30 Ekim 2023 Pazartesi

Orhun Kitabeleri

 Keşfedilme Tarihleri

1709’da Poltava muharebesinde esir düşen bu İsveçli subayı Ruslar Sibirya’ya sürmüşlerdir. Sürgünde 13 sene kalan ve Messerschmidt’e kılavuzluk ederek serbestçe gezip dolaştığı yerlerde incelemelerde bulunan Strahlenberg 1722′de vatanına döndükten sonra 1930′da araştırmalarının neticesini yayınlamış ve bu arada eserinde meçhul Yenisey kitabelerinden de bahsederek bazılarını yayımlamıştır. Bu yayın derhal ilim aleminin dikkatini çekmiş ve Orhun âbidelerinden bir iki asır öncesine âit bulunan Yenisey kitabeleri arka arkaya bulunmaya başlamıştır. Nihayet 1899′da Rus bilgini Yadrintsev, sonradan Kül Tigin ve Bilge Kağan âbideleri olduğu anlaşılan Orhun kitabelerini bulmuş, bunun üzerine 1890 tarihinde Heikel’in başkanlığında, bir Fin, 1891′de de Radloff’un başkanlığında bir Rus ilmî sefer heyeti mahalline gönderilmiştir. Her iki sefer heyeti de âbideleri yakından tetkik etmiş ve fotoğraflarını alarak dönmüştür.

Fin heyeti getirdiği mükemmel fotoğrafları Avrupa ilim merkezlerine dağıtmış, öte yandan hem Fin heyeti, hem de Radloff getirdikleri malzemenin fotoğraflarını büyük atlaslar halinde neşretmişlerdir. Bu atlas yayınları ile kitabelerin okunması çalışmaları hızlanmış ve daha başka yazıları da çözmüş bulunan Danimarkalı büyük âlim Vilhelm Thomsen, kısa bir zaman sonra, 1893′te Orhun yazısını çözmeye muvaffak olmuştur. Önce, kitabelerde çok geçen tengri, Türk ve Kül tigin kelimelerini çözen Thomsen, sonra bütün âbideleri okumuş ve böylece Türk milletinin ebedî minnettarlığına mazhar olmuştur.


Göktürk Yazıtları (Orhun Abideleri)

(Prof. Dr. Muharrem Ergin’in “Orhun Abideleri” adlı kitabının ön sözünden)

Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin. İlk Türk tarihi. Taşlar üzerine yazılmış tarih. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması. Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri. Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası. Türk askeri dehasının, Türk askerlik san’atının esasları. Türk gururun ilâhi yüksekliği. Türk feragat ve faziletinin büyük örneği. Türk içtimai hayatının ulvi tablosu. Türk edebiyatının ilk şaheseri. Türk hitabet sanatının erişilmez şaheseri. Hükümdarâne eda ve ihtişamlı hitap tarzı. Yalın ve keskin üslûbun şaşırtıcı numunesi. Türk milliyetçiliğinin temel kitabı. Bir kavmi bir millet yapabilecek eser. Asırlar içinden millî istikameti aydınlatan ışık. Türk dilinin mübarek kaynağı. Türk yazı dilinin ilk, fakat harikulade işlek örneği. Türk yazı dilinin başlangıcını milâdın ilk asırlarına çıkartan delil. Türk ordusunun kuruluşunu en az 1250 sene öteye götüren vesika. Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser. İnsanlık âleminin sosyal muhteva bakımından en manalı mezar taşları. Dünyanın bugün belki de en büyük meselesi olan Çin hakkında 1250 sene evvelki Türk ikazı. vs. vs.

Tarihi Süreç

Orhun âbideleri, Kutluk Devletinde   Bilge Kağan devrinde yazılmışlardır. Birincisi olan Kül Tigin âbidesini ağabeyisi Bilge Kağan 732′de diktirmiş, ikincisi olan Bilge Kağan âbidesini de ölümünden bir yıl sonra 735′te kendi oğlu olan kağan diktirmiştir. Üçüncü olarak verilen Tonyukuk âbidesi ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir. Orhun civarında Orhun yazısı ile yazılı daha başka kitabeler de bulunmuştur. Belli başlıları altı tanedir. Fakat bunların en büyükleri ve mühimleri bu üç tanesidir.

Bunlar yazılmış olmak itibariyle kitabe olarak adlandırılırlar.

Kül Tigin Kitabesi

Kül Tigin Kitabesi, kağan olmasında ve devletin kuvvetlenmesinde birinci derecede rol oynamış bulunan kahraman kardeşine karşı Bilge Kağan’ın duyduğu minnet duygularını ve kendisini sanatkârane bir kendinden geçmişlik ve coşkunluğun içine atan müthiş etkilenmişliği sanatsal bir şekilde ifade eder.  Bilge Kağan bu ruh hâli ile kitabe inşaatının başında oturup, eserin hazırlanmasıyla bizzat ilgilenerek onu yazdırmıştır.  Kitabedeki konuşma  onun ağzından yazılmıştır, yazar odur.

Bilge Kağan Kitabesi


Bilge Kağan Kitabesi kendisinin 734′te ölümünden sonra 735′te oğlu tarafından dikilmiştir. Bu kitabede de Bilge Kağan konuşmaktadır. Esasen kitabenin kuzey cephesinin ilk 8 satırı Kül Tigin kitabenin güney cephesinin, doğu cephesinin 2-24 satırları ise Kül Tigin kitabesinin doğu cephesinin mukabil satırlarına benzemektedir. Bu âbidede ayrıca Kül Tigin’in ölümünden sonraki vakaların ilâve edildiği görülür.

Bilge Kağan kitabesi hem devrilmiş, hem de parçalanmıştır. Onun için tahribat ve silinti bunda çok fazladır. Bu kitabeyi de yeğeni Yollug Tigin yazmıştır. Her iki kitabede de Bilge Kağan’ın sözlerinin dışında Yollug Tigin’in kitabe kayıtlan ve ilâveleri yer almaktadır. Bu kitabenin etrafında da yine türbe enkazı ve daha az olmak üzere heykeller, balballar ve taşlar vardır.

Tonyukuk Kitabesi

Tonyukuk kitabesi, diğer iki kitabenin biraz daha doğusunda bulunmaktadır. Devrilmemiş, dikili dört cepheli iki taş halindedir. Birinci ve daha büyük olan taşta 35, ikinci taşta 27 satır vardır. İkinci taşta yazılar daha itinasızdır ve aşınma da daha çoktur. Bu kitabenin yazıları Kül Tigin ve Bilge Kağan’ınki kadar düzgün değildir. Bu kitabede de yazı yukarıdan aşağı yazılmıştır. Fakat diğer ikisinin aksine satırlar soldan sağa doğru istif edilmiştir. Tezyinatı da diğer kitâbelerdeki kadar sanatkârane değildir. Tonyukuk kitabesinin yanında büyük bir türbe kalıntısı, heykeller, balballar ve taşlar vardır.

Tonyukuk kitabesini, lltiriş Kağan’ın isyanına iştirak eden ve o günden Bilge Kağan devrine kadar devlet idaresinin baş yardımcısı olarak kalan büyük Türk devlet adamı ve başkumandanı Tonyukuk, ihtiyarlık devrinde bizzat diktirmiştir. Bu kitabede Tonyukuk konuşmaktadır, bu âbidenin yazarı odur.

Kül Tigin ve Bilge Kağan kitabeleri Baykal gölünün güneyinde Orhun nehri vadisinde Koşo Tsay-dam gölü civarında 47,1. arz ve 101 1/2 tul derecelerinde bulunmaktadır. Ötüken ormanının da buradaki Hangay sıradağlarının bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Tonyukuk kitabesi ise biraz daha doğuda 48. arz ve 107. tul dereceleri arasında Tola nehrinin yukarı mecrasında Bayn Çokto denilen yerin yakınında bulunmaktadır.

Orhun harfleri ile yazılı kitabelerden daha 12. asırda tarihçi Cuveynî Târih-i Cihanküşa’smda bahsetmişti, ayrıca Çin kaynakları da çok eskiden bu kitabelerin dikildiğini bildirmekte idi. Fakat 18. ve 19. asırlara kadar Orhun harfli yazılar ve kitabeler ilim âleminin meçhulü olarak kalmıştı. Önce Kırgızlara ait mezar taşlarından ibaret bulunan ve tek tük kelimelerle isimleri ihtiva eden Yenisey kitabeleri bulunmuştur, tik defa nebatatçı Daniel Gott-lieb Messerschmidt, kılavuzluğunu yapan Philipp Johan von Tabbert (Strahlenberg) ile birlikte 1721 yılında Yenisey vadisinde bu yazı ile yazılı bir taşı tesbit etmiştir. Fakat Orhun harfli kitabelerin yolunu açan ve bu hususta ilim âleminin dikkatini çeken Philipp Johan von Tabbert (Strahlenberg) olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder