihine damgasını vurdu. Samanîler önce Rudeki'ye hamilik yapmıştı. Bu şairin yarım kalan Şehname adlı eserini büyük şair Firdevsi (ö.1020) Gaznelilerin himayesinde tamamlayacaktı. Şehname Fars diline yaptığı büyük katkının yanında hükümdarlık konusunda İran tarihi ve efsanelerini içeren bir taban oluşturmuştu. Şehnamenin önemli temalarından biri, İran'la Orta Asyadaki Türk dünyası Turan arasındaki çatışmadır. Eser ayrıca Selçuklularla başlayıp varlığını modern çağda da devam ettiren Türk etkisinin habercisidir. Selçukluların selefi olan Gaznelilerin iki lideri Samanî ordusunda komutanlık yapan memluklardı. Bu komutanlardan biri olan Gazneli Mahmud (998-1030) Samanîlerin bir nevi halefi olarak kabul edilir. Mahmud'un, Firdevsi'nin kendisi için tamamladığı Şehnameye kayıtsız kaldığı söylenmektedir. Bir diğer büyük eser olan Beyhaki tarihi, yine Gazneliler zamanında Farsça yazılmıştır.[2]
Kökenleri
Hânedan adını, Belh şehrinin hâkimi iken düşmanlarının baskısından kaçarak Emevîler’in Horasan valisi Esed b. Abdullah el-Kasrî’ye sığınan ve onun yardımları sayesinde Belh’i yeniden ele geçiren Sâmânhudât’tan alır. Sâmânîler’in kökeni hakkında iki görüş vardır.

14 Mayıs 2020 Perşembe

Bi'r-i Maûna Faciası

Bi'r-i Maûna Faciası

Hicret’in 4. senesi Sefer ayı idi.
Benî Âmir kabilesinin efendisi ve reisi Ebû Bera Âmir b. Mâlik, Pey­gam­be­ri­mizi ziyaret maksadıyla Medine’ye geldi. Ebû Bera, samimi bir insan, Resûl-i Ekrem’e ve Müslümanlara dost biriydi. Efendimize hediye etmek üzere de iki at ile iki deve getirmişti. Ancak Resûl-i Ekrem, “Ben, müşriklerin hediyesini kabul edemem. Eğer hediyenin kabul edilmesini istiyorsan Müslüman ol!” di­yerek onun hediyesini kabul etmedi ve kendisini Müslüman olmaya davet etti.

11 Mayıs 2020 Pazartesi

UHUD SAVAŞI

I.

    
Hicretin 3. Senesi, 7 Şevvâl, Milâdî 625.
Kureyş müşrikleri Bedir'de uğradıkları hezimetin acısını bir türlü unutmak istemiyorlardı, daha doğrusu unutamıyorlardı. İleri gelenlerinden bir çoğunu bu savaşta kaybetmişlerdi. Bir avuç Müslümandan yedikleri ağır darbe ile izzet-i nefisleri kırılmıştı. Civar kabileler nezdindeki prestijleri de haliyle sarsılmıştı.
Ayrıca, sahilden giden Şâm ticaret yollarının Resûl-i Ekrem tarafından devamlı kontrol altında tutulması da ticarî hayatlarına oldukça ağır darbe vuruyor, onların askeri ve iktisadî mukavemetlerini kırıyordu. Kureyş müşrikleri bu sefer Irak yoluyla Şam'a ticaret kervanlarını göndermeye başlamışlardı, ama burası da Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından kısa zamanda haber alınmış, gönderdiği seriyye ile bu yoldan giden ticaret kervanları kıstırılarak, mallarına el konulmuştu.

6 Aralık 2019 Cuma

Hz. Peygamberin Temsil Görevi

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Temsil Görevi
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bir diğer görevi ise temsildir. Temsil sözlükte “simge, örnek olma, belirgin özellikleri ile yansıtma, birinin veya bir topluluğun adına davranma” gibi anlamlara gelir.
Hz. Muhammed (s.a.v.), gerek ümmeti gerekse tüm insanlık için dinî ve dünyevi konularda en güzel örnek olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de “İçinizde Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki Resulullah’ta güzel bir örneklik vardır.” ayetiyle bu konuya dikkat çekilmiştir. Hz. Peygamber de “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”buyurarak temsil görevine işaret etmiştir. Kur’an’ın ilk muhatabı olan Hz. Peygamber onu en iyi şekilde anlamış ve yaşamıştır.
Böylece söz, fiil ve davranışlarıyla insanlara örnek olmuştur. Onun ahlakını en güzel şekilde tarif eden kişi, Hz. Aişe (r.a.) olmuştur. Hz. Peygamber’in ahlakının nasıl olduğunu sorulduğunda
Hz. Aişe (r.a.): “Siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an’dır.”
şeklinde cevap vermiştir.

23 Nisan 2019 Salı

Şehir ve Özellikleri

Şehrin birbirinden farklı iş, meslek, yapı ve insan çeşitliliğine sahip olduğu, neredeyse yirmi dört saat
hiç uyumayan bir insan gibidir.
Hareketlilik şehirlerin temel özelliklerinden biridir. Şehir ile şehirliler arasında sürekli bir etkileşim hali söz konusudur.
Şehrin diğer özelliği, kendi sakinleriyle  birlikte farklı bölgelerden gelenlerin yerleştiği bir mekan olmasıdır. Şehrin nüfus yapısı ve diğer özellikleri, şehirlilerin birbirlerine tahammül etmesini gerektirir.
Şehirlerin diğer özelliği kendilerine özgü bir ruhunun olmasıdır. Bu özelliği tam olarak İslam şehirlerinde görmek mümkündür. Mabet, mektep, mahalle, sokak, ev, konuşulan dil, müzik, şiir, yeme-içme ve giyim-kuşam bu ruhtan izler taşır.
Şehrin sakinlerinin şehrin kimliğini oluşturan inanç ve ideallere uygun davranması, şehrin kültüründen ve refahından yararlanması, şehri tanır hale gelmesi, şehri sahiplenmesi ve yaşadığı şehre değer  katacak bilince ulaşmasıyla şehirli kimliği ortaya çıkmış olur.
Müslümanlar kendi hayat anlayışları doğrultusunda yeni şehirler kurmuşlar veya daha önceden
kurulmuş olan bazı şehirleri yeniden planlamışlardır. Örnek: Bağdat ve Kahire.
İslamiyetle birlikte şehircilik alanındaki ilk düzenlemeler Resul-i Ekrem (s.a.v.) tarafından hicretten
sonra kendisine nispetle “Medinetü’n-Nebi” adını alan Yesrib’de yapılmıştır. Bu süreçte İslam şehri
modeli ortaya çıkmıştır. Cuma Namazları, bayram namazları ve medreseler şehirleşmeyi getirmiştir.
Hz.Peygamber (Sav) döneminde yaptığı şehircilik faaliyetleri:
A.Mescidi Nebi'yi inşa etmiştir.
B.Suffe Mektebi'ni kurmuştur.
C.Yolların genişliğini belirlemiştir.
D.Kenar Mahalleler şehirle bütünleştirilmiştir.
E.Cennetülbaki Mezarlığını kurmuştur.
3D MEDİNE
İslam şehirlerinde  medeniyetin hızla gelişmesi 7-11. yüzyıllar arasında gerçekleşmiş, bu dönem şehircilik tarihinde “İslam   dönemi” olarak isimlendirilmiştir.

22 Nisan 2019 Pazartesi

Mısır'da Kurulan İlk Türk İslam Devletleri





1) Tolunoğulları Devleti(868 - 905)
Mısır’a vali olarak atanan Tolunoğlu Ahmed Mısır'da ilk Türk - İslam devleti olan Tolunoğulları Devletini kurdu (868). Suriye'yi de egemenlik altına alan Tolunoğulları Mısır'da tarım, ticaret ve imar faaliyetlerine önem verdiler. Abbasilerce 905'te yıkıldılar.
2) İhşidiler Devleti (935 - 969)
Mısır’da Abbasilerce vali olarak atanan Muhammed b. Tuğc tarafından 935’te kuruldu.Muhammed b. Tuğc'dan sonra oğlu döneminde naib olarak kölesi Ebu Kafur devleti başarılı şekilde yönetti. Onun ölümünden sonra çıkan iç karışıklıklardan faydalanan Fatimiler bu devlete 969'da son verdiler. Kutsal Beldelere hakim olan ilk Türk devletidir.
3)Eyyûbiler Devleti (1174 – 1250)
Fatımî Devleti Haçlı işgali tehlikesi üzerine Musul Atabeyi Nureddin Mahmut Zengi’den yardım istediler. Mahmut Zengi Şirkuh komutasında bir orduyu yardıma gönderdi. Şirkuh'un ölümünden sonra yerine geçen Selahaddin Eyyubi, Fatımî Devleti’ndeki iç karışıklıklara son vererek Eyyûbi Devleti’ni kurmuştur.
Selâhaddin Eyyûbi kısa sürede Suriye, Lübnan ve Hicaz’ı kontrolü aldı. Haçlılarla yaptığı 1187 Hıttin Savaşı'yla kutsal şehir Kudüs’ü kurtardı. Haçlıların bunun üzerine yaptığı III. Haçlı Seferi’nde de İslam dünyasını başarıyla savundu.
Onun ölümünden sonra hanedan üyeleri arasındaki çekişmeden dolayı olan iç karışıklıklarda Memluklerin komutanı Aybey Eyyûbi Devleti’ni yıktı ve Memlûkler Devleti'ni kurdu (1250).
4)Memlükler Devleti (1250 – 1517)
Aybey, Eyyûbi Devleti’ne son vererek Memlük Devleti’ni kurdu. Memlükler 1260 yılında Ayn Calut Savaşı‘nı kazanarak Moğolların ilerleyişini durdurmuşlardır.
Memlükler, Suriye'deki Haçlılarla da başarılı mücadeleler ettiler.
Abbasilerin 1258'de yıkılmasından , Osmanlılarca yıkıldıkları 1517 yılına kadar halifeliği korumaya devam ettiler.