Kue Krallığı, Türkiye'nin güneybatısında, antik dönemdeki adıyla Kilikya bölgesinde (bugünkü Adana ve Mersin illeri) hüküm sürmüş, demir çağına ait gizemli ve güçlü bir krallıktır. Hitit İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra ortaya çıkan Geç Hitit Devletleri'nden biridir.
İşte Kue Krallığı'nın tarihine dair detaylı bir özet:
Coğrafi Konum ve Önemi
Kue Krallığı, Çukurova olarak bilinen verimli ova ile Toros Dağları'nı kapsıyordu. Bu konum, krallığa büyük bir stratejik ve ekonomik avantaj sağlamıştır:
· Anadolu, Mezopotamya, Suriye ve Kıbrıs arasındaki ticaret yollarının kesişme noktasındaydı.
· Kilikya Kapıları olarak bilinen geçitler, Anadolu'yu Suriye'ye bağlayan hayati bir arterdi.
· Verimli toprakları tarım ve özellikle bağcılık için idealdi.
Tarihsel Köken ve Kuruluş
Kue Krallığı, MÖ 1200 civarında yaşanan ve Hitit İmparatorluğu da dahil olmak üzere Doğu Akdeniz'deki birçok büyük medeniyeti yıkan "Deniz Kavimleri" istilalarından sonra ortaya çıkan bir dizi küçük devletten biridir. Bu devletler, Hitit kültürünü, dilini (Luvice) ve dinini devam ettirdikleri için "Geç Hitit Devletleri" veya "Suriye-Hitit Devletleri" olarak adlandırılır.
Krallığın kesin kuruluş tarihi belirsizdir ancak MÖ 12. yüzyılın sonları ile 11. yüzyılın başlarına tarihlenir.
Yükseliş Dönemi ve Altın Çağı
Kue Krallığı'nın en güçlü ve en iyi bilinen hükümdarı, Asur kaynaklarında "Kate" olarak geçen Kral Mopsos'un soyundan geldiği düşünülen Asitawanda'dır (Asitawata).
· Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi: Kue Krallığı'nın tarihine ışık tutan en önemli kaynak, bugün Adana'nın Osmaniye ilçesinde bulunan Karatepe-Aslantaş kalesidir. Bu kale, Kral Asitawanda tarafından sınır karakolu ve yazlık başkent olarak inşa edilmiştir.
· Çift Dilli Yazıt (Fenikece ve Luvice Hiyeroglifi): Karatepe'de bulunan ve üzerinde hem Fenike alfabesi hem de Luvice hiyeroglif yazısı ile aynı metin yazılmış olan yazıtlar, tarihçiler için bir hazinedir. Bu yazıtlar sayesinde Luvice hiyeroglif yazısının çözülmesi büyük ölçüde sağlanmıştır.
· Kral Asitawanda'nın Yazıtları: Bu yazıtlarda kral, kendisini "Adanawa'lı (Adanalı) Mukaddes Asitawanda" olarak tanıtır. Yazıtlardan, krallığın refah içinde olduğu, Asitawanda'nın halka iyilikler yaptığı, şehirler inşa ettiği ve krallığın sınırlarını genişlettiği anlaşılmaktadır. "Adanawa" ismi, bölgenin ve bugünkü Adana şehrinin adının en eski kayıtlarından biridir.
Komşuları ve Çatışmalar
Kue Krallığı, gücü döneminde iki büyük komşusuyla sürekli bir mücadele içindeydi:
1. Asur İmparatorluğu: Kue'nün zenginliği ve stratejik konumu, sürekli genişleme peşindeki Asur İmparatorluğu'nun iştahını kabartıyordu. Asur kralları (III. Salmanassar, III. Tiglat-Pileser, V. Şalmanezer gibi) defalarca Kue topraklarına seferler düzenlemiş ve ağır vergiler dayatmıştır.
2. Que / Adanawa Krallığı: Bazı tarihçiler, Kue'nün batıda, bugünkü Mersin civarında hüküm süren ve yine Geç Hitit devleti olan Que Krallığı (ya da Adanawa) ile zaman zaman çatıştığını ya da ittifak kurduğunu düşünmektedir. İki krallığın ilişkisi net değildir; bazen aynı krallık, bazen de rakip iki kardeş krallık olarak yorumlanır.
Çöküş ve Mirası
Kue Krallığı, MÖ 8. yüzyılın sonlarına doğru artan Asur baskısına daha fazla dayanamadı. Asur Kralı II. Sargon döneminde (MÖ 720-705) krallık tamamen Asur İmparatorluğu'nun bir eyaleti haline getirildi ve bağımsızlığını kaybetti.
Bölge daha sonra sırasıyla:
· Babilliler
· Persler
· Büyük İskender ve onun halefleri (Seleukos İmparatorluğu)
· Roma İmparatorluğu tarafından yönetilmiştir.
Önemli Noktalar ve Miras
· Kültür Aktarıcısı: Hitit kültürünü ve yazısını Demir Çağı'na taşıyan önemli bir köprü görevi görmüştür.
· Yazının Çözülmesi: Karatepe'deki çift dilli yazıtlar, Anadolu hiyerogliflerinin (Luvice) çözülmesinde kilit rol oynamıştır.
· Efsanevi Bağlantı: Bazı efsanelerde, Hitit İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra bölgeye gelen ve "Deniz Kavimleri"nden biri olduğu düşünülen Mopsos (Mopso) adlı bir kahin-lejonder kral ile ilişkilendirilir. Kral Asitawanda, yazıtlarında kendisini Mopsos'un hanedanına bağlar.
· Adana'nın İsmi: Krallığın merkezi olan "Adanawa", Adana şehrinin isminin en eski formu olarak kabul edilir.
Özetle, Kue Krallığı, Hitit sonrası dönemde Çukurova'nın verimli topraklarında parlayan, zengin bir kültürel mirası ve stratejik önemi olan, ancak nihayetinde bölgesel süper güç Asur karşısında tutunamayarak tarih sahnesinden silinmiş önemli bir Anadolu uygarlığıdır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder